YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

28 Şubat 2008 Perşembe

VOKAL...

1960 lı yıllarda Türkiye’de çok az sayıda dergi çıkıyordu. Bunların da hemen hemen hepsi İstanbul’da basılıyordu. O yıllarda piyasada bir müzik dergisi de yoktu. Hacettepe Tıp öğrencisi üç arkadaş 1967 yılında bir araya geldik. Uğur Erdener, Mümtaz Taylan ve ben bir Müzik dergisi yayınlayacaktık. Umutlarımız çok fazla idi. Önce Ankara’da tutunup, sonra İstanbul’da devam etmeyi düşlüyorduk. Böylece Türkiye’nin en büyük Müzik dergisi olacaktık.

Önce ismini belirledik. Derginin ismi “ Vokal ” olacaktı. Güzel ve etkili bir isim bulmuştuk. Kırmızı zemin üzerine dişi beyaz logo’yu ben çizdim. Matbaa işleriyle ben ilgilenecektim. Derginin ön yazısını ve içeriğini Uğur Erdener hazırladı. Sorumlu Yönetmen olarak Mümtaz Taylan’ı gösterdik. Ne de olsa babası Anayasa Mahkemesi Başkanı idi.

Derginin ilk sayısının içeriği de hayli zengindi :

“Müzik Dünyasından Haberler”, “219 Numaralı Solist, Luigi Tenco”, “Rolling Stones”, “Başkent’ten Bir Topluluk: Kare As”, “Alpay’ın Düşündükleri”, “Los Bravos”, “Engelbert Humperdinck” ana başlıklı yazılar vardı. İki sayfalık “Tiyatro Köşemiz”de ise “Erdinç Dinçer’le bir Konuşma” ve Hacettepe’de Ay Doğarken” başlıklı yazılar yer alacaktı.

Ayın Plâkları” listesinde, Petula Clark’ın “This is my song”, E. Humperdinck’in “Release me”, Dalida’nın “Ciao amore ciao”, The Monkees’in “I’m a believer”ı, Rolling Stones’un “Ruby Tuesday”i, Aaron Neville’in “Tell it like it is”i gibi o dönemin popüler şarkıları görünüyordu.

O sıralarda Alpay pek meşhur olmasına rağmen hiçbir gazete veya dergide resmi basılmamıştı. Bu sayımızda Alpay’ın at üzerinde ve dergimiz için “Vokal okuyucularına Sevgi ve Saygılarla” yazıp, özel olarak imzaladığı güzel bir resmi de Türkiye’de ilk kez dergimizde yayınlanacaktı.

O dönemlerde Ankara’da Ajans Türk dışında güzel baskı yapan bir matbaa yoktu. Ama orası da çok pahalı bir matbaa idi. Bizlerse daha ilk sayıdan çok para kazanmak, olursa daha sonraları Ajans Türk ile dergiyi bastırmayı plânlıyorduk. Bu durumda Yargıçoğlu matbaası ile anlaştık. Burada yazılar elle diziliyor, tipo yöntemiyle ve çok kötü kağıtlara baskı yapılıyordu. Yapacak bir şey yoktu. Bu koşullarda dergiyi basacaktık. Dergi içerik yönünden çok dolgun ve doyurucu olmasına karşın baskısı maalesef çok kötü oldu. Hele kapak tam bir rezaletti. Üç renk, klişelerle ve ayrı ayrı basılmış, ortaya çamur gibi bir kapak çıkmıştı.

Dergi 11 Mayıs 1967 tarihinde satışa sunuldu. 20 sayfadan oluşan derginin fiyatını 150 kuruş olarak belirlemiştik. Dergiye zorlamalarla bir tam, iki de çeyrek sayfa ilân alabilmiş ve 900 Liralık gelir elde etmiştik. Bu gelir matbaa masraflarını bile karşılamıyordu. 200 adet bastırdığımız dergi de umduğumuz kadar satılmamış, çoğu geri iade edilmişti.

İçeri girmiştik. Bu koşullarda devam edemezdik. Karar verdik. 11 Mayıs 1967 de Ankara’nın “ilk ve tek Müzik Dergisi olarak basılan “ Vokal ” dergisinin yayınına son verdik.

Vokal'in ikinci sayısı hiçbir zaman yayınlanmadı. Şimdi parası ile arasanız bile bulamazsınız artık bu dergiyi.

Bu girişimimizden 41 yıl sonra Hacettepe Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Uğur Erdener belki saklıyordur bir örneğini…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder