YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

31 Temmuz 2017 Pazartesi

PITTSBURGH EVLERİ...



Tuğba'nın bir Konferansı için.
Pittsburgh'a gittik ve üç gün süreyle.
Squirrel Hill bölgesinde.
Kaldık Bartlett caddesi'nde bir evde...

Ev Tuğba ve Aykan'ın.
Sırp kökenli meslektaşlarının.
Prof. Milica Bacic ve
Prof. Robert Hayden'in evi...

Evleri Pittsburgh'un belki de.
En güzel mahallesinde.
Squirrel Hill bölgesinde.
Küçük bir bahçe içinde...

Squirrel Hill.
Bu bölgede yoğun olarak yaşayan.
Gri Sincaplar'dan. 
Alıyor adını...

İlk ev yapımı bu bölgede.
Yapılmış 1760 senesinde.
Fort Pitt Kalesinde görevli bir askerce..
Albay James Burd'un girişimiyle... 

Güzel bir kent plânlamasıyla.
Biri birini dik kesen sokaklarıyla.
Genellikle iki katlı, tuğla yapılarıyla.
Ev yapımları sürmüş sonraki yıllarda da...

19. yüzyılın sonunda.
Yapılan evler hala kullanılmakta.
Önündeki çim alanlarıyla.
Ve bahçesindeki ulu ağaçlarıyla...

25 bin nüfuslu bu bölgede.
Tüm evler iki katlı ve bahçe içinde.
Ardan yüz yıllar geçse de.
Binlerce ev orijinalliğini aynen muhafaza etmekte...

Genelde son derece.
Temiz, sessiz, sakin ve.
Dost komşuluk ilişkileriyle.
Burası görülmesi gerekli bir mahalle...


Squirrel Hill mahallesi fotoğraflarım:

.

28 Temmuz 2017 Cuma

SHENANDOAH ULUSAL PARKI'NDA...



- 21-22 Temmuz 2017 -

İki aile bir arada.
Gittik hafta sonunda.
Shenandoah Milli Parkı'na.
Virginia'da...

1929-30’lu senelerde.
ABD’nin ekonomik bunalımlı dönemlerinde.
İş  alanı yaratmak  amacıyla işsizlere.
Başlanılmış bu Milli Park projesine…

Çok sayıda gençler çalıştırılmış.
Dağların üzerinden geçen bir yol yapılmış.
Yeni bir Milli Park planlanmış.
Ve 1939 yılında bu Park açılmış…

Günümüzde Virginia Eyaleti sınırları içinde.
322 kilometre karelik bir yüzeyde.
Ortalama 1000 m yükseklikte.
Bir Ulusal Park, Mavi Dağlar’ın üzerinde…

Dar ve  uzun bir yapıda.
Güney-Kuzey doğrultusunda.
Bakımlı, düzenli.
Shenandoah güzel bir Park aslında…

169 km’lik bir karayolu.
Dağların üzerinde seyrediyor.
Gelip-geçen ziyaretçilere.
Güzel manzaralar sunuyor…

Gidebiliyorsunuz bu yolda 70 km hızla.
Seyir terasları var çok sayıda.
Keyifle geziniyorsunuz dura kalka.
Birçok motosiklet, bisikletliyle bir arada…

Çok sayıda ulu ağaçlar.
Çiçekler, kelebekler, mantarlar, kuşlar.
Tavşanlar, sincaplar, ayılar.
Hepsi bu Park içinde bulunuyorlar…

Bu Ulusal Park’ta.
800 km uzunluğunda.
Trekking yapacaklara.
Bir yürüyüş parkuru da bulunmakta…

Park 8-9 ay açık tutuluyor.
Parka girişe yüklü bir para alınıyor.
Dileyenler ahşap evlerde kalabiliyor.
Ziyaretçiler sıkı biçimde denetleniyor…

Çok  güzel piknik alanları.
Dinlenme yerleri, yürüyüş yolları.
At ile gezinti parkurları.
Keyifli bir yer Shenandoah Ulusal Parkı

Gittik biz de buraya.
Geçen hafta sonunda.
Kaldık ailece iki gece.
Ulusal Park içinde bir kulübede…

Güzel vakit geçirdik.
Kendimiz pişirdik, kendimiz yedik.
Çiçekler, kuşlar, ayılar gördük.
Parkın güzelliğine hayran kaldık…

Sonbaharda.
Ekim-Kasım aylarında.
Tüm yapraklar başlıyormuş önce sararmaya.
Sonra da kızarmaya…

İşte esas şölen.
O zaman başlıyormuş.
Bu muhteşem görüntüyü görmek için.
Shenandoah’ya yeniden gelmek gerekiyormuş…


Shenandoah Milli Parkı Fotoğraflarım:

.

19 Temmuz 2017 Çarşamba

KEMALİYE KAPI TOKMAKLARI...



Hanedeki bilmez geleni kimdir
Kalın sesli erkek, ince gelindir
Tokmak vurunca anlarsın kimdir
Ondan önemlidir kapı tokmağı
...............

Kapı, bir evin en önemli yapısıdır.
Evin içi ile dış ortamın bağlantısıdır.
Bir durak'tır, bir sınır'dır.
Aşılması belli kurallara bağlıdır...

Kemaliye (Eğin) evleri.
Genellikle ahşap kapılı.
Çoğunlukla  çift kanatlı.
Ve de metal tokmaklı'dır...

Kapı tokmaklarının iki işlevi vardır.
Tokmağa vurularak ses çıkartılır.
Eve bir gelen olduğu duyurulur.
Ya da tokmak çekerek kapı kapatılır...

Kemaliye'de evin tokmakları metal yapılıdır.
Demir ya da sac'tandır.
Güzelliği ya da ayrıntıları.
Ev sahibinin zevk ve zenginliğini yansıtır...

Kapı tokmakları özenli bir işçilikle yapılır.
Üzerinde çeşitli bezeme unsurları vardır.
Yerel demir ustaları burada hünerlerini yansıtır.
Her ev için farklı desenler yapılır... 

Örneğin, şeytanı korkutmak maksadıyla.
Şeytan'ın bizimle birlikte eve girmemesi amacıyla.
Şeytan'ı korkutan ve kovan yılan bezemeleri.
Kapıların tokmaklarına yerleştirilirdi...

Kemaliye evlerini kapı bezemelerinde.
Ejder, Yılan, Hayat ağacı.
Güneş adam ve Koçbaşı gibi sembolik formları.
Evi koruduğuna ve bereketini arttırdığına inanılırdı...

Kapı tokmağı veya Tak tak.
Kapı halkası ya da Şak şak.
Kapı göbeği ya da.
Kapı Şıkkırik Aynası...

Düğme, Mıh, Kos veya Köstek.
Kabara, Güllap, Zemberek ve Çekecek.
Kemaliye kapı  tokmaklarını. 
Anlamak için bilmek gerek...

Hepsi biri birinden farklı.
Güzel, anlamlı ve alımlı.
Farklı estetik bir yapılı.
Kemaliye Kapı Tokmakları...

Bu tokmakların. 
Son yapımcısına.
Rast geldik Kemaliye Çarşısı'nda.
Mustafa Demirci Usta'ya...

Kaç göbekten beri bu işi yapıyorlar.
Geleneği koruyorlar.
Yüzlerce Tak Tak yapıyorlar.
Kapıların güzelleşmesine katkı veriyorlar...

Mustafa Demirci.
Her Kemaliye insanı gibi.
Kâmil ve olgun bir insan.
İşini bilen, örnek bir emek Ustası...

Sözün özü: Kemaliye'yi görmeli.
Evlerine, kapılarına,Tak Tak'larına.
Şöyle içten bir bakmalı, usulüyle kapıyı çalmalı.
Ve "Merhaba" deyip içeriye dalmalı...
...............

Desenler vardır ayrı manada
Hasret acısı var her bir hanede
Zil icad olsa da lâzım gene de
Eğin'de önemli Kapı Tokmağı


NOT: Maniler, Şair Yavuz Eğitmen'den, bilgiler ise  Erzincan Üniversitesi Öğretim Görevlisi sayın Türkan Sarp'tan alınmıştır. Teşekkürlerimle...

Kemaliye Kapı Tokmakları Fotoğraflarım:

.

17 Temmuz 2017 Pazartesi

NİZAM-ÜL MÜLK'ÜN MEZARINDA...



"Küfr ile belki amma zulm ile paydar kalmaz memleket" Nizam-ül Mülk

...............

"Nizam-ül Mülk".
Mülk'ün nizamı, ya da Mülk'ün düzeni anlamında..
Mülk kelimesi de "Devlet" olduğundan
Nizam-ül Mülk, "Devletin Düzeni" manasında...

Nizam-ül Mülk.
Selçuklu Devleti Sultanlarından.
Alparslan ve onun oğlu Melikşah'ın.
Veziri ve büyük bir Devlet adamıdır...

1018 yılında.
İran'ın Tus şehrinde doğmuştur.
Asıl adı "Nizam-ül Mülk" değildir.
Ali Hasan bin Ali'dir...

1064-1092 yılları arasında.
28 yıl  büyük Selçuklu devleti Veziridir.
Dönemin Halifesi tarafından.
"Nizam-ül Mülk" ünvanı ile taltif edilmiştir...

Özellikle Melikşah döneminde.
Selçuklu Devletinin nizam ve düzeninde.
Siyasetinde, adaletinde ve biliminde.
Devletin yönetilmesinde tek önderdir...

Nizamiye Medreseleri'nin kurucusudur.
Burası dönemin Siyaset Bilimi Üniversitesidir.
Nizam-ül Mülk'ün "Siyasetname" kitabı ise.
Dünya Siyaset Tarihi'nin önemli eserlerinden birisidir...

İkta sisteminin kurucusudur.
Günümüzdeki vergi sisteminin yaratıcısıdır.
Devlet içinde gelir-gider raporlarını hazırlatan kişidir.
Talebelere yurt ve burs imkanları sağlayan ilk Vezir'dir...

Nizam-ül Mülk tüm bunların dışında.
"Adalet, Mülkün temelidir".
Yani "Adalet, Devletin esasıdır".
Sözünün de yaratıcısıdır...

Bu değerli Devlet adamı.
Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah ile.
Üçü de ayni dönemde.
Yaşamıştı ve arkadaşlardı...

Nizam-ül Mülk, ne yazık ki.
Hasan Sabbah'ın müridi.
Bir Haşhaşi tarafından 1092 yılında 74 yaşında katledildi.
Ve Selçuklu Devleti dağılma sürecine girdi...

İşte bu önemli Devlet adamına.
Saygılarımızı sunmaya.
Gittik topluca.
İsfahan'daki mezarına...

Mezarı bir mahallede evler arasında.
Kerpiç duvarlar arkasında.
Kapalı bir kapının ardında.
İsfahan'da...

Kapalı kapıyı zorla açtırdık.
Bakımsız, tozlu mezarla karşılaştık.
Bu devlet adamın şimdiki haline acıdık
Üzüldük ve de şaşırdık...


Nizam-ül Mülk Mezarı fotoğrafları:

.

15 Temmuz 2017 Cumartesi

40 SÜTUNLU SARAY




Chehel, 40 demek Farsça'da.
Sotoun'da  bildiğimiz "sütun" anlamında.
Chehel sotoun da.
40 sütun manasında...

Aslında bir Saray burası.
20 sütunlu.
Evet 20 sütun'lu.
Ve de önünde bir büyük Havuzu...

20 sütunun.
Bu havuzda yansımasıyla.
Sütun sayısı bir anda.
Çıkıyor 40'a...

Bu nedenle 40 sütunlu.
Denilmiş bu yapıya.
Sütunların.
Havuzdaki yansımasıyla...

Çehel Sütun Sarayı.
Safavi Hükümdarı.
Şah Abbas yapısı.
Yapımı 1600 yılı... 

Saray, 67 dönümde.
Mükemmel bir bahçe içinde.
110 x 16 m boyutlu bir  havuzla.
Ahşap ve ihtişamlı bir yapıda...

Sarayın taht salonu.
Duvar resimleri ile dolu.
Bu freskler Safavi dönemi.
Savaş sahnelerinin simgesi...

Bunların bizce en önemlisi.
1514 senesi.
Şah İsmail ve Yavuz Sultan Selim ile.
Arasındaki Çaldıran Muharebesi tasviri...


40 Sütunlu Saray fotoğraflarım:

.

13 Temmuz 2017 Perşembe

NAKŞİ CİHAN MEYDANI...



- 30 Mayıs 2017 Salı, İsfahan -

Dünyanın en büyük alanı.
Tiananmen Meydanı'nı.
Görmüştüm Pekin'de.
2012 senesinde...

Devasa Yasakşehir'in önünde.
Taksim Meydanı'ndan 13 kat büyüklükte.
440 dönüm meydanda.
Kurulmuştu düz ve boş bir alanda...

Dünyanın belki en büyük meydanıydı.
Büyüklüğüyle Tienanmen Meydanı.
Kanımca dünyanın en güzel alanı.
İsfahan'daki Nakşı Cihan Meydanı...

Burası, 508 m boyuyla.
160 m eniyle.
Ve 90 dönüm büyüklüğüyle.
Sıralamada dünyada ikincilikte...

Başkent ilân eden İsfahan'ı.
Safevi Hükümdarı.
Şah Abbas'ın sosyal ihtiyaç alanı.
Nakşı Cihan Meydanı...

İnşasına 1598 yılında başlanmış.
1629'da da tamamlanmış.
Nakşı Cihan Meydanı.
Günümüzde bir Unesco Kültür Mirası...

Güneyde Şah Camisi.
Doğuda Şeyh Lütfullah Camii.
Batıda Ali Kapu Sarayı.
Ve dört tarafı Kapalı Çarşı...

Meydanın ortasında.
Durduğunuzda.
Göremiyorsunuz başka hiç bir binayı.
Görüyorsunuz yalnızca bu muhteşem yapıtları...

Etraftaki tüm kapılar, camiler, kubbeler.
Muhteşem çinilerle bezenmişler.
Yedi renkli mozaik çini süslemeleri.
Ve hat yazılarının güzelliği oldukça etkileyici...

Meydanın dört bir yanını.
Çeviren Kapalı Çarşı'sı.
Gümüş, bakır, ayna, ipek halı.
Kilim, oyma ve minyatürlerle dolu...

Nısf-ı Cihan İsfahan.
Belki güzellikte dünyanın yarısı.
Ama Nakşı Cihan Meydanı.
Kanımca dünyanın en yahşi alanı...


Nakşı Cihan Meydanı Fotoğraflarım:

.

11 Temmuz 2017 Salı

Sİ-o-SE POL...




- 30 Mayıs 2017 Salı, İsfahan -

Siotuz manasında.
Farsça'da.
Se ise 3 anlamında.
Bildiğiniz gibi tavla'da...

Si ve Se.
Bir araya geldiğinde.
Araya "ve" kelimesi olan "o" da girdiğinde.
Farsça'da denk geliyor 33'e...

Pol kelimesine gelirsek.
O da "Köprü" demek.
Si-o-Se Pol de.
33 Köprüsü,  tam çevirisiyle...

Si-o-Se Pol.
33 kemerli tuğla bir köprü.
Zayende nehri üzerinde.
İran'ın İsfahan kentinde...

Şah Abbas'ın kumandanlarından.
Allahverdi Han tarafından.
Yaptırılmış üç yılda.
1599-1602 yılları arasında...

298 m uzunluğunda.
14 m kalınlığında.
33 tane kemerli açıklığıyla.
Char Bagh (4 bağ) caddesinin sonunda...

Bundan başka.
Üç köprü daha.
Var İsfahan'da.
Yapılan Şah Abbas zamanında...

Şehristan, Khaju.
Ve Chubi adında.
Kemerli, tuğla yapılarıyla.
Hepsi de çok güzel köprüler aslında...


Si-o-Se Köprüsü Fotoğraflarım:

https://photos.google.com/share/AF1QipNydGztMj7GXPfTRw7xo3vIKnJa-L-t_ttapOek-HCx0srYsPoxpd_-WYJXX-4hdg/photo/AF1QipN1R3XG7JJjjz4G8A3vWBudkqhdRFzRUQ9viEB8?key=cEFiV185anMzQ1c0UzNKYWkxR2M4NXpTYjc5cW1B&hl=tr
.

8 Temmuz 2017 Cumartesi

BÜYÜK YUNANİSTAN TURU...



- 24 Haziran-2 Temmuz 2017 -

Ankara Üniversitesi.
Kültür Gezginleri.
Yeni bir gezisi.
Yunanistan ziyareti...

Bayramın bir gün öncesinde.
Çıkıyoruz Ankara'dan otobüsle.
İstanbul-İpsala yoluyla.
Gireceğiz Yunanistan'a...

Gezeceğiz Trakya, Makedonya.
Teselya ve Mora.
8 gün sonra da.
Döneceğiz Ankara'ya...

50 kişilik bir grupla.
Koyuluyoruz yola.
Bayram namazında.
Ulaşıyoruz İpsala'ya...

Meriç nehri'ni geçiyoruz.
Yunanistan topraklarına giriyoruz.
Rodop dağları eteklerinde ilerliyoruz.
Çepeli köyü'nde kahvaltımızı yapıyoruz...

Gümülcine'ye geçiyoruz.
Irkdaşlarımızın Bayramını kutluyoruz.
Gümülcine Türk Gençlerbirliği Derneğini
Kapalı olduğu için ziyaret edemiyoruz...

21 saatlik bir yolculukla otobüsle.
Ulaşıyoruz nihayet Selanik'e.
Atatürk'ün doğduğu yere.
Ve ilk ziyaretimiz Atatürk Evi'ne...

Selanik, oldukça benziyor İzmir'e.
Kalesi ve Beyaz Kule'siyle.
Bizans ve Osmanlı eserleriyle.
Konaklayacağız burada bir gece...

Ertesi gün tekrar koyuluyoruz yola.
Olimpiya dağında ilk mola.
Sonrasında kayalar üstündeki dini yapılarıyla. 
Hayran kalıyoruz Meteora'ya...

Yolun sonunda.
Varıyoruz akşam üzeri Atina'ya.
Pire'de Türk Limanı'nda.
Yemek yiyoruz deniz kenarında bir Taverna'da...

Ertesi gün Atina'da.
Geziyoruz Akropolis'de, Agora'da.
Parlamento Binası, Zeus Tapınağı'nda.
İlk Olimpiyat Stadı ve Plaka'da...

Bir gece daha kaldıktan sonra Atina'da.
Ver elini Korint Kanalı'na.
Burada bir süre kanalı fotoğraflama.
Ve ardından geçiş yapıyoruz Mora yarımadasına...

Sonrasında geliyoruz 50 km güneyde.
Unesco Kültür Mirası bir kente.
Truva Savaşı kahramanı Agamemnon sarayına.
Mikena'ya...

Ardından Osmanlı'nın önemli bir kalesi.
Yunanistan'ın bağımsızlıktan sonraki ilk Başkenti.
Ulaşıyoruz deniz kıyısındaki Nafplio'ya.
Dolaşıyoruz daracık sokaklarında...

Ardından uğruyoruz Sparta'ya.
Antik Yunanistan'da.
Savaşçı bir toplumun Kralına.
Persler'e "gel de al" diyen Leonidas'a...

Akşam üzeri geliyoruz Kalamata'ya.
İri zeytinleri ile ünlü bir kasabaya.
Denize giriliyor masmavi sularında.
Gece konaklayacağız burada...

Sabah tekrar koyuluyoruz yola.
Modern asma köprülü Rion'da.
Veda edip Mora yarımadası'na.
Geçiyoruz feribotla tekrar Anakara'ya...

İlk durağımız Preveze Limanı'nda.
Giriyoruz Preveze'ye Mehter Marşı'yla.
Coşkuyla ve göz yaşlarıyla.
Selam gönderiyoruz Barbaros'a...

Sonrasında.
Geliyoruz Kanuni Sultan Süleyman'a.
Ve onun Veziri Pargalı İbrahim'in kasabasına.
Parga'ya...

Deniz kıyısında.
Çok güzel ve küçük bir koyda.
Turistik bir balıkçı kasabası.
Parga...

Oradan da ayrıldığımızda.
Geliyoruz konaklayacağımız Yanya'ya.
Tepedelenli Ali Paşa.
Çok meşhur bir kişi burada...

Kalesi, Osmanlı eserleri ve camileriyle.
Ortasındaki adası ve durgun gölüyle.
Dağlık, yeşillik ve ata yadigarı bir yöre.
Yanya, muhteşem görüntüsüyle...

Bir tam gün burada kalıyoruz.
Ertesi sabah Yanya'dan ayrılıyoruz.
Suları soğuk olup, bir tas bile içilemeyen.
Drama'ya varıyoruz...

Dar olup geçilmeyen.
Drama Köprüsü'nü görüyoruz.
Mezar taşlarını koyun sanan.
Debreli Hasan'ı anıyoruz...

Ardından Kavala'ya ulaşıyoruz.
Osmanlı eserlerini görüyoruz.
1924 mübadelesinde  Samsun'a göç eden.
Mübadillerimizi anıyoruz...

İskeçe'de uzunca bir mola..
Ardından bir mola da.
Çok hoş ve keyifli bir kasabada.
Son durağımız Dedeağaç'ta...

Uzunca bir duraksama gece yarısında.
Sınır geçişleri sırasında.
İpsala, İstanbul ve Ankara.
Turumuz bitiyor 4100 km yaptıktan sonra...


Büyük Yunanistan Turu Fotoğraflarım:


6 Temmuz 2017 Perşembe

HACET TEPESİ TIRMANIŞIMIZ...



Hacettepe Tıp Fakültesi.
Bundan tam 50 yıl öncesi.
8 Temmuz 1967 tarihinde.
Dönüştürüldü bir Üniversite'ye...

Yarın seneyi devriyesi.
Hacettepe'nin kuruluşunun 50. senesi.
Kutlama şöleni.
Yeri, Beytepe yerleşkesi...

Çorbada bizim de.
Bir tutam tuzumuz olsun diledik.
Düş hekimi Yalçın Ergir ile.
Minik bir aktivite yapalım istedik...

Hacettepe'de yetişenlerin ekseriyeti.
Bilir de Nükleer Tıb'bın yerini.
Sorsan onlara Hacet Tepesi nerede ki?
Beş tanesi bile bilmez eminim ki...

Çıkalım dedik.
"Anadolu'nun yüce bir dağına.
Bulutları delen dumanlı başına".
Ilgaz'a...

Ilgaz Dağı'nın en yüksek yeri.
Büyük Hacet Tepesi zirvesi.
2587 m yükseltisi.
Batı Anadolu'nun en yüksek tepesi...

Üç gün önce çıktık yola.
Çankırı aracılığıyla.
Uzanacağız.
Ilgaz Milli Parkı'na...

Kalecik sapağından önce.
Uğruyoruz amblemimizin hamisine.
Geyikli Baba Türbesi'nde.
Dinleniyoruz kısa bir süre...

Çankırı'nın içinden geçiyoruz.
Ilgaz orman yoluna giriyoruz.
"Dikkat Geyik" trafik levhalarına.
Rastlıyoruz...

Ilgaz Milli Parkı'nda.
Konaklıyoruz.
Geceyi bir otelde.
Geçiriyoruz...

Ertesi sabah.
Gecenin karanlığında.
Sabahın 03.30'unda.
Koyuluyoruz yola...

Orman yoluna.
Giriyoruz karanlıkta.
Bozuk bir satıhla.
Yol alıyoruz bir saat boyunca...

Gün ağardığında.
Geliyoruz doruğun yakınlarına.
Sabahın seher vaktinde.
Tırmanıyoruz zirveye...

Gün doğmakta. 
Serin bir havada.
Ufuğun kızıllığında.
Bulutların arasında...

Önce bu güzelliği seyrediyoruz.
Sonra bayraklarımızı açıyoruz.
Saygı duruşunda bulunuyoruz.
Birkaç fotoğraf çekiyoruz...

Başta İhsan Doğramacı Hocamız.
Sonra ebediyete intikal etmiş.
Tüm Hocalarımız, arkadaşlarımız.
Çalışanlarımızı anıyoruz...

Gözlerden uzak bir yerde.
2500 m yükseklikte.
İki eski Hacettepe'li birlikte.
Kutluyoruz 50. yılı sabahın erinde...

İkimiz de.
Hacettepe'den ayrıyız uzun bir süre.
Bunun bir önemi yok bizce.
Çünkü Hacettepelilik ruhu içimizde...


Ilgaz, Hacet Tepesi tırmanışı Fotoğraflarımız :

.

3 Temmuz 2017 Pazartesi

İRAN'DAN İNSAN MANZARALARI...



85 milyondan fazla.
İnsan yaşamakta İran'da.
Tüm dünya sıralamasında.
İran, 18.  nüfus kalabalığında...

Daha önce değinmiştim bu konuya.
Bir blog yazımda.
2016 yılında.
Bir başka "İranlılar..." yazımda:
http://yucel-tanyeri.blogspot.com.tr/2016/12/iranlilar.html

Çok farklı yapısıyla.
Dinsel farklılıklarıyla.
Değişik etnisitesiyle.
İran farklı bir ülke...

Çok yakından tanıyamıyorsunuz.
Özellikleri hakkında fazla konuşamıyorsunuz.
Bir ülkede kısa bir süre kalmakla.
O insanların hakkında...

Kapalı ve muhafazakâr.
İranlı insanlar da var.
Sevecen, gülen ve sıcakkanlı.
Çağdaş İranlılar da var...

Kısa zamanda son seyahatımda.
Göz göze geldim birçok İranlıyla.
Fotoğraf makinamın arkasında.
Görüntüledim hepsini sevgiyle ve şükranla...


İran'dan İnsan Manzaraları fotoğraflarım:

.