YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

27 Şubat 2015 Cuma

NAHÇIVAN...


Dilucu'ndan veda ederek Anadolu'ya.
Sederek sınır kapısında.
Koyulduk yola.
Nahçıvan'a 77 km var daha...

Sakin, düz bir karayolunda.
İlerlerken verdik bir mola.
Kosmos Çay evi.
Ardından da Dan Yeri...

Kısa bir zaman sonra.
Vardık Nahçıvan'a.
Nahçıvan Üniversitesi piyano öğrencisi.
Rehberimiz sevgili Ali...

Hava sulu sepken.
Kapalı.
Hafif kar yağışlı, vakit kısıtlı.
Nahçıvan'a bakacağız kuşbakışı...

Naxçıvan Muxtar Respublikası.
Ya da Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti.
Türkiye'nin en doğu ucunda.
Bağımsız bir Cumhuriyet

1921 yılında.
Moskova ve Kars Antlaşmaları uyarınca.
Bağımsızlığı sürmek kaydıyla.
Bırakılmış Azerbaycan'a...

Türkî devletler içinde.
Türkiye ile.
Komşuluğu olan.
Tek ülke Nahçıvan...

Ülke nüfusu şu sıralarda.
500 bin dolaylarında.
Başkent Nahçıvan'da.
100 bin kadar kişi yaşamakta...

Azerbaycan eski millî lideri Haydar Aliyev.
Azerbaycan 2. Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey.
Ve şimdiki 3. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev.
Hepsi de Nahçıvan doğumlular...

Kentin en güzel yerleri.
Haydar Aliyev caddesi.
Buradaki Haydar Aliyev Müze'si.
Ve Kent Tiyatrosu ile Alî Meclisi...

İkinci güzel yer de.
Atatürk caddesi'nde.
Atatürk'ümüzün güzel bir büstü.
Ve veciz bir sözü...

Temiz, bakımlı, düzenli.
Tertipli, güvenli.
Şirin ve sevimli.
Güzel bir kent Nahçıvan...

Kenti dolaşıyoruz, çayımızı içiyoruz.
Lüle Kebabı'nı midemize indiriyoruz.
Ama daha iyi bir havada, yaz aylarında.
Yeniden gitmek lâzım bu Nahçıvan'a...


Nahçıvan Fotoğraflarım:

.


25 Şubat 2015 Çarşamba

DİLUCU...


Önüm arkam, sağım solum sobe.
Saklanmayan ebe.
Derdi saklambaç eğlencemizde.
Sayarken Ebe...

21 Şubat günü.
Iğdır'da gri bir gökyüzü.
Soğuk olmasa da.
Kapalı, puslu bir hava...

Amacımız gitmek Nahçivan'a.
Bağımsız Azerbaycan topraklarına.
Hava pek güzel sayılmasa da.
Erkenden koyulduk yola...

İlk etapda amaç gitmek Dilucu'na.
Nahçivan sınır kapısına.
Burası 80 km uzaklıkta.
Dümdüz asfalt bir yolla...

İlginç bir yapı, ilginç bir coğrafya.
Türkiye'nin en doğu ucunda.
Üç ülke sınır kavşağında.
Dilucu denilen çıkıntıda...

Nahçivan önümüzde.
Ermenistan solumuzda.
İran sağımızda..
Türkiye ise arkamızda, dar bir koridorda...

Fazla bir yerleşim yok.
Sağımızdaki İran'da.
Ama başkent Erivan.
Ve diğer şehirleri yanı başımızda...

Küçük bir düzlük var.
Ermenistan'da.
Yüksek dağlar da.
Hemen arkasında...

60 km uzunluğunda. 
Dar bir alanda.
Kurulduğu söyleniyor Erivan'ın.
Ermenistan'ın başkenti'nin...

Ermenistan'a geçiş yok burada.
Dilucu sınır kapısında.
Nahcivan Muhtar Republikası'na.
Geçiş yapabiliyorsunuz yalnızca...

17 km'lik bu toprak parçası yalnızca.
Azerbaycan ile aramızda.
Yegâne ulaşım noktası.
Bir tek sınır kapısı...

1921 Kars Antlaşması.
Ve Kâzım Karabekir Paşa'sı.
Özerkliğine kavuşturdu.
Nahcivan'ı...

Atatürk sonraki yıllarda.
Kardeş Nahcivan'la.
Satın alarak İran'dan Dilucu'nu.
Sağladı sınır komşuluğunu...

Ancak 1992 yılında.
Açılabildi burası da.
Aras nehri üzerine köprü yapıldığında.
Azerbaycan ile kucaklaşıldığında...

Hasret Köprüsü ya da.
Umut Köprüsü denilmiş buraya.
İki kardeş ülkeyi bağlamış.
Uzun yıllar sonra...

Hasret köprüsünü bırakıp arkada.
Ulaşıyoruz Sederek sınır kapısına.
Başkent Nahçıvan'a. 
77 km yolumuz var daha...


Dilucu Fotoğraflarım:
.

24 Şubat 2015 Salı

IĞDIR'IN AL ALMASI...


Iğdır'ın al alması
Yemeye bal alması

...............

Soğuk vardı, kar vardı.
Diz boyunda.
İstanbul'da, Ankara'da.
Şubat ayının son haftasında...

Hasret kalmıştık.
Bizlerse.
Kar görmeye.
İzmir'de...

"Hadi gidelim" diye düşündüm.
"Biraz da biz kar görelim".
"Kışı yaşayalım".
"Soğuğun hasını tadalım"...

20 Şubat'ta koyuldum yola.
Uçakla.
Ankara aktarmasıyla.
Iğdır'a...

İzmir'in dağlarını hemen geçtiğimizde.
Karşılaştık bembeyaz bir örtüyle.
İç'iyle Doğu'suyla.
Tüm Anadolu karlar altında...

Alçalmaya başladığımızda.
Iğdır'a.
Karşılaştım kupkuru bir toprakla.
Güneşli bir havayla...

İlk işim.
Al almasını aldım.
Koca elmanın.
Bir güzel tadına baktım...

Iğdır.
Anadolu'nun en doğu ucu.
80 bin nüfuslu.
Doğu Anadolu'nun Çukurovası...

Yazları çok sıcak Iğdır'ın.
Kışları da ılıman.
Dümdüz, verimli bir ova.
Her çeşit sebze, meyve bolca...

Şehir içinden pek görülemese de.
5137 m muhteşem yüksekliğiyle.
Ağrı dağını bulacaksınız karşınızda.
Kent'ten çıktığınızda ovanın tam ortasında...

Yabancı ülkelerle sınırı olan yerler.
Serhat kenti olarak isimlendirilirler.
Iğdır, ülkemizin gerçek bir serhat şehri.
Üç ülkeyle sınırı olan tek il'i...


Iğdır Fotoğraflarım:

.

14 Şubat 2015 Cumartesi

ELLERİN BÜYÜSÜ...


Yeni bitirildi.
Ve İzmir'de yeni hizmete girdi.
Folkart Towers Gökdelenleri.
Ya da Folkart İkizkuleleri...

İzmir körfezinin hemen dibinde.
Hem de bir çift halinde.
Şekli bana pek biçimli gelmese de.
Modern bir yapı görünümünde...

200 m anten yüksekliğiyle.
Türkiye'de ikinci yükseklikte.
Avrupa'da ise.
Sıralamada beşincilikte...

Konutlar, ofisler.
Rezidanslar, AVM'ler.
Spor alanları, yüzme havuzları.
Velhasıl karmaşık bir yapı...

Bu kulelerin.
Beni ilgilendiren.
En önemli kesimi.
Sanat Galerisi...

Bu Galeri.
8 Şubat 2015 tarihinde.
Açıldı 18. katta  B kulesinde.
800 metrekare alan içerisinde...

Bu sergi alanı, bu büyüklüğüyle.
İzmir'de ve de.
Türkiye'de.
En önde...

Galerinin ilk düzenlemesi.
"Ellerin Büyüsü".
İsimli.
Karma bir sergi...

El'in cazibesi.
Çok etkilemiş.
Alman El Cerrahisi Şefi.
Prof. Dr. Hans Zilch'i...

El ile ilgili.
30 yıllık sanatsal birikimlerini.
Resimlerini, heykellerini, çizimlerini.
Prof. Zilch buraya getirmiş tüm eserlerini...

Türk sanatçıların da katkısıyla.
Çok güzel bir "el" sergisi oluşmuş burada.
Folkart Sanat Galerisi'nde.
İzmir'in tepesinde bir yerlerde...

Pablo Picasso, Auguste Rodin.
Salvador Dali, Eugene Delacroix.
Le Corbusier, Georg Baselitz.
David Lynch, Man Ray...

Selçuk Demirel, Devrim Erbil, Ara Güler.
G. Doğan Ekşioğlu, B. Rahmi Eyüpoğlu, Nihat Kahraman.
Çerkes Karadağ, Abidin Dino, Fikret Otyam gibi.
Tam 105 sanatçının "el" ile ilgili eserleri...

Sergileniyor "Ellerin Büyüsü..." isimli.
Büyülü bir sergide.
Folkart Sanat Galerisi'nde.
İzmir körfezi manzarası eşliğinde...


Folkart Towers ve Ellerin Büyüsü Sergi Fotoğraflarım:


13 Şubat 2015 Cuma

ARKAS HALI SERGİSİ...


Çok istememe rağmen.
Gezememiş, görememiştim.
Tahran Halı Müzesi'ni.
Oradaki sanat eserlerini...

Hemen dönüşümde.
Öğrendim ki.
Bir Halı Sergisi.
Var hem de bu kez İzmir'de...

Arkas.
Büyük bir işletme.
Bir büyük Holdingİzmir'de.
Taşıma işlerinde...

Her yıl 3-4 ay aralıklarla.
Müthiş güzel sergiler sunulmakta.
Arkas Kolleksiyonu'ndan kendi binasında.
İzmir'lilere I. kordon'da...

Bu kez konu "halı".
Halıcılığın 100 yılı.
Ve 1834-1930 aralığı.
Osmanlı Halıları...

Kuruldu İstanbul'da Feshane.
1834'te Sultan II. Mahmut döneminde.
Kapandı son Kumkapı Halı Atölyesi ise.
1930 senesinde...

Bu ikisi değil sadece.
İpekli kumaş üretiminde.
Sonradan Hereke'de.
Bir fabrika daha başlamış işletmeye...

XIX. yüzyılda.
Bu kez Sivas da.
Başlamış öne çıkmaya.
İpek halı dokumasında...

Sivas'tan getirilen İstanbul'a.
Ve Kumkapı'ya yerleştirilen ustalarla.
Başlanmış ipek halılar dokunmaya.
1870'li yıllarda...

Osmanlı döneminde Kumkapı, Feshane.
Sivas ve Hereke'de.
Üretilen çok değerli halılar.
Arkas Kolleksiyonu'nda sergileniyorlar...

Ermeni kökenli ustalarımızın.
Penyamin'in, Apelyan'ın.
Şirinoğlu, Tamisçiyan ve Tosunyan'ın.
Örnekleri burada sunulmakta ipek halılarının...

Serginin amacı, saray ve köşkleri.
Donatan çok ince ve çok kıymetli.
Ve hanedana ait yüzlerce ipek halı.
Ve bunların sanatseverlere tanıtımı...

Arkas Sanat Merkezi'ndeki bu sergiye gidin.
İpek halıların renklerini, inceliklerini.
Bir metrekareye milyonlarca düğümün.
Nasıl atıldığını görün...


Arkas Halı Sergisi Fotoğraflarım:
https://photos.google.com/share/AF1QipPwdnQBsX6i918R51AaY5Dc7MB-Rh_D5Zt2JTJJQslavMHIarb2-65OUsCrA_iqvw/photo/AF1QipPGzeey7-7j-zn1dzV7uadzObhHTdp0ybbIRTO_?key=YUJoT0ptYUVNMjVubG1DcDFBc1VXVnFJd1k2SjB3
.

11 Şubat 2015 Çarşamba

TAHRAN BARIŞ MÜZESİ...



Hiç ummuyordum İran'da.
Birden buldum karşımda.
Şehir Parkı içerisinde.
Barış ile ilgili bir Müze...

Tahran Barış Müzesi isminde.
Tek katlı, şirin bir yapı içinde.
Kapısında barışı simgeleyen heykeliyle.
Gezilip, ders alınası bir müze...

Savaşçı bir ulus İran'lılar.
2500 yıldır savaşıyorlar.
Önceleri Persler diye adlandırıldılar.
Sonra da İranlılar...

En son Irak'taydılar.
İran'lılar.
1980-88 arasında.
8 yıl savaşında...

Bu savaş mal oldu toplamda.
Bir milyon can'a, sınırsız da maddi kayba.
Bunlara rağmen sınırlar değişmedi.
Bu savaşın sonunda...

Halepçe'de katliam yapıldı.
Irak zehirli gaz kullandı.
Sakat kaldı bir bölümü.
5000'den fazla insan öldü..

Bu olaydan 6 ay sonra.
1988 yılında.
İmzalar atıldı Barış Antlaşması'na.
Basra bile harap olduktan sonra...

Şehir Parkı içindeki.
Tahran Barış Müzesi.
Açılmış 29 Haziran 2007'de.
Sade bir törenle...

Son vermek için kaba güce.
Ve savaşın çilelerine.
Savaşın kötü sonuçlarının sergilenmesine.
Barış ve dostluk kültürünü yayma hedefiyle...

Bu Müzenin Yönetim Kurulu.
8 yıllık savaşta yaralanan.
Ve malul kalan.
Bir grup insandan oluşuyor...

Umarım kavuşurlar istediklerine.
İran'lılar en kısa sürede.
Yakışır özgürlük ve barış bu güzel insanlara.
Dostumuz, kardeşimiz İran halkına...


Tahran Barış Müzesi Fotoğraflarım:
https://photos.google.com/share/AF1QipOqSnOyplJNUcNDeIGS1psZZ6ieZmEt11QpmcZQwjoudqzUDr_W2OsWu8ROPl8_rA/photo/AF1QipNug2DF3RghC4tKqREfvsrTD5HtGdUFSvS7BcZW?key=YW54bXJOZ3dXWEVsZklaeW1IX0ZPSERCUUdTQmt3

.

9 Şubat 2015 Pazartesi

GOLESTAN'IN GÜLLERİ...


Gül ki her gönlün mürşididir 
Kimini kokusuyla şad eder 
Kimini de dikeniyle irşad eder 

                         Şems-i Tebrizi

...............

Gol,  Farsça bir kelimedir.
Farsça'da her çeşit çiçeğe gol denir.
Örneğin; gol-e nerges, gol-e sonbol.
Özel olarak gül'e de gol denilir...

"Kah e Golestan"ın manası.
Çiçek Bahçesi Sarayı.
Ya da Gül Bahçesi Sarayı.
Farsça'da anlamı...

Sarayın yapım öyküsü başladı.
İran-Türk Hanedanı Kaçar Şahı.
Ağa Muhammed Han'ın 1796 yılında.
Tahran'ı Başkent yapmasıyla...

Muhteşem bir yapı.
Gülistan Sarayı.
Bugünkü Sarayın yapımı.
150 yıl kadar önce başlandı...

Mimar Navai başladı yapımına.
1865 yılında.
Tüm Kaçar Hanedanları burayı.
İkâmetgâh olarak kullandı...

Geniş bir bahçe içinde.
Sarayın bütünü 17 bina halinde.
Tüm duvarlar kaplı inanılmaz çinilerle.
Renklerle, şekillerle ve desenlerle...

Bahçesinde dolaşıyorsunuz.
Hangi çini panoya bakacağınızı şaşırıyorsunuz.
Yapıların içine giriyorsunuz.
Bunca güzelliğe hayret ediyorsunuz...

Şahların taç giyme törenleri.
Resmî kabulleri, davetleri, düğünleri.
Yabancı devlet mensuplarının ikâmeti.
Burada yapılmış tüm seremonileri...

1925-1945 senelerinde.
Rıza Şah döneminde.
Sarayın bir bölümü yıktırılmış.
Şehrin genişlemesini engelliyor diye...

Sarayın eski yapılarının yerinde.
Yeni yapılar yapılmış bir bölümüne.
Modern bir biçimde.
Şahın emriyle...

Dolaşıyorum Gülistan bahçesinde.
Belki de kış ayları nedeniyle.
Rastlıyorum birkaç solgun gül'e.
Boyunları bükük biçimde...


Gülistan Sarayı Fotoğraflarım:
https://photos.google.com/share/AF1QipPZiM-S2ENzQNc01pSPUacCSLVt1B4hp2udWLd37kZDRalLunAgL-80LIbPNs6jxQ/photo/AF1QipNHTOhARfzp1GgRLDhOn8Fh3GbPzYcJIp4ConGK?key=Y3RFZlRMaVBtVzBaQldDOEZLaDBFcXZ2SWlvcER3

.

6 Şubat 2015 Cuma

İRAN MİLLİ MÜCEVHERAT MÜZESİ...


Muzeh-ye Javaherat-e melli.
Ya da Milli Mücevherat Müzesi.
İran Merkez Bankası'nın.
En değerli kolleksiyonu...

Yalnızca.
İran'ın değil, ayni zamanda.
Tüm dünyanın da.
En pahalı mücevherleri burada...

Bu Müze'nin değerini tahmin etmek.
Ya da fiyatını tespit etmek.
Ya da günümüzde bunlara bir paha biçmek.
Olmayacak bir işle iştigâl etmek demek...

Elmaslar, altınlar, zümrütler.
Yakutlar, gümüşler, inciler.
Pırlantalar, lâller, safirler.
Sayısız miktarda bu müzedeler...

182 karatlık ve 32 gramlık.
Pembe renkli.
Derya-i Noor.
Elmas'ı da burada...

Dünyanın en değerli.
En iri.
Yakut'u da.
Burada...

34 kg altın'la.
Yapılan.
Ve üzerinde 51.366 değerli taş bulunan.
Dev Yeryüzü Küresi de burada...

Muhammed Rıza Şah Pehlevi'nin.
Taç giyme töreninde kullanılan.
26.773 taşlı.
Nadir Şah Tahtı da burada...

1967 yılında tahta çıkıldığında..
Farah Diba'nın taktığı başına.
1500 pırlantalı Tac'ı da..
Burada...

Şah Rıza'nın 25 Nisan 1926 tarihinde.
Ve Rıza Pehlevi'nin 26 Ekim 1967'de.
Taç giyme törenlerinde.
Kullanılan 3300 elmaslı Taç da bu Müze'de...

Vallahi bu kadar değil.
Bunlardan başka yüzlerce.
Değerli sanat eseri mücevher ve objeler de.
Yine bu Cevaherat Müzesi'nde...

Bunca değerli malzeme
İran Merkez Bankası'nda.
Bankanın da bodrum katında.
Korunaklı bir alanda saklanmakta...

Küçük gruplar halinde.
Alıyorlar içeriye.
Tüm çantalara, elektronik aletlere.
El konuluyor daha Müze'ye girişte...

Fotoğraf çekmek kesinlikle yasak.
Her objenin başında.
Bir Millî Muhafız bulunmakta.
Eserlere fazla yaklaşmak bile kısıtlanmakta...

İnanmazsınız belki de.
Mücevheri filân hiç sevmeyen.
Ben bile.
Gezdim burayı hayretle ve de ilgiyle...

Tahran'a gideceklere şiddetle öneririm.
Muhakkak buraya gidin.
Şatafatın, zenginliğin.
Ne demek olduğunu gözlerinizle görün...


Tümü internetten alınan fotoğraflarla Mücevher Müzesi:
https://picasaweb.google.com/105371707000908378020/MucevherMuzesi#6109770495174135538

.

4 Şubat 2015 Çarşamba

AZADİ ANITI...


Borj-e Shahyaad.
Yani Şahları Anma Anıtı.
Ya da bugünkü adıyla.
Borj-e Azadi (Özgürlük Anıtı)...

Tahran'ın merkezi bir yerinde.
Meydan-e Azadi'de.
Tahran'ın simgesi biçiminde.
45 m yüksekliğiyle görkemli bir kule...

Yapılmış 1971 senesinde.
Pers İmparatorluğunun.
Kuruluşunun.
Tam 2500. senesinde...

50 dönümlük bir meydanda.
Mahrabad Havaalanı'nın yanında.
Rıza Şah Pehlevi zamanında.
Yapılmış tam 2500 taş'la...

"Shahyaad Anıtı" iken.
8 sene geçtiğinde 1979'da.
Çevrilmiş adı "Azadi Anıtı"na.
Ak Devrim'den hemen sonra...

Güzel görünümlü.
Heybetli.
Estetik çizgili.
Bir yapı Borj-e Azadi...

Zemin katta.
Geniş bir alanda.
İran tarihi anlatılıyor.
Cam eserler sergileniyor...

İran mühendislerinin tasarımı.
Piyano çalan, konuşan robotları.
Tabloları, tarihi yapıtları.
İle burası büyük bir sergi alanı...

Bir asansörle.
Çıkıyorsunuz en üste camlı bölmeye.
Görüyorsunuz meydana açılan yolları.
Ve de kuş bakışı tüm Tahran'ı...

Çıkması yasak.
Buradan daha da yukarıya açık havaya.
Ama orada çalışan Azeri ustalar olunca.
Çıkılır Türkçe sohbete ve odunda çay'a...

Çatıda Azeri kardeşlerimizle muhabbet ettik.
Odun ateşinde çayımızı içtik.
Tahran'ı ve Azadi Meydanı'nı.
Çıplak gözle bir güzel gördük...

Neye niyet, kime kısmet.
Görkemli bir anıt olması gerekirken.
Shahyaad Anıtı.
Hüzünlü bir yapı.
Günümüzde Azadi Anıtı...


Azadi Anıtı Fotoğraflarım:
https://photos.google.com/share/AF1QipPV6rKA69_QjVklfTCftaAJf4hFk9qFJHHWe80q6zwbhUUcZ2GpQiwgcMY1TuUpxw/photo/AF1QipNoQvg57QdGr2hXCwzSha3ODj45Vs0aSqo771pm?key=bTFFN0dNLVdCZ1hqSFN1T3NDTExVVTY1QVhycXp3
.

1 Şubat 2015 Pazar

TAHRAN'IN TUĞLA YAPILARI...


Tuğla kullanımı.
Oldukça yaygın.
Mimari yapılarda.
Tahran'da...

Güzel bir mimari örneği.
Kültürel bir öğreti.
Geleneksel bir getiri.
Tahran'da Tuğla işçiliği...

Çoğu yerlerde rastlıyorsunuz tuğla'ya.
Evlerde, binalarda, okullarda.
Hastanelerde, tarihsel yapılarda.
Hatta hatta saraylarda...

Kırmızı tuğlalarla kaplı.
Önemli, önemsiz bir çok yapı.
Sıvasız görünümleriyle.
Bunlar değişik bir güzellikte...

Yüzey kaplamaları.
İle işlenmiş çoğu bina.
Tuğla üstüne tuğla.
Koya koya...

Boz renkli, kirli sarı.
Yapılar bir yanda.
Boyasız, sıvasız kırmızı.
Duvarlar diğer yanda...

Yapıların dış görünümünde.
Tek düzelikten kurtulmak için de.
Ağırlık vermişler çini'ye.
Ve binaları renklendirmeye...

Mimarinin ortama saygısı.
Tuğlaların binayla uyumu.
Renklerin taşıdığı umudu.
Ve onları yaratan insanların varlığı...

Bu güzellikler aslında.
Yavaş yavaş yok olmakta.
Binaların % 70'i tuğla.
1996 yılında...

Günümüzde ise bunlar yıkılmakta.
Çelik yapılar ve beton binalar.
Hızla yapılmakta ard arda.
Tüm Tahran'da...


Tahran'ın Tuğla Yapıları Fotoğraflarım:
https://photos.google.com/share/AF1QipNLYMqmOLZLNJZIqiloPMJF40RofWfyUdHtO-b-ZB9yvAzFA98uFLX_ZUo7fZQjBw/photo/AF1QipPrqaJ0x32RPF0IHsGRix96NIunWYeyUA3VVsJV?key=clhxc2dCaEN6SnV0eVNyNTFVbzNhQk00TGRPZDNn

.