YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

29 Mayıs 2011 Pazar

VİLLA RUSTİCA...


Uzun zamandan beri tanırım.
Mustafa Türkoğlu’nu…

Arkadaşımdır, dostumdur.
Samsun’dan.

İyi bir iş adamıdır.
Güzel işler yapmıştır.
Samsun’da…

İşlerini oğluna devretti Mustafa.
Yakın zamanda.
Niyetlendi yerleşmeye Bodrum’a.
Sonrasında...

Bir araya geldiler.
Ayni yazlıktan komşusu.
Demir Gürel ile…

Otel tecrübesi engin bir yönetici.
Demir Bey.
İşletmeciliklerini yapmış uzun yıllar.
Hilton Otelleri'nin…

Geçirmeyi arzulamışlar.
Her ikisi de.
Emekliliklerini keyifle.
Güzel bir ortamda…

Bir Restoran işletelim demişler.
Küçük ama kaliteli.
Bir mekân bulmuşlar.
Tam diledikleri gibi...

Bodrum’da Gündoğan’da.
Marina’nın hemen arkasında…

Şirin mi şirin.
Tipik bir Bodrum evi.
İki katlı.
Ve taş yapılı…

İstanbul’lu bir hanımefendi kullanmış.
Ev olarak burasını uzun yıllar.
İçini de özenle süslemiş.
Değerli eşyalarla ve tablolarla…

Vefat etmiş.
İki yıl önce.
Nedret Hanım.
Tam 92 yaşında…

Ev bir süre boş kalmış.
Sonra kiralanmış.
Mustafa Türkoğlu.
Ve Demir Gürel tarafından...

Yenilenmiş dış mekân.
Aslına sadık kalınarak.
Ve de güzelim iç dekorasyonu.
Aynen korunarak…

İki şirin odası var.
Üst katta.
Ahşap merdivenle çıkılan.
Ve de keyifle konaklanan…

Odalarda orijinal tablolar var.
Kuş ressamı olarak bilinen.
Salih Acar’ın.
1940’lı yıllardan kalan…

Bir Restoran olarak düzenlemişler.
Alt kattaki salonu.
Sevimli mi sevimli.
Şirin mi şirin…

Genelde bahçesinde yeniliyor.
Kahvaltılar ve akşam yemekleri.
Açık havada.
Ve de çiçekli bir ortamda…

Bodrum’daydım.
Bir KBB Kongresi için.
Geçen hafta sonunda...

Yer ayırtmışlardı.
7 yıldızlı bir Otelde…
Ama ben Villa Rustica için kullandım.
Tercihimi…

Keyifle burada konakladım.
Sevimli, sakin bir ortamda…
Sevdiğim.
Dost insanlarla…

23 Mayıs 2011 Pazartesi

MARATON'UN YARISI...


En zorlu yarıştır.
Atletizm sporunda.
Maraton

Koşmanız gerekir.
42.195 m.’yi.
Dile kolaydır bu.
42 km.lik bir koşudur...

Birincilikle bitirir.
Her zaman bu yarışı.
En güçlü olan.
Ve de en dayanıklı olan…

Dağcılığın maratonu sayılır.
Bir bir tırmanmak.
Bu en yüksek zirvelerine.
Yeryüzünün…

14 tane dağ vardır.
Yeryüzünde.
8000 m. den yüksek…

114.436 m. eder.
Yani 114 km.
Alt alta toplarsanız.
Bu 14 dağın yüksekliğini…

Bir süredir buna uğraşıyor.
Yeğenim Tunç.
Zirvelerine tırmanmaya.
Bu 14 tane dağın.

3 gün önce tırmandı.
19 Mayıs 2011’de.
En zorlularından birine.
Kanchenjunga’nın zirvesine…

Üçüncü en büyük yükseltisi burası.
Dünyanın.
Everest ve K2’den sonra.
8586 m.lik zirvesiyle…

Böylece 7 tanesine tırmanmış oldu.
Sevgili Tunç.
Yeryüzündeki.
Bu 14 yüksek zirvenin…

Bu şekilde yarısını tamamladı.
Bu zirveyle birlikte.
Tunç Fındık.
Bu zorlu Maraton’un…

7 zorlu dağ daha var.
Önünde şimdi.
8000’m.den yüksek.
Tunç’un…

Yine onu bekliyor olacak.
Zorlu tırmanışlar.
Biri birinden güç engeller.
Zorlu Maraton’lar…


Kanchenjunga dağı fotoğrafları:

http://picasaweb.google.com/tanyeri/Kanchenjunga?authkey=Gv1sRgCP2eudnT8_bjpAE#5609764435892880226

Kanchenjunga dağı tırmanış videosu:
http://vimeo.com/26153684

.

18 Mayıs 2011 Çarşamba

BİR BAHAR PAZAR'I...


Naci Şen arkadaşımdır.
Emekli bir Hekim’dir.
Kadın-Doğum Hastalıkları Uzmanı’dır.
Uzun yıllardır Samsun’da bulunmaktadır…

Renkli bir kişiliktir.
Çarşamba toplantılarımızın…

Bir şiir okudu.
Sevgili Naci.
Geçenlerde.
Çarşamba toplantılarımızın birinde…

Düğünüm” başlıklı bir şiirdi.
Resul Elhan tarafından yazılmıştı.
18.07.1996 da ana ve babasına göndermişti.
3 gün sonra da şehit olmuştu…

Şöyle yazıyordu.
Jandarma Çavuşu Resul Elhan.
Asker mektubunda…

…düğün kartını ağbim beğensin bastırsın. 40-50 tane de bana gönderin, arkadaşlarıma dağıtacağım. Gerçi gelmezler ama olsun.
Anacığım, günler geçtikçe içimdeki sızı daha da artmaktadır. Akşam yatağıma uzandığımda olsun, görevde iken olsun hep sizleri düşünüyorum. Bir his diyor ki yirmi gün sonra çifte bayram yaşayacaksın, bir hissim de diyor ki bütün bu mutlu günleri göremeyeceksin. İnşallah ikincisi olmaz da hepinize sağ salim kavuşurum. Şimdilik hoşça kalın.
Not: Temmuzun 29-30’unda oradayım. Ağustosun ilk hafta sonunu düğün günü olarak belirleyin.


Son olarak da şu notu ve şiiri eklemişti:

Bu şiirimi dün yine uykum gelmeyince yazdım. Sakın okuyup da üzülmeyin. Sadece üç hafta sonra oradayım.Çünkü önce VATAN!
Sizleri çok seven asker oğlunuz, Resul Elhan J. Astsb. Kd. Çvş.



DÜĞÜNÜM


Bir his var içimde çözemiyorum
Enini boyunu çizemiyorum
Aklıma geleni yazamıyorum

Düğün kınam karılmadan kalmasın
Açsın güller tomurcukken solmasın

Bir Ağustos olsun düğün tarihim
Bu arzumu yapın bence çok mühim
Yüce tanrım olsun benim sahibim

Düğün kınam karılmadan kalmasın
Nazlı Hilal göklerden inmesin

Hısım akrabayı konu komşuyu
Ayrım yapmayın okun tüm köyü
Toplansın bacı-gardaş emmi-dayı

Düğün kınam karılmadan kalmasın
Davul zurna ben gelmeden çalmasın

Alın yazısını yaradan bilir
Belli olmaz belki tabutum gelir
Anam, bu mektubum son olabilir

Düğün kınam karılmadan kalmasın
Helal et hakkını borcum kalmasın…

………………

Resul’un bacı kardaş’ı toplanamadı.
Düğün’ü kına’sı karılamadı.
Davul’u zurna’sı çalınamadı.
Helâlliği alınamadı, borcu da kalmadı…

Şehit oldu Resul vatan toprağında.
Bu şiiri yazdıktan üç gün sonra.
21 Temmuz 1996’da.
Tunceli, Uzuntarla’da…

O kadar etkilemişti ki.
Bu şiir bizi.
Naci ile söz verdik.
Bu şehidimizi ziyarete gidecektik…

Resul kahraman’a ayırdık.
Bu hafta sonumuzu…
Yozgat’ın Sorgun ilçesine gittik.
Aşağı Cumafakılı köyünü bulduk…

Köy mezarlığında yatıyordu.
Resul Elvan.
Gösterişsiz bir mezarda.
Ve de dalgalanan bayrağımız altında…

Yemyeşildi her yer.
Beyaz kelebekler.
Zümrüt rengi çimenler.
Rengârenk çiçekler…

Resul, 24 yaşındaydı.
Görememişti yaz’ı.
Her ne kadar görse de.
Yaşamının bahar’ını…


Aşağı Cumafakılı köyü fotoğraflarım:
https://photos.google.com/album/AF1QipN1SfYFD4HNUnR-YEKZ1bwEsC0WZcaCc0FxCR2f/photo/AF1QipM5ZevoPecVq7z_YX3PITbG4HAts00ebXlKu5g0
.

14 Mayıs 2011 Cumartesi

ALİ RIZA ERKAN...


İlhan Erkan, arkadaşımdır.
Hacettepe’den.
40 yıllık…

Kendisi sevilen bir Profesör’dür.
Hacettepe'de.
Üroloji Bölümünde…

İki de kız kardeşi vardır.
Prof. Gönül Erkan da Hacettepe’dedir.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde.

Sosyal Hizmet Uzmanı’dır.
Üçüncü kardeşi.
Nihal Gündüzalp.
İzmir’de bir kurumda…

Babaları Ali Rıza Erkan’dır.
Bu üç değerli kardeşin…

Ali Rıza Erkan, 1910 doğumludur.
Yani 100 yıl önce doğmuştur.
Kosova’da.
Priştine kentinde…

Anayurda göç etmiştir.
Ali Rıza Erkan, 3 yaşında.
Ailesi ile birlikte.
1912 Balkan Savaşı'ndan sonra…

Bursa
ve Beypazarı’nda geçirmiştir.
Birinci Dünya Savaşı’nı.
Ve Kalecik’te yaşamıştır.
Kurtuluş Savaşı yıllarını…

10-12 yaşlarında hizmet vermiştir.
Kalecik’te.
İlkel bir Han’da.
İnebolu’dan gelip, Ankara’ya gitmekte olan.
Kuvayı Milliyeci’lere…

Konuk etmişlerdir.
Onları.
Zaman zaman.
Babasının evinde kimi zaman…

Kaynamış yumurta sunmuştur.
Bu kahraman insanlara…
Ve arpa, saman sağlamıştır hayvanlarına.
Arnavut komiser Hasip Bey’in Han’ında…

Kalecik İlkokulu
’nu bitirmiştir.
Yıl 1924’tür.
Ankara Sanayi Mektebi’ne girmiştir.
Yatılı olarak ertesi yıl…

Marangoz olarak mezun olmuştur.
Ankara’nın imarında çalışmıştır.
Sonra da ağaç işlerini yapmıştır.
Turhal Şeker Fabrikası’nın...

Sonra işsiz kalmıştır.
Marangozluk sanatını bırakmıştır.
1936’da memur olarak girmiştir.
Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti’ne…

Milli Komitesi
'nde çalışmıştır.
Türkiye Halk Sağlığı Eğitimi’nin…
Tam 39 yıl.
Tevfik Sağlam Paşa’nın önerisi ile…

1971 yılında emekli olmuştur.
Evinde, atölyesinde sürdürmüştür.
Amatör olarak.
Marangozluk sanatını, hevesini…

Yaşamını noktalamıştır.
10 Nisan 1999 tarihinde.
Atatürk’ün Başkent’inde…

Gözü gibi baktığı atölyesi Ali Rıza Bey’in.
Ve çocukları gibi sevdiği marangozluk aletleri.
Sergilenmektedir artık günümüzde.
Sütlüce’deki Rahmi Koç Müzesi’nde…

Bir tarih anlatır.
Bu atölye de, aletler de.
Her ne kadar artık.
Bir müzede sessizce dursalar da…

Ali Rıza Erkan ve marangozluk aletleri fotoğrafları:
https://photos.google.com/share/AF1QipMoPmlNPuw2LhSoDp_SEwOmS1xGk0OkMhucpaN8iG7FcCkukBZYk2FZ7hFH3O029g/photo/AF1QipNY8-bIRYLYMxhZxVb1doinm7_jUGKmEMGm6kl_?key=T1o0UkhBV0dpOTd3ZHlmbDJ6UDBXSmpuSExhM2Rn

.

9 Mayıs 2011 Pazartesi

BİR DÜNYA PRÖMİYERİ...

Premier” yabancı bir kelimedir. 
İlk” anlamındadır.
 “Prömiyer” olarak kullanılır. 
Çoğu kez Türkçe'mizde… 

İlk temsil”. 
Ya da “ilk gösteri”dir anlamı… 

Görsel oyunların ilk temsilidir. 
Prömiyer
Sahneye konulan eserlerin. 
Tiyatro, Bale gibi sanatların... 

Bir eser ilk kez gösterime giriyordur. 
Ya da ilk kez gösterime sunulacaktır. 
O sanat kurumunda, o şehirde. 
Veya o ülkede… 

Hepsinin anlamı büyüktür. 
İlk kez gösterimi yapılacaksa. 
O temsilin, o kentte de olsa. 
O ülkede de olsa… 

Bir dünya prömiyeri yapıldı. 
Amazonlar Balesi’nin. 
Samsun’da. 5 Mayıs 2011 tarihinde…

İlk kez yapılıyordu. 
Tüm dünyada. 
Bir bale oyununun. 
Amazonlar”ın ilk gösterimi... 

İason, bir kahramandır bu oyunda. 
Eski Yunanistan’dan yola çıkar. 
Argo” isimli bir gemiyle. 
Çalınan Altın postu bulmak üzere… 

Gemide birçok savaşçılar vardır. 
Tüm Karadeniz geçilecektir. 
Kolchis ülkesine gidilecektir. 
Şimdiki Gürcistan’a… 

Sahile çıkar bu denizci kahramanlar. 
Amaç kısa bir süre dinlenmektir. 
Soluklanırlar yolu yarıladıklarında. 
Termedon nehri kıyısında. 
Amisos topraklarında… 

Terme ilçesi kıyılarıdır burası. 
Günümüzde. Samsun iline bağlı… 

Burada karşılaşırlar Argot'lar. 
Aralarına hiç erkek almayan. 
Ve tümü kadın olan savaşçılarla. 
Amazonlar'la... 

Gemicileri görürler kıyıda. 
Amazon kadınları. 
İçlerinde yürekli kahramanlar olan. 
İason, Herakles, Teseus gibi… 

Kraliçe Hipolite başkanlığında toplanırlar. 
Amazonlar
Erkekleri konuk etme kararı alır. 
Bu yaman savaşçı kadınlar… 

Duygusal ilişkiler gelişir. 
Amazon kadınlarıyla. 
Yürekli erkek savaşçılar arasında…

Bu öyküyü ve devamını anlatır. 
Amazonlar” balesi. 
Senfonik biçimde. 
Müzikal bir kurguyla… 

Samsun Devlet Opera ve Balesi koymuştur. 
Bu oyunu sahneye. 
Müzik V. Kakhidze’ye aittir. 
Koreografisi N. Magalasvili’ye… 

İsmail Dede yapmıştır. 
Dekor ve Kostüm’ü. 
Medeia Magalashvili’ye aittir. 
Oyunun liberetto’su… 

Birlikte oynamışlardır. 
Türk ve Gürcistan’lı balerinler. 
Büyük bir ahenk içerisinde. 
Bu oyunda… 

İki ayrı mitolojik öykü’den uyarlanmıştır. 
Oyunun konusu. 
Gürcistan ve Türkiye’de geçen… 

El ele vermiştir. 
İki ülkenin sanatçıları.
Gerçekleştirebilmek için. 
Bu güzel oyunu... 

Ve Samsun'da yapılmıştır. 
Dünya prömiyeri bu oyunun. 
Hemen yanı başında. 
Olayın geçtiği Terme’nin... 

Şanslı seyircilerden biriydim. 
İlk kez seyreden. 
Amazonlar balesini. 
Dünyadaki ilk gösteriminde… 

Türk ve Gürcü sanatçıların katkılarıyla. 
Olayın geçtiği yörelerin sanatçılarıyla. 
Olayın geçtiği yerde. 
Ve de dünya prömiyer’inde… 


Amazonlar Balesi Fotoğrafları: 

2 Mayıs 2011 Pazartesi

SERVER DEDE...


Tapu Kadastro binası ile karşılaşırsınız.
İstanbul’da.
Sultan Ahmet Meydanında…

Antik Hipodrom meydanıdır burası.
Ayasofya’nın,
Sultan Ahmet Camisi’nin,
Ve de Dikilitaş’ın bulunduğu…

Bu güzelim yapıların arasındadır.
Tapu Kadastro binası.

1881 yılında yapılmıştır.
Defter-i Hakanî adıyla…
1910 yılında yeniden inşa edilmiştir.
Mimar Vedat Efendi tarafından…

Güzel bir yapıdır burası.
Dış görünümüyle de içiyle de.
Ancak fırsat kalmaz burayı incelemeye.
Alandaki birçok tarihi yapıyı gezmekten…

Bir mezarla karşılaşırsınız.
Bu binanın içine girdiğinizde.
Bir incir ağacının yanında.
Bizans sütununun altında …

Server Dede’nin mezarıdır burası.
Ser verip sır vermeyen
Server Dede’nin…

Defter-i emin’dir.
Görevine çok bağlıdır.
Server Dede

Kaide-i kadim üzerine hareket eder.
Kayıtların muhafazasına önem verir.
İzin asla vermez.
Defterlerin dışarıya çıkartılmasına…

Dönemin padişahı I. Mahmud’dur.
Defterleri ister.
Gecenin bir yarısında.
Bir ihtilafı çözmek için…

Buyruk Padişahtan gelmiştir ama.
Af buyursun Sultanımız” der.
Server Dede.
Defterleri dışarıya çıkartamam…

Sultan çok kızar emrine karşı gelinmesine.
Boynu derhal urula…” diye emreder.
Fetva çıkartılır.
Hemen o gece idam edilir Server Dede...

Ancak ertesi gün anlaşılır.
Server Dede’nin haklı olduğu…

Haklıdır, çünkü yasaktır.
Kayıtların gece dışarıya çıkartılması…
Defter-i Hakanî’den.
Kanunname-i Osmaniye’ye göre…

Durum bildirilir.
Sabah olduğunda Sultan’a...
Boş yere kıyılmıştır.
Bu dürüst Devlet memuruna…

Padişah
pişman olur.
Defnedilmesini emreder.
Server Dede’nin.
Defterhane içine…

Girin içeriye.
Vaktiniz kalırsa.
Sultanahmet’teki bu binaya…

Mezarı duruyor halâ orada.
Okuyun Server Dede’ye bir fatiha.
Eğer giderseniz oraya.
Böylesine dürüst bir devlet memur'una…


Server Dede mezar fotoğrafları:
https://photos.google.com/share/AF1QipPR00eLfPNOcach5AgQDaU2d-YxdAbjwmbwqCkPx7VwPFX1Vc8xl1CmJ03F28ETCw/photo/AF1QipO5rCHgD-PE3anZGTXWKo28ukfTSl8PHYhLYnci?key=RDFDNDhGNlZYbGZkMm5OTkRSUGdhVC03R3VEanVn

.