YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

29 Temmuz 2021 Perşembe

İZMİR ARKEOLOJİ MÜZESİ...


- 24 Temmuz 2021, İzmir -


İzmir'in her köşesi.
Tarih ve Ören yeri.
Çeşitli kavimler, uygarlıklar.
Yıllar boyu bu bölgede yaşamışlar...

SmyrnaEfesTeos'u.
BergamaFoça, Claros'u.
Klazomenai, Eythrai'si.
Kolophon, Notion ve Metropolis'i.
Bunların yalnızca iyi bilinenleri...

Tüm bu antik yerleşim yerlerinde.
Uygarlıklar eserler bırakmış geride.
Kimisi depremlerle yıkılmış.
Çoğu emirlerle yakılmış, kırılmış...

Kalan eserlerin bir kısmı toplanmış.
Taşınmazlar yerinde bırakılmış.
Toplananlar Müzelere alınmış.
Korunup, halkın ziyaretine açılmış...

İki önemli Müzeden birisi Efes'de.
Bergama'da bir diğeri de.
Üçüncüsü ise bu bölgede.
İzmir'de...

1914 senesiydi.
İlk Arkeoloji Müzesi kurma fikrini.
"Aydın ve İzmir havalisi
Asar-ı Atika Müfettişi".
Aziz Bey gündeme getirilmişti...

Ancak I. Dünya Savaşı.
Ve ardından Kurtuluş Savaşı.
Engelledi bir Müze kurulmasını.
Cumhuriyet'le yeniden başladı...

1924 senesiydi.
Gazi Mustafa Kemal emir verdi.
Basmane'de Aya Vukla Kilisesi.
Seçildi, eserler burada biriktirildi...

Aradan üç yıl geçti.
1927 senesiydi.
Asar-ı Atika Müzesi gerçekleşti.
Eserler ilk olarak burada sergilendi.
1931'de Atatürk burayı ziyaret etti...

Müze'ye eserler geliyordu.
Bunlar Aya Vukla'ya sığmıyordu.
1951 yılında Kültürpark'da.
Taşınıldı Milli Eğitim Pavyonuna...

Yeni, modern bir bina yapılmalıydı.
Konak'da Bahri Baba Parkı.
Bu iş için biçilmiş kaftandı.
Planlar yapıldı, temel atıldı.
1984 yılında buraya taşınıldı...

Giriş genellikle Roma dönemi.
Heykel ve Büstler sergisi.
Bronz, Koşan Atlet Heykeli.
Bunların en görülesi...

Üst katta.
Ekrem Akurgal Salonu'nda.
Prehistorik çağ kazılarıyla.
Bulunmuş çok sayıda.
Seramik eserlere rastlanmakta...

İzmir Arkeoloji Müzesi'nde.
Bulunan eser sayısı 180 bin üzerinde.
Bunların 12 bin tanesi sergilenmede.
Geri kalanı alt katta beklemede...

İkinci bir Arkeoloji Müze'si de.
Kültürpark içinde.
"Tarih ve Sanat Müzesi" ismiyle.
Açık ziyaretçilere...

Çözüm bence.
Lâzım artık bu kente.
Asar-ı Atik İzmir'e.
Üçüncü bir Arkeolojik Müze...


İzmir Arkeoloji Müzesi fotoğraflarım:

.

26 Temmuz 2021 Pazartesi

BOYUNLUKLU KADINLAR...

 

- 22 Ağustos 2018,  Baan Tong Luang-Tayland -


Kayaniler ya da Kayanlar.
Kökenleri, Myanmar.
Bir Halk Topluluğu aslında.
Güney Doğu Asya'da...

Bunlar yani Kayanlar.
Bir alt kolu Karenler kabilesinin.
Karenler'in de Kırmızı
Beyaz ve Siyah alt kolları var...

Kırmızı Karenler'in bir alt kolu da.
"Padaunglar"dan oluşmakta.
Padaung kelimesi de Shan dilinde.
"Uzun Boyun" anlamına gelmekte...

Bu Padaung'lar.
Yani Uzun Boyunlu Kadınlar.
Yaşarlarken Myanmar'da.
İç savaş çıkar 1980 yılında...

Çatışmalar 10 yıl sürer.
Karenler memleketlerini terk eder.
Büyük kısmı komşu Tayland'a geçer.
KarenlerMülteci Kampı'na yerleşirler...

Ban Mai Nai Soi isimli.
Bu mülteci yerleşim yeri.
Mültecilerin Kamptan çıkışına yasaktır.
Turistlerin girişine de kapalıdır...

Yani tam sınırdaki bu yer.
Giriş-çıkışa kapalı bir mekândır.
Burada Karenler ve Padaunglar.
Kapalı bir toplum olarak yaşamaktadırlar...

Ancak bunların küçük bir bölümü de.
Kendilerine ayrılan üç köyde.
Köylerinden ayrılmamak koşuluyla.
Devam etmektedirler yaşamlarına...

Sıkı bir yağmurda bizler de.
Ulaştık Baan Tong Luang köyüne.
Padaung kadınlarını görmeye.
Uzun boyunlarıyla onları görüntülemeye...

Padaung erkeklerinin bir özelliği yok.
Tarlada çalışırlar, tarımla uğraşırlar.
Kadınları ise boynuna halkalar takar.
Kumaş dokuması yaparlar...

Bu iş beş yaşında başlar.
Yaşlandıkça halkaların sayısı artar.
Halkalar bazen 30-35'e kadar çıkar.
Hemen hemen hepsi bunu yapar...

Padaung'lu kadınlar.
Bu işi geleneksel olarak yapar.
Geçmişi uzanır ta 11. yüzyıla kadar.
Asıl amaç güzelleşmek değildir...

Onların inanışlarına göre.
Tüm kadınlarını yemeye.
Kaplanlar gönderilecektir bu kabileye.
Boyunlarından ısırılarak öldürmeye...

Bunu engellemeye.
Yönelik bir düşünceyle.
Boyunlarına metal halkalar.
Takar Padaung'lu kadınlar...

Güzel görünmenin tam tersi.
Çirkin görünmektir tabii ki.
Köle ticaretinin yaygın olduğu dönemde.
Kötü boyunlu olmak iyidir belki de...

Ortalama 10 kilo ağırlıkta.
Takılan bu pirinç halkalar boyuna.
Bunlar aslında boynu çok uzatmamakta.
Ancak köprücük kemiğini bastırmakta.
Boyunu dik tutmakta.
Ve boyun uzamış gibi algılanmakta...

Myanmar'dan Tayland'a.
Göç eden sayısı 140 bin civarında.
Bunlardan, yasal yolla ve pasaportlarıyla.
Giriş yapanların tümü tutuluyor Kampta...

Kaçak olarak ormanlardan geçerek.
Tayland'a giriş yapabilenler de.
Tutuluyorlar yalnızca bu üç köyde.
30 yılı aşkın zamandır bu bölgede...

Alt yapı yok bu köyde.
Yaşıyorlar tahta bambu kulübelerde.
Maddi destek hak getire.
Girişi 30 Baht ücretiyle.
Ve geçiniyorlar kendi ürettikleriyle...

Kadınlar şanslı biraz daha.
Poz veriyorlar fotoğrafçılara.
Satış yapıyorlar incik-boncuklarla.
Ve kendi üretimi dokuma kumaşlarla...


Baan Tong Luang köyü Uzun Boyunlu Kadınları:
.

23 Temmuz 2021 Cuma

TEOSLU ANAKREON...

 

Anakreon, Teos MÖ ~570-495 (485)

Çoktan kırlaştı şakaklarım
Ağardı saçlarım
Benimle değil artık tatlı gençlik
Dişlerim de döküldü
Fazla zaman kalmadı
Tatlı yaşamdan
Ağlıyorum bu yüzden
Sık sık korkusyla Tartaros'un
Korkunçtur derinlikleri
Çünkü Hades'in
Oraya giden yol da zahmetli
Üstelik dönmez asla
Oraya giden bir daha

....................

Teos'da.
Kültür ve Sanat'a.
Değinmişim kısaca.
Bloğumda son yazımda:

Anakreon, Teos'un.
Ve Anadolu'nun.
2500 seneyi.
Aşan ünlü bir Şairi...

Anakreon, temelde.
Yer vermiştir şiirlerinde.
İki şeye.
Aşk'a ve İçki'ye...

Örneğin Şarap övülür.
Ancak abartılmaz.
Şarap'da olduğu gibi.
Aşk'ın da belli olmalıdır ölçeği...

Şiirlerin dili.
İyon lehçesi.
Ve Ailol dili.
Karışımı özellikli.

Özgün olan kendine. 
Ait bir vezinle.
Yazmıştır şiirlerini.
Olmuştur çok sayıda taklitçisi...

Şiirlerinde ağdalı, iğneleyici.
Bir yöntemi seçmişti.
Eleştiri içerikli.
Şiirler de söylemişti...

Perikles zamanında. 
Atina'da MÖ 440'da.
Onun Tunç bir heykeli.
Akropol'e dikildi...

Onun dikilen heykelinde.
Yer verildi bir Ozan görünümüne.
Benzeyen temelde.
Dionysos'un görünümüne...

Gezgin Pausanias.
Atina'da bu heykeli görür.
Şiire döker.
Ve şöyle nakleder:

Sappho'dan sonra
Sevi şiirleri yazan
İlk Ozandır.
Kafası hafif dumanlı
Ve şarkı söyleyen bir adamdır

Victor Hugo bile
Onun için yazmıştı şöyle.
21 Ağustos 1835'de.
"Ozan Anakreon" şiirinde...

Anakreon, aşk dalgaları yayan ozan,
Süzen kadim hikmetlerin zirvesinden,
Yarı yamaçta buluruz seni, tırmanırken,
Duru, gölgede, canlanan otlarda sere serpe,
Beğenirim seni, sakin ve berrak dalgalı tatlı ozan!
Dikleşince doruğa çıkan patika,
Çoğu zaman, güneş yorgunu bizler, severiz
Dağlardan süzülen dereden su içivermeyi!

17. yüzyıl'da.
Londra'da.
Bir Erkek Kulübü'nün şarkısı da.
Söyleniyordu "To Anecreon in Heaven" başlığıyla...

Amerika'da 13 Eylül 1814'de.
İngiliz Ordusu'na karşı yapılan harpte.
Bir Şiir yazıldı genç bir Şair F. Scott Key'ce.  
Bu da bestelendi To Anecreon in Heaven şekliyle.
Ve kabul edildi bu ezgi 1931 senesinde.
ABD Milli Marşı olarak Ulusal Kongre'de...

Anakreon bu ünüyle. 
Tanınırdı yazdığı şiirlerle.
Şarap ve Üzüm üzerine.
Ve Anakreon da aniden öldü bir gece...

Tanrının garip bir cilvesiyle.
Gırtlağına takılan bir Üzüm tanesiyle...

Neyse, 
Yazımızın bitiminde.
Analım onu.
İki güzel şiirle:


DUYGU ZITLIĞI
Yine hem aşığım, 
Hem değil
Hem deliyim, 
Hem de değil...


ANAKREON'UN MEZARI
Gülün açtığı, 
Asmalarla defnelerin kucaklaştığı bu yerde
Kumrucuğun çığırdığı, 
Cırcır böceğinin eğlendiği bu yerde
Nasıl bir mezardır burası, 
Bütün tanrıların birlikte yaşadığı
Güzel bitkilerle dolu ve süslü, 
Anakreon'un istirahatgâhıdır burası
Baharın, yazın ve güzün 
Tadını çıkardı şanslı şair
Kıştan ise korudu onu 
En sonunda bu mezar...

.

15 Temmuz 2021 Perşembe

TEOS...

 

- 4 Temmuz 2021, Teos, Sığacık-İzmir -

"Sen git dövüş,
Ben içiyorum..."

Teos'lu şair Anakreon
M.Ö. 550-464
....................

Antik İyonya.
Günümüzdeki Ege bölgesi aslında.
Teos da.
Ait o dönemde İyonya'ya...

İyonya'nın tam göbeğinde. 
Olması nedeniyle MÖ 600'lerde.
Miletos'lu filozof  Thales'ce.
Başkent olması önerilmişse de.
Öneri kabul görmemiş her nedense...

Teos antik kenti.
12 İyon şehrinden birisi.
Kuruluşu hayli eski.
MÖ 1000'lerden de evveli...

Efsaneye göre.
Bundan tam 3000 yıl önce.
Şarap Tanrısı Dionysos'un oğlu.
Athamas şehir kurmak için yer arar...

Kızı Area'yı yalnız bırakır.
Babası biraz sonra geri gelir.
Küçük Area oynarken bir ev yapmıştır.
Kız "ben kuracağınız yeri buldum" der...

Athamas şaşırır.
Area'nın ilk sözü "Teos" olur.
Athamas şehri buraya kurar.
Şehrin ismini de Teos koyar...

Burası günümüzde Seferihisar'a.
7 km yakınlıkta.
64 hektar'lık büyük bir alanda.
Antik bir şehir etrafı çevrili Surlar'la...

Teos'un nüfusu 20 bin dolayında.
Kentin koruyucu Tanrısı Dionysos adına.
Yapılan en büyük Tapınak da.
Burada bulunmakta...

Her ne kadar uğraşsalar da.
Denizcilik, ticaret ve tarımla.
Teos aslında.
Bir şehir iç içe Kültür ve Sanat'la...

Tiyatro'su mesela.
Yapılmış MÖ 2. yüzyılda.
7 bin kişilik kapasitesiyle.
Hakim tepeden Ege Denizi'ne...

Meclis toplantılarının yapıldığı.
Boulterion'u.
Yani halkın Meclis Salonu.
Tam 16 oturma sıralı...

Şairler, Filozoflar.
Müzisyenler, Şarkıcılar.
Tiyatrocular, Oyuncular
Hep Teos'da toplanmışlar...

Şairlerin en meşhuru ve önemlisi.
Anakreon isimli...
Şair Antimakhos, Epiküros.
Ve Apellion da yaşamış Teos'da...

Önemli bir Tarihçi
Antik Çağ'da.
Hekatos adında.
O da yaşamış burada...

Bu kişiler.
Teos'da bir araya gelmişler.
Dünyada ve tarihte ilk defa.
MÖ 5. yüzyıl'da.
Dionysos Sanatçılar Birliği'ni kurmuşlar...

Geziniyorsunuz keyifle Teos'da.
Agorasında, Tapınağında.
Tiyatrosunda, Limanında.
6-7 yüz yıllık Zeytin ağaçları arasında...

Bu Zeytin ağaçlarının en önemlisi.
"Umay Nine" isimli.
Adını Buket Uzuner'in romanında.
Bilge Anadolu kadınından almakta.
Ve 1800 yaşında olduğu sanılmakta...

Teos kazılarında.
Rastlanmış bir Lanet Yazıtı'na.
Çevirisi de.
Aynen şöyle:

"Her kim Teos halkına
Ya da Özel bir şahsa
Zehirli ilaçlara baş vurursa
Veya,
Her kim Teos toprağına
Kara ve deniz yoluyla
Tahıl getirilmesini hile ve istismarla
Engellerse veya
Alınan malları şehir dışına çıkarırsa
Hem o
Hem de soyu, sopu
Yok olup gitsin!"

Teos'luların hem soyu, 
Hem de sopu
Geçen zamanda.
Yok olup gitmiş...

Ne dersiniz...
2 bin yıl sonra
Bizim soyumuz, sopumuz.
Kalacak mı acaba?...

Ne düşünürsünüz,
Umut var mı dersiniz...


Teos Antik Kenti fotoğraflarım:

.

13 Temmuz 2021 Salı

SIĞACIK...

 

- 4 Temmuz 2021 Sığacık, Seferihisar-İzmir -

Sığacık Kalesi'nin özellikleri: Bir körfez derenin sonunda şedadi taş binadır, dört köşedir ve çepeçevre büyüklüğü 60 adımdır. Duvarının boyu onar mimar arşını yüksektir. Üç kapısının biri limanın batısına açılır. Kıbleye bakar tarafında Ayasluk ve Kuşadası kapısı ve doğuya bakar Sivrihisar kapısı. Deniz kıyısı tarafı köşesinde iç kale bulunmaktadır. Büyüklüğü 400 adım kaleciktir. İçinde ancak dizdar evi ve cebehane kulesi üzere Süleyman Han'ın camii var. İç kalede bundan başka bir şey yoktur. Doğuya nazır bir demir kapısı vardır.                        Evliya Çelebi Seyahatnamesi, 9. Cilt, 1. kitap, 17. yy

....................

Sığacık, İzmir'de.
İzmir'in Seferihisar ilçesinde.
Seferihisar'ın içinde.
Kale ile çevrili izole bir bölge...

Seferihisar, 2009 yılında.
Kavuştu Türkiye'de ilk defa.
Cittaslow (Yavaş Şehir) ünvanına.
Cittaslow'u anlatmıştım Bloğumda:

Seferihisar benim kanımca.
Trafiğiyle, kalabalığıyla.
Ve nispeten modern yaşamıyla.
Çok uygun değildi Cittaslow'luğa...

Ama yanı başındaki Sığacık.
Kale içindeki sakin yaşantısıyla.
Tarihiyle, mimarisiyle, dar sokaklarıyla.
Sakin yaşantılı insanlarıyla.
Sanki daha uygundu Cittaslow'luğa...

2600 yıl önce İyon topraklarında.
Antik Teos kenti yakınında. 
Küçük bir liman vardı burada.
Şimdi Sığacık'ın bulunduğu alanda...

Selçuklular tarafından geçirildi ele.
Bu bölge 1084 senesinde.
Aydınoğlu Beyliği hüküm sürer bir süre.
Osmanlı egemenliğindedir 1394'de...

Sonra Timur'la Moğollar
Bu topraklardadırlar.
1426'da yine Aydınoğullar.
Daha sonra tekrar Osmanlılar...

Lodos rüzgârlarına açıktır burası.
Sığınacak bir yer arar denizcisi, balıkçısı.
Osmanlı döneminde Sığla'dır (Sığıla) adı.
Güvenle  buraya sığınır teknesi, kayığı...

Çıkacaktır Rodos Seferi'ne.
Sultan Süleyman, 1521 senesinde.
Emriyle inşa ettirilir küçük bir Kale.
Parlak Mustafa Paşa'ya Sığacık iskelesine.
Ve yapımının 500. yılında bu kale, bu sene...

Sığacık, Cumhuriyet'e kadar.
Küçük bir balıkçı köyüdür.
Geçimini sağlamıştır balıkçılıkla.
Ve çiftçilikle, tarımla...

Günümüzde Seferihisar'dan.
Surlarla kesin sınırlarla ayrılan. 
Sığacık'ın toplam nüfusu.
3500 dolaylarında...

Ama yaz aylarında.
Bu nüfus çıkıyor en az 2-3 katına.
Hele de Cumartesi, Pazar günlerinde.
İzmir'den günü birlik gelenlerle.
Belki de 10-15 misline...

Tam 500 yıl önce.
Yapılmış beşgen kalesiyle.
Sınırlandırılmış bir alan içerisinde. 
Gerçek Cittaslow yaşamı bu bölgede...

Sığacık, daracık sokaklarıyla.
İki katlı, bitişik binalarıyla.
Sanki 1600'lü yıllardan kalma.
Sakin bir yaşam alanı aslında... 

Yumuşak huylu insanlarıyla.
Sebze, meyve ve otlarıyla.
Her sabah mezat balıklarıyla.
Sokak ortası sofralarıyla...

Burada zeytinyağlı yemekleriyle.
Köfteleri, börekleri, çörekleriyle.
Sarmalar, dolmalar, gözlemeleriyle.
Sokak ortasında gezinen kedileriyle...

Sığacık, Ege sahilinde. 
Minik, tarihi bir kale içinde.
Vakit geçirilesi keyifle.
Renkli, sessiz-sakin bir belde...


Sığacık fotoğraflarım:
.

8 Temmuz 2021 Perşembe

HACETTEPE'Lİ MİSİN ARKADAŞ...

 

- Hacettepe Hastanesi 1967, Ankara -


Bugün, 8 Temmuz 2021.
Hacettepe Üniversitesi 
54. kuruluş seneyi devriyesi...

Hacettepe Tıp Fakültesi.
Kuruluşu ise daha öncesi.
1963 senesi...

Aradan 4 sene. 
Geçtiğinde.
Hacettepe.
Dönüştü bir Üniversite'ye...

Dr. Sait Kapucu.
Hacettepe Tıp Fakültesi.
İlk öğrencilerinden
Ve ilk mezunlarından...

Hacettepe'nin kuruluşunun.
50. yıldönümünde.
Oturmuş getirmiş dile.
Hacettepe'liliği bir şiirle...

Biraz uzun olsa da.
Benzese de bir destana
İnanıyorum keyifle okuyacağınıza:

....................

Hacettepe’li olmanı vardır şartları,
Hümanist, erdemli, bilimsel, vefalı, saygılı,
Çalışkan, atılımcı, yaratıcı,
Bilirsen tıbbın mabedinde görev aldığını ,
O vakit sen Hacettepe’lisin arkadaş !

Hocalarının ustalığını,
Araştırmalarını insanlık yararına saymayı,
Evrensel düşünüp Hacettepe’de yapmayı,
O zaman sen Hacettepe’lisin arkadaş !

Şayet Hacettepe’ye severek girmediysen,
Kayıt olurken ilkelere uymayı imzalamadıysan,
İngilizce dahil bir dersten dahi kalırsan bile,
Okuldan atılmayı kabul etmediysen,
Senede dört ay yerine bir ay tatile razı olmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Dev bir gecekondu mahallesinden ,
Dev bir Hacettepe mabedinin çıktığını bilmiyorsan,
Kahvesinde langırt oynamadıysan,
Boksör Yılmaz ile tanışıp, ekibe girmediysen,
Mahalleyle arkadaşlık yapmadıysan,
Mehmet Akif’in evini, camileri bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Tıp Fakültesi ilk ders Pediatri amfisi,
Saat dokuz, Doğramacı Hocamız kürsüde,
İlk kez tanışıyoruz kendisi ile,
Saatini çıkardı, koydu kürsüye,
Belli ki zamanında bitirme niyetiyle,
Ne bir çiçek, ne bir siyaset,
Bütün genç hocalar ve öğrenciler yerinde,
Beş dakika içinde açıkladı ilkeleri,
Peşinden Mualla Öztürk’ün ilk dersi,
Bilim fidanının dikildiği ilk dersi,
Daima anmıyorsan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Rasim Adasal bir Psikiatri duayeni,
Girit aksanıyla Freud felsefesi konferansları,
Pediatri amfisinde can kulağı ile dinleyen öğrenci ve akademisyenler,
Aklında yer etmediyse eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

İlk yıl FKB yerine çağdaş eğitim görmediysen,
Alaaddin Kutsal, Orhan Düzgüneş’ten ,
Biometri–İstatistik okumadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Fizik dersini Numan Zengin'den almadıysan,
Akciğer lobektomi ameliyatının,
Bu hastanede olduğunu bilmiyorsan,
Asistanları ile Einstein deneyleri yapmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

İlk kimya derslerini  almadıysan,
Bir ders süresinde tahtayı yüz kez silip,
“Nash” formüllerini yazdığını bilmiyorsan,
Asistanı ile kimya deneyleri yapmadıysan,
Arkadaşlık artınca O’na Homongolos adını vermediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Botanik Hocamız Rıza Çetik espirilerini bilmiyorsan,
Sınav sırasında soruları kaybettiğini hatırlamıyorsan,
Çubuk Barajı’nda pratik yaptığımızı anmıyorsan,
Çam ağacına “pinus nigra” dendiğini bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Nihat Hocamızın Zooloji derslerini,
Bir filozof gibi anlatışını,
Daima beyaz önlükle, ciltli kitaplarla gelişini görmediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

İlk yıl ikmale kalanlara,
Yaz stajı açıp fedakarlık yapan,
Canla başla öğretmeye çalışan ,
Hocalarımıza şükran duymuyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

İlk sınıfın Dekanlık üzerinde olduğunu bilmiyorsan,
Kolçaklı sandalyelerde ders dinlemediysen,
Ön sıralarda yer kapmak için çıkan,
Sınıf kavgalarına katılmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Doğramacı Hoca sınıf kavgası için koşup geldiğinde,
Ses olmasın diye sandalye ayaklarına lastik taktırdığına,
Kavga sonrası can ciğer arkadaşlığa şahit olmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Faz -I kabusunu unuttuysan,
Moleküler hastalıklar, creps, Embdenmeyerhof sikluslarını,
Kafana kazımadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

C-14 deneyinde nükleer işaretli sıçanlar,
İdrar toplayıp laboratuvarda incelemediysen,
Pınar Özand, Yahya Laleli, Gönenç Ciliv,
Cansiperane çalışmalarına şahit değilsen,
Tıbbın en zor deneyine katılmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Pınar Hoca’nın 24 saat başımızda dikildiğini,
Biyokimya filozofu olarak anıldığını,
Teksirleri dosya ile verip,
Her hafta Pazartesi sınav yaptığını,
Böylece Pazar tatilini zehir ettiğini yaşamadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Her hafta danışman hocalarımızla,
4-6 kişilik guruplarla,
Aşk hezeyanları dahil her şeyini açmadıysan,
Hele de Ahsen Orhun Hocamızın yönetiminde,
Her derde çare olunduğunu bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

İlk Anatomi dersini Niyazi Bademli Hoca’nın verdiğini,
Bu ders için enfarktüslü yatağından kalktığını,
Dersin ertesi günü vefat ettiğini,
Tüm öğrencilerinin cenazesine koştuğunu bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Anatomi kuşağı Sıddık Karatay,
Doğan Taner eğitim neferleri,
Minor Doğan, Afkanlı Mustafa Asistanı,
Öğretmek için cansiperane çalışmalarını,
Hatırlamıyorsan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Zilli anatomi sınavından geçmediysen,
Yorgunluktan hocalarının sesinin gittiğine görmediysen,
Sınav stresinden bayılanlar olduğunu bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Mikrobiyoloji Hocalarımızın çalışkanlık ahengi,
Muaffak Akman, Ekrem Gülmezoğlu,
Ayfer Günalp, Melahat Okuyan,
Hekimlik mesajlarını almadıysan onlardan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Multidisiplin Laboratuvarlarında, sabahlamadıysan,
Laboratuvar kokusunu ciğerlerine çekmediysen,
Her öğrenciye Zeiss mikroskopu, onlarca pipet ,
Teknisyenimiz Gültekin, sanat virtiyözü,
Doğramacı Hoca’nın kurduğu Türk-Sanat korosu,
Harmonik çalışmaları hatırlamıyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Tek bir sınıfta ders alırken,
İnşaat molozları, akan çatılar,
Günde üç vardiyalı işçiler,
Mantar gibi hızlı yükselen binalar,
Bu heyecanla eğitilen öğrenciler,
Anmıyorsan bu zamanı,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Sınav sonuçlarının yeşilimsi zarfla ,
İnsan sevgisiyle takdimini,
Koordinatörlüğe titreyerek gitmeyi unuttuysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Zarfları uzatan personelin gözlerindeki ışıltıyı,
Sevgi, şefkat ve heyecanla takdimi,
Teşekkür edip gizli yerde açtığını,
Sevinç veya gözyaşlarını hatırlamıyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Fizyoloji Hocamız Naci Bor,
Ethem Erinç, Doğan Andaç,
Ders gecesi hiç uyumadıklarını,
Moleküler seviyede dersi verdiklerini,
Saygı ile hatırlamıyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Farmakoloji, tıbbın temeli,
Şükrü Kaymakçalan, Oğuz Kayaalp,
Dersleri bilimselliğin şahikası,
İlk kez duyulan endorfinler, peptidler,
Şükranla anmıyorsan kendilerini,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Gül yüzlü Dahiliye hocalarımız,
Şeref Zileli hümanizmin kalesi,
Neşet Aytan, Ferzan ve Hasan Telatar,
Eyüp Tanman, İzzet Barış, Şevket Uğurlu,
Erdem ve Aysel Oram, Aydın Karamehmetoğlu,
Harika ders anlatışları,
Öğleden sonra pratik için serviste,
Saatlerce ayakta teorik-pratik sentezi yapışlarını
Şükranla anmıyorsan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Her öğlen vakti eğitim derslerini,
Kıran kırana hocaların tartışmalarını,
Faruk Özer’in akşama kadar öğrenci-asistan,
Hiç bıkmadan hasta başı çalışması yaptığını,
Sanat, bilim adamı olma şartının ,
İyi öykü almanın tanı için şart olduğunu öğrenmediysen,
Bu felsefeyi kavramadan doktor olunamayacağını anlamadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Dahiliye Asistanları; Rüştü Araz, Şali Çağlar, Nezaket Adalar,
Burhan Kayhan, Olcay Gedik, Ethem Ayhan, Mehmet Ekici,
Güner Gürsel, Ali Gököz, Gürler İliçin, Nasıh Nazlı,
Canla başla hastaları hazırlatıp vizite hazır olmayı,
Kıdemli olarak hem usta, hem tıp çarkının dişlileri,
Bunlara çıraklık yapmadıysan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Hocalarımızın hasta muayenesi için isteklerini,
Bizzat kendilerinin telefon ettiğini,
Doğramacı Hocamızın bile böyle yaptığını,
Bir ders olduğunu kavrayamadıysan,
Sen Hacettepeli değilsin arkadaş !

Elleri öpülesi Pediatri hocalarımız,
İzzet Berkel, Tahsin Tuncalı, Şinasi Özsoylu,
Yıldız Saraçlar, Sevinç Oral, Mithat Çoruh,
Burhan Say, Kalbiye Yalaz, Ümit Saatçı,
Nihat Bilginturan, İmran Özalp, Vedat Sezer, Yavuz Renda,
Keriman Tınaztepe, Şencan Özme, Çiğdem Altay, Arman Bilgiç,
Safiye Göğüş, Emire Özdirim, Yıldız Tümerdem, Ayhan Göçmen,
Asistanlar; Fügen Ersoy, İlhan Tezcan, Münevver Büyükpamukçu,
Melda Çağlar, Gülsev Kale,
Muhsin Saraçlar’ın Başasistan olarak,
Amfide her gün yapılan eğitimde,
Herkese görüş sorarak hocaları terlettiğini,
Bu felsefeye uymanın hekimlik sanatının şartı olduğunu,
Pediatrinin insanlık başlangıcı ile anıldığını kavrayamadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Müşahedede altını kirletmiş bebeğe,
Bezleme yapmadıysan, bu duruma İzzet Berkel’in
Bıyık altından gülüşüne şahit olmadıysan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Şinasi Hocamızın hasta listesinde,
20-50 yaş gurubunda bile Dahiliye hastaları olduğunu,
Konsültasyonlarda herkese taş çıkarttığını,
Sabaha kadar süren Servis vizitlerini,
Ya Serviste veya Kütüphanede görüldüğünü,
Saat sekizde gene Servise koştuğunu,
Bu enerjisinin bir Allah vergisi olduğunu ,
Soran Asistanlara sadece gülücük verip papyonunu düzelttiğini
Bilmiyorsan eğer, sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Ankara kordiplomat hanımlarının pembe gömleklerle,
Pediatri Servislerinde gönüllü çalıştıklarını seyretmediysen,
Doğramacı Hoca’nın gücünü böylece hissetmediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Nöroloji derslerinin ilkini Benjamin Bey'in verdiğini,
Orhan Kalabay, Turgut Zileli, Okay Sarıbaş, Farabi Dora,
Asistanları; Abdurrahman Ciğer, Kaynak Selekler, Selahattin Özcan,
Rotasyon asistanlarına candan davranıp ayırım gözetmediklerini,
Vizitlerde tüm hocalarla yüksek eğitim verildiğini duymadıysan ,
Tez tartışmalarında asistan görüşlerinin çok değerli olduğunu duymadıysan ,
LP yapmayı burada öğrenmediysen,
Sen Hacettepeli değilsin arkadaş !

Doğramacı Hocamızın integre – koordine eğitim sisteminin,
Ruh, çevre, beden sağlığı sentezinde sorgulanması gerektiğini,
Hastaların bu anlayışta muayene etmenin ,
Doktorluğun şartı olduğunu bilmiyorsan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Herkesin sahip olduğu ev hastası çocuklar,
Polikliniğe gelince, derste bile olunsa çağırıldığını,
Her öğrencinin bir çocuk hastası olduğunu,
Aile hekimliğinin bu felsefede olması gerektiğini bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Beyin Cerrahisinin ilkleri Nurhan Avman ve Vahdettin Türkmen olduğunu,
Ernst Sachs Jr. ile devam ettiğini,
Vural Bertan, Aykut Erbengi ile takım oluştuğunu,
Asistanları; Tunçalp Özgen, Osman Ekin, Kemal Benli,
Aklın merkezindeki incelikleri,
Ekibiyle şahikaya ulaştıklarını bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Biyokimyanın duayenleri, Pınar Özand, Yahya Laleli,
Gönenç Ciliv, Suat Artvinli, Nurten Renda, Emel Ataman,
Wayne E. Criss şirinleri andıran takım çalışmalarını,
Dünyaya Metabolik hastalıklar konusunda referans olduklarını,
Hacettepe’de eğitim ve araştırmada lokomotif görevi yaptıklarını,
Onlara danışılmadan yayın yapılmadığını bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Çocuk Cerrahisi kurucusu Akgün Hiçsönmez Hocamız,
Vefat eden çocuğu kurtaracakmış gibi İntörnüne cut down yaptırdığını,
Asistanı Nebil Büyükpamukçu, Işık Olcay, Mehmet Ali Altun, Nuri Kale,
İntörnlerle tam bir usta çırak çalışmalarının teşvik edildiğini,
Eğitimde jenaratör görev yaptıklarını,
Günde sadece 24 saat ameliyatta kaldıklarını bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değlsin arkadaş !

Çocuk Cerrahisinde tek başına poliklinikte kalmadıysan,
Tüm müdaheleler sana yüklenip apse açma,
Servis hastaların pansumanı, ameliyat kontrolü yapmadıysan,
Gece sabaha kadar Nebil Ağbi ile ameliyata girmediysen,
Yorgunlukla sinirler gerilince eldiveni atıp odadan çıkmadıysan,
Doğramacı Hoca’dan azar korkusu ile kapıda yakalanıp,
Tekrar masaya döndürülmediysen ,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Dermatoloji kurucusu Özdemir Birgül,
En zor bölüm, sınav geçme şansının yüzde kırk olduğunu,
Sevinç Akkaya, Vedat Sezer, Fikret Kölemen, Tülin Akan,
Nazik Kürkçüoğlu’nun Lazlara Türkçe Konuşamıyorlar dediğini,
Faruk Özer’in Özdemir Bey’in odasını karargah yaptığını bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Fizik Tedavi Hacettepe’nin göz bebeği,
Kurucusu Rıdvan Özker, yardımcısı Sabri Arman,
Çok şık Asistanlarının candan ve şefkatle hastalarını kolladıklarını,
Her bölüm elemanları ile çok sevecen ilişkilerini bilmiyorsan
Sen Hacettepe’li dğilsin arkadaş !

Kalp-Damar ve Göğüs Cerrahisi kurucusu Mehmet Tekdoğan Hocamız,
Yüksel Bozer, Erkmen Böke, Ünsal Ersoy, Coşkun İkizler,
Barnard Mustafa Çınar, Culey Ali Apikoğlu,
Çocuk-Kalp Damar Cerrahisi virtiyözü Aydın Aytaç olduğunu,
Kalp hastalıkları kliniği ve üfürüm öğrenme sevisi olarak çok yararlandığımızı,
Kardiyoloji Konseylerindeki uyumlu-pozitif davranışlarını,
Bilmiyorsan eğer sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

KBB bölümünün bir efsane olduğunu,
Kurucusu Nazmi Hoşal Hocamız olduğunu,
Sefa Kaya'nın en çok yükü çeken yardımcısı olarak çok fırça yediğini,
Kerim Ceryan, Can Özşahinoğlu'nun centilmenlikle ışıdıklarını,
Asistanları; Bülent Gürsel, Cem Keçik, Bülent Sözeri,
Kıvanç Ayas, Şefik Hoşal, tam bir hiyerarşiyle çalıştıklarını,
Centilmenlik yeşersin diye aldıkları Türkan’ın
Stres ülseri nedeniyle devamlı kanama geçirdiğini,
Bu yüzden çok sık endoskopik müdahale yapıldığını,
Kültür, sanat virtiyözü Yücel Tanyeri’nin bölümde harikalar yarattığını,
Nazmi Hocamızın tüm öğrencilerine şefkatle baktığını,
Bilmiyorsan eğer sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Karşı takımda oynayan öğrencisini maçtan atan hakeme
“Sen benim öğrencimi atamazsın” deyip saldırdığını,
Odyoloji ünitesinde Erol Belgin, Soner Özkan’nın,
Kurdukları yardım fonundan ihtiyacı olana kredi açtıklarını
Bilmiyorsan eğer, sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Entübasyon acil ekibinin koşmalarını,
Maç öncesi performans için asansöre binme yasağını,
On bir katı bir solukta çıkışlarını, Bazen bu ekibe,
Nazmi Hocamızın da katıldığını bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Nükleer Tıp sanki bir uzay merkezi,
Coşkun Bekdik, Günaydın Erbengi, Yahya Laleli,
Her hafta hastaların sonuçlarını tek tek gösterildiğini,
Özellikle Ferzan Hocamızın ekibinin bu eylemine katılmadıysan,
Sen Hacettepe’i değilsin arkadaş !

Hacettepe amblemi, bir geyik muhabbeti,
Tıbbın Tanrı’sı Mısırlı İmhotep’in kullandığı geyik deyneği,
Yaratıcı intörn Yücel Tanyeri'nin,
Yaptığı Hacettepe geyik amblemi,
Amblemi gibi hümanist, doğa sevgisini,
Bilmemek mümkün mü bu gerçeği,
Aksi halde sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Bölümler arası maçta KBB futbol virtüözleri:
Yücel Tanyeri, Ercihan Güney. Cem Keçik, yönetici Nazmi Hocamız,
Tetkikspor’la final maçında, rakip takım oyuncunu atan hakeme,
Saldıran Hoca’nın hakeme bağırışı: ”Sen benim öğrencimi nasıl atarsın”,
Bu gerçekleri bilmiyorsan sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Şükrü Bayındır Hocamızın Ortopedik eğitimini,
Bu kervanın elemanları Talat Göğüş, Nejat Tokgözoğlu,
Nasır Özdemir, Adil Surat, Yaser Muşdal, Şakir Memik,
Ümit Akkoyunlu, Mümtaz Alparslan,
Takım halinde koridor Röntgen tablosunda usanmadan tartışmalarını,
Fizik-Matematik, Felsefe bilinmeden Ortopodist olunamayacağını kavramadıysan
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Hastanenin sanki bilim santrali Patoloji,
Behçet ve Keriman Tınaztepe, Muharrem Köksal Bedri Uzunalimoğlu,
Turan Kutkam, Behsan Önal, Emek Özen, Yener Erozan,
Şevket Ruacan, Aytaç Gököz,
Bu ekibe her gün giderek doku götürmediysen,
CPC toplantıları yapmadıysan,
Sonucu bildiğinde sevinç çığlıklarına katılmadıysan,
Otopsi için morgda ödün koparak gece bile çalışmadıysan,
Morgdan gizlice tanı için biyopsi yapmadıysan,
Hastane İmamının muhbirliğine takılmadıysan
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Estetik Cerrahisi Bölümü Güler Gürsu,
Yardımcıları Onur Erol, Abdullah Keçik, Yücel Erk,
Her derde yetişen Hocamızın kulislerini bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Radyasyon Onkoloğu Mustafa Sipahi,
Kendisi hastanenin yalnız kurdu sanki,
Ali Namık Şener’in Radyoloji ve Radyasyon virtiyözü
Haftalık eğitim derslerine katılmadın,
Eğitim arşivlerini taşımasına yardım etmediysen
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Radyoloji hastanenin eğitim şimendiferi,
Abdullah Kenanoğlu, Abuzer Berilgen, Tuğrul Pınar,
Hadi Özer, Aytekin Besim, her saat film danışmasına gittiğimizi,
Sabah vizit öncesi hocalarımıza filmleri okuttuğumuzu,
Eğitim seminerlerinde tanı için yarıştığımızı,
Chiba yöntemi ile Türkiye’de ilk uygulamayı birlikte yaptığımızı,
Sonuçları gösterdiğimiz hocamızdan aferin aldığımızı duymadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Üroloji eğitimcimiz Doğan Remzi,
Ekibi, Sezer Kendi, Nevzat Duman,
Asistanları; Fevzi Çakmak, Cevat Koçal, Atıf Aktaş,
Nefroloji bilimi, steril sonda takmayı, tuşe yapmayı,
Doktorluk sevgisini, arkadaşlığı, deontolojiyi burada pekiştirmediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

İzzet Hocamızın bir çalışkanlık abidesi olduğunu,
Her gün Akciğer filmi ile odasına gittiğimizi, başarılı isen ayva ikramını,
Mustafa Artvinli ve Özesmi ekibi ile ülkenin Astbest sorununa çözüm aradığını,
Araştırmalara gittiğimizde Hocamızla birlikte tuz madenine indiğimizi,
Kızılırmak’tan balık tuttuğumuzu bilmiyorsan eğer
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

İzzet Hocamızın bilimsel çalışmalara candan destek verdiğini,
Tezlerimizi bile bu bölümde hazırladığımızı,
Hocamızın iyi futbol oynadığı takımda yer aldığımızı ,
Anmıyorsan eğer, sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Hematoloji Laboratuvarında hastalarının PY camını,
Bizzat kendin boyayıp formülü yapmadıysan,
Faruk Hocamıza danışmaktan çekiniyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Göz bölümünün hastanede çok popüler olduğunu,
Behiç Tüzmen, Muvaffak Aytek, Ümit Emüler,
Her birinin ayrı bir değer olduğunu,
Tanju Fırat Hocamızdan Behçet Hastalığı felsefesini almadıysan
Göz dibi muayenesini tam öğrenmediysen,
Oftalmoskop taşımanın şart olduğunu kavramadıysan
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Histoloji dersleri, en sevimli şekilleri,
Mikroskop ve atlasını,
İlhan Kerse Hocamızın daima sınıfta olmasını,
Elektron mikroskopunu ilk kez ülkeye öğrettiğini bilmiyorsan
Asistanı Meserret Turan, Esin Aşan, Ülken Örs, Nusret Çifçi,
Hocamızın takımında makine gibi çalıştıklarını hatırlamıyorsan
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Kardiyolojide Neşet Aytan, Aydın Karamehmetoğlu,
Aysel ve Erdem Oram, Ferhan Özmen, Sırrı Kes,
Kalp Cerrahisiyle Konseye katılmadıysan,
EKG’yi  Aydın Karamehmetoğlu gibi
Hızlı ve doğru okumayı kapmadıysan,
Vektör okumayı Aysel Erdem’den öğrenmediysen,
Koroner bakım ünitesinde hasta kaybetmeden sabahı çıkardığın bilinmediyse,
Aynı hastayı defalarca defalarca defibrile edip hayata döndürmediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Ameliyathane sanki bir uzay istasyonu,
Anestezi hocalarımız buranın can damarı,
Özdemir Demir yardımsever savaşçısı,
Emel Çobanoğlu, Suat Karasu, Kemal Erdem,
Mualla Karaahmetoğlu hem uygulayıcı, hem eğitici,
Ameliyatların tüm yöneticileri,
Entübe etmeyi tam uygulamayı,
Reanimasyon yapmayı burada öğrenmediysen
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Yoğun bakım hastaları, giriş-çıkış kapısı ayrı,
Erkek-kadın yatabilir sıralı,
Çok yoğun ve multi-disipliner tedavi yeri,
Oğlu Cemşit’i getiren İstanbul Üniversitesi Rektörü,
“Hiç şüphesiz Hacettepe ülkemizin ulaşılmaz değeri” dediğini
Duymadıysan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Acil serviste fıçı nöbeti tutmadıysan,
Hemşire, sekreter ahenk içinde olmadıysan,
Tüm bölümleri acile çağırınca konsültasyonu dostça yapmadıysan,
Gelen Doktorların her birinden öğrenme isteğini göstermediysen,
Ayan Gülgönen’den El Cerrahisi, kırık, çıkık tedavisi, öğrenmediysen,
T.C. Başbakanı Prof. Dr. Sadi Irmak ile saatlerce sohbet etmediysen,
Sinirli hastalarla kavgaya tutuşmuşsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

7/24 Mikrobiyoloji Laboratuvarında Petri kutularına,
Isıttığın örs ile ekim yapmadıysan,
Sonra sonucu değerlendirip rapor etmediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Serviste vefat eden hastayı sonuna kadar resüsite etmediysen,
Aileye bildirmeden önce ağlamadıysan,
Tanı için post-mortem biyopsi yapmaya gayret göstermediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Ağır servis hastaları, Koroner Yoğun Bakım Ünitesi,
Tedavide tek kalıp karar verirken dev korkuları yaşamadıysan,
Aritmili hastalara ilaç yaparken monitör çizgileri yüreğini hoplatmadıysa,
Sabah ezanı Hacettepe semalarını sardığında
“Çok şükür, kimseyi kaybetmedim” demediysen ,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Bir hastayı bir gecede çok sayıda defibrile edip,
Eğitim toplantısında bu sonuca hayret eden hocamızın,
“Bu hasta yaşıyor mu “ diye sormasını takdir etmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Psikiyatrinin çağdaş eğitim yöntemi,
Leyla Zileli Hocamızın psiko-analiz gurup tedavisi,
Doğan Karan, Ahsen Orhun, Mualla Öztürk, Yusuf Savaşır,
Atalay Yörükoğlu, Orhan Öztürk duayenlerini,
Asistanları Ahmet Göğüş, Cengiz Güleç,
Ayşe Haznedar’ın gayretlerini hatırlamıyorsan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Psikiyatri Stajını kafayı yemeden bitiremediysen,
Servis hastalarının saldırısına uğramadıysan,
Ruh sağlığının insan olma için esas olduğunu anlamadıysan
Sen Hacettepe’li dğilsin arkadaş !

Toplum Hekimliği duayenlerini,
Nusret Fişek, Sevinç Oral, Orhan Köksal,
İsmail Topuzoğlu, Münevver Bertan, Doğan Benli,
Hele de Cahit Başkök Tbc duayeni,
Asistanları; Ayşe Akın, Sebahat Güven, Nazmi Bilir,
Zafer Öztek, Hikmet Pekcan, Nevzat Eren, Kadir Sümbüloğlu’nun,
Sekreteri Saim Yemen ve Fethi Toker,
Ahmet Acun ile usta çırak eğitimlerini,
İnsanlık, hekimlik hamurunun ustalarını,
Türkiye gerçeğinde hekimlik felsefesi yürüttüklerini bilmiyorsan,
Sağlık Ocaklarında köy stajı yapmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Bilmiyorsan eğer Genel Cerrahi ustaları hocalarımızı,
Hüsnü Göksel, Yılmaz Sanaç, Nevzat Bilgin, Esat Ersek, Cemalettin Topuzlu,
Ayan Gülgönen, Mehmet Haberal, asistanları;
Demir Ali Onat, İskender Sayek, Zafer Önen, Ahmet Özenç,
Burhan Pişkin, Cihangir Çelik, Atilla Sunay, Atilla Engin,
Bu ekiple usta-çırak usulüyle çalışmadıysan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Haberal’ın ilk organ nakli çabalarına destek vermediysen,
Türkiye’de transplantasyon çığırını açtığını anımsamıyorsan,
Verilen mücadelede savaşçı olmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Kadın Doğum bir takım ahenginde,
Hüsnü Kişnişçi, Efalatun Gökşin, Kaya Aydar,
Mithat Çoruh, Kemal Üstay, Sakıp Pekin,
Mustafa Tuncer, Ünal Ural,
Asistanları; Tekin Durukan, Ali Ayhan’nın
Ameliyat makinesi olduklarını duymadıysan,
Nöbetlerde fırtınanın ne zaman geleceği endişesiyle
Fırsatını bulduğunda uykuya dalmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Sitoloji virtiyözü Nuri Sağıroğlu,
Ressamlara taş çıkartan şekilleri,
Balgam, serviks simirlerinin tanı kolaylığını,
İlke edinmediysen,
Sen Hacettepe'li değilsin arkadaş !

İnkilâp Tarihi derslerini Atatürk’ün manevi kızı,
Masasında devlet işleri ve sırlarını bilen,
Afet İnan’dan dinlemediysen,
Mezuniyet yemeğinde yaptığı konuşmada,
“Çocuklar, kağıtları okuyorum; henüz bitmedi” demesinin,
Espiri olduğunu kavramadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Gün aşırı nöbetle haftada 100 saat çalışırken,
Üç günde bir nöbete dönünce bayram etmediysen,
400 TL İntörn maaşı ile Kızılay Piknikte,
Bir Arjantin, patates cipsi, şiş ile keyif yapmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Hacettepe’nin en çağdaş eğitim döneminde,
Siyasi akımların desteğinde yapılan boykotları,
Dekanımız ile kırıp, dağıtmadıysan,
Güvenliğe destek vermediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Orijinal yayın için çalışmadıysan,
Literatüre girip atıf almadıysan,
Kütüphane periyodiklerini takip etmediysen,
Her hafta Makale Kulübüne katılmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Şayet desteklemediysen Hacettepe futbol takımını,
Maçlarda şarkı söylemediysen coşkulu,
Sınav öncesi de olsa almadıysan tribündeki yerini,
Kar üzerinde ayakların donsa da kış günü,
Bu sevdayı sürdürmediysen eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Unicef hediyesi Mercedes otobüsle,
Gitmediysen sınıfla moral gezilerine,
Şoför Hacı'dan fıkralar dinlemediysen,
Yolda otobüse dans ettirirken,
Korku ile feryat etmediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Beyaz takım doktor ceketlerle,
Taşımadıysan oftalmoskop, çekiç, abeslank,
Kalın iğne, Kırmızı kaplı pediatrik rehberi,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Her hafta nöbetten çıkıp ODTÜ de,
Hocalarımızın da olduğu takımlarda maç yapmadıysan,
KBB markapspor lider, Tetkikspor derbilerini bilmiyorsan,
İzzet Hoca santrfor, Sait Hop-Sait sol açık,
Her ortanın Hocamızın kafasından gol olduğunu
Hatırlamıyorsan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin Arkadaş !

Kırık ayakla bile maça devam eden Ekrem’i bilmiyorsan,
Eyüp Tanman, Faruk Özer, Turgut Zileli Hocalarımız isteyince,
Nöbet sonrası da olsa iki maç üst üste oynamadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Gün aşırı nöbet, gün aşırı Apostol Meyhanesi,
Haftada en az 130 saat çalışma,
Üç günde bir nöbet başlayınca,
Bayram edip daha büyük şevkle çalışmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Tüm bölüm Hocalarımıza azami saygı göstermediysen,
Her istemlerine anında cevap vermediysen,
Birlikte ortak çalışmaya katılmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Öğle yemeklerinde hocalarla birlikte,
Doğramacı Hoca sıranın arkasında,
Davet etsen de geçmez öne,
Bunları yaşamadıysan
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Öğrenciyken bile okula gidemediysen,
Yönetim bir araba gönderir acaba hasta mı diye,
Nefesimizin bile sayıldığını anlamadıysan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Kliniğe saat yedide düşmediysen,
Her gün hastaları muayene etmediysen,
Günlük progresleri dosyalara yorumlayarak yazmadıysan,
Hocalara aykırı olsa da görüşleri söylemediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Her gün Röntgen filmlerini Radyolojiye götürüp,
Tüm bulguları hocalardan öğrenmediysen,
Röntgen eğitim toplantılarına katılmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Rodi-asit cihazı ile siroz tedavisine destek olmadıysan,
7/24 endoskopide çalışmadıysan,
Naci Bor Hocamızla tıbbi-cerrahi laboratuvarında,
Hayvan çalışmaları yapmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Öğretim Üyesi yemekhane inşaatında,
Sabah erken dinamit atılınca,
Yedinci blok zelzele gibi sarsılınca,
Servisteki on bir kalp hastası kardiyonik şoka girince,
İki saatte 9 hastaya Cem ve Sait’in cut-down açmasına,
Burhan Kayhan’ın fırçası gelince,
Bu işlemin izne tabi olduğunu işitmediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Eğitim toplantılarında tüm hocaların önünde,
CPC yapmadıysan, Patolojinin CPC'lerine katılmadıysan,
CPC'da Faruk Özer’in bile yanıldığına şahit olmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Hocalarımıza karşı kıskançlık, çıkar, mütehakkimlik
Nedenleriyle tepkiler koyan, aykırı propaganda yapan,
“İncides Academiatrum” Bilim dünyasının hainlerine,
Bilim ve Hocamız yolunda savaş vermediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

İntegre-koordine sistemimize ayak uyduramayan,
Saltanatları sallanınca ayaklanan,
Bizanslı Darulfünün’cular,
6o yıl önceki Hacettepe sistemine dönselerdi,
Çağdaş üniversite olma fırsatını kaçırdıklarını,
Part-time Ortaçağ ekolünün ihanetçilerini bilmiyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Hastaların patolojik örnekleri için biyopsi,
Mortalitede otopsi izni alamadıysan,
Post-mortem toplantılarında bulunmadıysan eğer,
Özverili eleştirilere katılmadıysan,
Her ölümden bir ders çıkarmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Morgda gizlice biyopsi yapmadıysan,
İmamın hasta yakınına:
“ Geçmiş olsun ne ameliyatı olmuştu” ,
“Bizim hasta ameliyat olmadı”
“Ama dikiş izi var” ihbarıyla, şikayetten,
Başhekimliğe çağırılmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

İzinsiz organ çalmanın cezası çok fazla,
Yıllarca hapis, meslekten men,
Olmayı göze almadıysan,
Çalınan böbreği kavanozda gören, Hocamızın,
Kimmelstiel Wilson sendromlu böbrek için,
“ Aaa ne güzel böbrek” dediğini işitmediysen,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Yıllar sonra hocalarımıza rastladığında,
Size isminizle hitap etmeyecek bir iz bırakmamışsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Hocalarımızın orijinal makaleleri okumuyorsan,
Bunlarla övünüp savunmuyorsan,
Onların başarılarını alkışlamıyorsan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Doçentlik derslerinde hocaları alkışlamadıysan,
Onlarla gurur duymadıysan,
Bu anıyı hep yaşatmadıysan,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Yaşamının her anında,
Hocalarını, Hacettepe’yi anmıyorsan,
Hacettepe dünya tepesi, tıbbın meşalesi,
Bilimin ışık kaynağı,
Doğramacı Hocamız şimendiferi,
Bu gerçeği unutursan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Oda kapılarına sadece doktor yazılmasını,
Doğramacı Hocamızın bile böyle yaptığını,
Ünvanla değil, bilgi ile övünüleceği
Gerçeğini, bilmiyorsan eğer,
Sen Hacettepe’li değilsin arkadaş !

Hacettepe 69 kardeş gibi okudu aynı sınıfta Dişçilerle,
Tıbbi Teknoloji, Yüksek Hemşire öğrencileri,
Aynı felsefenin hümanist grubu,
Bu sevgi ile coşuyorsan eğer,
Sen bir Hacettepe’lisin arkadaş !

Bütün yapılması gerekeni yapamadıysan bile,
Kalbin Hacettepe deyip, Hacettepe olarak atıyorsa,
Okulunu soruyorsan arada bir de olsa,
Üzülme, o zaman sen de Hacettepe’lisin arkadaş !

Hacettepe 69 ilk mezunların yönetimi,
Tuncalp Özgen’nin Rektörlüğü,
Şevket Ruacan, Zafer Öztek Dekanlığı,
Seni gururlandırıyorsa,
Sen gerçek Hacettepe’lisin arkadaş !

Anarken aldık ilhamı Hacettepe felsefesinden,
Fakültemizde iz bırakanlarla döndük geleceğe,
Vefaya sarılmışken düşmeyelim vefasızlığa,
Eğer bu şiiri uzatırsan unutulan, yaşananlarla,
Sen o zaman gerçek Hacettepe’lisin arkadaş !

İnançlıyız ta can vermeye bilime hizmette,
Fedakarlık anı bırakır Hacettepe kalbinde,
Fakülteni soruyorsan arada bir olsa da,
Üzülme, o zaman sen de Hacettepe’lisin arkadaş !

Ey Hacettepe 69 Devekuşları,
Bilimin meşakkatli dünyasına hoş geldiniz,
Bu dünya yıldızını daima parlatmak amacınız olsun!
Unutmayalım ki bu köklü bilimin mimarlarının,
Yüzde yüzü daima aklımızda ve onların izindeyiz,
Alçak gönüllülükle, bazen kavgalarla,
Boş ümitlere kapılmadan, bilimde, sanatta,
Daima ileriye, en güzele koşarak,
O vakit sen gerçek Hacettepe’lisin


Dr. Sait Kapucu

.

3 Temmuz 2021 Cumartesi

URLA'LI ANAKSAGORAS...


- MÖ 510, Klazomenai (Urla), Lidya -
"Daha büyük ve daha küçük bir şey daima vardır"
Anaksagoras


Modern Kimya'nın kurucusu.
Lavoisier'in
Kütlenin Korunumu Kanunu'nu.
Bileniniz çoktur...

Bu kanuna göre:
"Hiçbir şey, yoktan var olmaz.
Varken de.
Yok olmaz..."

İşte bu kanunu.
Lavoisier'den 
2300 yıl önce.
Anaksagoras dile getirmişti...

Ve "Hiçbir şeyin hiçten
Meydana gelemeyeceğini,
Hiçbir şeyin de hiçliğe gitmeyeceğini".
Düşünüp, söylemişti...

Anaksagoras, MÖ 500 yılında.
Antik çağdaki adıyla.
Klazomenai'de yani Urla'da.
Geldi dünyaya...

Anadolu'dandı, İyonya'lıydı.
Zengin, soylu bir ailesi vardı.
Bilgi arayışına engel olacağı inancı.
Bu zenginliği reddetmesini sağladı...

İlgi duyuyordu Felsefe'ye.
20'li yaşlarına geldiğinde.
Atina'ya geldi MÖ 480 yılında.
Gelen ilk düşünürdü Atina'ya...

Atina'da 30 yıl kadar kaldı.
Felsefe dünyasına öncülük yaptı.
Atina'ya Bilimsel düşünmeyi.
Felsefe ruhunu getirdi...

Atinalı Devlet adamı.
Perikles'in Hocalığını yaptı.
Sokrates'e dersler verdi.
Şair Euripides'in de arkadaşıydı...

Bir Felsefe kitabı yazdı.
Peri Physeos (Doğa Üzerine) başlıklı.

Bin yıl sonrasında.
Bu kitabın yalnızca ilk kısmına.
Onun da ancak bir bölümüne. 
Ulaşılabildi güçlükle...

Birçok Filozof o dönemde.
Toprak, su, hava ve ateşe.
İnanmaktaydı bu dört elemente.
Anaksagoras ise düşünmekteydi.
Çok sayıda elementler olabileceğini... 

Ona göre evrende 
"her şey bir aradaydı,
ve her şey sayıca sonsuzdu.
ayrıca o kadar küçük idi ki
hiçbir şey tek tek tanınamazdı
ve bu küçüklük de sınırsızdı"...

Evrensel düzene merak saldı.
Gök cisimlerini incelemekti maksadı.
Güneş, ay, yıldızlar ve gök taşları.
Dünya ile ilgilerini anlamaya çalıştı...

Güneş ve ay tutulmasını.
İlk açıklamaya çalışan insandı.
Güneş kırmızı ve sıcak bir yapıydı.
Dünya düzdü, boşlukta durmaktaydı...

Anaksagoras
Geceleri görülen Ay ışığının.
Güneş ışınlarıyla aydınlandığını.
İlk söyleyen bilim adamıydı...

Evrende.
Bizim dünyamıza benzer şekilde.
Başka dünyaların da olabileceğine.
İnanıp, ifade etmekteydi özgürce...

Ancak bu fikirleri.
Halkın inançlarına tersti.
Güneş; inanılana göre Tanrıydı.
Onu taş olarak görmek saygısızlıktı...

Anaksagoras, MÖ 450'de.
Bu nedenle verildi Mahkeme'ye.
Tutuklandı, yargılandı ve
Dine karşı gelmesi nedeniyle.
Mahkum edildi ölüme...

Neyse ki Perikles girdi devreye.
İdamını önledi bir ölçüde.
Lampsakos'a, günümüzdeki ismiyle.
Lapseki'ye gönderildi sürgüne...

MÖ 428 yılında.
Ölene kadar da yaşadı burada.
Çanakkale'de.
Lapseki'de...

Ölümünün üzerinden 2400 sene.
Vakit geçse bile.

Büyük bir Krater günümüzde. 
Ay yüzeyinde.
Anaksagoras Krateri ismiyle.
Anılmakta ve bilinmekte...


Anaksagoras ile ilgili fotoğraflar: