YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

31 Ocak 2021 Pazar

ETNOGRAFYA MÜZESİ...

 

- 30 Aralık 2020, Ankara -

Çalışmıştım anlatmaya.
Geçenlerde Bloğumda.
Resim-Heykel Müzesi'ni.
Ve onun Cumhuriyet'teki.
Sanat Tarihi'mizdeki önemini: 

Cumhuriyet'in hemen ertesinde.
Namazgâh Tepesi'nde.
Düşünülmüştü iki bina.
Sanat eserleri sergisi konusunda...

Her iki bina da.
Ulusal Sanat ve Kültür konusunda.
Ulusal Mimarlık Dönemi'nde.
Parlayacaktı tüm görkemiyle...

İki binanın da yapımına.
Başlandı 1925 yılında.
Bitirildi ikisi de.
İki yıl içinde, 1927'de...

İkinci bina.
Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin
İlk "Müze" binası olacaktı.
Arkeolojik eserlere ayrılacaktı...

Milli Eğitim Bakanı.
Hamdullah Suphi (Tanrıöver) Beydi.
Milli Kültür'e önem veren birisiydi.
Etnografya Müzesi önceliğiydi...

Macar Türkolog J. Meszaroş'a.
Görüşleri soruldu.
O da 1924'de bir Rapor hazırladı.
Halk Müzesi için hazırlıklar başladı...

1925 yılıydı.
Prof. Celal Esad (Arseven) Başkandı.
İstanbul Müze Müdürü Halil Ethem'di.
Halk eserleri toplanmaya başlandı...

Müze Müdürlüğüne Zübeyr Koşay atandı.
1250 eser satın alındı.
Müze inşaatı 1927'de tamamlandı.
Halk Eserleri burada teşhire başlandı...

15 Nisan 1928 tarihiydi.
Gazi M. Kemal Müze'yi ziyaret etti.
Afgan Kralı yakında Türkiye'ye gelecekti.
Müze'nin o zaman açılmasını emretti...

Müze 18 Temmuz 1930 tarihinde.
Açıldı halk eserlerinin sergilenmesine.
Açık kaldı 1938'e kadar tam 8 sene.
Atatürk'ün ölümüne kadar olan sürede... 

Atatürk'ün naaşı getirildi bu Müze'ye.
21 Kasım 1938 tarihinde.
Misafir edildi bu Müze'de.
Ve sonunda nakledildi Anıtkabir'e.
10 Kasım 1953'de...

Atatürk'ün naaşının kaldığı sürede. 
15 yıl kapalıydı bu Müze.
Anıtkabir görevi gördü sadece.
Açıktı yalnızca Atatürk'ü ziyarete...

Bu Müze aradan 3 yıl geçtiğinde.
14 Kasım 1956 tarihinde.
Müzeler Haftası gününde.
Açıldı tekrar ziyarete...

İki kat ve tek kubbesiyle.
Siz de giderseniz burayı gezmeye.
28 basamaklı bir merdivenle.
Çıkarsınız Etnografya Müzesi'ne...

İçeride başlayıp Selçuklu eserleriyle.
Günümüze kadar gelen sürede.
Ev sahipliği etmekte halk eserlerine.
Bu güzel Müze...

Halk giysileri.
Halıları, kilimleri.
Silahları, tüfekleri.
Çinileri, porselenleri...

Metal eşyaları.
Ahşap sanatları.
Başlıkları, takıları.
Hat sanatı, el yazıları...

Sözün kısası.
Halk sanatımızın en alımlıları.
Görmeye değer en önemli örnekleri.
İçin adres Etnografya Müzesi...

Gelmişken buraya.
Göreceksiniz.
Atamız'ın misafir olduğu 15 yıl boyunca.
Salonu da...

Giderken de.
Bir selam verin heykele.
Gururla atının üzerinde.
Ankara'yı seyreden Atatürk'ümüze...


Etnografya Müzesi fotoğraflarım:
.

28 Ocak 2021 Perşembe

GAZİ KOVAN...

 

- 29 Aralık 2020, MKE Müzesi Ankara -

Zamanının İmalat-ı Harbiye'sini.
Günümüzün MKE Müzesi'ni.
Anlatmıştım önceki Blog yazımda.
Ankara'da Tandoğan Meydanı'nda...

Müzede çok obje sergilenmekteydi.
Tümü de tarihi öneme sahipti.
Ama içlerinden birisi.
Bizler için ayrı bir gurur vesilesiydi.

Yer Ankara'ydı.
Tarih, 29 Ekim 1923'dü.
Cumhuriyet ilan ediliyordu.
101 pare top atışı yapılıyordu...

Son kovanı aldı, yerleştirdi.
Komutan "ateş" dedi.
Topçu "bismillah" dedi.
Pim'i çekip topu ateşledi...

Sarı pirinç kovan yere düştü.
Topçu hürmetle eğildi.
Pirinç kovanı yerden kaldırdı.
Saygıyla dudaklarına götürdü...

101. pare atışı onunla yapılmıştı.
Özgürlüğe kavuşulmuştu.
Cumhuriyet başlamıştı.
Kenarına kazınmış yazılar vardı...

İlk yazı İnönü Savaşı sırasında yazılmıştı.
Karahisarlı Seyfi Çavuş yazmıştı.
Üzerinde 12 Muharrem 1341 tarihi vardı.
Yazı, kovanın üzerine Banaz'da kazınmıştı...

Kovan yeniden doldurulmak üzere.
Gönderilmişti İmalat-ı Harbiye atölyesine.
Ankara'da yeniden doldurulmuştu.
Ve tekrar cepheye gönderilmişti...

Yazıyı gören kovanın üzerindeki.
Her asker yazmıştı künyesini.
Savaştıkları yeri ve tarihi belirlemişti.
Sonra da dolum için geri göndermişti...

Kovan 1.5 yıl içinde.
Atölyeye 8 kez geri geldi.
Her seferinde yeniden dolduruldu.
Ve cepheye tekrar gönderildi...

Savaş sona ermişti.
Kovanın atölyeye son defa geldi.
Bir daha cepheye gönderilmedi.
Kovanın içinde Seyfi Çavuş'un künyesi
Vardı ve bir de mektup iliştirilmişti :

"Bismillahirrrahmanirahim,
Selamün aleyküm gayretperver ustalar. 
Allah'a şükürler olsun ki mendebur düşman kaçıyor.
Muzaffer Türk ordusu beş gündür 
durup dinlenmeksizin kâfiri kovalıyor.
Güzel İzmir'e, kalplerimizdeki imanımız kadar yakınız artık.
İki gün evvel Banaz'daki muharebede bataryamın çavuşlarından
Seyfi, kalleş düşman kurşunuyla şahadete ermiştir.
Cenazesini sıhhiyecilere teslim etmeden önce
mintanının içinde bu künyeyi buldum.
Malumunuzdur ki vefat eden neferin künyesi ailesine yollanır.
Lâkin, beş gün önce Karahisar'ı ele geçirdiğimizde,
Seyfi Çavuş'un ailesinin 
düşman tarafından katledildiğini öğrendik.
Bu kahraman Türk evladı kaderini yüreğine gömüp 
anacığını, babacığını defnedemeden düşmanın peşine düştü.
Üç gün sonra kendisi de Hakkın rahmetine kavuştu.
Kovandaki yazılardan anladığım üzere bu topçu neferlerinin
bir ailesi de sizler olmuşsunuz.
Bu sebeple Seyfi Çavuş'un künyesini sizlere yolluyorum.
Başınız sağ olsun.
Hayır dualarınızı bizlerden, Fatihalarınızı 
aziz şehitlerimizden esirgemeyiniz.
Hakkın rahmeti üzerine olsun".
Yüzbaşı Muhsin Talat.
4. Alay 2. Tabur B. Batarya, 
14 Muharrem 1341 Salihli

İşte bu Gazi Kovan.
Dört yıllık İstiklâl Savaşı'mızda.
Gidip gelmişti cepheye sekiz defa.
İlan etmişti Cumhuriyet'i en sonunda...

Bu Kovan işte.
Sergilenmekte gururla MKE Müzesi'nde.
Banaz'lı Seyfi Çavuş'un künyesiyle.
Bir cam vitrin içinde, sessizce...


Gazi Kovan fotoğraflarım:
.

24 Ocak 2021 Pazar

MKE MÜZESİ...

- 29 Aralık 2020, Ankara -

Kısaca MKE.
Ya da uzuncası MKEK.
Açılımı:
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu.

Kurulmuş Ankara'da.
1950 yılında.
Millî Savunma Bakanlığı'na.
Bağlı bir kuruluş aslında...

Kurumun temelleri.
Hayli eski.
F. Sultan Mehmet dönemi.
Kökeni Top döküm Tesisleri...

İlk adı Tophane-i Hümayun.
Sonra Tophane-i Amire.
1908'e kadar Tophane Müşirliği'ne.
Sonrasında da bağlı Harbiye Nezareti'ne...

Osmanlı'nın dağılmasından sonra.
Kurtuluş Savaşı'mızın başlamasıyla.
İmalat-ı Harbiye emekçileri de.
Birer birer gelirler Eskişehir'e...

Düşmanın yaklaşması üzerine buraya.
İmalat-ı Harbiyeciler de gelirler Ankara'ya.
Konuşlanırlar bir Süvari Kışlası'na.
Silah üretmek için Kurtuluş Savaşı'mıza...


Bu binada İmalat-ı Harbiye'ciler.
Önce, ahırların gübrelerini temizler.
Binayı yeniden düzenler.
Ve silah imalatına hız verirler...

Tüfekler, kovanlar yapılır.
Toplar, arabaları onarılır.
Mühimmatlar imal edilir.
Cephane gereksinimi karşılanır...

Ancak, 1922 yılında.
Kısmen yanar bu bina.
Çatısında.
Çıkan bir yangınla...


Hızla harekete geçilir.
Kısa zamanda durum düzeltilir.
Mustafa Kemal kontrole gelir.
"Türk; öğün, çalış güven" sözü.
İlk kez burada söylenir...

Cumhuriyet'in kurulmasından sonra.
Merkezi,  Ankara'da. 
"Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü".
Kurulur burada ve bu binada...

Sonrasında Kırıkkale ve İstanbul'da.
Ve yurdun birkaç yerindeki kuruluşlarla.
Cumhuriyet'in Sanayi yapılanmasında.
Önemli bir öncü okuldur burası Ankara'da...

1950 yılında yeniden yapılandırılır.
İsmi Makina Kimya Endüstrisi olur.
Kısa ismi MKE'dir.
18 fabrika ve 18 bin personel sahibidir...

Bu binada 63 yıl geçirilir.
Sonra karar verilir.
Bu tarihi bina Müze olarak düzenlenir.
2013 yılında Müze'ye çevrilir...

MüzeAnkara'da.
Tandoğan Meydanı'nda.
4.5 dönüm kapalı alanda. 
10 dönüm de açık sahada...

Yıllarca silah imalâtı yapılan binada.
Sergilemeler iki ayrı büyük Salonda.
İlk Salon çoklukla.
Üretimin Osmanlı dönemini anlatmakta...

İkinci Salon'da ise değinilmekte.
MKE Kurumu'nun 1950 sonrası gelişimine.
Çalışanı, Mühendisi ve İşçisiyle.
Yaptıkları inanılmaz üretimlerine...

Hem Kurumun tarihine
Hem de MKE'nin üretimlerine.
Bakıyorsunuz.
Sevinç duyuyorsunuz...

İlk Salon'da.
Sergilenen Gazi Kovan'a. 
Bakıyorsunuz.
Ülkenizle gurur duyuyorsunuz...

Hikayesini öğreniyorsunuz.
Gözyaşlarınızı tutamıyorsunuz...

(Öyküsü sonraki yazıda olacak)

MKE Müzesi fotoğraflarım:

.

20 Ocak 2021 Çarşamba

AŞI OLSAM MI ACABA?...

 


-Tetanoz aşısı olsam mı acaba?

-Sen hiç Tetanozdan ölüm gördün mü Monşer?
Önce çenen kilitlenir, ağzını bile açamazsın. Ateşin yükselir.
Sonra tetani dediğimiz ağrılı kas krampları olur, tüm kaslar 
kasılır. Soluk bile alınamaz.

-Difteri aşısı olsam mı acaba?
-Sen hiç Difteri ölümü gördün mü Monşer?
Önce boğazın, boynun şişer. Nabzın artar, tansiyonun düşer.
Kalbin çalışmaz, nefes alamazsın. Nefes boruna delik açılır.
Bu bile kurtarmaz. Solunumun durur.

-Tüberküloz aşısı olsam mı acaba?
-Sen hiç Veremden ölen gördün mü Monşer?
Aylarca öksürürsün, iltihaplı balgam çıkartırsın.
Sesin kısılır, kan tükürürsün, zor nefes alırsın, boğulursun...

-Bi köpek ısırdı da aşı olsam mı acaba?
-Sen hiç Kuduz'dan ölen gördün mü Monşer?
Görmemişsindir. Görsen bakamazsın zaten. Yutamazsın, 
ağzından salyalar gelir, sudan korkarsın, ışıktan korkarsın,
delirirsin, kafanı duvarlara vura vura bitersin.

-Polio aşısı olsam mı acaba?
-Sen hiç Çocuk Felci'nden ölen gördün mü acaba Monşer?
Muhtemelen görmemişsindir. Ben gördüm. 
Ama sen bir bacağı topallayarak yürüyen çok kimse görmüşsündür.
İşte onun bacağı felçlidir. Çocuklukta geçirmiştir hastalığı.
Ondan sonra da ömür boyu sakatlığa  mahkum olur.
7'sinden 77'sine kadar çeker bu durumu.

-Kızamık aşısı olsam mı acaba?
-Sen hiç Kızamıktan ölen çocuk gördün mü acaba Monşer?
Günümüzde pek olmuyor, görmemişsindir.
Bir günde yirmi üç küçük ölünün gömüldüğünü gördü Doktor
Ceyhun Atıf Kansu.  Bir kere bile onun "Kızamuk Ağıdı" 
şiirini okudun mu, Ali'lerin kızı Emine'yi, Yusufların Kadir'ini, 
Durdu'yu, Döne'yi, Ali'yi, Dudu'yu, güllü Gülüzar'ı 
hiç duydun mu, üzüldün mü?

-Peki, Covid aşısı olsam mı acaba?
-Sen hiç Covid'den ölen kimse gördün mü Monşer?
Muhtemelen görmemişsindir. Çünkü seni ziyaretçi olarak 
bile almazlar o odaya. Nasıl ateşler içinde yandığını,
nasıl ağrılar çektiğini, nasıl öksürdüğünü, nasıl nefes 
alamadığını göremezsin de bilemezsin de...

-Ama aşı % 10 koruyo diyorlar Hocam?
-Bak, sen milyonda bir çıkma şansı olan Milli Piyango 
biletini parayı bastırıp alıyor musun? 
% 10 koruyuculuğu (bir milyonda yüz bin yani)
olan bu aşıyı da para bile bastırmadan git ol derim...

Monşerimsi.
Covid aşısını ol bari.
Hem kendini, 
Hem de toplumu koru, e mi?...

Maskeyle, 
Sosyal mesafeyle, 
El yıkamakla 20 saniyede,
Olmuyor da sadece...
.

17 Ocak 2021 Pazar

TRABENNA...


- 17 Ekim 2020, Geyikbayırı-Antalya -


Phaselis, Patara, Myra, Simena.
Aspendos, Termessos, Arykanda.
Olimpos, Xanthos, Side, Perge.
Antalya'nın antik kentleri en gözde...

Antalya'ya gezi için gidenler.
Bu antik kentleri ziyaret ederler.
Gidip hayranlıkla gezerler.
Dönüşte güzelliklerini dillendirirler...

Trebenna  bunlardan birisi değildir.
Gözden uzak bir yerdedir.
Denizden 700 m yüksektedir...
Ormanın içinde gizlidir.
Bu nedenle çoğu kişi görmemiştir...

Trabenna.
İlk çağda.
Lykia sınırları arasında.
Bizans döneminde ise Pamphilya'da...

Başlangıçta bir Luwi ülkesi.
Luwi dilindeki orijinal ismi.
"Trebewana" yani.
"Trebe Ülkesi"...

Likya ülkesi içindeki Trabenna.
Geçen zamanda.
Önce Roma ve sonra da.
Kalır Bizans topraklarında...

Günümüzde dağ başında.
Ve orman arasında.
Bulunan Trabenna'da.
Önemli antik kalıntılara rastlanmakta...

Bunların çoğu da.
Ait ya Roma İmparatorluğu'na
Veya Bizans dönemine
Ya da antik Likya ülkesine...

Likya tipi odalar, mezarlar.
Bizans'tan kalma akropol ve surlar.
Roma'dan mezarlık ve hamamlar.
Trabenna'da karşımıza çıkmaktalar...

Gözden ırak olduğu için.
Görmekten de uzak olan.
Beydağları'ndaki.
Keşfetmek için bu antik kenti...

Tunç Fındık gibi.
Dağcı bir yeğeni.
Olması lâzımmış insanın...

Geyikbayırı'ndaydık.
Tunç'la birlikteydik.
Dere, tepe, orman, yokuş gittik.
Bu güzel antik yerleşimi gezdik...



Trabenna Antik Kenti fotoğraflarım:
.

14 Ocak 2021 Perşembe

LATİFE HANIM KÖŞKÜ...


- Latife Hanım Köşkü, Karşıyaka-İzmir -

Bugün 14 Ocak. Atatürk'ün annesi
Zübeyde Hanım'ın, ölümünün 98. yıldönümü

....................

19 Mayıs 1919'da.
Çıkılmıştı Samsun'a.
Gidilmişti Amasya, Sivas, Erzurum'a.
Gelinmişti Ankara'ya 27 Aralık'ta...

TBMM açılmıştı 23 Nisan 1920'de.
Mustafa Kemal Paşa önderliğinde.
Kurtuluş Savaşı başlamıştı dört yerde.
Barış sağlanmıştı Mudanya Mütarekesi'yle.
11 Ekim 1922 tarihinde...

Gelinmişti 1922 yılına.
Cumhuriyet ilan edilmemişti daha.
Cumhuriyet'in ilanına.
Vardı daha on ay'dan fazla...

M. Kemal Paşa'nın anası.
Zübeyde Hanım'dı.
Zübeyde ana hastaydı.
Hekimi önermişti ona İzmir'in havasını...

Zübeyde hanım felçliydi.
M. Kemal Paşa, yaveri.
Salih Bozok'u İzmir'e gönderdi.
Uygun bir ev bulmasını rica etti...

Latife Hanım bunu öğrendi.
Salih Bozok ile temasa geçti.
Karşıyaka'daki evini önerdi.
Burada kalabilir dedi...

Köşk, 1860'da yapılmıştı.
Karşıyaka İstasyonu'nun yanındaydı.
İki katlıydı.
Latife Hanım'a aitti...

Tarih 18 Aralık 1922'ydi.
Zübeyde Hanım, İzmir'e geldi.
Karşıyaka'da trenden indi.
Bir hasır koltuğa yerleştirildi.
Kısa bir yolla eve geldi.
Latife Hanım Köşkü'ne yerleşti...

Latife Hanım evi hazırlamıştı.
Evin eşikleri kaldırılmıştı.
Onun tekerlekli iskemle ile.
Getirilmişti dolaşabilir hale...

Zübeyde Hanım ihtimamla bakıldı.
Ancak burada çok fazla kalamadı.
Yaklaşık bir ay sonraydı.
14 Ocak 1923'te aramızdan ayrıldı...

Zübeyde Hanım yaşamını kaybetmişti.
Karşıyaka Ferik Osman Paşa Camisi.
Bahçesinde bir Anıt Mezar yapıldı.
Parkın içerisinde ebedi uykusuna daldı...

Zaman geçti.
Zübeyde Hanım'ın son günlerini geçirdiği.
Köşk el değiştirdi.
Farklı amaçlarla kullanıldı...

2005 yılıydı.
Karşıyaka Belediyesi kamulaştırdı.
2007 yılında restorasyonuna başlandı.
Bir yıl sonra Müze olarak açıldı...

Zübeyde Hanım'ın son zamanını.
Geçirdiği Köşk yeniden onarıldı.
Anı eşyalarla donatıldı.
Üç tane balmumu heykel yapıldı...

Karşıyaka'da güzel bir bahçe içinde.
İki katlı bu Köşkte.
Latife Hanım, Zübeyde Hanım ve
Atatürk artık yaşamasa da.

Anıları yaşıyor halâ buralarda...
 

Latife hanım Köşkü fotoğraflarım:

Latife Hanım Video:


.

7 Ocak 2021 Perşembe

RESİM-HEYKEL MÜZESİ...

 

- 5 Ocak 2021, Resim Heykel Müzesi-Ankara -

"Bir milletin sanat yeteneği,
güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür"
Kemal Atatürk

....................

Cumhuriyet ilan edilmişti.
29 Ekim 1923'de.
Aradan henüz iki sene geçmişti.
Kültür alanında bir şeyler yapılmalıydı...

Cumhurbaşkanı.
Gazi Paşa'ydı.
Düşündü, taşındı.
Kararını açıkladı...

Kurtuluş Savaşı sırasında.
Cuma Namazları'nın kılındığı yerde.
Yapılmasına Namazgâh Tepesi'nde.
Kültür binası hem de  iki tane...

Birisi Arkeoloji Müzesi olacaktı.
Diğeri de Türk Ocakları yapılacaktı. 
Mimar Arif Hikmet Bey seçildi.
Binaların yapımını o gerçekleştirecekti...

Binaların yapımında.
Türkler çalışacaktı yalnızca.
Amelesi, ustası, mühendisi, mimarı.
İlk kez "Yerli ve Millî" olacaktı...

İnşaata 21 Eylül 1925'te başlandı.
18 ayda tamamlandı, 1927'de açıldı.
Ulusal Mimarlık Dönemi'nin. 
En güzel binasıydı...

Türk Ocakları kapandı 1931 yılında.
Devredildi Cumhuriyet Halk Fırkası'na.
Sonra da eğitim ve kültür amacıyla.
Karar verildi Halkevi olmasına...

Binanın güzel bir Salonu vardı.
İlk Türk Opera'sı.
"Özsoy"du
Burada sahneye konuldu...

Atatürk bu Operasını.
Cumhurbaşkanlığı Locasından izledi.

Atatürk'ün Başkanlığını yaptığı.
İlk Türk Tarih Kurultayı.
Bu binada yapıldı...

Ankara'nın ilk Resim Sergisi.
Bu binada gerçekleştirildi...

Harf Devrimi.
Ve Dil Kurultayı ile ilgili.
İlk Toplantı.
Burada yapıldı...

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi.
İlk kez burada okundu.
Cumhuriyet'in 10 Yıl Marşı.
İlk defa burada seslendirildi...

Ankara'nın ilk Konserleri.
Burada verildi.
Türkiye'ye gelen Solistler.
Burada konser verdiler...

Atatürk'ün kullandığı.
Özel çalışma odası.
Bu binadaydı...

TC'nin birçok ilk'in yaşandığı.
Türk Ocağı binasıydı.
Sonrasında birçok kuruluş kullandı.
Geçen zamanda epey de yıprandı...

Fahri Korutürk döneminde.
Karar verildi 1975 senesinde.
Resim Heykel Müzesi olmasına.
Açıldı yeniden 1980 yılında...

Önemli Sanat eserleri.
Biriktirildi.
Ve burada sergilendi.
Aradan tam 40 yıl geçti...

Bina oldukça eskimişti.
Yenilenmesine karar verildi.
Geçen hafta düzenlenen törenle.
Açıldı, yepyeni biçimiyle...

19. yüzyılın sonunda.
Osmanlı dönemi ve sonrasında.
Cumhuriyet'in aydınlığında.
Üretilen müthiş Sanat eserleri.
Sergileniyor bu tarihi Müze'de...

Abdülmecit Efendi de.
Osman Hamdi de.
Şevket Dağ da.
İbrahim Çallı da burada...

Bedri Rahmi Eyüboğlu da.
Fikret Mualla da.
Süleyman Seyyid de.
Ali Avni Çelebi de bu Müze'de...

Orhan Peker de.
Devrim Erbil de 
Hoca Ali Rıza da.
Abidin Dino da bu binada...

18 Salonda bu Müzede.
3629 eser sergilenebilmekte.
Resimler, heykeller görülmekte.
Cumhuriyet içtenlikle hissedilmekte...


Resim Heykel Müzesi fotoğraflarım:
.

3 Ocak 2021 Pazar

LİKYA MÜZESİ...

 

- 18 Ekim 2020 Çayağzı, Demre-Antalya -

Kızım, Arkeolog'dur.
Likya'yı iyi bilir.
Master Tez'i Likya üzerinedir.
Likya kentlerini birlikte gezmişizdir...

Gitmişimdir birçok kere.
Teke yarımadası denilen bölgeye.
Lukkalar'ın yaşadığı yere.
Antik Likya kentlerini ziyarete...


Çok sayıda Likya Mezarları'na.
Rastlanıyordu Teke yarımadası'nda.
Çok güzel konfigürasyonlarıyla.
Tümünün içleri boşaltılmış olsa da...

Gördüğüm tüm Likya kentlerinde.
Hiç rastlamamıştım bir Müze'ye.
Likya tarihi ile iç içe.
Akdeniz'in bu bölgesinde...

Son gezimde.
Çayağzı'na geldiğimde.
Gördüm Böyle bir Müze.
Likya Uygarlıkları Müzesi isminde...

Müze, Demre-Kaş arasında.
Kaş'a 45 km uzaklıkta.
Demre'ye de 5 km yakınlıkta.
Andriakos çayının hemen kenarında...

Çayağzı'nın hemen yanında.
Andriake limanı bulunmakta.
Bu liman da Likya yurdunda.
Myra (Demre) kentinin limanı aslında...

Andriake.
İlk kez MÖ 197 senesinde.
Çıkıyor tarih sahnesine.
Kral III. Antiokhos döneminde...

Andriake bir kent değil.
Denizden uzak antik Myra'nın.
Dere ağzındaki önemli bir Limanı.
Hadrian döneminde oldukça ihtişamlı...

Roma İmparatorluğu'nda.
MS 7. yüzyıl'da.
Andriake önemli bir Liman halâ.
Ancak sonradan dolmuş alüvyonlarla...

Yine de rastlanıyor antik yapılara.
Agorasına, Sarnıcına, Hamamına.
İki Kiliseye, bir Sinagoga.
Liman kalıntılarına.
Ve büyük bir Tahıl Amabarına...

Çağdaş bir yapıdan giriyorsunuz.
Çok geniş bir alanda geziyorsunuz.
Antik kalıntıları geziyorsunuz.
Sonunda da Granarium'a geliyorsunuz...

Granarium "Tahıl Ambarı" anlamında.
Yapılmış MS 129 yılında.
Onarılarak yakın zamanda.
Dönüştürülmüş bir Müze binasına...

Granarium sapasağlam bir yapı.
Mureks harcı burada ilk kez kullanıldı.
Mureks'in anlamı. 
Bir Kaya Salyangozu olmasıydı..

Roma için Mor boya.
Çok önemliydi, Mor boya da. 
Kaya Salyangoz'larıyla.
Vardı Andriake'de bol miktarda...

Mor boya bulunmuştu Fenikeliler'ce.
1 g mor boya için 8 bin Mureks'e.
Gereksinim olmaktaydı.
Kabukları boşa atılmamalıydı...

Bu Deniz salyangozu'nun kabuğu.
Harç malzemesi olarak hazırlanıyordu
Buna "Mureks Harcı" deniliyordu.
Granarium'un inşasında kullanılıyordu...

İşte bu Granarium'da.
2.5 dönüm kapalı bir alanda.
Likya'nın 8 önemli kentinin adıyla.
8 büyük Sergi Salonu'nda.
Bu antik Tahıl Ambarı'nda.
Likya kültürü aktarılmakta...

Likya'nın Tarihi, Coğrafyası.
Ekonomisi, Sosyal yaşantısı.
Kültürü, Yazısı, Sanatı, İnançları.
Burada anlatılmakta tüm Uygarlığı...

Girişinde Granarium'a.
Roma döneminden kalma.
Bir Gümrük Yazıtı bulunmakta.
Burada Ticari düzenlemeler sıralanmakta...

Bu çağdaş Müze.
Açılmış 2015 senesinde.
Şimdi sıra bizde.
Likya Uygarlığı'nı görüp, sevmekte...


Likya Uygarlıkları Müzesi fotoğraflarım:
.

1 Ocak 2021 Cuma

BU YIL DA BÖYLE GEÇTİ...

 


2019
'un son günleriydi.
2020 gelmeden Covid-19 gelmişti.
MMXX başladı.
Sonra da şunlar oldu:

Dakka bir, gol bir:
Elazığ'da deprem, 39 ölü.
Çin'in Wuhan kentinde çıktı, 4 ülkeye yayıldı.
Tema Başkanı Hayrettin Karaca 97 yaşında öldü.
Corona Bilim Kurulu oluşturuldu.
Rahşan Ecevit yaşamını yitirdi.
Kobe Bryant helikopter kazasında öldü.
Manisa'da 5,4 şiddetinde sarsıldı.
Vikipedia 3 yıl sonra özgür kaldı.
Tokyo Olimpiyatları ertelendi.
Avustralya'da ormanların 1/4'i yandı.
Bahar Kalkanı harekatı başladı.
İran, Ukrayna uçağını füzeyle düşürdü.
İran'lı general Süleymani öldürüldü.
Suriye saldırısında 33 askerimiz şehit oldu.
Antartika'da ısı 22 derecenin üzerine çıktı.
Van'da çığ altında kalan 42 kişi öldü.
Pegasus uçağı İstanbul'da pistten dışarı çıktı.
İngiltere, Avrupa Birliği'nden ayrıldı.
Covid nedeniyle sokağa çıkma yasağı başladı.
Eğitimde, Uzaktan eğitim başladı.
Ülkemizde ilk Corona olgusu saptandı.
Türkiye göçmenler için Yunanistan sınırını açtı.
Yunanlılar göçmenlere sınır geçişini kapattı.
Corona nedeniyle Kabe, tarihinde ilk kez boş kaldı.
Corona nedeniyle ilk sokağa çıkma yasağı başladı.
İçişleri Bakanı Sosyal Medyada istifa etti.
TBMM'nin kuruluşunun 100. yılıydı.
Atatürk Havalimanına Corona Hastanesi yapıldı.
Çernobil'de orman yangını çıktı.
ABD'de G. Floyd polis tarafından öldürüldü.
Bursa'yı sel aldı.
İstanbul'da hortum görüldü.
Türk oyun şirketi 1.8 milyar dolara satıldı.
Dipsiz Göl hazine aramak için boşaltıldı.
Ayasofya ibadete açıldı.
SpaceX uzaya roket fırlattı.
Sibirya'da ısı +38 derece kaydedildi.
Meke gölü tamamen kurudu.
Sakarya'da havai fişek fabrikası patladı.
Huysuz Virjin lakaplı Seyfi Dursunoğlu öldü.
Karadeniz'de 320 milyar m3 gaz bulundu.
Giresun sel felaketi yaşadı.
Beyrut da 2700 ton gübre patladı.
Malatya'da 5.7 deprem oldu.
Oruç Reis gemisi Akdeniz'de araştırmalara başladı.
Azerbaycan-Ermenistan savaşı başladı.
Polatlı'da kum fırtınası oldu.
Bekir Coşkun yaşamını yitirdi.
KKTC'de Maraş bölgesi kısmen açıldı.
San Francisco ormanları yandı.
İzmir'de deprem oldu 112 kişi öldü.
Hatay'da büyük orman yangını oldu.
9 yıl aradan sonra Formula-1 İstanbul'a döndü.
Lider bitiren Hamilton kutlamayı gazozla yaptı.
Burası önemli, Maliye Bakanı Berat Albayrak istifa etti.
İki Türk Almanya'da Covid-19 aşısı geliştirdi.
ABD'de Başkan seçimi yapıldı.
Trump gitti, Biden Başkan seçildi.
Timur Selçuk yaşamını yitirdi.
Ermenistan, Karadağ'da mağlup oldu.
Azerbaycan zaferi Bakü'de kutladı.
İngiltere'de mutasyona uğramış Corona virüs saptandı.
Ritmik Cimnastik'de Avrupa Şampiyonu olduk.

İyisiyle, kötüsüyle
Maskesiyle, mesafesiyle.
Corona'dan ölümlerle.
Sona erdi bu sene de...

Politikacılar bağırdı.
Temeller atıldı.
Açılışlar yapıldı.
TBMM'de hep kavga vardı...

Dört yanımızda savaş vardı.
Milli Bayramlar kutlanmadı.
Sokağa çıkma yasaklandı.
Maçlar seyircisiz oynandı...

Dolar, altın kurları arttı.
Her şey zamlandı.
Yaşam pahalandı.
Alım gücümüz azaldı...

Baharda çoğu yeri sel aldı.
Yazın sıcaklıklar başladı.
Sonunda kuraklık oldu.
Yağmur duasına çıkıldı...

Suriyelisiyle, mültecisiyle.
İşçisiyle, köylüsüyle.
Zenginiyle, fakiriyle.
Hekimiyle, hemşiresiyle.

Geçti işte.
365 günde.
Koca bir sene.
İyisiyle, kötüsüyle...

Tüm güzelliğiyle.
Sağlıklı, mutlu günlerde.
Olalım birlikte.
İnşallah 2021'de...


İnternetten 2020 Fotoğrafları :
.