YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

27 Ocak 2008 Pazar

SİNOP ALUMNİSİ...



Alumni” kelimesi aslında yabancı bir sözcük.
Ayni eğitim kurumundan yetişenler grubu anlamını taşıyor.
Hacettepe KBB’da Asistanlık yaparak oradan Uzmanlıklarını alan bizler de her sene ayrı bir şehirde bir araya gelerek kısmen bilimsel, büyük kısmı ise sosyal içerikli toplantılar yapıyoruz. Bunu, ilk kez Hocamız Nazmi Hoşal’ın adlandırdığı biçimde “Hacettepe Alumni Toplantıları” diyoruz.

2002 yılında bu toplantının Samsun’da yapılması önerildi. Arkadaşlarımızın çoğu Samsun’u görmüşlerdi. Ayrıca böyle bir toplantı için Samsun çok da ilgi çekici bir yer değildi. Bu toplantıyı –annemin doğum yeri olduğu için- yakından bildiğim Sinop’ta yapmayı düşündüm. Katılımcıların büyük çoğunluğu Sinop’u ilk kez göreceklerdi. Ama orada da büyük bir grubun konuk edilmesi çok zordu.

Ön görüşmelere başladım. Sinop’un 6-7 km. uzağında çok güzel bir yöre olan Akliman’da bir “Öğrenci Yurdu” vardı. Burası belki tek yıldızlı bir otel kalitesindeydi ama 150 konuk ancak bu yurtta barındırılabilirdi. Yetkililerle görüştüm, toplantı sırasında burası konaklamamız için tümüyle bize tahsis edilecekti. Ayrıca burası bilimsel toplantıları yapacağımız Su Ürünleri Fakültesi’ne de yürüyüşle 3-5 dakikalık bir mesafedeydi. Salonu da ayarladım. Tüm Alumni grubu arkadaşlarımızın iletişim bilgilerini edinerek onlarla bire bir ilişkiler kurdum. Hepsinin T-shirt beden büyüklüklerini öğrenerek onlara ayni örnek mavi renkte T-shirt’ler yaptırdım. Böylece herkes ayni giysiyi giyecek ve bir takım görüntüsü oluşturacaktık. Ayrıca toplantı Sinop’ta yapılacağı için amblem olarak “snoopy”yi seçtim ve Başaynalı bir Snoopy ve Hacettepe amblemini birlikte kullanarak bir “logo” oluşturdum. Bu logo’yu tüm T-shirt’lerin göğüslerine işlettim.Toplam 153 kişiden oluşan katılımcılar ayni giysilerle ayni otelde konaklayacak ve burada bizden başka kimsecikler de olmayacaktı.

Açılışı ve açılış kokteylini -Hacettepe KBB’da hapishane hayatı yaşadığımız için- tarihi Sinop Hapishanesi'nde yapmaya karar verdim. Ama bir sorun vardı. Hapishanede elektrik yoktu. Buraya 300 m. uzaklıktan kablo ile elektrik getirttim. Ayrıca, konuklarla birlikte 200’e yakın kişiye kokteyl yapacak olanaklar bu 10 bin kişilik kentte yoktu. Cam bardaklar da Samsun’dan ödünç getirtildi.

Açılış Kokteylimiz 2 Eylül 2002 tarihinde saat 17.30 da Hapishanenin bir avlusunda başladı. Hapishanenin 25 yıllık deneyimli gardiyanı “Pala Bey” bir hapishaneyi ilk kez gören konuklara ilginç bilgiler vererek gezdiriyordu. Saat 19.30 da Hapishanenin bir diğer avlusunda Açılış Törenimiz yapıldı. Bir gün öncesine kadar elektrik olmayan bu yerde, açık havada eski günleri andığımız renkli konuşmalar, sunumlar yapıldı.

3 gün süreyle her sabah Bilimsel Toplantılarımızı yapıyor ve öğlenden sonraları da Sinop’un turistik yerlerini geziyorduk. Sabah Toplantılarımızda Dr. Kerim Ceryan “Mesleğimin Sonbaharı”, Dr. Kadir Doğruer “Gülmek Nedir”, Dr. Sabit Günel “Acı, Tatlı Hatıralar”, Dr. Uğur Bilgen “Karikatürlerle Gözlemler”, Dr. Cem Keçik “Anılar”, Dr. Şefik Hoşal “Larenks Kanserinin Yüzyılın Tarihine Etkisi” konusunda çok renkli konuşmalar yaptılar. Öğleden sonraları ise minibüslerle “Ada turu” ve “İnceburun” gezileri yapıldı. Türkiyenin en kuzey ucuna yapılan bu geziden sonra her katılımcıya özel belgeleri verildi. Bir gün öğlenden sonra Limandan bir tekne ile hareket ederek “Hamsilos” ve “Akliman”a gidildi, öğlen yemeği teknede yenildi ve inanılmaz güzellikteki bu koylarda denize girildi. Gece ayni teknede Türk Müziği eşliğinde yemek yenildi. Ertesi gün öğlen yemeği Akliman’da orman içerisinde, Sinop’a has “Kulak Hamuru” (bir çeşit cevizli mantı) yenilip, piknik yapıldı . Böylece zamanın nasıl geçtiği anlaşılmadı.

Üç günün sonunda “Kulak” Hamuru yenilmiş, İnce “Burun”a gidilmiş ve Hamsilos “Boğaz”ından geçilerek gerçek bir Kulak-Burun-Boğaz toplantısı tamamlanmıştı.

Tüm katılımcılar bu Toplantıdan çok keyif aldıklarını söylediler.

Ama benim aldığım keyif onlardan fazlaydı…






Sinop Alumnisi fotoğrafları için lütfen tıklayın :