YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

1 Temmuz 2018 Pazar

SATRANÇ MÜZESİ...



Hayat da tıpkı bir satranç gibi. Bazı hamleleri kazanmak için yaparsın. Bazı hamleleri de sırf oyunun akışı bunu gerektirdiği, doğrusu bu olduğu için yapar, yenilirsin.                                          Elif Şafak     
...............

Hint İmparatoru bir mektup yazar.
Ve Satranç oyununu Pers İmparatoruna gönderir.
Mektubunda satranç oyununun özelliklerini anlatır.
Ve şu notu ekler:

Kim daha çok düşünüyor,
Kim daha iyi biliyor.
Ve kim daha iyi ileriyi görüyorsa.
O kazanır Satrançta.
İşte Hayat budur...

Pers İmparatorunun Veziri haftalarca çalışır.
Her taşın hareketini irdeler ve oyunu çözer.
Daha sonra da Tavla oyununu icat eder.
Ve İmparatoruna sunar.

Pers İmparatoru da.
Satranca karşı. 
Tavla oyununu Hint İmparatoruna.
Gönderir yazdığı bir bir mektupla:

Evet, kim daha çok düşünüyor,
Kim daha iyi biliyor.
Kim daha iyi ileriyi görüyorsa.
O  kazanır Tavlada da.
Ama biraz da şans gerekir.
İşte Hayat budur...


Satranç ile ilgili ilk kanıtlara.
MS 3-5 yüzyılda.
Chaturanga adlı Sanskritçe oyunda.
Rastlanılmakta...

MS 531-579'da.
Hindistan'dan İran Şahı'na.
Bir Satranç takımı gönderildi.
Ve oyuna İran'da Çatrang adı verildi...

Çatrang adı İslam dünyasında.
Şatranj olarak tanındı.
Çin'de de Sat-Ran-Çu adıyla.
Oynanmaya başladı...

Satranç zor bir oyundu.
Belirli kaideleri vardı.
Ancak çok sevildi, çok tutuldu.
Tüm dünyada oynanır oldu...

Satranç tahtası üzerinde.
Piyon, fil, at, vezir, şahkale ile.
Ve belirli kaidelerle.
Oynanır Satranç düşüne düşüne...

Satranç tahtası.
Ve satrancın taşları.
Birlikte oluştururlar.
Satranç takımını...

Çok çeşitli boyda.
Ve çok çeşitli şekillerde.
Tasarlanmıştır Satranç taşları.
Ve Satranç Takımları...

Dostumuz, arkadaşımız.
Akın Gökyay kardeşimiz.
Başlamış 40 sene önce.
Satranç Takımlarını biriktirmeye...

Akın Gökyay'ın geçen 40 senede.
100'ün üzerindeki ülkeden.
700'den çok Satranç Takımı birikmiş elinde.
Ve bunlarla kurmuş olağanüstü bu Müze...

Satranç Müzesi adını vermişler.
Bir Ankara evini restore etmişler.
Bir de güzel düzenlemişler.
Hepsini burada sergilemişler...

Bu Müze'de biri birinden ilginç.
Biri diğerinden daha güzel.
Biri birinden daha renkli, alımlı.
Sergilenmekte yüzlerce Satranç Takımı...

Çin'den, Hindistan'dan.
İtalya'dan, Fransa'dan.
Almanya'dan, Madagaskar'dan.
Eserler var dünyanın dört bir yanından...

Ahşap, metal, kemik.
Sabun, lüle taşı, seramik.
Kristal, gümüş, plastik.
Her çeşit malzeme kullanılmış...

Tüm dünyada sadece.
İki tane.
Satranç Müzesi.
Var yeryüzünde...

Bu iki Müze'den de.
Sadece.
Ankara'daki  sahip.
Guinness Dünya Rekorları Sertifikası'na...

Bu muhteşem Müze.
Üç yıl önce.
Açılmış sessizce.
Hamamönü'nde...

Tavlayı çok iyi bilseniz de.
Satranç oynamayı bilmeseniz de.
Gidin, birkaç saatinizi geçirin bu Müze'de.
İlginç yüzlerce Satranç Takımı içerisinde...


Satranç Müzesi Fotoğraflarım:
https://photos.google.com/share/AF1QipO6BtQmcnc2BOGKdkTVCjmf2KqnXdgLSeQLppPEklRR94IKvSzVQTUujpSVWh2bYw/photo/AF1QipPn8FmQa3G-OqIhDrC071WynwUm4ODatjm26hQc?key=RUNnTTg4d1hucWNlbDBxbVd4cl9sbzI4YjFVeU1B&hl=tr
.