YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

30 Mayıs 2021 Pazar

ZENGİNLİĞİN ON PARA ETMEZ...


Bir Kongremiz vardı 2008 yılında.
Kuşadası'nda.
Koklear İmplantlar konusunda.
Uluslararası alanda...

Asya'dan Çin, Kore ve Japonya'dan.
Avrupa'dan Almanya, Avusturya'dan.
Amerika'nın dört bir yanından.
Hatta Afrika'dan...

Doğuştan sağır çocuklar.
Bilirsiniz duymazlar, konuşamazlar.
Bunlar tüm yaşamınca böyle kalırlar.
Hekimler bunlara bir şey yapamazlar...

Bu durum değişti.
1980'li yıllara gelinmişti.
İç kulağa elektrotlar yerleştirilmişti.
Sağır hastalar işitebilmişlerdi...

Bu, KBB bilim dalı çevresinde.
Son senelerde.
Yapılmış müthiş bir gelişme.
Ve bir Devrimdi...

Koklear İmplant'lar pahalı olsa da.
Devletimizin sosyal yardımlarıyla.
Seçilen uygun hastalara.
Bu ameliyatlar kolaylıkla uygulanmakta...

2008 yılı Cumhuriyet Bayramı'nda.
Kuşadası'nda.
Yapılan Koklear İmplant Kongresi açılışında.
Bu konuya değinmiştim yaptığım sunumda :

 

LİDYA ÜLKESİ   

 

Ankara’dan karayolu ile İzmir’e doğru
yola çıkıldığında yolunuz Salihli’den geçer.   
 

Salihli, Manisa ilimize bağlı küçük bir yerleşim yeri olup, 

İzmir’e 90 km uzaklıktadır.      

  

Salihli’de yolun kenarında Gymnasium binasının yanından geçersiniz.   

7 km kadar batıda antik bir şehrin kalıntıları ile karşılaşırsınız.  

Bunlar Artemis Tapınağından günümüze kalan yıkıntılar olup…  

Burası Lidya ülkesinin başkenti Sart’tır...

https://yucel-tanyeri.blogspot.com/2021/05/sardes.html


Lidya ülkesi, Anadolu’nun batısında, 

bugünkü Gediz ırmağı ile Menderes nehri arasında kalan 

sahada yerleşmiş olan 

antik ve çok zengin bir uygarlıktır.


Günümüzden yaklaşık 3500 yıl önce var olmuş, 

bin yıl kadar yaşamını sürdürmüş çok zengin bir krallıktır.   

Lidya ülkesinin zenginliği Sardes kentinin ortasından geçen 

Paktalos çayından kaynaklanmaktadır ve 

bu nehrin alüvyonlarından elde edilen altın nedeniyle 

ülkenin son Kralı Croesus inanılmaz biçimde zengindir...


Kral Croesus o denli zengindir ki, 

bizler tarafından bilinen ismi KARUN olup, 

Karun kadar zengin…” tanımlaması İngilizceye de 

ayni biçimiyle yerleşmiş bir deyimdir.  (as rich as Croesus)


Tarihte altın para ilk kez Lidya Krallığında basılmıştır.

Lidya parasının üzerinde her zaman bir Arslan figürü vardır ve 

bu güçlü bir Krallığın işaretidir. 

Günümüzden 2500 yıl önce hükümdarlık yapmış 

Kral Croesus’un zamanında ülke sınırları genişlemiş ve 

doğuda bugünkü Kızılırmak sınırına kadar ulaşmıştır...


Karun o denli zenginleşmiştir ki, 

müzelere kadar erişebilmiş değerli eserler 

günümüzde bile birçok kişi, kuruluş ve 

devlete gelir getirmeye devam etmektedir...  


Kral Croesus bu zenginlikle sınırlarını 

daha da genişletmek istemektedir.

Doğuda Persler vardır.

Perslere savaş açmadan önce 

Delfi’deki Kahinlere danışır. 


Kahinler, 

Kızılırmağı geçerse büyük bir imparatorluğu 

yok edeceğini” ona bildiriler.


Croesus

Pers İmparatorluğunu yenerek 

o İmparatorluğu ortadan yok edeceği 

şeklinde yorumlar bu kehaneti...    


Bunun üzerine Croesus bugünkü Kızılırmak’ı aşarak 

Perslerle savaşa girer. 

Savaşın galibi belirlenemez. 

Croesus bunun üzerine kışı geçirmek ve 

yeni askerler toplamak için Sardis’e döner. 

Krezus, Pers Kralının da baharı beklemek üzere 

geri çekileceğini sanmaktadır...

 

Ancak Pers Kralı Cyrus (Kirus) 

baharı beklemeden Sardis’e saldırılması emrini verir ve 

kısa süren bir savaştan sonra 14 günde kenti ele  geçirir.  

Krezus esir edilir ve ateşte yakılarak ölüme mahkum edilir.

   

Alevler ilerlerken Croesus’un üç kez  

Solon, Solon, Solon” diye  sayıkladığı duyulur. 


Solon, Atinalı bir filozoftur.   


Pers Kralı Cyrus (Kirus) bu sözlere kulak misafiri olur. 

Ateşin söndürülmesini emreder. 

Ancak alevlerin önü alınamaz...


Croesus son anda yüksek sesle 

Tanrı Apollon’a yakarır.

Hava bir anda kararır. 

Gökyüzünde bulutlar belirir.

Şiddetli bir sağanak yağmur yağar ve ateşi söndürür...


Ateş söndükten sonra Pers Kralı, Croesus’a 

alevler arasında yanmak üzereyken 

filozof Solon’un neden

ismini sayıkladığını sorar...  


Croseus da ona bir zamanlar filozof Solon’a 

dünyanın en mutlu kişisinin kim olduğunu” sorduğunu, 

kendisinin çok zengin ve müreffeh bir hayat yaşarken, 

Solon’un Atinalı fakir üç kişinin dünyanın en mutlu 

üç kişisinin ismini verdiğini ve 

hiç kimsenin yaşamının sonuna gelmeden 

mutluyum diyemeyeceğini” söylediği için 

son anda Solon'un adını andığını anlatır...

  

Bu sözlerden etkilenen Pers Kralı Cyrus

zengin Croesus’un hayatını bağışlar ve 

Croesus bir süre daha esir olarak yaşamını sürdürür...   


Croesus dünyanın en zengin kişisi olmasına rağmen, 

Solon’un söylediği gibi muhtemelen 

dünyanın en mutlu kişisi de değildi... 

  

Çünkü Croseus’un iki oğlu vardı. 

Birisi genç yaşta bir av sırasında kazayla ölmüştü. 

İkinci oğlu ise Heredot Tarihi kitabında dünyada 

kayıtlara geçmiş ilk sağır ve dilsiz kişisi idi.


Croesus, onca zenginliğine rağmen, 

oğlunu tedavi ettirememiş, 

onu duyar ve konuşur hale getirememişti...


Ayni topraklarda ve çok da zengin olmayan ülkemizde 

birçok Merkezde benzeri hastalar günümüzde

ameliyat edilip, duyurulabilmekte ve 

hatta şarkı bile söyleyebilmektedirler... 


2500 yıl sonra,

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 85. yılında 

çok da zengin olmayan vatanımızda

ulaşılan durum budur… 


.   

 

10 yorum:

  1. Cok saol yucel can.emeklerine saglik

    YanıtlaSil
  2. Sağol can hocam.Derslik bilgi için..

    YanıtlaSil
  3. Öykü çok güzel yücelim, hep yanından geçerdik, uzaktan izler izmire ne kadar yolumuz kaldı hesab ederdik, ama senin gözünle bakmak görmek gezmek lazımmış, sağol varol sevgili arkadaşım, bütün linklerini çocuklarıma ve yakın dostlarıma gönderdim onlar değerlendirir umarım

    YanıtlaSil
  4. Yüreğinize sağlık hocam🤗

    YanıtlaSil
  5. BİLGILENDIRDIĞINIZ IÇIN COK TEŞEKKÜRLER

    YanıtlaSil
  6. Çok güzel Yücel, her zamanki gibi!!

    YanıtlaSil
  7. Çok teşekkürler Yücel hocam.

    YanıtlaSil
  8. Enfes bir bildirme olmus. Hele Kochlea implantla baglantisi mukemmel .Eline saglik. Bana Kochlea Implanti burda ilk tatbik olanlardan oldugumu da hatirlatti. Buralara geldiginizde , Manisa dedinde,Magnisia egialetini gormusmuydunuz ? Sevgilerle.

    YanıtlaSil
  9. Mükemmel bilgiler ile efsanevi ve güncelikleri ustaca harmanlamışsınız.
    Çok beğendim, tebrik ve teşekkürler.

    YanıtlaSil