YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

9 Şubat 2018 Cuma

MURAT CEM MİMAN'LA...



Murat Cem Miman.
Doktor, hem de alâsından.
Bir de K.B.B.'da Uzman.
Meslektaşlarımdan...

Mükemmel bir eğitim gördü.
Profesörlüğe kadar yükseldi.
İnanılmaz bilgili, becerikli.
Ve de saygın bir kişi...

İyi bir Sporcu.
Uzun mesafe koşucusu.
İyi bir bisikletçi.
Ve de yürüyüşcü...

Karşıyaka'da tam 5 sene.
Evinden işine.
İşinden evine.
Gider-gelir yürüye yürüye...

İyi bir Hekim.
İyi bir Bilim Adamı.
En başta.
İyi bir gözlemci olmalı...

Sevgili Murat yalnızca yürümüyor.
Yürürken çevresini gözlemliyor.
Hafızasına kaydediyor.
Sonra da bunları yazıya döküyor...

Yol üzerindeki olayları.
Kedileri, martıları, dolmuşları.
Bahriye Üçokları.
Latife Hanımları...

Çolpan ve Attila İlhan'ı.
Karşıyakanın baharını, yanarayı'nı.
Sokaklarını, dükkanlarını.
Sigara içen insanlarını...

Sabah koşuşturanları.
Yağmurlu zamanlarını.
Kirliliği, pasaklılığını.
İnsanların davranışlarını...

Mahallenin halkını, esnafını.
Sokaklarını, kaldırımlarını.
Adamlarını, kadınlarını.
Akşamlarını, binalarını...

Parklarını, ağaçlarını.
Mendil satan çocuklarını.
Dükkânlarını, balkonlarını.
Yoldaki sigara dumanlarını...

"Sabahları İşe Yürüyerek Giderim".
Başlıklı kitabında Murat Cem.
Bunları o kadar güzel anlatıyor.
Öyle güzel tanımlıyor ki...

Sanki onunla yürüyorsunuz.
Onun gözünden görüyor.
Onun gibi duyuyor, düşünüyor.
Onun gibi yaşıyorsunuz...

Kitapta, 37 öykü var, gözlem var.
Hepsi.
"Sabahları işe yürüyerek giderim".
Diye başlıyor...

Yazar.
Yürürken yaptığı gözlemleri anlatıyor.
Kısaca bunları irdeliyor.
Ve son bir cümleyle de yorumunu yapıyor...

Alınası bir kitap.
Okunası bir kitap...

Dün bu kitabın, İmza günü idi.
İlgi oldukça yoğundu.
Ben de bir kitap aldım.
Sevgili Murat'a imzalattım...

Bu kitabın geliri Tıbbiye'de okuyan.
Maddi desteğe gerek duyan.
Hekim adaylarından,
Burs alıp, sonunda Hekim olacak.
Tıp öğrencilerine adanmış...

Ne mutlu bu kitabı yazana.
Ne mutlu bu kitabı alıp, okuyana...


Kitabın fotoğrafları:
.