YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

17 Ağustos 2015 Pazartesi

BATUM...



23 sene önce.
Batum’a gittiğimizde.
Konaklamıştık bir gece.
İnturist Otel’de…

Minare yıkılmış ama mihrap yerinde
Diye güzel bir söz vardır dilimizde.
Otel belki yıkık döküktü o dönemde.
Ama mimarisi besbelli ki çok güzeldi 1992’de…

Dünyaca ünlü Rus Mimar.
Alexey Shchysev.
1939 senesinde.
Yapmıştı bu güzel oteli…

II. Dünya Savaşı bitiminde.
Müttefik Devletler’in üç lideri.
Churchill, Stalin ve Rosevelt’i.
Buluşturacaklardı Batum’da bu güzelim otelde…

Ancak son anda alınan bir kararla.
Konferans alındı Yalta’ya.
İnturist Otel üç konuğunu ağırlayamadan daha.
Bizleri konuk etmişti 1992 yılında…

Gürcistan yeni bağımsızlığını kazanmıştı.
O dönemde her tarafta büyük bir karmaşa vardı.
Otel tozlu, harap ve bakımsızdı.
Bırakın elektriği, suyu bile yoktu…

23 yıl sonra.
Konakladık yine burada.
İsmi değişmiş Hotel İntourist Palace olmuştu.
Discosu, Casinosu ile beş yıldıza kavuşmuştu…

Batum kenti de öyleydi.
Çağdaş bir görünümle önümüzdeydi.
Her şey yeniydi.
Her köşe düzenliydi…

Batum, 23 yıl geçtiğinde.
İnturist Otel gibi büyük aşama kaydetmişti.
Eli, ayağı, görünümü düzelmişti.
Gençleşmiş, güzelleşmişti…

Sokaklar, meydanlar daha sevimliydi.
Herkes neşeli, mutlu ve sevinçliydi.
Yeni yeni heykeller, çağdaş binalar dikilmişti.
Batum’a yeni bir çeki-düzen verilmişti…

Kent kendine gelmişti.
Daha bir zenginleşmişti.
Altın Post’u bulmadıysa bu Batum’lular.
23 yılda acaba nasıl bu hale gelmişti…

Batum Fotoğraflarım:


.