YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

23 Şubat 2011 Çarşamba

CARNIVORE RESTAURANT...


Nairobi’de bulunuyor.
Carnivore Restaurant.
Sıralamada ilk 50 restoran arasında.
Dünyada…

Burayı 4 yıl önce ziyaret etmiştim.
Kilimanjaro tırmanışımızın hemen sonrasında.
http://yucel-tanyeri.blogspot.com/2009/01/carnivore-restaurant.html
Adresinde de anılarımı anlatmıştım…

Bu kez yine gittik.
Carnivore Restaurant’a.
Karnivor’lar arasındaki gezimizden hemen sonra.
Masai Mara Kenya’da…

1980’de açılmış burası.
Yani 30 yıllık bir et restoranı.
2 milyon kişi yemek yemiş burada.
Açılışından bu yana…

Kocaman bir ocak karşılıyor sizi.
Daha girişte.
Türlü-çeşitli etler kızartılıyor şişlerde.
Kömür ateşinde…

Danalar, koyunlar, kuzular, timsahlar.
Domuzlar, tavuklar, develer, hindiler.
Biftekler, böbrekler, sosisler
.
Gözünüzün doyuyor daha girişte…

Büyücek bir salon içerisi.
420 kişi kapasiteli.
Düzenli, keyifli ve hızlı servisli.
Sandalyeleri zebra desenli…

Önce yerel bir içki sunuyorlar.
Dawa deniliyor buna.
Sağlık, ilâç” anlamını taşıyor Swahili lisanında.
Cilalıyormuş, dildeki tad cisimciklerini sözüm ona…

Menü filân yok burada.
Ne yiyeceğinizi sormuyorlar bile.
Neşeli bir Afrikalı garson geliyor önce.
Bahama gömlekli, zebra önlüklü…

Bir elinde şişe batırılmış koca bir et.
Diğer elinde koca bir Maasai kılıcı.
Ne eti olduğu konusunda sizi bilgilendiriyor.
Sonra da koca bir dilim kesip tabağınıza koyuyor…

Bir başkası geliyor ardından gülerekten.
Servis ediyor bir diğer eti.
Siz daha bitirmemişken.
İlk dilimi…

Servis ediliyor.
Peşi peşine.
Bildiğiniz, bilmediğiniz.
Kıpkırmızı etler, sosisler…

Önünüzde bir piramit var.
Minik bir bayrağı olan.
Üzerinde.
Carnivore logo’lu…

Devirmeniz gerekiyor bunu.
Doyduğunuzda.
Yoksa servis devam ediyor.
Bayrağı düşürmediğiniz durumda…

Gecenin bir saatinde ayrıldık.
Karnımızı etlerle doldurduktan sonra.
Eyvallah diyip Carnivore Restoran'a.
Karnivor’lar çıkmadan daha 
Avlanmaya Masai Mara’da…