YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

13 Aralık 2010 Pazartesi

İGUAZU...


İguazu çok büyük bir alan.
İki ülkede ve 275 şelaleden oluşuyor.
Olası değil.
Hepsini bir günde gezmek…

İguazu Şelalesini.
Barındıran Parana nehri.
Arjantin-Brezilya.
Ve Paraguay sınırlarında... 

Yarım günde dolaşmıştık.
Brezilya bölümünü.
Ama bir gün daha lâzımdı.
Arjantin bölümünü gezmek için.

Burası da ayni Milli Park içerisinde.
Şirin bir trene biniyorsunuz.
Parka girdikten sonra.
Şelalelere ulaşabilmek için…

Sonra yürüyorsunuz.
İguazu nehri üzerinde.
Ahşap köprülerde 2-3 km. kadar.
Binlerce insanla…

İki ayrı dolaşım alanı var burada.
Aşağı ve yukarı gezinti alanları.
Her ikisini de geziyorsunuz.
Ayrı ayrı…

Yan yanasınız, iç içesiniz.
Yüzlerce şelale ile…
Seyrediyorsunuz yakından.
Tüm güzelliğiyle onlarca çağlayanı…

Garganta del Diablo” diyorlar.
Yani “şeytanın gırtlağı”.
Ya da “şeytanın boğazı”.
Bu çağlayanların en görkemlisine.
En korkuncuna…

Gerçekten bir boğaz gibi.
Tonlarca suyu içen.
Ama hiç doymayan.
Gerçek bir şeytanın yutağı…

İçine kadar giriyorsunuz gırtlağın.
Dibi görünmüyor.
Bir buhar tabakası yükseliyor.
Korkunç da bir homurtu…

Kendinizden geçiyorsunuz.
Islanıyorsunuz.
Seyrediyorsunuz hayranlıkla.
Ve onca kalabalıkla…

Geziyi, yürüyüşü tamamlıyoruz.
Tüm çağlayanları görerek.
Sırada botla gezinti var.
Şelalelerin altında…

Islanacağız biliyoruz.
Hem de sırılsıklam.
Ama dert değil.
Onca heyecanın içinde…

Giriyoruz botun içine.
Azgın nehirde yol alıyoruz.
Şelaleleri alttan gözlemliyoruz.
Görüntülüyoruz.

Sonra suların altında kalıyoruz.
Başımızdan aşağı sular dökülüyor.
Bir anda kovalar dolusu.
Göz gözü görmüyor…

Islanıyoruz.
Ama herkes mutlu.
Herkes memnun.
Bu muhteşem olayı yaşamaktan.

Fotoğraf makineme su girmiş.
Çalışmıyor bundan sonrasında.
Görüntüleyemiyorum.
Milli parkta kamyonla yaptığımız safariyi…

Ayrılırken dönüp tekrar tekrar bakıyoruz.
Hayranlıkla yeniden izliyoruz.
Dünyanın 7 doğa harikasından birisini.
İguazu’yu…


İguazu fotoğraflarım için:
https://photos.google.com/share/AF1QipOFoJjZ-ooUlRBh79s-tHsg5szy5UK7aFROD6OQL105Xe_Emk1f_8_-yDKVvit0LA/photo/AF1QipNzYA6zSzWbvFCUx1dtTFLhmTmtCb7lEBVSETSL?key=Y1lwYi16ZmlfTk16M2FLVXhvREN1VFZPY01fd1d3

.