YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

13 Şubat 2010 Cumartesi

ÇİKOLATA MÜZESİ...


Belçika bir çikolata cenneti.
Kakao’nun anavatanı değil.
Fakat çok kaliteli çikolata üretiyorlar.
Yılda 172.000 ton çikolata tüketiyorlar...

Brüksel’e gidenler genelde iki yeri geziyorlar.
Birincisi Manneken Pis’i.
Yani çiş yapan çocuk heykelini.
İkincisi de Grand Place denilen Belediye Meydanını.

Çikolata Müzesi
işte bu Meydanda.
Ara sokaklarından birinde.
Gezmek farz oluyor.
Yanınızda torununuz olunca....

Üç katlı küçük bir binada kurulmuş.
Bu Müze.
Girer girmez sıvı çikolatalı bisküvinizi veriyorlar.
Yani, ağız tadıyla geziyorsunuz burayı…

Nasıl yapıldığını gösteriyorlar.
Çikolatanın, alt katta.
İlk aşamasından.
Son aşamasına kadar...

Kakao
bitkisi biliyorsunuz Avrupa’da yetişmiyor.
Anavatanı Orta ve Güney Amerika.
2000 yıl önce Mayalar'ın bu bitkiyi tükettikleri biliniyor.
Xocoatl ismiyle içki olarak kullanıyorlar.
Aztekler bunun insan kanı olduğuna inanıyorlar...

1502'de oluyor.
Avrupa’nın Kakao ile tanışması
Kristof Colomb’un.
Dördüncü gezisinde…

İlk kez İspanyollara sunuyorlar.
Yerliler bunu.
Maya uygarlığının torunları olarak.
Kakao kaynaklı içkilerini sevgi belirtisi hediye olarak...

İspanyollar önceleri bir şey anlamıyorlar.
Ancak bunu içki olarak kullanmaya başlıyorlar.
Çok da makbule geçiyor.
Bira ve şarabın olmadığı yerde…
İsmini de Chocolat olarak çeviriyorlar.

Yavaş yavaş buna alışıyorlar.
Sonra.
Para karşılığı olarak kullanıyorlar.
Alış verişlerini kakao çekirdekleri ile yapıyorlar...

1528 de Meksika’dan İspanya’ya getiriliyor.
Hernando Cortez tarafından.
Önceleri ilâç amaçlı kullanılıyor...

1591 de bir İspanyol Hekim bu konuda kitap yazıyor.
Çikolata’nın mide ağrılarına iyi geldiğini anlatıyor.
Sonra bunun afrodiziyak etkisi olduğuna inanılıyor.
Daha çok kullanılmaya başlıyor.
Şeker, tarçın, vanilya ekleniliyor.
Daha da sevilen bir hale getiriliyor.

1660 Avrupa’da görkemli bir düğün yapılıyor.
İspanyol Prensesi Maria Theresa Avusturya Kralı ile evleniyor.
Prenses çikolatayı çok seven birisi.
Düğününde konuklara çikolata sunuluyor.
Fransız aristokrasisi de çikolata ile tanışıyor.

1802'de çikolata sıvı biçimden katı hale getiriliyor.
İsviçreli François Louis Cailler tarafından.
1875 de sütlü çikolata kavramı ortaya konuluyor.
Bu kez tanıdık bir İsviçreli, isimi de.
Henri Nestlé

Sonraları çikolatanın tadı daha da arttırılıyor.
Bu kez Belçika’lı Rudolph Lindt tarafından.

1825 pres yöntemi ile çikolata yapımı geliştiriliyor.
İsviçreliler çikolatayı tablet biçiminde üretmeyi başarıyorlar.
Ve 1831 de ilk çikolata fabrikası kuruluyor.
Belçika’lı Meurisse tarafından Antwerp’te…

O günden beri de keyifle yiyoruz çikolatayı.
Avrupa dönüşlerinde de dostlara hediye getiriyoruz.
Duty Free’lerden alarak.
Guylian, Suchard, Leonidas, Godiva ve Neuhaus gibi,
birçok güzel Belçika çikolatası arasından seçerek…

Çikolata Müzesi fotoğrafları için :
https://photos.google.com/share/AF1QipPGaCTSBs3amjR193qq_uSIBloLFUgE0Qd0cIuhx1Wd0UGuFgL4xjrc9dtCt0qpgw/photo/AF1QipPAam4JtdAIwqlWTSorrdN-dWoVf-oQwqKSB-RO?key=U0VYb3B6dzFaMWUxekI2VmVxVEFCWUdqa0dEYUJ3&hl=tr
.