YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

22 Ocak 2010 Cuma

CESET YENİLMESİ...


Tevfik Sönmez samimi arkadaşımdır.
Samsun Kuyumcular Odası Başkanı’dır.
Kuyumculuk baba mesleğidir.
Kuyumcular arastasında dükkânı vardır.
Has Kuyumcu namıyla…

İşte bu dükkânda her hafta “ceset” yenilir.
Cumartesi sabahları 09.30 da…

Ceset’in içi bir gün önceden özenle hazırlatılır.
Peynir, pastırma, kavurma konulur.
Yaptırılması için odun fırınına gönderilir.
Orada meydan savaşları verilir.
Sonunda ceset fırına atılır.

Bu sırada dileyen herkes gelir arasta’dan.
Esnaftan, çalışandan, üst düzey bürokrattan…

Neşeli bir sohbet başlar.
Takılmalar, sataşmalar, taşlamalar.
Gırgır’ın, şamata’nın bini bir paradır.
Çaylar, ıhlamurlar içilir.
Sohbetler yapılır, hasretler giderilir.

Derken ceset, hamur tahtasında görünür.
İki kişinin omzunda…
Yaklaşık 2.50 m. boyundadır bu pide.

Has Kuyumcu
cam tezgâhı uzundur.
Tezgâhın üzerine taze, günlük gazeteler konulur.
Ceset özenle buraya yerleştirilir.
Dileyen özgür bir ortamda hemen yerini kapar.
Ortalık birden karışır...

Sonrasında bir kaptırmacadır başlar.
Ellerle, ayaklarla girişilir bu yağlı ceset’e…
Sel’in önünden kütük kapma” yarışı başlar.
Herkes kabiliyeti oranında nema’lanır bu ortamdan.

Sonunda yağlanmış gazete kâğıtları kalır geriye.
Bu nefîs, yumurtalı, pastırmalı, kavurmalı ceset’ten…

Yıllardır her hafta yapılır bu geleneksel yarış.
1991'den beri
En azından 20 yıldır…

Aslında gönül ne çay istemektedir ne de pide.
Gönül sohbet istemektedir “ceset” ise bahane…

Yarın sabah 08.30 da yine Has Kuyumcu’da olacağım.
Ceset” yemek için değil.
Sözü, sohbeti, gırgır'ı, karmaşayı bir daha yaşamak için.
Hasret gidermek için…


Ceset yenilmesi fotoğrafları için :

https://photos.google.com/share/AF1QipPacpni5wlCj1plAW480VijVcWGh8XdWTV7fo2siDaJU5tCCxD0AiXPe2rgf219MA/photo/AF1QipMl1ONDlCH1gPHRDIEGQaiIM0NNQO2OTOtY6M0t?key=RDFaOTNqUlJQbmFxaXdVd0w1ZjNMSDlYWC1CdndB

.