YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

31 Mart 2020 Salı

ANKARA GEMİSİ...


ABD Donanmasına ait Hastane Gemisi USNS Comfort dün New York Limanına demirledi ve Corona Salgını ile mücadele için göreve başladı. Gemi 1000 yatak kapasitesi ile New York'da 60.769'a çıkan Covid-19 hasta sayısının tedavisinde önemli bir rol üstlenecek.

Bizim de bir zamanlar Ankara yolcu gemimiz vardı.
Öyküsü şöyleydi:

2.Dünya Savaşın bitiminden hemen sonra 1945 yılında, ülkemizde, deniz yollarındaki yolcu talebini karşılamak için, yeni yolcu gemilerine ihtiyaç duymaktadır. Alınması düşünülen gemiler için ilk müracaat edilen ülke olarak Amerika düşünülür. Amerika’nın elinde, ihtiyacımızı karşılayacak çalışır durumdaki 6 gemi, yolcu gemisi olarak kullanılmak üzere satın alınır.
Bu gemilerden bir tanesi de 125 metre uzunluğunda, 19 metre genişliğinde, 1933  yapımı  “Solace” adıyla Amerikan Deniz Kuvvetleri tarafından kullanılan bir hastane gemisiydi.

 7 Aralık 1941 günü Japonlar Hawai adalarındaki Amerikan Pasifik filosuna büyük bir saldırı düzenlerler ve bu saldırı sonucunda gafil avlanan Amerikan güçleri 2400 Amerikan askeri ölür, 188 savaş uçağı kaybeder ve 96 zırhlısı batırılır fakat yalnız bir gemi hasar görmez. Çünkü, bu geminin her iki yanında da: “ gayet büyük haç” işaretleri bulunan Solace isimli hastane gemisidir. 25.000 Amerikan gencini, savaş bölgelerinden, Amerika’ya taşır. Savaş sonrasında ise, Solace gemisi sayesinde hayatını kurtaran Amerikalı gençler bir dernek kurarlar ve bir madalya yaptırırlar. Madalyanın üzerinde, gemisinin resmi bulunur ve bu madalyaları takmaya başlarlar. Amerikan devleti, bu durumdan rahatsız olur çünkü  Amerika’da gemi, savaş karşıtlarının bir simgesi haline gelir. 1948 yılında, Solace gemisi Türkiye’ye yolcu gemisi olarak satılır. Bu güzel gemi aynı yıl, yapılan tadilatlar sonucu, bir çok kamaralı bir turistik yolcu gemisi haline sokulur. İsim olarak ise “Ankara”olarak değiştirilir. Uzun bir yolculuktan sonra, Türkiye’ye getirilir.

Gemi öncelikle beyaz renge boyanır, güzel ve rahat bir gemi olan Ankara gemisinin geniş salonları, rahat yemekhaneleri ve bir de garajı bulunmaktadır. Yani, yolcuların araçları da, geminin yan tarafındaki kapaklar açılarak, iç bölümde bulunan garaja alınabilmektedir. Ankara gemisinin her sefere çıkışı ve her seferden dönüşü, gazete sütunlarında haber olur.

Ekim 1977 tarihinde, gemi sökülmek üzere Haliç Tersanesine yanaştırıldığında tüm güverte üstü sökülür ve kesilip ayrılır. 1979 yılında ise bir römorkör eşliğinde İzmir Tersanesine çekilerek götürülür.

Bu sırada; İstanbul-Kasımpaşa Camialtı Tersanesi yanında bulunan ve 1776 yılında, Sadrazam Çorlulu Ali Paşa tarafından yaptırılan Çorlulu Ali Paşa camisinde çatıdaki onarım sırasında kullanılan kaynak nedeniyle büyük bir yangın çıkar ve hasara neden olur. 1980 yılında Caminin restorasyonuna başlanır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Haliç Tersanesi yakınlarındaki caminin onarımı tamamlanır. Ancak şadırvan kısmının onarımına sıra geldiğinde, şadırvan çatısının kurşun bölümünün yenilenmesi gerektiği anlaşılır. Ancak kurşun bulunmamaktadır. Kıtlık yıllarında o zamanın en büyük bankalarından Etibank dahi, kurşun talebini geri çevirir. Şadırvan, çatısız kalma durumundadır. Birçok yere, şadırvan çatısı için kurşun plakalara ihtiyaç bulunduğu haberleri gönderilir.

İzmir-Aliağa Tersanesinde römorkör eşliğinde getirilen Ankara gemisi, tamamen sökülerek, jilet olmayı beklemektedir. Bu sırada; İstanbul’dan gönderilen, şadırvan çatısı için kurşun ihtiyacı bulunduğu haberleri buraya kadar ulaşmıştır. Aliağa Tersanesinde görevli, emekli bir asker geminin mazisini, geminin bir hastane gemisi olarak kullanıldığını bildiğinden geminin içinde kurşun bulunabileceğini düşünerek, İstanbuldaki sökümde, dokunulmayan gemi duvarlarında araştırma yapar ve Röntgen odasının duvarlarında, kurşuna rastlar. Duvarlar söküldüğünde ise, röntgen odası olarak kullanılan yerin duvarlarının, radyasyondan korunmak için tamamen kurşun kaplanmış olduğunu görür.

İstanbul Haliç Tersanesine haber verilir ve buradaki görevliler gelirler, hayretler içinde, Ankara gemisinin, daha önce röntgen odası olarak kullanılan, kamarasının odasının duvarlarındaki kurşun levhaları sökerek, İstanbul’a götürürler ve Çorlulu Ali Paşa Camisinin şadırvanının çatısı bu kurşun levhalarla kaplanarak, restorasyon çalışmaları tamamlanır. Çorlulu Ali Paşa zamanında Padişah’ın kızıyla evlenerek, Saraya damat olarak giren, daha sonra Sadrazamlık mevkiine kadar ulaşan ve İsveç-Rus savaşında, İsveç tarafının tutulmasını sağlaması ve İsveç’in Ruslara yenilmesi nedeniyle idam edilerek öldürülen bir Paşadır. (bilgi internetten alınmıştır)

Ankara gemisi, 5 Mayıs 1981 tarihinde İzmir-Aliağa Tersanesinde tamamen parçalanarak yok edilir.

Akdeniz, Karadeniz, İzmir, Ordu, Samsun, Marmara ve Truva gemilerimizin nerede olduklarını bilen, gören var mı acaba?

Ankara Gemisi

 .