YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

5 Şubat 2016 Cuma

KAMPALA...


İstanbul'dan havalandık.
6.5 saat uçtuk.
Kampala'ya ineceğimizi sanıyorduk.
Gecenin 02'sinde Kigali'ye indik...

Meğerse Kigali.
Ruanda'nın başkenti.
Orta Afrika'nın.
Bir diğer ülkesi...

Uçaktan çıkmadık.
Ruanda Millî takımı.
Futbolcularını aldık.
Yarım saat sonra Entebbe'ye vardık...

Samsun'dan Tuncer ağabeyin oğlu.
Buğra Üçüncüoğlu karşıladı.
Karanlıkta bir saat yol aldık.
Sabahın 05.00'inde otele vardık...

Bir bölümünüz hatırlayacaktır.
Majid Musisi'yi.
1994-2000 yıllarında.
Bursaspor'da top koştururdu...

Musisi, Baliç ve Gantchev ile.
Birlikte top oynamıştı.
Bursaspor'un ünlü.
Timsah yürüyüşünün yaratıcısıydı...

Sonra yurdumuzdan ayrılmıştı.
AİDS'e yakalanmıştı.
2005 yılında da.
Bu hastalık nedeniyle aramızdan ayrılmıştı...

İsminin verildiği yokuşta.
Musisi'nin eski villasında.
Cafe ve Otele çevrilmiş yapıda.
Kalacağım 10 gün boyunca...

Vaktim az Kampala'da.
Geziler daha çok kırsal alana.
Hemen çıktık Buğra'yla.
Kampala'yı dolaşmaya...

Ben böylesine kötü yapılanmış.
Karmakarışık ve kalabalık.
Gürültülü ve de kirli.
Çok az kent gördüm...

Kendinizi albino gibi hissediyorsunuz.
Bunca siyah derili adam arasında.
Ama hepsi de iyi insanlar.
Aslında...

Şehirde yol almanın.
En kolay ve ucuz yolu.
Boda denilen motor kiralamak.
Arkasına oturup keyfinize bakmak...

Öyle yapıyoruz Buğra'yla.
Şehri geziyoruz hızla.
Kiraladığımız Voda'larla..
Dura kalka...

Görecek fazla bir şey yok temelde.
Kötü bir Müze, Kaddafi Camisi.
Dünya Mirası Kasubi Anıtı.
Bir de Bahai Tapınağı...

Fakirlik diz boyu, herkes geçim derdinde.
Eline geçirdiği bir şeyi satmak peşinde.
Tüm yollar, kaldırımlar.
Satıcılar tarafından doldurulmuşlar...

Kentin en güzel yeri güneyi.
Bana sorarsanız Victoria gölü sahilleri.
Yemyeşil çimenler üzerinde, kuşlarla, çiçeklerle.
Dolaşıyorsunuz sessizce doğayla iç içe...

Kampala'da ve tüm Uganda'da.
Kişilerin silah bulundurması yasak.
Bu nedenle cinayet ve insan öldürme.
Sıfır seviyelerinde...

Onlardan her konuda iyiysek de.
Uganda'lılar bu yönüyle.
Fersah fersah ilerideler bizden de.
Birçok medeni geçinen ülkeden de...


Kampala fotoğraflarım: 
https://picasaweb.google.com/105371707000908378020/Kampala#6247789602036477410
.