YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

26 Ekim 2014 Pazar

YAMAÇ PARAŞÜTÜYLE...


Selimiye Batığı dalışlarından almıştık.
Tuğba'yı 1996 senesinde.
Konaklayacaktık bir gece.
Ölüdeniz'de Meri Motel'de...

İlk kez o yıl gördüm.
Babadağ'dan yamaç paraşütüyle.
Atlayanları, uçuşanları.
Sonra da Belcekız sahiline konanları...

Aklım kalmıştı.
Yukarıdan manzara çok güzel olmalıydı.
Sordum, soruşturdum, araştırdım..
Sabah uçacaktım...

Ancak vaktimiz yoktu.
Tuğba'yı Elmalı'ya yetiştirmek gerekiyordu.
Sabah erkenden yola koyulmamız lâzımdı.
Uçuş hevesim yarıda kalmıştı...

Gerçekleşti bu rüya.
18 yıl aradan sonra.
Bu yıl 2014 Ekim ayında.
Fethiye'de konakladığımda...

Temas kurduk Belcekız'da.
Re-action Yamaç Paraşütü firmasıyla.
Uçacaktım pilot Yiğit Yıldırım'la.
Sabahın erken zamanında...

Erkenden gittim Belcekız'a.
Minibüsle intikal ettik Babadağ'a.
1400 metreden birkaç atlayış seyrettik.
Sonra da 1800 m pistimize geldik...

Kalabalık bir yer burası.
Hazırlıklar, tek atlayanlar.
Sıraya girenler.
Tandem atlayış yapanlar...

Pilotumuz genç ve deneyimli.
Üstelik Makine Mühendisi.
Tandem (ikili) uçacağız.
Havada birlikte olacağız...

Sevgili Yiğit bilgilendirdi beni.
Uçuş hakkında önce bilgi verdi.
Tulumu bir güzel giydirdi.
Kaskı da kafama geçirdi...

Sıramızı bekledik.
Bu arada selfie pozlar verdik.
Uygun rüzgârı yakaladık.
Birkaç adım koştuk ve havalandık...

Bir anda boşluktaydık.
Önce biraz yükseldik.
2000 metreye kadar geldik.
Aşağıdaki güzel manzarayı izledik...

Hafif bir rüzgârla.
Güneşli, güzel bir havada.
Yol aldık sohbet ede ede.
Fotoğrafları çeke çeke...

Kuşlar gibi uçmak.
Aşağılara yukarıdan bakmak.
Sessizliğin tam ortasında olmak.
Mutluluk bu, doğayla baş başa kalmak...

30 dakika havada kaldık.
Mavi'nin yeşil'in içinde olduk.
Yavaş yavaş alçaldık.
Sonunda bir kuş misali kumsala konduk...

Hezârfen Ahmet Çelebi gibi.
Hissetmek istiyorsanız kendinizi.
Öneririm.
Siz de yaşayın bu keyifli deneyimi...


Yamaç paraşütü uçuş fotoğraflarım:
https://photos.google.com/share/AF1QipNdJPieYV7IYXp0OZn9ZnbmA5XY0eeOw0IKa7gTghG5mhB6miqqHPyL8vkMQz-qfQ/photo/AF1QipM5x4Pp9eclO8xXlGY6N6VeXvTSGPrfpB9FZR2n?key=WDNDVVJScDVxZVI2bVpabXlEbnYzNUpPYWFxZXpB

.