YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

5 Şubat 2020 Çarşamba

KARANTİNA...



Bir ay önce.
Çin'de.
Grip Salgını'nın başlamasıyla.
Gündeme geldi Karantina...

Karantinaİtalyanca bir kelime.
Kökeni Quaranta kelimesinden gelmekte.
Quaranta da İtalyanca'da.
40 sayısı anlamında...

Venedikliler döneminde.
Salgın şüphesi olan hastalar Venedik'e.
Girip, salgın hastalığa neden olmasınlar diye.
Gemiler 40 gün bekletilirmiş denizde...

Karantina, Osmanlı'da.
İlk kez 1840'lı yıllarda.
Kuruldu İzmir'de.
Şimdiki Karantina Mahallesi'nde...

Karantina25 sene kaldı burada.
1865'de nakledildi Urla'ya.
Antik Klazomenai adasına.
Tahaffuzhane adıyla...

Tahaffuz kelimesi Arapça'da.
Muhafaza anlamında.
Tahaffuzhane ise.
Eş anlamda Muhafaza (koruma) Evi ile...

Tahaffuzhane'ler ya da Karantina'lar.
Genellikle Hac veya ticaret yolları üzerinde kurulurlar.
İnsanlar, eşyalar ilaçlanırlar.
Buralarda Sağlık kontrolüne tabi tutulurlar...

Osmanlı döneminde.
İzmir'e gelenler gemi ile.
Öncelikle uğrarlardı Urla'ya.
Yanaşırdı gemi Karantina adası'na...

Yolcular gemiden iner.
Doğrudan soyunma odalarına gider.
Peştamal ve takunyalarını giyerler.
Ve tüm giysilerini filelere yerleştirirler...

Filenin içindeki giyecekler.
180 derece döndürülebilen dolaplara yerleştirilir.
Dolap çevrilerek yandaki etüv odasına gönderilir.
Kendileri de sabun ve sıcak su ile duş alıp, temizlenir...

Etüv odasındaki görevli dolaptan elbiseleri alır.
120 derecelik sıcak buhar kazanlarına koyar.
Yarım saat süreyle sterilize eder.
Bu arada yolcular salonda bir süre dinlenirler...

Sonrasında yolculara giysileri iade edilir.
Giyinen yolcular Doktor odasına gider.
İyice bir muayeneden geçer.
Hastalıklı olanlar adada enterne edilirler...

Urla'daki bu Karantina adası.
1950 senesine kadar 85 yıl görev yaptı.
Sonra Urla Kemik Hastahanesi adını aldı.
2006 yılında da Sağlık Bakanlığına bağlandı...

İki hafta önce.
İzmir'den bir grup Tarihçiyle.
Bu adadaydık S. Bakanlığı'ndan özel izinle.
Gezdik Karantina tesislerini bir Rehber eşliğinde...

Burası cennet gibi bir ada.
Urla'nın hemen yanı başında.
150 yıllık anılarıyla baş başa.
İçinde artık kimse yaşamasa da...


Karantina adası ve Tahaffuzhane fotoğraflarım:
https://photos.google.com/share/AF1QipNxxZOSmXcPZ9748IMzeCNUy5C0yxyxCEWgod0RudzicFDH4ndtvM9cPrucfoo0iA/photo/AF1QipPJ1JR35zhn-M7OyB36pyoNCA8GxIWCQHPDc_tz?key=YnBJR3NRQXFETmlnX1RBWV9BZ29iRm1TeFJmTjB3

.