YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

29 Haziran 2021 Salı

BADEMLER KÖYÜ (urla)...

 
- 19 Haziran 2021, Bademler-Urla -


Bitmez anlatmakla.
Bu Urla.
Şimdi gidelim bir de.
Bademler köyüne...

Bizim Bademler'i tanımamız.
"Susuz Yaz" filmiyle olmuştu.
1963 senesiydi.
Film Bademlerde çekilmişti...

Rejisör Metin Erksan'dı.
Baş rolde Erol Taş vardı.
Hülya Koçyiğit'in ilk filmiydi.
Berlin Film Festivali'nde.
Altın Ayı ödülü almıştı 1964'de...

Bademler, Susuz Yaz filmiyle.
Oluşmamıştı haliyle. 
Bademler göçebe köylülerce.
Kurulmuştu 200 yıl kadar önce...

Başlangıçta 12 kıl çadırla.
Ve birkaç küçük yapıyla.
Ve Badem ağaçları yanında.
Gelmişlerdi bir araya...

Türkmen köylüleriydi.
Alevi inancına sahiplerdi.
Kadın-Erkek eşitliği.
Birlik-Beraberlik öncelikleriydi...

1925 senesiydi.
Buraya bir Öğretmen gönderildi.
Mustafa Anarat'dı ismi.
Ve köylünün eğitime önem verdi...

90 yıl önce.
Bir Kütüphane kurdu bu köyde.
Okuma-yazma kursları açtı.
Okur-yazar oldu köyün %90'ı...

Bununla da kalmadı. 
Köy halkına Müsamereyi anlattı.
Onlara Tiyatro'yu tanıttı.
1930'larda Köy Meydanında.
Sahne kurdu, 39 yıl onlara.
Çeşitli roller verdi, oyunlar oynattı...

1939'da imece usulüyle.
Kavuştular Tiyatro binalarına.
Türkiye'deki ilk Köy Tiyatrosu'na.
Oynuyorlar en az iki oyun her yılda...

150 kişilik bu Tiyatro.
Devletten hiç destek almıyor.
Her şey imece usulü yapılıyor.
Oyuncular köy halkından oluşuyor.
27 Mart Dünya Tiyatrolar Gününde.
Muhakkak bir oyun sergilemede...

Bu kadar kültürlü bir köye.
Yakışırdı güzel bir Müze.
Yine bir ilk Türkiye'de.
Çocuk Oyunları Müzesi'yle...

Arkeolog Dr. Musa Eren'in girişimi.
Bademler'deki ev kendi ailesinin evi.
Etnografik eserler ilk katta sergide.
Eski oyunlar, oyuncaklar da üstte...

Bademler Köyünde.
Halen eğitimde.
Bir de Kolej bulunmakta.
Bademler Köyü Koleji adıyla...

Bademler'de bir de.
Matematik Çiftliği varmış geçmişte.
Dolu olan Matematik sevgisiyle.
İki Öğretmen vermişler el ele...

Tufan ve Handan Döleneken'le.
Başlamış bu proje 2015'de.
Amaç ders dışında öğrencilere.
Sevdirmek Sanatı ve Matematiği de...

Kurguladıkları bir yaz kampıyla.
Beraber olmuşlar doğa ortamında.
Matematikle, Edebiyatla, Sanatla.
Yaşamla, Müzik ve Sporla bir arada... 

Bir öğrenci yaz kampı imiş burası.
Dersler eğlenceli, oyuna dayalı.
Spor, müzik, sanat ağırlıklı.
Süt sağıldığı, yoğurt, peynir yapıldığı...

Öğrenciler için bir Çiftlik yaşamlı.
Kümeslerden yumurtaların toplandığı. 
Öğrencilerin köy pazarında sattığı.
Ve para bile kazandığı...

Eğitim beğenmemiş bu programı.
Kapatalım demişler burayı.
Matematik Çiftliği yakında kapandı. 
Şimdilerde kullanılıyor Turizm amaçlı...

Köyün geçimi genelde Zeytin üretimi.
Bademler köyünde.
1962 senesinde.
Kurulmuş Kalkınma Kooperatifi de...

Köyün Çeşmebaşı Meydanı'na.
Açılan dar bir sokakta.
Her hafta sonunda.
Bir "Üretici Pazarı" açılmakta...

Köylüler tarım ürünlerini getirmekte.
Evde hazırlanmış yemeklerle.
Ve buraya özgü Godalak Ekmekleriyle.
Gelenler memnun edilmekte...

Köyün en önemli özelliği.
Temizliğe önem verilmesi.
Layık görülmüş 2012 senesinde.
Çevre Bakanlığınca "en temiz Köy" ödülüne...

Bademler'de.
Her şey çok iyi de.
Bulunmaz mı acep bir çare.
Kötü yapılanmaya bu Köyde...



Bademler Köyü fotoğraflarım:
.

25 Haziran 2021 Cuma

BİR HOCAMIZIN VEFATI...

 

- Prof. Dr. Niyazi Bademli, 17 Ocak 1965, Ankara -


1963 senesiydi.
Hacettepe'de yeni bir Tıp Fakültesi.
Devreye girmişti.
Profesör Öğretim Üyeleri eksikti...

Hacettepe'nin eğitmenleri.
Genç hekimlerden belirlenmişti.
Birkaç tane deneyimli Öğretim Üyesi.
Ankara Tıp Fakültesi'nden gelmişti...

Bunlardan bir tanesi.
Prof. Dr. Niyazi Bademli idi.
1916'da Ankara'da dünyaya gelmişti.
İstanbul Tıp Fakültesi'ni.
1945 senesinde bitirmişti...

3 yıl sonra Ankara Üniversitesi.
Tıp Fakültesi Anatomi Enstitüsü.
Asistanlığına tayin edilmişti.
Ve Akademik kariyeri başlamıştı...

1951 senesinde Uzman olmuştu.
Sonra Marburg-Almanya'ya gitmişti.
İki yıl burada çalışmıştı.
1955 senesinde Doçent olmuştu...

16 yıl Anatomi'de çalışmış.
1962'de Profesör olmuş.
Hep "Paşa" lâkabıyla anılmış.
Bir yıl önce bir imkân doğmuş.
Ve Hacettepe'ye başlamıştı...

1965 senesi.
Hacettepe'nin ilk öğrencileri.
Yaşamlarında ilk kez.
Bir Anatomi dersi dinleyeceklerdi...

Ancak Hocaları Niyazi Bademli.
20 gün önce bir enfarktüs geçirmişti.
Yatak istirahatindeydi.
Ama onun için de o gün önemliydi...

"Bu ilk dersleri" dedi.
"Muhakkak gitmeliyim" diye ekledi.
Kalktı, giyindi.
Bir koltukla kırmızı amfiye geldi...

Yanında kimse yoktu.
Yanına bir Asistan bile almamıştı.
"Paşalarım" diye derse başladı.
Eklemleri ve hareketlerini anlattı...

Çok coşkulu ve heyecanlıydı.
Öğrenciler can kulağıyla dinledi.
Keyifli bir ilk Anatomi dersi.
Bir solukta bitmişti...

Ertesi günü acı haber geldi.
Hocaları o gece vefat etmişti.
Evi Cebeci'deydi.
Tüm sınıf evine gitti...

İlk dersi için canını feda etmişti.
Vefa borçları idi.
Tabutunu taşıdılar.
Göz yaşlarını tutamadılar...

Kocaman bir Hekimdi.
45 dakikalık dersi için gelmişti.
Hacettepe'ye 1963 girişli.
Hekim adaylarına unutulmaz bir ders vermişti...

Öğrencilerinden Enver Duran.
Onun için şu dizeleri yazmıştı:

Kızarıyor gözler, varsın kızarsın
Sıcak göz yaşları var yanaklarda
Aksın Paşam.
Bir iç çekiş var ardında
Varsın bu da olsun Paşam.
Şimdi, nöbet tutuyor senin Paşaların
Hüzünlü erkekler, ağlıyor kızlar.
Bunların hepsi senin çocukların
İnan! yalnız değilsin Paşam.
Giden sen değilsin
Sen değilsin, değil mi Paşam?


(Not: Bilgiler öğrencisi Prof. Dr. Sait Kapıcıoğlu'ndan alınmıştır)


21 Haziran 2021 Pazartesi

UZBAŞ ÇİFTLİĞİ...

- 8 Haziran 2021  Kuşcular, Urla-İzmir -

Zira dağı taşı iki konak yer zeytin ormanından insan geçemez. Ve zeytinin Allah'ın emri yaratılışı acı olmak üzeredir. Ama bu şehrin zeytini de taze iken diğer meyve gibi ekmek ile yenilir. Çeşit çeşit iri ve yağlı zeytini olur ki aşlama tabir ederler bir çeşit mor Rum cevizi kadar iri zeytini var. Olgunlaştığında ağacından silkip vilâyet ayanı birbirlerine hediye gönderirler. Yeryüzünde benzeri yoktur. Belki "İncir ve zeytine and olsun" âyeti bu zeytin hakkında inmiş ola, gayet lezzetli zeytindir.  
Evliya Çelebi Seyahatnamesi, 9. Kitap 1. Cilt, s:113

....................

Çalışmıştım anlatmaya
Urla Şarapçılığı bloğumda.
İşte o kuruluşu yoktan yaratan da.
Can Ortabaş'dı aslında...

Can Ortabaş, 1960 yılı.
İzmir doğumlu.
Çalışmaya başlamış Urla'da.
Genç yaşta Peyzaj bitkileri alanında...

Sonra Üzüm Bağlarına yönelmiş.
Urla'da 550 dönüm bağ hazırlamış.
2010'da Butik Şarapcılığa başlamış.
Urla Şarapçılık Başkanı olmuş...

Can Ortbaş, 1996 yılında.
Bir Çiftlik kuruyor Urla'da.
Uzbaş Çiftliği adında, 
Tropik bitkiler yetiştirmek amacıyla...

Dünyanın dört bir yanından ağaçlar.
Envai çeşit bitkiler, fidanlar.
Sayısız Palmiyeler, Servi ve Çamlar.
Zeytinler, Güller, Bahçeler, Bağlar...

Tam bir Arboretum burası aslında.
2 bin dönüm bir alanda.
52 tür ve 250 bin Palmiye sayısıyla.
5 dönüm kapalı Sera'sıyla.
Ve 187 çalışanıyla...

Cennet gibi yemyeşil bir ortamda.
Geziyorsunuz egzotik ağaçlar arasında.
54 ülkeden getirilmiş bitkiler içinde.
Her mevsim değişen çiçeklerle birlikte...


Uzbaş Çiftliği Fotoğraflarım:

Uzbaş Çiftliği Web Sitesi:

.

18 Haziran 2021 Cuma

URLA ŞARAPÇILIK...

 

- 8 Haziran 2021, Urla-İzmir -

Allah'ın hikmeti Urla'da bu güzellik çarşısının ortasında kahvehaneler köşesinde bir üzüm asması yetişmiş. İki adam ancak kucaklar bir cüsseli ve iri üzüm asmasıdır. Bütün çarşının caddesi üzerine uzun dallar salıp ana yolu baştan başa dalları ve yaprakları ile örtmüş ki toz girecek kadar, güneş tesir edecek yer yoktur. Nice bin salkım üzümü yol üzere avize gibi sarkmıştır. Bütün gelen geçen atlılar üzüm salkımlarından alıp yerler. Aşlama ilminde ustalığı olan her bağban marifetini göstermek için bu üzüm asmasına bir kalem üzüm çubuğu aşlayıp bir çeşit daha üzümü hâsıl olur. Böyle herkes bu üzüm ağacına dal aşlaya aşlaya sarı, yeşil, kırmızı kış üzümü, kadın parmağı, ter gömlek, kıradina, kumla, razakı, beylerce, misket, alaca ve siyah üzümün de çeşitleri, kısacası hakir gördüğünde mahsulü zamanı idi, 37 çeşit üzüm rengini gördük ki sicilde yazılmıştır. Arap ve Acem'de Urla'nın çarşı üzümü meşhurdur.  
Evliya Çelebi Seyahatnamesi, 9. Kitap 1. Cilt, s: 112.

....................

"Çok misket tattım ama,
hiçbirisi Bornova Misketi kadar güzel değildi"
Heredot, MÖ 440
....................


Klazomenai, günümüzde Urla.
Uğraşmışlar denizcilik ve tarımla.
Bundan tam 3 bin yıl önce.
Zeytinyağı ve Şarap üretimiyle...

Bu bölgenin kıyılarına
Klazomenai denilirken.
İçeride kalan topraklara da.
Denilmekteydi Vourla...

Vourla'nın mikrokliması ve toprağı.
Bağcılık için çok uygundu.
Bağlarında Şarap, üretiliyordu. 
Anadolu'da çok talep görüyordu...

Şarap üretiliyordu bu topraklarda.
Binlerce yıldan fazla zamanda.
Urla'nın bağlarında.
Geçen yüz yıllarda oldukça azalsa da...

Can Ortabaş çıktı meydana.
1998 yılında.
Başladı bağları yeniden kurmaya.
Urla topraklarında...

2000 yılında.
550 dönüm bağ alanında.
Başladılar üzümleri toplamaya.
Urla Şarapçılık AŞ çıktı ortaya.
Tam 10 yıl sonra 2010'da...

Nefis doğal bir ortamda.
Çağdaş mimari yapılarda.
Şaraplar üretiliyor burada.
300 bin şişe her yılda...

Cennet gibi bir alana giriyorsunuz.
Servi ağaçları arasından ilerliyorsunuz.             
Üzüm bağları arasından  geçiyorsunuz.
Modern bir yapıyla karşılaşıyorsunuz...

Karşınızda iki katlı.
Şaraphanesi ödül almış tasarımlı.
Yatay, uzun, modern mimari bir yapı.
Urla'nın geçmiş ve geleceği anlatımlı...

İki ayrı bölümlü.
Ve aralarında bir köprü.
Köprüde iki tane butik Otel odası.
Ve aralarında da kahvaltı Salonu...

Sol tarafta üretim alanları.
Çelik tankları. 
Meşe fıçılı mahzen ve laboratuarları.
Sağ tarafta modern bir tadım alanı...

Önce yapı hakkında bilgi veriliyor.
Sonra üretim alanları gezdiriliyor.
Sonra tadım alanlarına gidiliyor.
Nefis Şaraplarla tadım yaptırılıyor...

Bir yılda.
80 bin civarında. 
Ziyaretçi geliyor buraya.
Ortamı görmeye, tadım yapmaya...

11 çeşit farklı Şarap üretimi var burada.
Urla Şarapçılık'da.
2010  "Arkitera Şarap Ödülü" ile.
Ve toplam 300'den fazla ödüllerle...

Anadolu ve yöresel üzümlerin seleksiyonu.
Yeniden çeşitlendirilmesi. 
Hayata döndürülmesine çalışılıyor burada.
Ve 300 bin şişe Şarap üretiliyor yılda...

Anadolu'da, Şarabın doğduğu yerde.
3 bin yıllık yöre özenle incelendiğinde.
Ve Urla Karası da yeniden keşfedilince.
Mükemmel bir ürün çıkmış orta yere...

Heredot'un bahsettiği.
"Bornova Misketi" üzüm üretimi.
Symposium Şarabıyla da
Kavuşulmuş Altın Madalya'ya...

Bu kadar da değil faydası yöreye.
Öncü olmuş çevredeki üreticilere.
Geçen 20 yıl içerisinde.
7 Şarap Fabrikası açılmış bölgede... 

Bunlar gelmişler bir araya.
"URLA Bağ Yolu" projesi adıyla.
Bunlardan bir tanesi de.
Ait arkadaşım Dr. Metin Güner'e:
 


Urla Şarapçılık Fotoğraflarım:

Urla Şarapçılık Web Sitesi:
.

13 Haziran 2021 Pazar

KLAZOMENAİ (urla)...

 


"Bu şehirde kireç binalı duvar yoktur. Baştan başa beyaz taştır. Gayet düzgün ve sıralı güzel binaları vardır. Bütün dağ, bayır, ırak ve yakını bahçe ve bağlardır ki bu şehri bağlar süslemiştir. Ağaçlarının çoğu zeytin ağacıdır. Bu şehrin yiyecek ve içeceklerinin  övüleni, zeytini, zeytinyağı ve üzümü meşhurdur".  Evliya Çelebi Seyahatnamesi, 9. Kitap 1. Cilt
....................

Antik çağdaki Klazomenai.
Günümüzde Urla'nın eski ismi.
İzmir'den kuş uçuşuyla.
Urla, İzmir'e 25 km uzaklıkta...

Klazomenai.
Prehistorik yerleşimi.
MÖ 4 bin ve öncesi.
Limantepe Höyüğü kökenli...

Klazomenai antik şehri.
12 İyon Kenti'nden birisi.
Onun da tarihi.
MÖ 7. yüzyıldan beri...

Klazomenai, İyon hakimiyetinde.
Uğraşmışlar tarım ve ticaretle.
Özellikle gemicilikle. 
Şarap ve zeytinyağı üretimiyle...

Klazomenai kenti.
Felsefeci Anaksagoras'ın doğum yeri.
Sokrates öncesi düşünürlerden birisi.
Ve Atina'ya gelen felsefecilerin ilki... 

Perslerin MÖ 546 senesinde işgaliyle.
Ticaret ve zenginlikleri gerilediyse de.
Rahata ettiler İskender'in MÖ 334'de.
Pers İmparatorluğu'na son vermesiyle...

B. İskender, bununla da kalmadı.
Klazomenai'nin bir kısmının bulunduğu.
Bugünkü Karantina adasını.
MÖ 330'da bir yol ile anakaraya bağladı...

Sonrasında MÖ 188 yılında.
Klazomenai kavuştu bağımsızlığına.
Apameia antlaşmasıyla.
Adadaki yerleşim terkedildi 5. yy'da...

Antik Klazomenai günümüzde.
Urla'da Limantepe bölgesinde ve
Karşısında Karantina yerleşkesiyle.
Geniş bir alanı işgal etmekte...

Limantepe'nin 1950 senesinde.
Ekrem Akurgal tarafından keşfiyle.
Başlanmış kazı ve incelemelere.
En az 4 bin yıllık tarihiyle...

Urla'da. 
İskele Pazarı'nın hemen arkasında.
Klazomenai antik kazı alanına.
Girebiliyorsunuz kalıntılara bakmaya...

Burada Anadolu'nun bilinen en eski.
Zeytinyağı işleme yeri.
MÖ 6. yüzyıla tarihli. 
Zeytinyağı İşliği önemli ziyaret yeri...

Buradaki antik kent kalıntıları.
Gezmeye, incelemeye maalesef kapalı.
Ancak uzaktan görüyorsunuz.
Fazla bilgi edinemiyorsunuz...

Karantina adasına da.
Girmek, gezmek çok zor olsa da.
Adaya bağlantılı yolun hemen yanında.
2300 yıllık İskender yolu  harap durumda...

Urla'da bunların dışında. 
Deniz Arkeolojisi de önemli bir konumda.
İlgili olan rahmetli Mustafa Koç'la.
İki ayrı alan var burada...

Birisi Limantepe'de. 
Kültür Bakanlığı ve
Ankara Üniversitesi ile birlikte.
Sualtı Arkeolojisi incelenmekte..

Diğeri de Çeşmealtı'nda.
Bir Müze Mustafa Koç adına.
Ama her iki kuruluşa da.
Girip gezmek, görmek sorun aslında...

Neyse, Urla'ya kadar gidip.
Antik alanları gezmek çok zor olsa da.
Urla'nın özellikle bahar aylarında.
Doyum olmuyor doğasına da, tadına da...  


Klazomenai ve Urla fotoğraflarım:
.

10 Haziran 2021 Perşembe

ESKİ SMYRNA...

- 19 Şubat 2020, Bayraklı-İzmir -

İzmir'in antik dönem ismi.
"Smyrna" ya da "Smyrni".
Smyrna, Dor şivesiyle.
Smyrni ise İyon şivesiyle...

Smyrna veya Smyrni kelimesi.
Güzel kokulu bir bitki ismi.
Bir isim, bundan elde edilen.
Ölü mumyalanmasında kullanılan.
Esans'a verilen...

Günlerden bir gün Büyük İskender.
Avlanmak için Pagos dağına gider.
Bir çeşme başında uykusu gelir.
Rüyasında bir Nemesis görür...

Nemesis (Adalet Tanrıçası).
Ona burada bir şehir kurmasını söyler.
Smyrna'lılar bunu duyarlar. 
Ve Apollon'a danışırlar...

Apollon da onlara.
Oturacak olanların Pagos dağında.
Öbürlerinden 3-4 defa daha fazla.
Mutlu olacaklarını söyler...

Pagos Dağı günümüzde İzmir'de.
Kadifekale olarak bilinmekte.
Smyrna kurulur MÖ 334 senesinde.
Böylece Kadifekale ve eteklerinde...

Ama bu İzmir'in ilk kuruluşu değildir.
İlk Smyrna, yaklaşık 12 bin yıl önce.
Kurulur günümüzde Bayraklı semtinde.
Tepekule Höyüğü'nün olduğu yerde...

Küçük, kayalık bir yükseltidir burası.
Yarımada, denizlerle çevrili 3 yanı.
Zamanla gelen alüvyonlarla.
Dönüşür geniş, düz bir alana...

Şehir giderek gelişir zamanla.
Evleriyle, taş döşeli sokaklarıyla.
Ticareti ve tarımıyla.
En zengin dönemi MÖ 7-6. yüzyılda...

SmyrnaAiol Birliği'nde önceleri.
MÖ 688'de, 12 üyeli Şehir Devletli.
İyon Ülkesi'ne katılan.
Dodekapolis'in 13. üyesi..

Önce, Lidya Devleti.
Ele geçirir bu zengin kenti.
MÖ 545'de Persler ele geçirip, tahrip etti. 
Ve Smyrna büyük ölçüde önemini yitirdi...

Daha sonra Büyük İskender geldi.
MÖ 334'te o da kenti ele geçirdi.
Uykusunda bir rüya gördü.
Ve kentin yerleşimi değişti...

Aslında küçük bir alandı.
Bayraklı'daki Tepekule kazı sahası.
Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal burasını.
1948-1951 ve 1966-1992 yılları arası. 
Toplam 29 yıl burada bilimsel kazı yaptı...

Bu nispeten küçük kentsel alan.
Kerpiç tuğlalardan oluşan.
Çepeçevre surlarla çevriliydi.
Sonraları örme taş işçiliği hakimdi...

Smyrna sokakları.
Daha 7. yüzyıl'da ızgara planlıydı.
Kentin birbirini dik kesen yolları vardı.
Bu durum İyon uygarlığında bir ilk'di...

Oval veya yuvarlak planlı evler yerine.
Kare, dikdörtgen biçimli evlere de.
Yine ilk kez Tepekule'de.
Tesadüf edilmekte...

Evler önceleri tek odalıydı.
Daha sonra Megaron tipi evler vardı. 
Bu evler avlulu ve birkaç odalıydı.
Helen dünyasının ilk ev yapılarıydı...

Kentin en önemli yapısı.
Athena Tapınağı'ydı.
MÖ 640-580 yapımıydı.
Doğu Helen'in en eski yapısıydı...

Tepekule'nin yakın alanları.
Günümüzde Bayraklı.
Çarpık görünümlü evleriyle.
Yüksek katlı yeni gökdelenleriyle...

İzmirliler yaşıyor işte bu bölgede.
Büyük İskender'e göre.
Görece diğer illere.
Biraz daha mutlu bir biçimde...



İlk İzmir yerleşim yeri fotoğraflarım:
.

7 Haziran 2021 Pazartesi

LÜBECK...

 

- 19 Mayıs 2019, Lübeck-Almanya -

Luebeck ya da Lübeck.
Almanya'nın Baltık kıyısında.
Kıyıdan 14 km içeride. 
Schleswig-Holstein eyaletinde...

Önceki adı Liubice.
İlk kuruluşu 1143'de.
Geçirdiği bir yangının ertesinde.
Tekrar kuruluyor 1159 senesinde...

Kısa bir süre.
Kalıyor Danimarka yönetiminde. 
1226 senesinde de.
Kavuşuyor özgür şehir özelliğine...

Bu sırada Lübeck Yasaları çıkartıldı.
100 şehir bu kanunları uyguladı.
Görünüm ve ekonomileri düzeldi.
1358'de Hansa Birliği'nin merkeziydi.
Hansa Birliği de o zaman AB'nin bir benzeriydi...

Tuz ihracatının önemli bir limanıydı.
1630'da Hansa Birliği dağıldı.
Ancak hala kuzeyin en önemli Limanıydı.
1871'de Alman İmparatorluğu'na bağlandı...

Trave, 124 km'lik küçük bir nehir.
Lübeck'e kadar geliyor.
Burada ikiye ayrılıyor.
Bir süre sonra tekrar birleşiyor...

Trave Nehrinin iki dalı arasında.
Oluşmuş bir ada.
Lübeck şehri işte kurulmuş bu adada.
1140'lı yıllarda...

Nehrin ortasındaki bu adanın.
Çevresi surlarla kaplıymış.
Şehrin iki tane giriş kapısı varmış.
En önemlisi de HolstenTor'muş...

Holsten Tor (Holsten Kapısı).
Holstein bölgesinin girişi anlamlı.
Biz de buradan girdik Lübeck'e.
İnşası tamamlanmış 1478'de...

Holstentor, iki büyük kuleli.
Kiremit örgülü.
Şato benzeri.
Görkemli bir kente giriş yeri...

Dışarıdan giriş yüzünde Latince:
Concordia Domi Foris Pax
(İçeride Uyum, Dışarıda Barış)
Anlamında bir yazı bulunmakta...

Kapının şehire bakan yüzünde ise.:
S.P.Q.L. harfleri görülmekte.
Senatus Populus Que Luebeck.
Yani; Lübeck Senato ve Halkı.
Yazısının Latince kısaltılmışı...

Holsten Tor,  Lübeck şehrinin.
Önemli bir simgesi.
Buradan girdiğinizde içeri.
Ada üzerindeki. 
Eski Şehir Merkezi de 1987 yılı.
UNESCO Dünya Kültür Mirası...

Eski Lübeck şehri bu adada.
II. Dünya Savaşında.
İlk bombalanan şehir olsa da.
Lübeck aynisiyle yaşatılıyor bu adada...

Dört tarafı su ile çevrili.
Bu eski şehir, 7 kulesi ve
5 tarihi Kilisesi ile.
Görmeye değer nitelikte...

Trave Nehri kenarında yürüyoruz.
Eski Salzspeicher (tuz deposu) görüyoruz.
Dar sokaklara giriyoruz.
Eski evlerin arasında geziniyoruz...

Adanın orta bölümünde.
Tarihi  Marien Kilisesi.
Ve Rathaus (Belediye) binası.
Yanında da 1806 yapısı.
Niederegger badem ezmesi dükkanı...

Sonra da 1678'den beri.
Ve Almanya'nın en eski Şarap evi.
Carl Tesdorpf'un gezilmesi.
Ardından Türklerin işletim yeri.
Holstentor'da Köz-Grill'de öğle yemeği... 

Bir süre daha adada.
Eski evlerin arasında turlama.
Sonra da binip arabaya.
Gidiş Travemünde'ye 16 km uzakta...

Travemünde.
Trave Nehri'nin Baltık denizine.
Açılma, kavuşma yeri.
Almanya'nın önemli bir plaj sahili...

Lübeck'de hava pırıl pırıldı
16 km yol gittiğimizde. 
Ve Travemünde'ye geldiğimizde.
Göz gözü görmüyordu yoğun siste...

Lise arkadaşım sevgili Tahsin.
Bana göstermeyi çok istemişti.
Ama, sisten bırakın Travemünde'yi.
Görememiştik hatta birbirimizi...

Fotoğraflara dikkatle bakın.
Sizler karar verin, bana bildirin.
Bu siste bir kişi Travemünde'yi.
Görmüş denilebilir mi?...

Sevgili Tahsin.
Travemünde'yi görmek için.
Bir daha geleceğim.
Gerisini artık sen düşün...


Lübeck ve Travemünde fotoğraflarım:
.

3 Haziran 2021 Perşembe

ERYTHRAİ (ILDIRI)...

 



Tıp Fakültesine girdiğimizde
Öğretmişlerdi bize.
Daha ilk senelerimizde.
Eritrosit'i de, Lökosit'i de...

Eritrosit, alyuvar'dı.
Lökosit de akyuvar'dı.
Kanımızın içinde vardı.
Kırmızı ve beyaz hücre adlarıydı...

Antik Erythrai şehri.
Alıyor ismini.
Eski Yunancadan
Erythros (kırmızı)'dan...

Kimine göre yörede çıkartılan.
Ve Erythrai (kızıl kent)'i oluşturan.
Kırmızı taşlardan, kimine göre de.
İlk kurucusu Girit'li Erythros'tan...

Antik Erythraiİzmir'in dibinde. 
Buraya 66 km mesafede.
Çeşme'nin ise neredeyse içinde.
Uzaklık buraya da 20 kilometre...

Günümüzde ulaşmak için buraya.
Önce gelmelisiniz Ildırı'ya.
Ildırı, deniz kenarında ve adalarıyla.
Sahip güzel bir doğa ve manzaraya...

Antik Erythrai kenti geçmişi.
MÖ 2 bin'li yıllara uzanmakta.
Gelişmiş kültür ve sanatıyla.
12 İyon kentinden birisi olmakta.
Fenikeliler'le ticari ilişki kurmakta...

Bir ara Pers ve Lidya.
Egemenliğinde kalmakta
MÖ 133'te özgürlüğünü kazanmakta.
Roma İmparatorluğu zamanında.
Şaraplarıyla. 
Ve Kadın Kahinleri ile ün bulmakta...

Erythrai antik kalıntıları Ildırı'da.
İki ayrı bölümden oluşmakta.
Birincisi, aşağı bölümde, sahilde.
Cennet Tepe evleri isminde...

Arabanızı park ettiğinizde.
Kolayca ulaşırsınız Cennet Tepe'ye.
Roma Villaları'nın temellerine.
Göremeseniz de mozayikleriyle...

İkinci bölüm yaklaşık 100 m yükseklikte.
Bulunmakta bir tepe üzerinde.
Burası Akropol olarak isimlendirilmekte.
Antik taş duvar kalıntılı evler içinde.
Bir köy yolundan geçerek gidilmekte...

Burası önce Ankara Üniversitesi.
Dil Tarih Coğrafya Fakültesi.
Ve Prof. Ekrem Akurgal önderliğinde.
Kazılmış 1965-1984 senelerinde...  

Tiyatro, Anadolu'nun en eskilerinden.
MÖ 800'lerden.
Büyük ama oldukça hasarlı.
Ortada tek merdivenli ve birkaç sıralı...

Athena Tapınağı daha da eskilerden. 
MÖ 530 senelerinden.
Önemi Arkaik çağ mimari örneklerinden.
Çok köşeli taş duvar örmelerinden.
Kadın kahillerinin ünlerinden.

Ege uygarlığı yükseliş döneminden.
Ve onun ilk temsilcilerinden.
Anadolu Kybele dinsel kültürünün.
Athena olarak devam etmesinden...

Athena Tapınağı'nın hemen yanında.
Matrone Kilisesi adında.
Yapımına başlanmış 19. yüzyılda
Oldukça yeni bir yapı bulunmakta...

1923 yılında.
Mübadele sonrasında.
Cemaati kalmadığında.
Hasar görmüş büyük oranda...

Nispeten daha aşağıda.
Agora kalıntıları bulunmakta.
Onun da hemen yanında.
Yapılmış MÖ 4 yüzyılda.
Heroon (Kahraman Anıtı) yer almakta...

Çeşme, yazın çok ziyaretçi çekmekte.
Çoğu kişi geliyor buraya dinlenmeye.
Geceleri de belki eğlenmeye.
Uzanıyorlar belki de bu yöreye.
20 km ilerideki Ildırı'yı görmeye...

Ama bunların çok az bir bölümü.
Çıkmakta antik Akropol'e.
2500 yıllık tarihle birlikte.
Muhteşem panoramayı görmeye...


Erythrai Antik kenti fotoğraflarım:
.