YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

21 Mayıs 2018 Pazartesi

PARŞÖMEN...




Pergamini veya Pergamos; Bergama demek Yunanca'da.
Per-gamun Arapça'da, Pergament Rusça ve Almanca'da.
Parchement İngilizce'de, Pergamino İspanyolca'da.
Pergamena İtalyanca ve Parchemin Fransızca'da...

Membrana deri anlamında.
Membrana Pergamena. 
Veya Charta Pergamena.
Pergament, Perchament de parşömen demek aslında...

Parşömen kağıdının yapımına.
Başlanmış Bergama'da.
MÖ 190 yılında.
Bergama Kralı II. Eumenes zamanında...

Antik çağlarda.
İsa'dan önceki yıllarda.
İki önemli Kütüphane vardı dünyada.
Biri İskenderiye'de, diğeri Bergama'da...

Parşömen ile ilgili hikâye.
Dayanıyor Milat'tan öncelere.
Mısır Firavunu ile.
Bergama Kralı arasındaki rekabete...

Papirüs, Nil nehri kökenli
Cyperus papyrus isminde bir bitki.
Eski Mısırlıların üzerine yazı yazdıkları.
Daha sonra Yunan ve Romalıların kullandığı...

İskenderiye Kütüphanesi'nde.
Tüm belgeler yazılıyordu Papirüs'lere.
Tabii Bergama Kütüphanesi de.
Kullanıyordu Papirüs'ü büyük ölçüde...

Mısır Kralı Epiphane'nin.
MÖ 200'lerde.
Bergama'ya Papirus sevkini engellemesiyle.
Bergamalılar başladılar farklı yöntemleri denemeye...

Bergama Kütüphanesi papirüssüz kalmıştı.
II. Eumenes, Bergama Kralı.
İstemişti yeni bir yöntem bulunmasını.
Yazıların onun üzerine yazılmasını...

Bergama Kütüphanesi Müdürü Krates.
Ve Bergamalılar oğlak derisini soydular.
Kıllarından arındırıp, gerip, inceltip kuruttular.
Sonunda Perchament'i buldular...

Bergama Kütüphanesi.
Zamanla keçi derisi.
El yazması kitaplarla büyüdü, gelişti.
Parşömen de giderek değerlendi...

Parşömen 7. yy'ın sonunda.
Başlandı geniş biçimde kullanılmaya.
15. yy'a kadar da.
Yazılar yazıldı Parşömen'e tüm dünyada...

Parşömen işinde çalışan kişilere.
"Pergaminari" denilmekteydi.
Parşömen, daha nitelikliydi.
Papirüs'e göre çok daha kullanışlıydı...

Papirüs rulo halinde kullanılmalıydı.
Dayanıklı değildi.
Bükülemiyordu, kırılamıyordu.
İki tarafına birden yazı yazılamıyordu...

Parşömen ise oldukça dayanıklıydı.
Kolay kolay yırtılmıyordu.
İki tarafına yazı yazılabiliyordu.
Yazılanlar gözü yormuyordu...

Parşömen üretimi zordu, yetersizdi.
Ancak, papirüs'e oranla çok nitelikliydi.
1500 yıl kullanıldı beğeniyle.
Onun da önemi kalmadı kağıt'ın geliştirilmesiyle...

500 yıldır kağıt kullanılıyor her yerde.
Kitaplarda, defterlerde.
Unutulup gitti Parşömen üretimi bir yerlerde.
Kimse kullanmıyor artık Parşömen'i günümüzde...

500 yıl aradan sonra.
Parşömen yapımına.
Yeniden başlandı Bergama'da.
İsmail Araç adında bir deri ustasınca...

İsmail Araç.
Son Deri Ustası'ydı.
Bergama'lıydı.
Yılların karatabağı'ydı...

İki yıl önceki bir yazımda.
Bu emek ustasını anlatmıştım.
60 yıllık uğraşısını.
Dile getirmeye çalışmıştım:
http://yucel-tanyeri.blogspot.com.tr/2016/01/son-karatabak.html

İşte bu İsmail Araç usta Bergama'da.
Nesrin Ermiş ve Demet Sağlam Tokbay adında.
Öğretti mesleğinin inceliklerini iki kadına.
Tam iki yılda...

İsmail Usta.
Bu iki genç hanımla.
Çalıştı tozlar, kirler, kokular arasında.
Onlar da oldular birer deri ustası sonunda...

Bu iki hanım kardeşimiz.
Peştemal kuşandılar Bergama'da.
Törenle Bergama Arastası'nda.
Geçen sene ustalarının duasıyla...

Ve bunlar 21. yüzyılda.
Parşömenin icadından 2200 yıl sonra.
Başladılar Parşömen üretmeye Bergama'da .
Ayni yöntemlerle ve ayni inançla...


Bergama Parşömen yapımcıları ve Peştemal Kuşanma Töreni:
https://photos.google.com/share/AF1QipMMXEhghljCyen4eDsQpOMVrrj9RAFfyTX9WeB_dJ42_QGOASJiJ8Id2VJHRBAeew/photo/AF1QipMcXrPWbAgT57wf0AmOUsK-2u02imeXSE4cdXDt?key=Q1BfdTNVcmhrQ1Y2M0VlRzhjX1lmS0dWZ044NEdB&hl=tr

.

18 Mayıs 2018 Cuma

NEPAL'İN KUŞLARI...



İki yıl önce.
Bugünlerde.
Gezideydik Nepal'de.
Annapurna dağı çevresinde...

Zorlu bir Trekking yaptık.
Pokhara'dan yola çıktık.
NayapulUlleri ve Ghorepani'ye vardık.
Poonhill'e tırmandık...

3210 m yükseklikte.
Çıktık Poonhill zirvesine.
7-8 bin metre yükseklikte.
Himalayaları panoramik seyreylemeye...

Ardından geçtik inişe.
Tadapani'ye.
Yeşillikler, rhododendronlar içinde.
Vardık Ghandruk'ta Tibetliler köyüne...

Ghandruk'tan ayrıldık.
Saulibazar'a ulaştık.
Burada otomobile bindik.
Yeniden Pokhara'ya geldik...

Beş günde güzel bir yürüyüş rotası izledik.
Kâh indik, kâh çıktık.
Dere-tepe hep eğimli gittik.
Ormanlar geçtik, güzel yerler gördük...

Tüm bu gezdiğimiz yerleri.
İki yıl önceki.
Blog sayfalarımda.
Çalıştım sizlere anlatmaya...

Bu yürüyüşlerimiz sırasında.
Rastladık Nepal'in kuşlarına.
Hepsi biri birinden gösterişli.
Hepsi biri birinden renkli ve sevimli...

Kuş fotoğrafı çekmek.
Kuş avcılığı gibi zor bir emek.
Önce kuşu görebileceksin.
Sonra da onu ürkütmeyeceksin...

Avcıların nasıl etkili silahları varsa.
Fotoğrafçı da sahip olmalı iyi bir makinaya.
Avcılar nasıl gez-göz-arpacık yapıyorsa.
Vizör'ünden nişan alır Fotoğrafçı da...

Avcı nasıl kuşun göbeğine nişan alıyorsa.
Odaklanmalı kuşun tam gözüne Fotoğrafçı da. 
Avcı nasıl hızla tetiği çekiyorsa.
Fotoğrafçı da basmalı deklanşörüne hızla...

İşte tam bundan sonra.
Fark çıkar avcı ile fotoğrafçı arasında.
Birisi gönderirken kuşu sonsuzluğa.
Diğeri ise kaydeder onu sonsuza kadar bloğuna...


Nepal'den Kuş Fotoğraflarım:

12 Mayıs 2018 Cumartesi

ALS'PER KAYA...



Yazacaklarımı okumadan önce.
Alper Kaya'nın yaşam öyküsüne.
Ve onun 57 yıllık geçmişini öğrenmeye.
Hele bir izleyelim aşağıdaki videoyu dikkatle:

...............

Amiyotropik Lateral Skleroz.
Ya da baş harfleri ile.
ALS.
Bir Motor Nöron Hastalığı...

Vücudumuzdaki tüm adalelerin.
Hareket ettirilmesi için.
Emir getiren sinirlerin.
Yavaş yavaş yok olması hastalığıdır...

100 bin'de bir.
Sıklıkla görülür.
Yavaş ilerler.
Kaslar hareket kabiliyetini kaybeder...

Hastalığa tutulanlar.
Giderek güçsüz kalırlar.
Hareket edemezler.
Nefes alamazlar, yiyemezler, içemezler...

ALS, yalnızca hareketlerimizle ilgili.
Motor sinirleri.
Eritir, yavaş yavaş yok eder.
Sonuçta her çeşit kas hareketini engeller...

ALS, kas hareketlerinin dışında.
Beyin fonksiyonlarında.
Bilinçte ve düşünmede.
Yol açmaz herhangi bir değişikliğe...

Stephen Hawking'i herkes bilir.
ALS hastalığı için bilinen bir örnektir.
Hareketleri tümüyle kaybolan.
Ancak beyin fonksiyonları  normal olan...

Alper Kaya.
Çok başarılı bir Hekim aslında.
Uzmanlığı Göz Hastalıkları dalında.
Hastalığı başladı 1990 yılında...

Alper, çocukluğundan beri.
Müzikle uğraşıyordu.
Klasik Gitar çalıyordu.
Birçok gruplarla müzik yapıyordu...

Ancak hastalığı ilerlediğinde.
Adalelerini kullanamaz hale geldiğinde.
Solunum adaleleri de yetmezliğe girdiğinde.
Son verdi çok sevdiği müziğe...

Günümüzde solunum makinasına bağlı.
Alper'in hareketleri çok kısıtlı.
Yalnızca başını çok az hareket ettirebiliyor.
Güçlükle konuşabiliyor...

Sevgili Alper yakın tarihlerde.
Tanışıyor bir Bilgisayar Program yazılımcısı ile.
Barcelona'dan Zacharias Vamvakousis ile.
Birlikte çalışıyorlar Eye-Harp projesi üzerinde...

Eye-Harp programı.
Göz kontrollü bir müzik yazılımı.
Bilgisayarda görünen notalara, şekillere.
Hakim olabiliyorsunuz göz hareketleriyle...

Alper ve Zacharias kafa kafaya verdiler.
Program üzerinde çalıştılar, geliştirdiler.
Haydi bir Konser düzenleyelim dediler.
Dünyada ilk olsun istediler...

30 Nisan'da ALS/MNH Derneği öncülüğüyle.
Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde.
Bir ALS hastasının Dünya Prömiyeri'nde.
Alper Kaya çıktı seyircinin önüne...

Salon hınca hınç doluydu.
Bir tek boş yer yoktu.
Ayakta seyredenler de vardı.
Alper tekerlekli sandalyesiyle sahne aldı...

Eye-Harp programı eşliğinde.
Elektronik Flüt ve göz hareketleriyle.
Başladı Alper Konserine.
J.S. Bach'ın Air on G String suiti ile...

Derin bir sessizlikle.
İçten bir hayranlıkla.
Dinlenildi ilk parça.
Ve bir alkış tufanı koptu sonunda...

Ardından diğer dinletiler.
Alper'in kusursuz performansları.
Her seferinde ayakta dakikalarca alkışlanması.
Ve gözlerden dökülen yaşların saklanması...

Konserin başlığı.
"Nefes varsa, umut vardır"dı...

Alper, 20 yıldır ALS hastasıydı.
Hareketleri son derece kısıtlıydı.
Tekerlekli sandalyeye bağlıydı.
Solunum cihazına bağımlıydı...

Alper, 20 yıldır umutluydu.
Nefes bile alamıyordu.
Bir Dünya Prömiyeri'ne çıktı.
Hak ettiği alkışları yüreklerden aldı...

Teşekkürler Alper Kaya'ya.
Umut oldun tüm ALS hastalarına.
Nerede nefes varsa.
Umut da vardır orada...


Alper Kaya Konseri Fotoğrafları:
(fotoğraflar için sayın Vehbi Moğol'a teşekkür ediyorum)
https://photos.google.com/share/AF1QipMRCkJJUyfTukvZiKr_-Re8PZRuBxs04634WpasHlvtiXSdMYkkNpzc2Ifbz4wlPA/photo/AF1QipPfvi4zGTqkn1_I70TuS6Cq3G1TwbvrU_OK82oz?key=OUEzbkVwRlNUWHd4aWVGQkl4MlUyUm5BZDJHODhn


Alper Kaya, Air on G String:
https://theeyeharp.org/performances-of-users/


The Eye-Harp Programının tanıtımı:
https://theeyeharp.org/


Fark Yaratanlar: Alper Kaya:
https://vimeo.com/206408923

Alper'in Konser'inden video:
https://www.youtube.com/watch?v=sK_weHkgt6o&feature=youtu.be

.