YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

30 Kasım 2022 Çarşamba

MISIR GEZİMİZ-2...

 

- 14-22 Kasım 2022, Mısır -

Gitmiştim Mısır'a.
2017 yılında.
Aykut Mısırlıgil rehberliğinde.
Ankara Üniversitesi Gezginleri ile...

O gezimizde.
Ebu Simbel ve 
İskenderiye.
Dahil değildi gezimize...

Yine Tempo Tur'la..
Ve Aykut Mısırlıgil başkanlığında.
İstanbul'dan çıktık yola.
İlk durak Hurgada...

Sabahın erinde.
Kızıldeniz sahilinde.
Kahvaltıdan sonra.
Otobüsle koyulduk yola...

Dağlar, Çöller arasında.
350 km gittikten sonra. 
Ulaştık Nil nehri kıyısında.
Luksor'a...

Unesco Kültür Mirası.
Luksor ve Karnak Tapınakları.
İki bin yıl süren yapımı.
4000 yıllık anıtsal yapıları...

Ertesi gün sabahında.
Nil nehri batı yakasında.
Birlikteydik Krallar Vadisi'nde.
Firavunların kabirleriyle...

Sonrasında Hatsepşut Tapınağı.
Memnon'un dev Heykelleri.
Öğlende geçiyoruz teknemize.
Çıkıyoruz Nil nehrinde
Üç günlük bir sefere...

Çok güzel bir havada.
İki yakada güzel manzaralarla.
Yeni yeni dostlarla bir arada.
M/S Symphonia yol almakta...

Ertesi sabah Nil nehri üzerinde.
Kıpkırmızı bir güneş yükselmekte.
Kahvaltı sonrasında.
Faytonlarla, toz toprak arasında.
Ulaşıyoruz Edfu Tapınağı'na...

Adanmış Şahin Tanrı'ya.
Yani Horus'a.
Uzun yıllar kalmış kumlar altında.
Korunmuş hayli iyi durumda...

Yemek sonrası koyuluyoruz yola.
Nil'de Felukalarla yan yana.
Akşam olduğunda da.
Ulaşıyoruz Kom Ombo Tapınağına...

Adanmış bu Tapınak da. 
Sobek denilen Timsah Tanrısına.
Tapınağın hemen aşağısında.
Bir de Timsah Müzesi bulunmakta...

Geceyi geçiriyoruz Symphonia'da.
Sabah erkenden koyuluyoruz yola.
Gündoğumu El Cedid çölünde.
4 saatte ulaşıyoruz Ebu Simbel'e...

Burası Unesco Kültür Mirası.
3000 yılık bir yapı.
Adanmış Firavun II. Ramses'e.
Yapılmış tam 20 senede.
Oyularak bir dağın içine...

Aswan Barajı düşünüldüğünde.
Kalacağı kesinleşmiş göl içinde. 
Kesilip taşınmış şimdiki yerine.
Göl seviyesinin üstüne...

Dönüş yine otobüsle.
Yol alıyoruz uzunca bir süre.
Yine çöl içinde.
Görüyoruz Serap bile...

Gece, Aswan'da teknemizdeyiz.
Philae için otobüse biniyoruz.
Eski Baraj gölüne gidiyoruz.
Tekneyle adaya çıkıyoruz...

Philae adası sular altında kalınca.
Philae Tapınağı da.
Taşınmış Egilica adasına.
Tam 9 senede, 1980 yılında...

Burası yapılmış 2700 yıl önce.
Tanrı Osiris ile 
Eşi İsis anısına.
Ve Oğulları Horus adına...

Bu muhteşem Tapınaktan sonra.
Ulaşıyoruz bir muhteşem yapıya.
Nil nehrine vurulan dizgine.
Aswan Baraj ve gölüne...

Akşamüzeri de.
Fellucalarla birlikte Nil'de.
Gidiyoruz renkli bir yöreye.
Nil kıyısında Nubian köyüne... 

Aswan hava alanından uçakla.
Gece çıkarak yola.
1.5 saat süren bir seyahatle.
Ulaşıyoruz Kahire'ye...

4 bin yıllık bir şehir burası.
Antik Mısırlı, Romalı.
Bizanslı, Memluklu. Osmanlı.
Hep bu daracık bölgede yaşadı...

Saymadım ama 1000 minaresiyle.
Piramitleri ve Sfenksiyle.
Kale ve zengin Müzeleriyle.
İlginç bir şehir Kahire...

İki gün geçtiğinde.
Yine otobüsle.
4 saatte.
Ver elini İskenderiye...

Şimdilerde yeller esen yerinde.
Kütüphane ve Feneriyle.
Büyük İskender'in ismiyle.
Mısır'ın Akdeniz sahilinde.
Karmaşık bir kent İskenderiye...

Deniz kıyısında Kayıtbey Kalesi.
Korniş denilen kıyıdaki caddesi.
Pompey Sütunu ve Sfenksleri ile
2000 sene geriye gittiğinizde.
2000 yıl ileri gittiğiniz.
Bir yer İskenderiye...

Neyse, binip uçağımıza.
Döndük İstanbul'a.
Tanıştığımız güzel dostlarla.
Veda edip güzel anılarımıza...


Mısır Gezisi Fotoğraflarım:
.

27 Kasım 2022 Pazar

DOĞAN SİNEMASI...

 

- 4  Haziran 2022, Merzifon -

1853 senesinde.
Bir Kilise.
Yapımına.
Başlanmış Merzifon'da...

Ancak geçen zaman içinde.
60 senede.
Yetmemiş bu Kilise.
Evanjelik cemaate...

Bunun üzerine.
8 Eylül 1913'de.
Yeni bir Kilise.
İçin harç konulmuş temele...

Kısa zaman içinde.
Bitirilmiş bu taş Kilise.
Üç kapı ve 43 penceresiyle.
Ancak kalmış işlevsiz 1915'de...

Kilise boş kalmış uzun yıllarca.
Kiralanmış Sinema amacıyla.
Arkadaşım Danyal Aşık'ın dedesi.
Sabri Aşık'a.
1939 yılında...

Restorasyon sırasında.
Resimler yapılmış duvarlarına.
Hatta bunlardan bir tablo da.
Yapılmış sevgili Danyal'ın babası.
Nimet Aşık'ın fırçasıyla...

Ancak kısa bir süre sonra.
Film göstericisinin sigarasından.
Çıkan ateşle çıkan yangınla.
Teknisyen de yanmış bir anda...

Buna çok üzülen Sabri Aşık.
"Bu iş bize hayır getirmedi".
Demiş.
Ve işi bırakmış...

Devredilmiş Sinema.
1940 yılında..
Arkadaşım Hami Ecevit'in pederine.
Burhan Ecevit'e...

1940 senesi içinde.
Dünyaya gelen Doğan isminde.
Oğlunun ismiyle de.
Anılmaya başlanmış bu Sinema.
"Doğan Sineması" adıyla...

Her gün iki seans yapılırmış.
Cumartesi-Pazar günleri ayrıca.
Saat 18.00'de.
Olurmuş ekstra bir Matine.
Ve yer verilirmiş bu Matinede.
Yabancı ve güncel filmlere...

Filim başlamadan önce.
Perez Prado'nun 45 devirle.
Bir plağı  çalınırmış.
Bu müziği duyanlar.
Hemen Salonu doldururmuş...

Güzel filimler getirilmiş.
Merzifon'a hizmet vermiş.
Uzun yıllar tek eğlencesiymiş.
Yıllar boyu neşe vermiş...

1972'ye kadar böyle sürmüş.
Ecevit ailesi işi bırakmış.
Bina Diyanet Vakfı'na bırakılmış.
Binada kısmi bir yangın çıkmış.
Merzifon Belediyesi'ne devredilmiş.

Bu Kilise ve Sinema en sonunda.
Turizm Bakanlığınca.
Restore edilerek 2012 senesinde.
Amasya AKP Milletvekili ismiyle.
Çevrilmiş bir Kültür Merkezi'ne.
Akif Gülle ismiyle...

Bir Kilise'den.
Bir Sinema'ya.
Oradan da geçen senelerde.
Bir Kültür Merkezi'ne...

Neye niyet, neye kısmet...


Doğan Sineması fotoğraflarım:

Doğan Sineması Filim başlıyor Müziği:
Perez Prado'dan "Cherry Pink and Apple Blossom White"



23 Kasım 2022 Çarşamba

MECLİS SIĞINAĞI...

 

- 22 Nisan 2022, Ulus-Ankara -


İlk ve İkinci Meclisleri.
Anlatmıştım Bloğumda.
Önceki yazılarımda:

İkinci Meclis binasında.
Girişin hemen solunda.
Bir Park bulunmakta.
Oldukça güzel, ağaçlarıyla...

Ortasında Havuzuyla.
Yanında Kafeteryasıyla.
Bahçesi ve çiçekleriyle.
Çok güzel bir bahçe...

Buradan daha geriye.
Gittiğinizde.
Büyük beton bir kütle.
Karşınıza çıkıyor heybetiyle...

Burası 2. Meclisin Sığınağı.
Düşünülmüş bir Sığınak yapımı.
Atatürk'ün sağlığında.
Daha 1936 yılında.
II. Dünya Savaşı'nın yaklaşmasıyla...

Almanya'dan Uzman getirtilmiş.
Plânları yapılmış.
1941'de Bütçeye konulmuş.
Ve 1942'de tamamlanmış...

Yarım dairesel yapısıyla.
Kısmen yerin altında.
İki demir kapısıyla.
Duvarları 120 cm, Tavanı da.
2 m kalınlıkta beton bir bina...

Girişte dar bir koridor bulunmakta.
Ortada 320 metrekare alanıyla.
İçtima Salonu yer almakta.
Ayrıca Jeneratör Tesisatı.
Havalandırma, Aydınlatma Odaları.
Bulundurmakta Lavaboları...

II. Dünya Savaşı ve sonrasında.
"Yurtta ve Dünyada.
Barış" sloganı uyarınca.
Hiç kullanılmamış olsa da...

Günümüzde burası.
Kültür Bakanlığına bağlı.
"Sığınak: Sanat-Teknoloji" adlı.
Kültür etkinlikleri amaçlı.
Bir Sergi alanı...


2. TBMM Sığınağı Fotoğraflarım:
.

8 Kasım 2022 Salı

Öğretmen HAYRİ ENGİN...

 

- 4 Ağustos 2022, Merzifon -

Kendisi ile Merzifon'da.
Tanıştım 1957 yılında.
Ben 11 yaşımda.
O da 44 yaşlarında...

Gelmişlerdi eşi ile.
Ablamın evine.
Misafirliğe, sohbete.
Sevdiği Pilot eniştemle...

Öğretmendi, dağ gibi birisiydi.
Almanya'ya bile gitmişti.
Heyecanlıydı, becerikliydi.
Merzifon'daki evini.
Kendisi inşa etmişti...

Evinin taşçısıydı.
Kalıpçısı, ustasıydı.
İşçisiydi, yapımcısıydı.
Almanya maceraları da başkaydı.

Anlattığı bu evi Merzifon'da.
Görmek ancak kısmet oldu.
65 yıl sonra.
Bu yılın Mayıs ayında...

Merzifon'lu arkadaşımla.
Sevgili Danyal Aşık'la.
Gidip, gezdik bu evi.
Yıkılmamıştı neyse ki...

Cumhuriyet Öğretmeni.
Hayri Engin, 1913 senesiydi.
İstanbul'da dünyaya geldi...

Edirne Öğretmen Lisesi.
Ve Gazi Eğitim Enstitüsü.
Resim İş Bölümünü.
Birincilikle bitirdi...

1939-1944 senelerinde.
Öğretmendi Samsun Lisesi'nde.
1942'de Öğretmen eşi.
Refia Engin ile evlendi...

1945'de Merzifon'a tayin edildi.
1950'de Almanya'ya gitti.
2 sene kaldı, Münih Akademisi.
Yüksek Bölümünü bitirdi.
Merzifon'a  tekrar geri geldi...

Merzifon'da eşi ile birlikte.
Öğretmen olarak çalıştı.
Onlara iyi insan, iyi vatandaş.
Olmanın yollarını gösterdi...

Çok iyi bir Atatürkçü.
Ve vatansever, milliyetçiydi.
Sanatı çok sevdi, sevdirdi.
İyi bir heykelciydi.
Farklı dallarda eserler verdi...

Almanya'da incelemeler yaptı.
Bu konuda bir Rapor hazırladı.
Geniş kapsamlı bu Raporu.
Dönemin Maarif Vekiline sundu.

"Döküntü", "Almanya Maarifi".
"Liseler için Sanat Tarihi".
"Kâbusname", "Türk Gençliği".
Başlıklı kitaplar yazdı.
"Harmandalı" başlıklı.
Bir Tiyatro Oyunu hazırladı...

Eşi ve 3 çocuğuyla.
Hep Merzifon'da yaşadı.
Etrafına hep ışık saçtı.
1994 yılıydı.
84 yaşında aramızdan ayrıldı.
İki oğlu ve bir kızı vardı...

Oğlu Tokan'la 1976 yılında.
Askerlik yaptık Ankara'da.
Birlikte Etimesgut'ta.
Zırhlı Birlikler Okulu'nda...

Ölümünden sonra Ailesi.
Elleri ile yaptığı bu evini.
Bağışladı Merzifon Vakfı'na.
Şimdi orası Hayri Engin isimli.
Bir Kültür ve Sanat Evi...


M. Hayri Engin'in Evi ve Renkli yaşamından resimleri:
.

5 Kasım 2022 Cumartesi

SİNOP BUZHANESİ...

 

- 11 Ağustos 2022, Sinop -


Dışarıda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül aldırma

Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Mapus yata yata biter
Aldırma gönül aldırma

               Sabahattin Ali
....................

Sinop, doğal güzelliğiyle.
Hapishanesiyle.
Ve ünlü bir de.
Balıkçılığıyla...

Avlanan balığın ülkemizde.
% 75'i çıkmakta Karadeniz'de.
Balık avında Türkiye'de.
Sinop ilk sırada % 22 ile...

İşte bu ilde 1954 yılında.
Et-Balık Kurumu'nca.
Hapishanenin yanı başında.
Balıkçı Limanının hemen içinde.
Denizin hemen dibinde.
Yaptırılmış bir Buzhane...

Fabrika cihazlarından.
Bir bölümü getirilmiş Amerika'dan.
Hagerstown, Maryland'dan.
Ve Wiesbaden, Almanya'dan...

Alman ustalar Sinop'a gelmiş.
Uzun zaman burada çalışmış.
Makinaların montajını yapmış.
Ve Fabrikayı çalıştırmış...

Amaç Balıkçıya hizmetmiş.
Balıkların bozulmasını önlemekmiş.
Balıklar buz kalıpları içinde.
Yıllarca uzak illere gönderilmiş...

Fabrika Sinop balıkçısına.
Hizmet etmiş seneler boyunca.
Ama geçen zamanda.
İhtiyaç hızla azalmış buz'a...

İlerleyen senelerde.
Balıkçı teknelerinde.
Ve de balıkların nakliyesinde.
Soğutma Üniteleriyle.
Buz'a gerek kalmamış pek de...

Bu nedenle.
Terkedilmiş Buzhane de.
Kendi haline.
Senelerce...

Aşınmış, yıpranmış, tozlanmış.
Cihazlar bakımsız kalmış.
Paslanmış, bozulmuş.
Limanda işsiz kalmış...

Sonra burası hatırlanmış.
Kollar sıvanmış.
Sinop Belediyesi satın almış.
Plânlar yapılmış.
İnşaat başlanmış...

Soğuk bir Buzhane.
Çevrilmiş sıcak bir cennete.
Bir Kültür Merkezi'ne.
Ve Kütüphane'ye...

Olmuş Buz kalıpları.
Kütüphane rafları.
İçinde bir Cep Sineması.
Ve bir de Tiyatro alanı...

Denizin kenarındaki.
Hapishanenin yanındaki.
Bu Merkeze Sinop'daki.
Verildi Sabahattin Ali ismi...

"Aldırma gönül, aldırma".
Sabahattin Ali, demişti ya.
Aldır artık Sabahattin Ali.
Aldır be ya...


Sinop Buzhanesi Fotoğraflarım:
.