YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

5 Kasım 2022 Cumartesi

SİNOP BUZHANESİ...

 

- 11 Ağustos 2022, Sinop -


Dışarıda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül aldırma

Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Mapus yata yata biter
Aldırma gönül aldırma

               Sabahattin Ali
....................

Sinop, doğal güzelliğiyle.
Hapishanesiyle.
Ve ünlü bir de.
Balıkçılığıyla...

Avlanan balığın ülkemizde.
% 75'i çıkmakta Karadeniz'de.
Balık avında Türkiye'de.
Sinop ilk sırada % 22 ile...

İşte bu ilde 1954 yılında.
Et-Balık Kurumu'nca.
Hapishanenin yanı başında.
Balıkçı Limanının hemen içinde.
Denizin hemen dibinde.
Yaptırılmış bir Buzhane...

Fabrika cihazlarından.
Bir bölümü getirilmiş Amerika'dan.
Hagerstown, Maryland'dan.
Ve Wiesbaden, Almanya'dan...

Alman ustalar Sinop'a gelmiş.
Uzun zaman burada çalışmış.
Makinaların montajını yapmış.
Ve Fabrikayı çalıştırmış...

Amaç Balıkçıya hizmetmiş.
Balıkların bozulmasını önlemekmiş.
Balıklar buz kalıpları içinde.
Yıllarca uzak illere gönderilmiş...

Fabrika Sinop balıkçısına.
Hizmet etmiş seneler boyunca.
Ama geçen zamanda.
İhtiyaç hızla azalmış buz'a...

İlerleyen senelerde.
Balıkçı teknelerinde.
Ve de balıkların nakliyesinde.
Soğutma Üniteleriyle.
Buz'a gerek kalmamış pek de...

Bu nedenle.
Terkedilmiş Buzhane de.
Kendi haline.
Senelerce...

Aşınmış, yıpranmış, tozlanmış.
Cihazlar bakımsız kalmış.
Paslanmış, bozulmuş.
Limanda işsiz kalmış...

Sonra burası hatırlanmış.
Kollar sıvanmış.
Sinop Belediyesi satın almış.
Plânlar yapılmış.
İnşaat başlanmış...

Soğuk bir Buzhane.
Çevrilmiş sıcak bir cennete.
Bir Kültür Merkezi'ne.
Ve Kütüphane'ye...

Olmuş Buz kalıpları.
Kütüphane rafları.
İçinde bir Cep Sineması.
Ve bir de Tiyatro alanı...

Denizin kenarındaki.
Hapishanenin yanındaki.
Bu Merkeze Sinop'daki.
Verildi Sabahattin Ali ismi...

"Aldırma gönül, aldırma".
Sabahattin Ali, demişti ya.
Aldır artık Sabahattin Ali.
Aldır be ya...


Sinop Buzhanesi Fotoğraflarım:
.

4 yorum:

  1. Yüreğin sıcaklığı buzu eritmiş...

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler Yücel Bey.

    YanıtlaSil
  3. Beraber girdik gördük ama böyle düzel dile getirip analatabilmek bir sanat olsa gerek.
    👍🤗👏🙋‍♂️

    YanıtlaSil
  4. Memnun oldum,emeği ve katkısı olanları kutluyorum

    YanıtlaSil