Kendi tarihimizde “Meslek ve Sanatkarlar Örgütü”nün 800 yıl önce Türkler tarafından AHİLİK TEŞKİLATI adı altında Anadolu'da kurulduğunu ve gerek Selçuklular ve gerekse de Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde Türk Esnaf ve Sanatkarları arasında güçlü bir Meslek, Ahlak ve Dayanışma örgütü oluşturduğunu görüyoruz.
Ahi nedir? Önce bu sorunun yanıtını açıklığa kavuşturalım :
Ahi Arapça bir kelime olup, "kardeşim" anlamına gelir. Bu yönüyle dostluk, sevgi ve kardeşlik bağlarını çok güzel bir biçimde tanımlamaktadır.
XIII. yüzyılda Anadolu'da Türkler tarafından kurulan AHİLİK ÖRGÜTÜ, adını ayni zamanda güzel Türkçemizde "cömert", "eliaçık" anlamına gelen "Akı" sözcüğünden de almaktadır.
Ahilik Örgütü, XIII. yüzyılda kurulurken kökenini dinsel ve ahlaki bir prensipler zinciri olan "Fütüvvetname"ye dayandırmıştır. Fütüvvetname, iyi ve mükemmel insan olma kurallarını kapsayan İslami prensiplerdi. "Fütüvvet" kelimesi de Arapça olan "Feta" kelimesinden kaynaklanmaktadır ve Feta; delikanlı, yiğit, mert, gözü pek ve iyi huylu kişi anlamına gelmektedir.
Fütüvve, Prof. Dr. Neşet Çağatay'a göre eli açıklık, başkasına yardım edicilik ve olgun kişilik demektir. Fütüvvet ise dostların yanlış ve eksikliklerini bağışlamak, hiç kimseye düşmanlık duygusu beslememektir.
Bu yönleriyle bakıldığında Ahilik;
1.Yiğitlik, eli açıklık
2. İyi Ahlaklılık, dostluk, konukseverlik ve
3. Sanatkarlık (yani Meslek)
olmak üzere üç ana dayanak üzerine kurulmuştur.
Ahilik, XIII. yüzyılda yani bundan yaklaşık 800 yıl önce Türklerin Anadolu'ya yerleşmeleri sırasında Ahi Evran (1171-1261) tarafından kurulup, belli kurallarla işlemiş bir Meslek ve Sanatkarlar Örgüt ve Birliği'dir.
800 yıl önce böyle bir Örgüte acaba neden gereksinim vardı?
XIII. yüzyılda Asya'dan gelip Anadolu'ya yerleşen Sanatkar ve Tüccar Türklerin, Anadolu'da daha önceden yerleşmiş Tüccar ve Sanatkarlar karşısında tutunabilmeleri, onlarla rekabete girip yarışabilmeleri ve başarılı olabilmeleri ancak aralarında sağlam bir örgüt kurup, dayanışma sağlamaları ve bu şekilde iyi ve sağlam mal üretip, satmaları ile mümkün olabilirdi.
Bu zorunluluk, dini ve ahlaki kuralları zaten Fütüvvetname'de mevcut olan bir Esnaf ve Sanatkarlar dayanışma Örgütünün yani Ahiliğin kurulması sonucunu doğurdu. Bu prensiplerle yetişen Türk Esnaf ve Sanatkarları, aralarında güçlü bir dayanışma ve mesleki yardımlaşma geliştirip, iki büyük İmparatorluğun Ekonomik temelini oluşturdular.
Ahi Evran'ın sanatı Debbağlık yani Deri İşçiliği idi. Önce kendi sanat dalı olan Deri İşçiliğinde başlattığı girişimlerini, daha sonraları tüm Esnaf ve Sanatkarları kapsayacak biçimde bir Mesleki Ahlak ve Sanat Örgütü olan Ahilik kuruluşunda birleştirdi. Bu örgüt ahlak kurallarını tüm İslam Ülkelerinde bilinen Fütüvvetname'den alıyordu. Fütüvvetname iyi ve mükemmel insan olma kurallarını kapsayan eserlerdi.
Ahiliğin temel bir prensibi vardı ki, bu Örgüte ancak ve ancak bir İşi ve Mesleği olan, Esnaf ve Sanatkarlar katılabiliyorlardı. Yani bu Örgüte üye olabilmek için, kişinin bir iş ve sanatı olması ve bu işinde kendisini ahlaken ve kabiliyetiyle kanıtlamış olması gerekiyordu.
Ahilik Örgütü'ne girişleri düzenleyen ve burada uyulması gereken tören, töre ve kuralları kapsayan geniş bir yönetmelik vardı ve bu yönetmeliğe de son zamanlara kadar "Fütüvvetname" denilmekteydi.
Ahilik Örgütünde her yeni giren yeni üyeye kabul törenlerin yapılmaktaydı. Bu törenlere "Şed Kuşanma” ve “Hırka Giydirme Töreni" denilirdi. Bu törenler hakkında "Avarif-ül Maarif" isimli eserde neler anlatılıyor: "Eğer, Şeyh bir Mürid'e hırka giydirse, öyle gerektir kim, Mürid'e hırka giymenin şartlarını ve edeplerini deyivere..."
Ahiliğe kabul şartlarının başında iyi ahlaklılık, yardımseverlik ve cömertlik olduğundan, bu örgüte girenler seçkin, temiz ahlaklı ve iyiliksever kişilerden oluşurdu.
Ahiliğe ilk adım atan kişi de önce Yiğit yanında, sonra Ahi yanında ve en sonra da Şeyh yanında yetiştirilerek eğitilirler. Bu konuda İmam Kuseyri; "Şeyhsiz yetişenler dağda yetişen ağaç gibidirler, meyvesi acı olur. Halbuki bağda yetişen ağacın yemişi lezzetli olur " demiştir. Şeyh Bayezid de bu konuda; "Kimin ki Üstadı ve Şeyh'i olmazsa, onun imamı (yani önderi) şeytan olur..." diye buyurmuşlardır.
Ahilik Örgütü Anadolu'nun tüm şehir, kasaba ve hatta "Yaren Teşkilatı" adı altında köylerde bile örgütlenmiştir.
Ahi Evran, bu işe Debbağ, yani Ayakkabıcı ve Saraç esnafını çevresinde toplayarak başladı. Kısa zamanda üstün becerisi, ahlak sağlamlığı ve hakseverliği ile büyük saygı toplayıp, kurduğu Örgütün Başkanı ve "Ahi Babası" oldu. Sonradan, Örgütteki Sanat kollarının sayısı
Ahilik teşkilatı Anadolu'da geliştikten sonra yalnızca Anadolu'ya has bir kuruluş olmakla kalmadı. Balkanlar ve Kırım'da da gelişerek Uluslararası sayılabilecek bir Örgüt haline dönüştü.
Ahilik'de Gençlik örgütlenmesi vardı ve bu gençler, "Delikanlı Örgütleri" ve "Delikanlı Birlikleri" adı altında örgütlenmişlerdi.
Ahilerin muntazam haftalık ve aylık toplantıları vardı. Ahi Sohbetleri çoğu kez Cuma akşamları yapılırdı. Şehirlerde ve köylerde bu toplantıların yapıldığı yerlere "Zaviye" ismi verilirdi. Bu Zaviyelere Ahi Teşkilatından olanların dışında, Ahi olmayan kimseler, öğretmenler, müderrisler, kadılar, hatipler, vaizler, yani bölgenin faziletli ve ulu kişileri devam edebilirlerdi.
Zaviye'yi Başkan yaptırır, her zaviyeye kayıtlı sanatkarlar kazançlarından bir bölümünü Başkan'a getirir ve bu para ile Zaviyenin bazı giderleri karşılanırdı. Zaviyelerin ve yapılan toplantıların da Başkanı olan, Sanatkar topluluğunun Ahi Baba'sı seçimle başa gelirdi ve bunun buyruklarına kesinlikle uyulurdu.
....................
Ahiliğin Özellikleri;
Ahi’nin üç şeyi açık, üç şeyi kapalı olmalı:
AÇIK
1. Eli açık olmalı, yani cömert olmalı
2. Kapısı açık olmalı, yani konuksever olmalı
3. Sofrası açık olmalı, yani aç geleni tok döndürmeli
KAPALI
1.Gözleri kapalı olmalı, kimseye kötü bakmamalı, kimsenin ayıbını görmemeli
2. Dili bağlı olmalı, kimseye kötü söz söylememeli
3. Beli bağlı olmalı, kimsenin namusuna göz dikmemeli
....................
KİMLER AHİ OLAMAZLAR:
*Her yerde ve her işte, iyiliği emir ve kötülüğü men etmeye çalışmayanlar Ahi olamazlar.
*Geçimini temin edecek bir Meslek veya Sanatı olmayanlar, Ahi olamazlar
*Yardım etmeyen, yardımlaşmayan, başkasına yük olan ve başkasının sırtından geçinenler, Ahi olamazlar
*İnançsızlar, Falcı, Sihirbaz ve Büyücüler, Yalancı, Avcı, İçkici ve Vefasızlar, Hırsız, Dolandırıcı, Zalim ve Madrabazlar, Kalbi Taş bağlamış Cerrahlar, Tefeci, Stokcu, Fırsatcı ve Hilekarlar, Gösteriş Budalaları Ahi olamazlar
*Ahiliğe girmiş ve Ustalık şed’i bağlamış bile olsalar; Ahlaksızlık, ayyaşlık, zina, livata, sapıklık, iftira ve hıyanette bulunanlar, Ahilikten çıkartılır, bunların ustalıkları düşer. Bunların durum ve isimleri bir hafta içinde Menzil Teşkilatları ve ulaklar vasıtasıyla bütün Ahi Teşkilatına duyurulur. Ayni İş ve Ustalık için artık hiçbir yerden ruhsat alamazlar.
YAREN DEVAMSIZLIK YAPARSA:
Yaren efradından biri, meşru sayılabilecek mazeretini haber vermeden üst üste üç toplantıdan fazla odaya gelmezse; odadan ellerinde içinde küllü su bulunan bir kap, verilen üç kişilik bir topluluk, yarenin hasta olduğunu varsayarak evinde hasta görmeye, ziyarete giderler. Bunlar : “Yaren Başkanının selamı var, hasta görmeye geldik” derler.
Gerçekten hasta olduğu veya gelmesine engel olacak bir mazereti olduğu görülürse, geri dönülür. Mazereti yoksa odaya gelmesi öğütlenip, geri dönülür. O da mendiline yeterince yemiş doldurup, odaya gelir ve verilecek cezayı kabul eder.
Bozkurt Güvenç’in Türk Kimliği Kitabından:
AHİ DESTURU
Sevgi göster herkese ha!
Selamdan kaçınma sakın
Hepsine adil ver hakkın
Niyetin iyi olsun ha!
Her şeyin gerçeğini söyle
İyi anlaş herkes ile
Etrafına dostluk saç ha!
Eser kalır sen gidersin
Önce hizmet, sonra sensin...
Ahilik ve Ahi Evran fotoğraflarım:
.
HOCAM BUGÜN HER ZAMANKİ GİBİ HARİKASINIZ ÇOK TEŞEKKÜRLER HOCAM ACABA HACI BEKTAŞİ VELİ İÇİNDE BİR ÇALIŞMANIZ olacak mı: CEMİL PİRDAL VE AİLESİ SAMSUN
YanıtlaSilHacıbektaş gezimizi anlatacağım yazımda Hacı Bektaşı Veli'ye değinmeden geçmek olmaz sevgili Cemil kardeşim. Tüm canlara selam olsun...
SilFelsefesi en üst seviyede bir çalışma ve inanç sistemi...Tüm insanlığa öğretilmelidir...
YanıtlaSilSayın hocam, cerrahlar da cemiyete alınmayanlar listesinde. İşin zor.
YanıtlaSilBiz esnaf değiliz. Ne işimiz var Ahiler listesinde...
SilAbicim, Ahilik ile ilgili ne güzel bilgiler vermişsin, teşekkürler🤲❤️👏
YanıtlaSilElinize, emeğinize sağlık değerli dostum.
YanıtlaSilTeşekkürler Yücel Bey.
YanıtlaSilSelam ve sevgiler.
Harika olmuş; Ahi Baba'ya yakışmış. Bir de Moğollar elinden can verişini vs anlatmakta fayda vardır devamda....
YanıtlaSilRotary International.irfan Dönmez
YanıtlaSil