YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

26 Mayıs 2020 Salı

SAYDA (SİDON)...


- 29 Ekim 2015, Sayda-Lübnan -

SidonSaida veya Sayda.
Lübnan'ın güney ucunda.
Beyrut'tan 40 km kadar uzaklıkta.
Fenikeliler'den kalma bir kasaba Akdeniz kıyısında...

Bugün Sayda'ya gideceğiz.
Ama önce Osman Hamdi Bey'i hatırlayacağız.
Kaplumbağa Terbiyecisi tablosuna bakacağız.
Onu saygılarımızla anacağız...

Osman Hamdi Bey ilk Arkeolog'umuzdu.
Asar-ı Antika Nizamnamesi'ni o çıkartmıştı.
1887-1888 yıllarında Sayda'da çalışmıştı.
Sayda Kral Mezarlığı kazısını yapmıştı.
Dünyaca ünlü İskender Lahdi'ni o çıkartmıştı...

İsmi SidunFenikeliler zamanında.
"Balıkçı"  ya da "Balıkçı kasabası" anlamında.
Adı Saydun, Klasik Arapça'da.
Sayda da Modern Arapça'da...

Fenikeliler zamanında.
Çok önemli bir ticaret limanıydı Sayda.
Tarihçi Homeros da 
Değinmişti onların cam yapımındaki ustalıklarına...

Hıristiyanlık başlamadan daha.
Asur, Babil, Mısır, İran, Yunan, Roma
Egemen oldu Sayda'da.
Sonrasında da Araplar ve Osmanlılar da...

Chateau de la Mer.
Kalaat Saida al-Bahriya.
Ya da Sayda Deniz Kalesi.
Sayda'nın en önemli yeri...

Deniz ortasında bir ada üzerindeki.
Bu minik ama önemli Kale'yi.
Haçlılar inşa etti 13. yüzyılda.
Kale, bağlı karaya 80 m bir yolla...

Haçlı Seferleri sırasında.
El değiştirdi Sayda kalesi defalarca.
Kaldı kâh Hıristiyanlar'da.
Kâh Müslümanlar'da...

I. Dünya Savaşı sırasında.
Sayda geçti Fransızlar'a.
II. Dünya Savaşı sonrasında da.
Bırakıldı yeni kurulan Lübnan'a...

1900'lü yıllarda Sayda.
Sahipken 10 bin kadar bir nüfusa.
İsrail'in kurulmasından bu yana geçen zamanda.
Filistin'den gelen sığınmacılarla.
Nüfusu şimdi 500 bin dolayında...

Deniz üzerindeki  tarihi Kale'yi gördük.
Fransız Han'ını gezdik.
Karmaşık sokaklı Çarşı'sını dolaştık.
Bir de Sabun Atölyesi'ne konuk olduk... 

Sorarsanız hani Osman Hamdi?
Hani İskender Lahdi?
Onlar İstanbul'da.
Arkeoloji Müzesi Salonlarında...

1887'de gelmiş buraya Osman Hamdi.
1892'de Sayda Krallık ailesi eseri.
20 tane çok değerli Lahdi.
Çıkartıp Payitaht İstanbul'a getirdi...

Ondan 37 yıl önce de.
1855 senesinde.
Çıkartılan Fransız kaçak definecilerce.
Değerli bir lahit götürülmüştü Paris'e...

Bu Lahit sergilenmekte.
Şimdilerde Louvre Müzesi'nde...


Sayda (Sidon) gezisi fotoğraflarım:

.