- 15-19 Kasım 2019 -
Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında
Yekpare, geniş bir anın
Parçalanmaz akışında...
Ahmed Hamdi Tanpınar
...............
Gecenin 02.00'sinde veda ettik İstanbul'a.
Kopenhag, Edinburgh, İzlanda yoluyla.
Grönland ve Halifax'dan girdik Kanada'ya.
Uçarak Amerika'nın doğu kıyısı boyunca...
Tampa-Florida üzerinde 15 saat sonra.
Günü doğurduk uçakta.
Ve ulaştık Küba'nın başkenti Havana'ya.
Yerel saatle 08.00 sularında...
Casa(ev)larımıza yerleştik.
Bol meyveli kahvaltımızı yaptık.
Kendimizi Havana'nın sokaklarına attık.
Büyük bir keyifle dolaştık...
Renkli, neşeli insanlar.
Eski model arabalar.
Canlı müzikler, hareketli danslar.
Kolonial binalar, dar sokaklar, geniş meydanlar...
İki gün Havana'daydık.
Üçüncü gün otobüsümüzle yola çıktık.
Üç saat yeşillikler içinde dere-tepe düz gittik.
Sonunda, adanın doğusunda Pinar del Rio'ya geldik...
Pinar, çamlık demek İspanyolca'da..
Rio da nehir, ırmak anlamında.
Çamlık da, ırmak da görmedik ama.
Dünyanın en nefis Puro'ları yapılıyor burada...
Yoldaşlar TC Puro Fabrikası'nı gezerken.
Ben Pinar del Rio'yu gezmenin.
Tadını çıkarttım.
Çok sütunlu, iki katlı binaları fotoğrafladım...
Sonra gittik kırsalda bir köye.
Korimakao isminde.
Bir Sanat köyü burası.
Küba'nın bir Kültür ve Sanat Projesi...
Kübalı gençler eğitiliyor burada.
Çeşitli sanat alanlarında.
Bir Modern Dans ve.
Müzik gösterisi yaptılar bize...
Sonrasında gittik cennet gibi bir yere.
Benito Camejo'nun Tütün Çiftiği'ne.
Dört başı mamur bir Çiftlik burası.
1999'dan beri Unesco Kültür Mirası...
Puro Tütünleri yetiştiriliyor burada.
5 nesilden beri bu topraklarda.
Fermente ediliyor muz yapraklarıyla barakalarda.
3 ay sonra da gönderiliyor fabrikalara...
Ardından bir başka Dünya Kültür Mirası listesi.
Dağlık ve yemyeşil ormanlık Vinales Vadisi.
Rumba müziği eşliğinde öğlen yemeği.
Kartallarla, akbabaların gökyüzü gösterisi...
Yemek sonrası, Renkli bir dağ ziyareti.
160 m boyu, 120 m yüksekliği olan bir kaya resmi.
Yapılmış 1960 öncesi.
Yumuşakçalardan insana, Küba'nın tarih öncesi gelişiminin bir simgesi...
Burada bir Pinacolada içmeye.
Bir kulübeye tesadüfen girdiğimizde.
Karşılaşıyoruz Bayraklarımız ve Atatürk posterleriyle.
Bursaspor ve de Göztepe simgeleriyle...
Seyir terasından son bir kez inceleme.
Muhteşem Vinales Vadisi'ni gözleme.
Sonrasında dönüyoruz otobüsümüzle.
Yeniden Havana'daki evlerimize...
Ertesi gün yolumuz adanın güneyine.
Karayip Denizi ve Domuzlar Körfezi'ne.
Ama önce adanın doğal rezervlerinden birine.
Cienaga de Zapata, Milli Parkı'nı ziyarete...
Küba'da hiçbir zehirli bitki veya yılan-çiyan yok.
Ülkenin tek tehlikeli yaratıkları burada.
Bir Timsah yetiştirme alanında.
Ve hepsi de kontrol altında...
Keyifle dolaşıyoruz yemyeşil bir alanda.
Küçüklü-büyüklü Timsahlar arasında.
Göletler, palmiyeler.
Bilmediğimiz envayı çeşit bitkiler...
Sonra ulaşıyoruz Karayip Denizi'ne.
Kristal mavisi sularla birlikte.
Öğlen yemeği burada bir plajın dibinde.
Çeşitli kuşlarla iç içe...
Sonra hareket Domuzlar Körfezi'ne.
CIA önderliğinde, 1500 eğitilmiş askerle.
16 Nisan 1961'de Giron köyü sahilinde.
Savaşta ABD'ye tek mağlubiyeti tattırmış yere...
Giron köyü ve Müzesi bir kahramanlık simgesi.
Veda ederek bu tarihi şehre.
Şeker kamışı tarlaları arasında bir seyahatle.
Günbatımında ulaşıyoruz Cienfuegos kentine...
Gezinin ikinci bölümü de.
Bir sonraki bölümde...
KübaGezisi-I Fotoğraflarım:
.