YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

16 Aralık 2019 Pazartesi

HAVANA 500...

- 16 ve 17 Kasım 2019, Havana -

...ve ben her gün biraz daha
gencim Havana'da
her gün biraz daha yitiriyor
ağzım dünyanın acılığını
her gün biraz daha yumuşuyor
çizgileri avuçlarımın

ve her gün biraz daha keyifle
türkü söyleyerek geçiyorum
Havana sokaklarından
somos sosyalistas palante palante
(biz sosyalistiz, ileri ileri)

Nazım Hikmet'in Havana Röportajı şiirinden -1961

...............

Sabah erkenden kalktığımda.
Havana'da.
Kaldığımız evin balkonundan baktığımda.
Kocaman bir otel gördüm karşımda...

1958 yılında.
Diktatör Batista zamanında.
Yapılmıştı 24 milyon dolar'a.
630 odalı ve Havana Hilton adıyla...

Küba Devrimi'nden sonra da.
Devletleştirilmişti 1960 yılında.
F. Castro tarafından değiştirilmişti adı da.
Havana Libre (Hür Havana) adıyla...

Bir yıl sonra da.
1961 yılında.
Nazım Hikmet kalmıştı burada.
Hür Havana Oteli'nin 24. katında...

Başladığı Havana'da La Libre Oteli'nde.
Ve Moskova'da bitirdiği 1961 senesinde.
Upuzun "Havana Röportajı" şiiri ile.
Anlatmıştı Küba'nın özgürlüğünü dizeleriyle...

2019 senesinde.
Küba'ya geldiğimizde.
Denk geldik.
Havana'nın tam 500. kuruluş yıl dönümüne...

Aslında Havana.
Kurulmuş 1517 yılında.
İspanyol fatihleri Conquistador'larca.
Batabano yakınlarında...

Ama şehrin yerini değiştirmişler.
Bugünkü yerine nakletmişler.
İki sene sonra.
1519'da...

Bu yıl 500. yaşını kutlayan.
Havana aslında doğal bir Liman.
Atlantik kıyısında.
Unesco Kültür Mirası arasında...

Tarihi meydanlar, renkli sokaklar.
Kolonial dönemden kalma binalar.
Neşeli, samimi, ruhları zengin insanlar.
Purolar, Rom'lar, klasik arabalar.
Müzikler, danslar hepsi Havana'dalar...

Kentin en çok gezilen yeri.
La Habana Vieja denilen tarihi bölgesi.
Tarihi Kilisesi ve İspanyol Vali evi.
E. Hemingway Oteli muhakkak gezilmeli...

El Capitolio denilen Meclisi.
Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi.
Devrim Müzesi olan Batista'nın evi.
Ve de Atatürk Büstü, muhakkak görülmeli...

Eski Amerikan arabalarına binilmeli.
Plaza de la Revolucion görülmeli.
José Marti anıtı ziyaret edilmeli.
Che ve Cienfuegos'a bir selam verilmeli...

Bizim grup alış-verişe gitti.
Ben gitmedim, Centro Habana'yı gezdim.
Havana'nın belki en fakir bölgesi.
Ama o kadar eski ve renkli ki...

Hemingway'e, Havana'da yaşamanın sebebi ne?
Diye sorulduğunda, "sevdiğim nedeniyle".
Şeklinde yanıtlar ve ilave edermiş:
"Gerçek nedenini açıklamak zordur" dermiş...

Biz de Havana'yı gerçekten çok sevdik.
Nedenini düşündük, karar veremedik.
Eskiliği mi, sakinliği mi, renkliliği mi.
İnsanı mı, havası mı, suyu mu bilemedik...


Havana Fotoğraflarım:
https://photos.google.com/share/AF1QipMNMUfD7uJvtOXIM22D285uEx6UOfGjFCa1bCoLqmBE2Rzfm3I1qTcR3D22ySYX6A/photo/AF1QipN6tTRUxcRvTAp91AzisHY5NBUwoBvioq9Wry_r?key=T0NYNHJmWURadWxqZGxpaU5oSkdrUGR0RnBZODln
.