Abbas yine yollarda.
Bu kez Orta Doğu'ya.
Savaşın kenarına.
Lübnan'a...
27 Ekim'de çıkıyoruz yola.
40 kişilik bir grupla.
Dönüşümüz kısmetse.
1 Kasım'da...
Önce Beyrut'u tanıyacağız.
Panoramik bir şehir turu yapacağız.
Güvercin kayalıkları, Yıldız Meydanı.
Sonra görülecek Beyrut'un her yanı...
623 m uzunluğuyla.
Devasa boyutta.
Jeita Grotto mağarasında.
İçindeki gölde gezeceğiz kayıkla...
Sırada var Fenike kenti Saida.
Bir Liman aslında Lübnan'da.
İskender Lahdi çıkartıldı burada.
Osman Hamdi Bey zamanında...
Bir başka kent sırada.
Asur Kralı Nabukadnezar.
Ve Büyük İskender kalmış burada.
Tyre (Sur) kentinde yıllarca...
Sonra Chouf (Çuf) dağlarına gidiş.
Lübnan Sedir ağaçlarını inceleyiş.
Ardından rota Bekaa Vadisi'ne.
Asi nehri'nin doğduğu yere...
Burada Baalbek görülecek.
İşlemeleri ile ünlü.
Jüpiter, Baal ve Venüs Mabetleri.
Görülerek incelenecek...
Ardından Emevi şehri.
Anjar'ın gezilmesi.
Emevi Halifelerinin.
Yazlık Saraylarının görülmesi...
Sonunda Osmanlı kenti Trablusşam'a.
Sultan Süleyman'ın kalesi ve Hanına.
İncil'in ilk okunduğu yer olan topraklara.
Gezegenin en eski kenti Biblos'a...
Yalnızca gezmeyeceğiz.
Arada bir yemek de yiyeceğiz.
Tabule, Lebeniyye, Semsek.
Ve de Kıbbeh bizleri bekliyor olacak...
1 Kasım sabah erkenden hareketle.
Döneceğiz Türkiye'ye.
Ulaşıp ülkemize.
Koşa koşa gideceğiz oy vermeye...
Bu kez fotoğraf yok ama Fairuz'dan Le Beirut var:
.