YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

14 Mayıs 2012 Pazartesi

ŞARAP TADIMI...



"Haram" demişler  kadehimdeki mey'e
Hatta onun bir katresine bile
Atıyorum şimdi bir damlasını harice
İçiyorum geri kalanını "helâl" diye...
…………………

Önolog” nedir diye sorsam.
Çoğunuz bilmezsiniz…

Oenos” şarap anlamında.
Logos” da bilim demek.
Oenolog” ya da “Önolog” ise.
Şaraptan anlayan bilim adamı manasında…

Birlikteydik bir “Oenolog” ile.
Oenologue Saba Açıkgöz’le.
Bir şarap bilimcisiyle.
Son Kapadokya gezimizde…

Bildiğiniz degustatör’lerden değil.
Oenolog denilen kişi.
Öncelikle, okumuş-koklamış.
Yıllarca bu işin ilmini yapmış…

İşte böyle bir kişi.
Saba kardeşimiz.
Önce bir Gıda Mühendisi.
Hacettepe kökenli…

Bordo Üniversitesinden almış.
Oenolog diplomasını da.
Fransa’da.
2005 yılında…

Bağcılık yönetimi alanında.
Ve de şarap üretimi sorumlusu olarak.
Çalışmış sonrasında.
Üç yıl daha…

Çok fazla yok elde.
Bu Oenolog denilen kişilerden.
Sayıları ancak 10 tane.
Tüm Türkiye’de…

Öncelikle  danışmanlık yapıyorlar.
Şarap konusunda yatırım yapacaklara.
Toprak analiziyle başlıyorlar.
Sonra da uygun araziyi seçiyorlar…

İşleri orada bitmiyor.
Hangi çeşit üzüm yetişmesi gerekir.
Ne çeşit bir şarap üretilir.
Ona karar veriyorlar bu arazide…

Fabrikasyon, fıçılama.
Şarap şişesini hazırlama.
Mahzenlerin ısısını ayarlama.
Görevleri hep onlarda…

İşleri  yine bitmiyor.
Kalite kontrolü de onlardan.
Üzümün toplanmasından.
Şişeye girene kadar her aşamasından…

Ayni zamanda çok iyi bir degustatör.
Yani şarap tadımcısı.
Daha doğrusu şarap çeşnicisi.
Saba Açıkgöz kardeşimiz…

Bize de öğretti.
Tüm hünerlerini.
İki saatte.
Şarabın 5 ayrı çeşidiyle…


Önce şarabın şişesine bakacaksın.
Sauvignon, Cahardonnay anlayacaksın.
Sek, dömi sek bileceksin.
Rose, kırmızı, beyaz hemen göreceksin…

Üzüm çeşitlerini ezberleyeceksin.
Muskat, Şiraz, Emir, Çavuş, Merlot.
Papazkarası, Kalecikkarası, Çalkarası.
Öküzgözü, Boğazkere, Horozkarası hemen bileceksin...

Şarabı önce göz görecek.
Ardından  burun hissedecek.
Sonunda dil, damak tadacak.
Boğaz da hafifçe yanacak…

Arkanıza yaslanacaksınız.
Düşünür gibi yapacaksınız.
Fiyatını da hatırlayacaksınız.
Sonra da beğenmiş gibi yapacaksınız…

Öğrendik şarap degustatörlüğünü de.
Aldığımız iki saatlik derste.
Artık kesinlikle ayırt edebiliyorum.
Beyaz şarabı, su’dan elimdeki kadehte…


Şarap tadımı fotoğraflarım:
.