YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

6 Mart 2023 Pazartesi

BİR GEZİ HİKAYESİ...


   Birbirini çok iyi tanımayan altı kişiydi.
   Bir mecliste bir araya gelmişlerdi.
   Hepsi memleketin farklı şehirlerindendi.
   Birinin doğduğu memleketi öbürleri görmemişti.
   Çaylar içildi, kurabiyeler yenildi.
   Güzel sohbetler edildi.
   Birbirlerini çok sevmişlerdi.
   Hadi hep birlikte görmediğimiz şehirlere gidip, gezelim denildi.
   Öneri çok büyük kabul gördü.
   Ortak para toplandı, bir minibüs satın alındı.
   Yolculuk bu minibüsle yapılacaktı...

   Yolculuk uzun sürecekti.
   Ne yapalım, ne edelim denildi ve şu karara varıldı.
   Her iki ayda bir farklı bir şehre gidilecekti.
   O şehre gidilirken arabayı oralı olan kullanacaktı.
   Gidilen şehir gezilecek, yemekleri tadılacaktı.
   Masraflar Alman usulü ortaklaşa karşılanacaktı.
   Gezi biterken de aralarında bir seçim yapılacaktı.
   Herkesin kabul edeceği bir kişi sonunda şoför olacaktı.
   Şoför seçilen kişi de beş yıl diğer şehirleri gezdirecekti.
   Sonra da başka bir şoför beş yıl arabayı idare edecekti...
   
   Vira bismillah dediler yola çıktılar.
   Önce Tunceli'ye gidildi.
   Ovacık, Munzur dağına çıkıldı, Hozat gezildi.
   Işgın yenildi, Döğme Çorbası içildi.
   Sonra Sivas'a geçildi.  
   Divriği görüldü, Kangal köpekleri sevildi.
   Madımak aşı yenildi, Peskütan Çorbası içildi.
   Ankara'ya gelindi.
   Anıt Kabir ziyaret edildi, TBMM gezildi.
   Beypazarı kurusu yenilip, havuç suyu içildi.
   Oradan Afyonkarahisar'a geçildi.
   Kalesine çıkıldı, Anafartalar gezildi.
   Sucuğu tadıldı, Afyon lokumu yenildi.
   Oradan Konya'ya gelindi.
   Mevlana türbesi ziyaret edildi.
   Etli ekmeği keyifle midelere indirildi.
   Sonra İzmit'e gelindi.
   Sapanca gölünde dinlenildi.
   Kartepe'ye çıkıldı, Pişmaniye yenildi...
   
   Tam bir yıl geride kalmıştı.
   Pek güzel anlaşmışlardı.
   Hiç bir sorun çıkmamıştı.
   İyiden iyiye dost olmuşlardı.
   Gezdikleri-gördükleri muhteşemdi.
   Yedikleri-içtikleri birdi.
   Birbirini çok sevmişlerdi.
   Gezinin de sonuna gelinmişti...
   
   Hiç kimse bu güzel gezi bitsin istemiyordu.
   Daha ülkenin gezilecek çok şehri vardı.
   Önceden anlaşmışlardı.
   Bundan sonra beş yıl boyunca arabayı. 
   Bundan böyle aralarından birisi kullanacaktı...
   
   Pişmaniyeler yenilmiş, kahveler içilmişti.
   Karar aşamasına gelinmişti.
   İzmit'li olan daha önceden şoför olmayacağını belirtmişti.
   "Ben muavin olurum" demişti.
   "Muavinlik bana yeter" diye söylemişti. 
   Diğer dördü "Dersimli yaşlı" demişlerdi.
   "Şoförümüz o olsun" diye karar vermişti.
   "Yaşına hürmeten, o sürsün" istemişlerdi.
   İzmit'li ise birden fikir değiştirdi.
   Aniden "Dersimli olmaz" dedi.
   "Peki, neden" diye sual edildi..
   "Ankara ve İstanbul'da benim tanıdıklarım var" dedi.
   "Bunlar şoför değiller ama" diye ekledi.
   "Motordan iyi anlarlar" diye diretti.
   Dersimli ise "onlar benim evlatlarım" dedi.
   "İyi, hoş da onların ehliyetleri yok" diye ekledi.
   İzmit'li "Nuh dedi Peygamber demedi".
   "Dersimli şoför olursa ben binmem" diye söyledi.
   Minibüsten indi.
   "Sizinle devam edilmez" dedi.
   "Ne haliniz varsa görün" dedi.
   Güzel bir gezi hikayesi de burada bitti...

   Onlar eremedi muradına.
   Başkaları çıkar kerevetine...

                               Dr. Yücel Tanyeri
   
    (NOT: bu yazı 5 Mart 2023 Pazar akşamı yazılmıştır)
     Politikada dün dündür, bugün de bugün...


12 yorum:

  1. Demokrasilerde çarelerin tükenmediğini görmek ne güzel. İçten selamlar sevgiler. .

    YanıtlaSil
  2. Yücelim nede güzel yorumlamışsın Ahvalimizi enfes.Neyse izmirli son dakikada doğruyu buldu tabiki Dersimlinin özverisi ile.Bunada şükürler olsun.eline sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzmit’li

      Sil
    2. Çok güzel tasvir etmişsin ama siyaset böyle işlemiyor iniş çıkışları çok bir meslek sinirlenmeye gelmez sabırlı olmak lazım sonuçta başarmak için mücadele edeceksin ve başaracaksın mühim olan sonuç sevgili Yücelim zor dostum zor

      Sil
  3. Aytaç güldamla

    YanıtlaSil
  4. Süleyman Demirel'in dediği gibi;
    Siyasette 24 saat çok uzun süredir.

    YanıtlaSil
  5. Abi bence siz bu hikayeyi, bir sene önce yazmışsınız;bu arkadaşlar da “çok güzel bir program”diyerek uygulamaya kalkmışlar.Latife bir tarafa, çok güzel olmuş.Aklınıza sağlık..👋

    YanıtlaSil
  6. Muhittin Tatlıcı7 Mart 2023 10:49

    Kıl payı Masa-Hikayesi Otobüs-Hikayesi’ne dönecekti, Allah’tan masanın tekerlekleri yok.
    Her güzel hikayeninde sonu happy olmak mecburiyetinde değil.
    Teşekkürler & Selamlar

    YanıtlaSil
  7. Yolculuğu düzenleyen bir seyahat acentesi olmasın, US Tour gibi!..

    YanıtlaSil
  8. Sevgili Yücel, bu olayı güzel bir gezi hikayesi ile ne de güzel anlatmışsın. Bu gezi hikayesine minibüsün tekrar yola çıkışında yaşananları da eklersen ne güzel olur. Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
  9. Sadi SUBAŞI yıkarıda ki yorum bana aittir.

    YanıtlaSil