- 10 Temmuz 2018 Salı, Poçitel ve Blagay -
Mostar'da bir gün, bir gece konaklamıştık.
Sabah Saraybosna'ya doğru yola koyulacaktık.
Kısa bir süre daha Mostar'ın büyülü ortamını kokladık.
Ardından yola çıktık...
Önce, güney'e yönelecektik.
Hırvatistan sınırı yakınına kadar gidecektik.
Pocitel'i gezecektik.
Sonra kuzey'e dönüp Blagay'ı görecektiik...
Pocitel Kalesi.
Fatih'in İstanbul'u fethinden.
18 yıl sonra.
Fethedilmiş 1471 yılında...
Osmanlı döneminde.
Pocitel önemli stratejik bir kale.
Neretva nehri üzerinde.
Dubrovnik limanını kontrol etmede...
Pocitel yerleşim yeri.
Neretva nehrinin bir kıyısında.
Oldukça dik bir dağın yamacında.
Tümü taş yapılar, ağaçlar arasında...
En yukarıda kent kalesinin surları.
Daracık taş döşeli merdivenli yolları.
Kesme taşlarla döşeli evler ve taştan çatıları.
Camisi, saat kulesi (sahat kula) ve kalenin demir kapısı...
Pocitel tam bir Osmanlı kenti.
1664 senesi.
Evliya Çelebi.
Anlatmış Poçetel Kalesi'ni:
"Nehre inen bir su kulesi vardır.
İkiyüz basamakla inilir.
Ancak beşyüz kadar adım atılır.
Hurdaşahî topları vardır.
Demir Kale kapısı daima kapalıdır.
Elli neferi gece nöbet bekler.
Düşman nehirde yüzüp,
Tulumlarla bu tarafa geçecek olsa,
Top atıp, işini bitirirler..."
Taş merdivenleri tırmanıyorsunuz.
Taş evler arasında dolaşıyorsunuz.
Kaleye ulaşıyorsunuz.
Neretva ve vadisine yukarıdan bakıyorsunuz...
Bu güzel ata yadigarı kenti.
Arkamızda bıraktık Pocitel'i.
Tekrar kuzeye yöneldik, 25 km gittik.
Blagay'a, gerçekten Cennet gibi bir yere geldik...
Buna nehri.
Neretva'nın ana kollarından birisi.
Buna'nın yeryüzüne çıkış köşesi.
İşte bu Blagay yerleşkesi...
Pirimiz, üstadımız.
Hakir-i pür fakirimiz.
Evliya Çelebi'miz.
350 sene önce burayı da dile getirmiş:
"Bona nehri mağara önünde,
Gelir büyük bir havuz haline.
Güya nice kerre.
Yüz kulac ipler ile.
Şakul bırakmışlar,
Ancak dibini bulamamışlar.
Burada kayalara bitişik,
bir Halvetî Tekkesi vardır.
Bir havuz kenarında herkesler,
Sohbet edüp, balıkları seyreder.
Bu balıkların her biri,
Onar, yirmişer okka gelir.
Her kim balık avlarsa,
O adam iflah olmaz
Diye itikat ederler.
Polagay suyu,
Yazın çok soğuk olduğu içün içilmez.
Zeytini, selvi ağacı, cevizi, bağı-bahçesi hesapsızdır.
Bona nehri sonradan Neredva nehrine karışır..."
Yüksek bir kayalık uçurumun dibinden.
Büyük bir mağaranın (Yeşil mağara) içinden.
Sessizce, serince ve turkuaz rengiyle.
Buna nehri çıkıyor yeryüzüne...
Avrupa'nın en büyük ve en temiz kaynak suyu.
Kabul ediliyor Buna'nın buradaki kaynağı.
Gerçekten tertemiz, soğuk ve duru bir su.
Bir saniyede 30 metreküp debisi...
Kaynağın çıktığı yerin hemen dibinde.
16. yy'dan Blagay Tekkesi görülmekte.
Bir Nakşibendi, Bektaşi Tekkesi bu gerçekte.
Her ne kadar buna Alperen Tekkesi denilse de...
Günümüzde, 17. yy'dan kalma bir Osmanlı evinde.
Halâ Tekke'nin özellikleri görülmekte.
Teslim taşı, hamamı, abdesthanesi.
Çilehanesi, türbesi ve semahanesiyle...
Boşnak Tekkelerini belirler 7 ilke.
Ev, merdiven, durgun su veya şelale.
Kaya, mağara, pınar ve türbe.
Bu 7 ilke, bağıntılıdır biri biriyle...
Blagay Tekkesi, barındırır bu 7 ilkeyi de.
Suyun kenarında, kayanın dibinde.
Mağaranın, durgun suyun, pınarın içinde.
Merdivenli bir evin içindeki türbesiyle...
Tekke'nin 13. yüzyılda.
Kurulduğu sanılıyor Sarı Saltuk'ca.
Sarı Saltuk bir efsane Anadolu'da.
Sebeptir İslâmın yayılmasına Balkanlarda...
Yahya Kemal Beyatlı.
Bahseder Sarı Saltuk'tan:
"Geldikti bir zamanlar Sarı Saltuk'la Asya'dan
Bir bir diyâr-ı Rûm'a dağıldık Sakarya'dan..."
Sarı Saltuk efsanevî bir Sufi'dir.
Hacı Bektaş-ı Veli'nin çağdaşıdır.
Bu Tekke bir Bektaşî Tekkesi olarak kurulmuş.
Zamanla Kadirî, Halvetî ve Nakşibendî'leri konuk etmiş...
Osmanlı'dan kalma bir ortamda ve sıcak bir havada.
Buna çayı'nın serin, mavi kaynağında.
Yeşillikler, çağlayanlar arasında.
Çok güzel zaman geçirdik Blagay'da...
İstemeyerek ayrılıyoruz Blagay'dan.
Bu sakin, dingin ve huzurlu ortamdan.
Yolumuz uzun, akşam Saraybosna'da olacağız.
Sabah erkenden Srebrenitsa yoluna koyulacağız...
Pocitel ve Blagay Fotoğraflarım:
.