YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

30 Ekim 2012 Salı

UZAYIP GİDEN O...



Moskova gezimizi bitirmiştik.
Yolun başlangıcına daha yeni gelmiştik.
Buradan trene binecektik.
Tüm Sibirya'yı boydan boya geçecektik...

Hepimiz heyecanlıydık.
İlk kez böyle bir seyahata çıkacaktık.
Uzun bir tren yolculuğu yapacaktık.
Hiç bilmediğimiz yöreleri görecektik...

Saat 13.05'te hareket ettik.
21 Temmuz Cumartesi günü.
Moskova'dan.
Yaroslavsky tren istasyonundan...

Dere tepe düz gittik.
Kirov, Perm, Yekaterinburg.
Omsk, Novosibirsk, Krasnoyarsk'ı geçtik.
İrkutsk'ta trenden indik...

İndiğimizde 25 Temmuz Çarşamba idi.
Saatler sabahın 07.05'ini gösteriyordu.
Tam 90 saat trende kalmıştık.
Durmaksızın 3.5 gün yol almıştık...

Kolay değil gerçekten.
Bu kadar uzun süre seyahat.
54 kişi bir arada.
Tek kompartmanda...

15 kompartman var.
Ayni trende bunun gibi.
Yol alıyorsunuz birlikte.
Yaklaşık 800 kişi...

Gidiyorsunuz hep birlikte.
Toplama kampı misali.
Alt alta, üst üste.
Ranzalı, kuşetli bölmelerde...

Kimi seyretmede, kimi sohbette.
Kimi dinlenmede, kimi yemede içmede.
Kimi fotoğraflamada, kimi okumada.
Herkes özgür burada istediğini yapmakta...

Yol alıyorsunuz böylece.
Gece, gündüz biteviye.
Kısa bir molada herhangi bir istasyonda.
Atıyorsunuz kendinizi dışarıya hava almaya...

Elmalar, armutlar, muzlar.
Börekler, çörekler, poğaçalar.
Küçük alış verişler yapılıyor kısa molalarda.
Anlaşabilirseniz Rus kadınlarıyla...

Geçiştiriliyor yemek zamanları.
Ekmekle, peynirle, zeytinle.
Paylaşılıyor eldeki meyve, sebze.
Önüne her gelenle...

Yapılıyor her iş imece yöntemiyle.
Dayanışma, hoşgörü ve sevgiyle.
Çek, kart, para geçmiyor bu yerde.
Gerçek komün hayatı yaşanıyor bu trende...

Kaynar su makinası var trende.
En büyük konfor zaten bu genelde.
Çay-kahve yapılıyor vakti gelende.
Aslında sohbet için uygun bir bahane...

Çok değişken değil görüntüler.
Düzlükler, ormanlar, yeşillikler.
Aslında.
Tren yolculuğu sırasında...

Köprüler, dağlar, ovalar, yaylalar.
Sohbetler, öyküler, türküler, şarkılar.
Anılar, fıkralar, sorgulamalar.

Geçiyor farkına bile varmadan zamanlar...

Geçtik tüm Sibirya'yı bir uçtan bir uca..
Doğu'sundan batı'sına.
Sibirya'ya dar bir pencereden baktık.
Nasıl bir yerdir pek de anlamadık...

İneceğiz 3.5 günün ardından.
İrkutsk'ta bu trenden birazdan.
Tanıyacağımızı umuyorum o zaman.
Sibirya'yı biraz daha yakından...


TransMongolia Tren yolculuğu fotoğraflarım:
http://picasaweb.google.com/105371707000908378020/UzayipGidenO#5801650307853192242

.