YÜCEL TANYERİ
Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...
Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...
Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...
13 Haziran 2012 Çarşamba
ERASLAN AKYOL...
Bir "çarşamba" grubumuz vardır.
Samsun'da...
Her Çarşamba akşamı toplanırız.
21 yıldan bu yana.
20 kişilik bir grup Samsun'da.
Bir lokantada...
Oturur yer ve içer.
Eğlenir, sohbet ederiz.
Oluşmuş renkli bir gruptur.
Samimi kişilerden, değişik mesleklerden...
Hayli neşeli olur.
Sözün özü.
Yapılır orada.
Sohbetin en koyusu...
Şiirler söylenir.
Şarkılar terennüm edilir.
Anılar dillendirilir.
Fıkralar anlatılır, gülünür...
Davet ettim geçenlerde.
Toplantılarımızdan birine.
Vezirköprü'lü halk ozanı.
Arkadaşım Eraslan Akyol'u...
Geldi, konuğumuz oldu.
Söz aldı, saz çaldı.
Türküler, şiirler okudu.
Gecemize farklı bir renk kattı.
Bir mektup aldım.
Aşık Eraslan Akyol'dan.
İki günün ardından.
Aktarmıştı duygularını candan:
Yücel Hocam bizi mihman eyledi
Sazını, sözünü görelim diye
Gönül bahçesinde açılır güller
Açılmış gülleri derelim diye…
Hepsi kültür bahçesinde yetişmiş
Gönül bahçesinde meyvesin vermiş
Hepsi de çalışmış, menzile ermiş
İnsanlığa hizmet verelim diye…
Tek tek sordum, hepsi cevher satıyor
Sıra sıra şarkıları atıyor
O mecliste sanki bülbül ötüyor
Bülbül sedasına erelim diye…
Aslansütü geldi meydanda döner
“Can cana” diyip de mideye iner
Baktım, cümlesinin yüzleri güler
Kültür bahçesine girelim diye…
Gönül isterdi ki her dem ordolsam
Altın kadehlerle badeyi sunsam
Sazımla sözümle boşalsam, dolsam
Erler meydanına girelim diye…
Hepsi birbirine sadık yâr olmuş
Kültür badeleri saygıyla dolmuş
Aşık Aslan sizden çok ziyalanmış
Gerçekler yolunda gidelim diye…
.