YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

6 Ekim 2010 Çarşamba

SONER ÖZKAN...

Soner Özkan eski bir arkadaşımdı. 
Hacettepe'den. Neredeyse 50 yıllık. 

Hacettepe Tıbbî Teknoloji Bölümünde okumuştu. 
Tıbbî Teknoloji, Doğramacı Hoca'nın bir eseriydi. 
Kaliteli yardımcı Tıbbî Teknisyen yetiştirmeyi amaçlayan. 
4 yıllık iyi bir eğitimin ardından... 

Hacettepe KBB'da Asistan olarak göreve başladı Soner
1967 yılında. Tıbbî Teknoloji'yi bitirdikten sonra. 
Odyoloji Bölümünde...

"Odyoloji" duyma ile ilgili bir Bilim Dalıydı. 
Türkiyede ilk kez böyle bir eğitim başlıyordu. 
Ancak onu eğitecek birileri de yoktu. 

Bir yıl sonra ABD'ne gitti. 
1971 de Odyoloji Uzmanlığı'nı burada tamamladı. 
Uzman olduktan hemen sonra Türkiye'ye döndü. 
1975'de bu dalda Doktora'sını da aldı. 
1982 yılında Odyoloji Doçenti oldu. 

Bir süre Suudi Arabistan'da çalıştı. 
King Saud Üniversitesi'nde.
Burada Odyoloji Bölümü'nü kurdu. 

Sonra yurduna geri geldi. 
Bir süre İstanbul'da çalıştı. 
Sonra Hacettepe'ye döndü. 
1993 de Profesör oldu. 

Bu Bilim Dalında hep ilkleri yaşadı. 
Mükemmel bir insandı. 
Titiz bir Bilim adamıydı. 
Birçok Odyoloji Uzmanı.
Doçent'i, Profesör'ü yetiştirdi. 
Çok sayıda hastaya yararlı oldu. 

Dost canlısı, 
Mükemmel bir insandı. 
Güler yüzlü, kibar, saygılı. 
Sevecen, nazik ve çelebi... 

Bazen uzun aralıklarla görüşemezdik. 
Görüştüğümüzde beni.
Muhakkak evine davet ederdi. 
Oturmaya, yemek yemeye. 
Büyük bir ısrarla, içten bir sevgiyle... 

Bir türlü kısmet olmazdı. 
Bir sonraki görüşmemizde.
Her zamanki gülen çehresiyle
Israr ederdi yine:

"Bak bekliyorum" diye.
"Muhakkak öbür gelişinde"...

Bir aradaydık en son 9 gün önce. 
İzmir'de Odyoloji Kongresi'nde. 
Birlikte çok güzel zaman geçirdik. 
Geçmiş güzel günleri andık... 

Orada da ısrarla yine.
Davet etti beni evine. 
Sevgili eşi Tülin'le birlikte. 
"Ne olur gel" diye...

"Söz" aldı benden. 
"Peki, Soner" dedim. 
"İlk gelişimde
Muhakkak geleceğim ziyaretinize"... 

Nihayetinde. 
Gittim bugün Soner'in evine. 
Söz verdiğim günden tam 9 gün geçtiğinde. 
Ankara'ya ilk gittiğimde... 

Ama bu kez o değildi evde. 
Üç saat önce. 
Koymuştuk onu kabrine.
Ankara Yenimahalle'de...

Hacettepe’de 
Yapılan duygu yüklü bir törenin ertesinde.
Kılınan öğlen namazından sonra Kocatepe’de...

İki gün önce yitirmiştik. 
Bu dost canlısı sevgili arkadaşımızı. 
Doğum gününde.
Bodrum'da. Ani bir kalp krizi ile...

.

1 yorum:

  1. Hacettepede beraberdik çok iyi bir arkadaş mükemmel bilimsel bir kişi idi.Nur içinde yatsın...

    YanıtlaSil