YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

17 Temmuz 2008 Perşembe

DÜŞ'HANE...


Diş Hekimi Yalçın Ergir arkadaşımdır.
Yolumuz bazı yerlerde zaman
zaman kesişmiştir.
Uzunca bir zamandır kalplerimiz ayni doğrultuda
atmaktadır...

Kendisi iyi bir eğitim görmüştür.

TED Ankara Koleji’ni bitirmiştir.

Hacettepe Diş Hekimliğinden 1980 de mezun olmuştur.

Diş ve yüz gelişim
bozuklukları ile ilgili Ortodonti’yi seçmiştir.
Bu zor dalda uzmanlığını
almıştır.
Başarılı bir Diş Hekimi ve Ortodontist’tir...


Birçoğunuz onu Düş Hekimi olarak tanırsınız.

http://www.ergir.com/ sitesinden veya yayınlanmış
kitaplarından.
İyi bir düşünürdür, iyi de bir yazar.

Doğayı sever, insanı sayar, hele de geçmişe tapar.
Sporcunun zeki, çevik ve
ahlâklısındandır.
Her çeşit sporu yapar, yapamadıklarına da takdirle bakar.

Ketencoğlu’nu da Jetro Tull’u da aynı keyifle dinler.
Görsel sanatları yakından izler.

El becerisi inanılmazdır.
Kafaya koyduğu şeyi muhakkak yapar.

Sözün kısası, doğa aşığı, insan dostu bir düşünür’dür...


( NOT: Bundan sonraki bölümü lütfen, ayrı bir sayfada
https://photos.google.com/share/AF1QipNaQuS4cURmbH6SIOLHwXiFOUGNyvPu-ccvwhJWmEPyjxfjVYBFryL6qhDIWenFrQ/photo/AF1QipNRXZzOSngMVgO6Gbd1n6JaetM6tEvBt7twTczC?key=ckJGX1RhcmNibkF2WUIwTGZGWHQ3MFF5MjFKaVB3&hl=tr
adresini tıkladıktan sonra metinde belirtilen numaralarla fotoğrafları birlikte izleyerek okuyunuz. )

Yalçın’ın  Bülten sokakta bir muayenehanesi vardır.(1)
Muayenehane demeye bin şahit gerekir.
Düş’hane demek daha yakışır buraya…
Bir apartmanın zemin katında...


Giriş kapısı önüne sek sek kareleri çizilmiştir.
(2)
Sanki bir oyun salonuna giriyormuş gibi.
Kapıda elle yapılmış bir
tabela karşılar sizi. (3)
Kapıyı çalmak için bir el tokmağı konulmuştur.
(4)
Kaldırıp bıraktığınızda bir k
uş sesi yükselir gaz sayacının üzerindeki kuş yuvasından.(5)
Kapı açıldığında antikacı dükkânına düşmüş gibi
olursunuz. (6)
Çarpılır, nereye bakacağınızı şaşırırsınız.
(7)
Portmanto bir ağacın dallarından yapılmıştır. (8)
En alt dalda file içerisinde Vita tenekesi ve eski bir
Hürriyet gazetesi bulunur. (9)
Sekreterin masasının üzeri
çıfıt çarşısı gibidir. (10)
Kilim üzerinde eski bir daktilo, manyetolu telefon
vardır. (11)
Masaüstü lambası eski bir ispirto ocağıdır.
(12)
Sekreter sizi beklemeye
alacaktır. (13)
Dua edin yeşil geç yansın. Vaktin nasıl geçtiğini anlamazsınız.
(14)
Etrafta o kadar çok ilginç obje vardır ki…
(15)

Önce bir balığın dişleri karşılar sizi. (16)
Denize ait materyal çok
boldur burada. (17)
Biraz çakılından almışlardır, biraz da tuzundan…
(18)
Bunların yanında gökyüzü havası da getirilmiştir. (19)
Dişlenmiş bir simit iyi tedavi edilmiş dişlerin göstergesidir. (20)
Uzay gemisi ile uzaya çıkmış bir objeyi de görebilirsiniz. (21)
NASA’nın uzay görmüş bir arma’sıdır bu…
(22)

Bir çalı demeti tavana asılmıştır. (23)
Çok ucuza anlamlı bir avize yaratılmıştır. (24)
Aydınlatma için salyangozlu
bir fener yapılmıştır. (25)
Heybe önünde bir su kabağı da burayı aydınlatır.
(26)
Ana ışık düzeni için bir elek kullanılmıştır.
(27)
Bu eleği tutan direkte yönlendirmeler vardır.
(28)
Bolivya 19 bin km. uzakta iken,Yalçın Ergir 8 m.
yakınlıktadır size. (29)
Çekirdekleri ile duran bir ayçiçeği tablo yapılmıştır.
(30)
Meral Özbek’
in “Günebakan” dizeleriyle süslenmiştir. (31)
Sigara içilmemesi için yalvarılmaktadır. (32)
Burada “diş çekimi” ve “kanal tedavisi” yapılmadığı da uygun bir lisanla duy’urulmaktadır. (33)
KDV
’nin ekleneceği de baştan ilân edilmektedir. (34)
Muayene odası daha bir ilgi çekicidir Düşhekimi’mizin. (35)
Diploma’nın kaç yıllık olduğu her sene değiştirilir. (36)

Ziyaretlerin en güzelinin en kısa olanı” usulünce hatırlatılır. (37)
Ayrıca “Park yasağı” da getirilmiştir.
(38)
Çünkü burada sürekli bir çalışma vardır. (39)
Hasta koltuğu rahattır, konforludur. (40)
Koltuğa oturanların önce tavandaki paspası kullanmaları gerekir. (41)
Çağdaş bir vinç koltuğa eşlik eder. (42)
Diş’i düzelmeyenler için çareler tükenmez. (43)
El yıkamak için lavaboda bir tulumba vardır... (44)

Burası yalnızca bir muayenehane değil, aynı zamanda bir hobi alanıdır. (45)
İç odada Yalçın’ın yaşamı ile ilgili her şey vardır. (46)
Motosiklet, tenis, fotoğraf, dağcılık... (47)
Gezi çantası (48) ve Dalış Sertifikası (49) ve Dağcılık. (50).
Duvarları tümüyle doludur burasının.
(51)
Dileyenin oynaması için dart bile vardır.
(52)
Zaman nasıl müzik gibi geçer anlamazsınız. (53)
Tuvalet’in kapı açacağı da değişiktir. (54)
Işığı da otomatik.
(55)
WC
’nin alan kodu belirlenmiştir. (56)

Sifonu çekmek için ise telefonu kaldırmak yeterlidir. (58)
Özetle, duvarları ile ilginçtir burası. (59)
Sergilenen kemençe, Pino Silvester kokusu ve kozalağıyla. (60)
Ve de ip’le bitiştirilmiş duvardaki çatlağıyla…
(61)

Sözün özü, Kültür Bakanlığı burayı “sit alanı” ilan etmelidir. (62)
Hatta “yangında, tufanda
ilk kurtarılacak bölge” statüsüne almalıdır. ..(63)