YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

2 Kasım 2025 Pazar

TİMUR'UN BLOĞUNDAN...

- Dr. Timur Sümer -

Sevgili Timur Sümer.
Çok iyi bir Hekimdir.
Hacettepesinden 60 yıllık sınıf arkadaşımdır.
Uzun yıllardır ABD'de yaşamaktadır.
O da mütekaitler kervanımıza katılmıştır...

Çok okur, çok bilir, çok konuşur.
Çok da güzel yazar.
Uzun zamandır onun da bir Bloğu vardır.
Bloğunda bilseniz neler neler anlatır...

13 yıl önce.
16 Aralık 2012 tarihinde.
"Fatih Sultan ve Ayova" iletisiyle.
Bloğunda bahsetmiştir benden de...

Gelin hep birlikte.
Kıraat edelim bir de.
Bu ironik yazıyı sizinle...

....................

FATİH SULTAN MEHMET VE AYOVA                                                                                         Fatih Sultan Mehmet beş lisanı akıcı olarak konuşur, “Avni” mahlâsı ile de şiirler yazar idi.

“Avniyâ, gerçi ölüm dünyede müşkil işdür
Gamze-i dilber ile biz ânı âsân iderüz”
Avnî (Fatih Sultan Mehmet)

(Meali: Ey Avnî , ölüm dünyada güç bir iştir, lâkin güzelin gamzesi ile biz onu kolaylaştırıveririz) (âsân=kolay)

Bazı arkadaşlarımızın oraya buraya seğirtip nutuk yarışına girdikleri şu sıralar, madem yeri gelmiştir, yıllar önce önce başımıza gelmiş gülmeye müstehak bir fıkrayı anlatsam gerek.

Yirmi sene kadar oluyor ; Ayova (Iowa) Üniversitesi’nin pediatri hematolojisi kemik iliği nakil bölümünde iş bulma amacıyla, Ayova (Iowa) eyaletinin, tilkinin bakır sıçtığı bir kenti olan Ayova Siti’ye (Iowa City) gelmiş idik. Kızıl derililer, haliyle,Türk asıllı (!) :) olduklarından, buraya “Ay Ova” demişlerse de “sonradan gelen gâvurlar, hâliyle Türk düşmanı olduklarından :) , bu ismi “Iowa”‘ya çevirmişlerdir” diye de efkâr (fikirler) yürütmüş idik. Ziyaret tasarımızda en önce, kargaların dışkı yemelerinin öncesine alınmış olan fakirin “Lösemi” başlıklı dersi, takiben de hastane turu ve mülâkatlar bulunmakta ki, yaman heyecanlanmakta idik. 

Akşam ezan vakti bizi konuk evine aldılar. Ferdâsı (ertesi) sabah bir de görelim ki,  amanın her yanı rezil bir kar sarmış ki, ümüğümüze değin kara batarak ve de kolumuz altında kaygan (“slide”) resim gösterme halkasını taşıyaraktan hastaneye olan yüz metrelik mesafeyi yürüyüp ders anlatacağımız opera salonu misali koca salona gelip sahneye çıkmış idik.

Lakin koca salonda hiç kimse bulunmamasına karşın, katiyyen dert edinmeyip, kaygan resim göstericisini de bir güzelce kurup hazırlamış idik.
Vakti saati gelince ise, “Heyvah kimsecikler gelmeyecek nutkumuzu dinlemeye” dememize kalmamış, arka kapudan zarif bir âdem sökün etmiş, gelip en ön sıraya da oturuvermesiyle, bu âdemi gözümüz bir yerden ısırsa da, “Yok artık !!..daha neler” deyip, buranın üniversite muallimlerinden biridir zâhir diye kıyas etmiş idik. 


Zarif âdemdir, “bu havada hiç kimse gelmez, sen başla gitsin” anlamına, “If you wish you may start” diyerekten işmar edince, sular seller gibi ezberimize aldığımız nutku tam bir saat boyunca bir güzelce irâd etmiş idik.

Konuşmamızın bitiminde, tek dinleyenimiz olan bu zarif âdemcağız zıplayaraktan ayağa dikilip, tabançalarını (avuçlarını) yek diğerine çarptıraraktan bu hakîre avazı çıktığınca “Bravo !! Bravo”  nidalerı atarak bir alkış tutsun… Konuşmamız çok beğenildi besbelli diyerekten sırıtmaktayız. Muhabbetimizden gözlerimiz yaşararaktan resimlerimizi toparlayıp salonun çıkışına doğru yürümeye başladığımızda ise, zarif âdemdir ayağa kalkıp önümüzü kesmesiyle yüzü kıpkızıl olup, derhal lehçesi bozulmuş, fakirin yüzüne doğru işaret parmağını sallayaraktan, “Nereye gitmektesin bakalım !?” diye sual etmiş, fakir ise korkudan lebimiz (dudağımız) uçuklamış, gövdemiz titreyerekten  cavaba ayâz edip , “Konuşmamız sona erdi, hastaneye gitmekteyiz” dediğimizde ise, ol âdemin imlâsı ve zarâfeti derhal bozulup, “Hööst beyim !.. hiç bir yere gidebilemezsin… otur bakalımdı şuraya…Zîra ki senden sonraki konuşmacı benim” diyesi var.

Kolunuzu “Heil Hitler” el peşreviyle semâya (gök yüzüne) uzattığınızda, serçe kuşu parmağızın tırnağının eni, semâda 1 derecelik mesafeyi ölçer.

Akşam 10:00 sularında yüzünüzü kuzey batı yönüne çevirip “Büyük ayı”yı bulup, saniyen sol yumruğunuz ile Che Guevera misâli ayımızın kepçesini kapayıp, sâlisen de kepçe sapının “Alkaid” tesmiye (isimlendirilmiş) birinci yıldızından başlayarak 3 tırnak boyu güney-batı yönünde aşağıya inerseniz…, heyhât hiç birşey göremezsiniz.

Lâkin, güzelce bir dürbünle tam burada “M51” ya da “Whirlpool galaxy” tesmiye yıldız adasını görürsünüz ki amanın dikkat etmez iseniz, hayretinizden uvulanızı (küçük dilinizi) “gurppadanak” yutma tehlikesi vardır..

“Yâr içün ağyâr ile merdane ceng etsem gerek 
İt gibi murdâr rakib ölmezse yâr elden gider.”
Avnî (Fatih Sultan Mehmet) 

Bu da yetmez deyip, sevabımıza fakirin 24 cm’lik külüstür gök bakıcısının nelere kadir olduğunu, ve üstelik bir de hayır duanız almak muradıyla arkadaşımız Rick Kirecji’nin hâzik ellerinden çıkmış muazzam “Whirlpool” (M51) görüntüsünü de göndermekteyiz ki, gözleriniz falcı taşı misali açılsın.

Gözleriniz hep yükseklerde olsun,

Sırıtaraktan,
Hakîr-i pür taksir,
Dr. Timur Sümer

M51                                   

                                          M51 : Fakirin 24 CM’lik TELESKOPUYLA

M51 : Arkadaşım Kiresci’nin 35 CM’lik TELESKOPUYLA

.

11 yorum:

  1. Enfes bir makale. Öğrenerek, gülerek , düşünerek okudum. İki başarılı, yetenekli, yaratıcı, aydınlık yüzlü meslektaşım olarak size ve Timur beye daha nice yıllar üretimlerinizi sürdürmenizi dilerim. Sağlıklı ve mutlu yaşamlarınız olsun.

    Sırrı Bektaş

    YanıtlaSil
  2. Ali Agzitemiz2 Kasım 2025 06:28

    Sevgili Timur Sümer'in öğrenciliğini hatırladım ,osmanlıcayı bu kadar güzel bir hicviyeye dönüştürmesine hayran olmamak imkansız. Müthiş gezgin Yücel ile birleşince bu öyküyü unutmak imkansızlaştı. İkinize de sağlıklı bir süreçte nice güzelliklerle birlikte olmanızı dilerim.

    YanıtlaSil
  3. Pazar sabahın bu saatinde uyumak yerine merakla okuyunca uyku falan kalmadı. Kendi kendime güldüğümü sonradan farklıyım. Değerli büyüğümüz Timurtaş beyin yazısına sayesinde vakıf olduğumuz değerli Yücel ağabey sonsuz teşekkürler. Saygı ve sevgiyle..
    Levent.ozluoglu@gmail.com

    YanıtlaSil
  4. Otomatik edit kurbanı olduğum farkedilmistir sanırım. Özür kabul edile 🙏 LEVENT

    YanıtlaSil
  5. İki üstad bir araya gelmişler, ibret olsun deyu cihane, meclisinde olmak ne kadar şahane?!... Mustafa Kahramanyol

    YanıtlaSil
  6. Ne yorumu gireyim ,bende yorum girecek kadar bilgi , nükte , akıl , yaratıcılık yok. Müthiş bir tıbbiye sınıfının iki cevheri tevazu ile başlarına gelen şansızlığı ne kadar mükemmel bir destek ve sunum hikayesine döndürmüşler. Sevgi ve saygımla ve onların hasbelkader arkadaşları olmanın gururu ile yanaklarından öperim. Allah sağlık ve ömürlerini uzun etsin.🥰👌

    YanıtlaSil
  7. Teşekkürler, çok güzel.

    YanıtlaSil
  8. Çok hoş bir anlatım.
    Sevdim.
    Sevgiyle

    YanıtlaSil
  9. Bir düşünce ekersin,bir eylem biçersin
    Bir eylem ekersin,alışkanlık biçersin
    Bir alışkanlık ekersin,karakter biçersin
    Bir karakter ekersin,kaderini biçersin.
    Teşekkürler Yücel Bey…

    YanıtlaSil
  10. İki üst seviyedeki dostlar tebrik ve teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  11. Hiç ara vermeden, büyük bir heyecanla tüm blogu okudum. Çok harika yazılar, bilgiler öğrendim. Dr.Timur abimi tebrik ediyorum.
    Ona ait bilgileri, bizlere aktardığın için, sevgili kardeşim, sana da çok teşekkürlerimi sunuyorum.
    Dr. Osman Nuri Cengiz.

    YanıtlaSil