Kuşadası'nda.
2008 yılı Cumhuriyet Bayramı'nda.
Kuşadası'nda.
LİDYA ÜLKESİ
Ankara’dan karayolu ile İzmir’e doğru
yola çıkıldığında yolunuz Salihli’den geçer.
Salihli, Manisa ilimize bağlı küçük bir yerleşim yeri olup,
İzmir’e 90 km uzaklıktadır.
Salihli’de yolun kenarında Gymnasium binasının yanından geçersiniz.
7 km kadar batıda antik bir şehrin kalıntıları ile karşılaşırsınız.
Bunlar Artemis Tapınağından günümüze kalan yıkıntılar olup…
Burası Lidya ülkesinin başkenti Sart’tır...
https://yucel-tanyeri.blogspot.com/2021/05/sardes.html
Lidya ülkesi, Anadolu’nun batısında,
bugünkü Gediz ırmağı ile Menderes nehri arasında kalan
sahada yerleşmiş olan
antik ve çok zengin bir uygarlıktır.
Günümüzden yaklaşık 3500 yıl önce var olmuş,
bin yıl kadar yaşamını sürdürmüş çok zengin bir krallıktır.
Lidya ülkesinin zenginliği Sardes kentinin ortasından geçen
Paktalos çayından kaynaklanmaktadır ve
bu nehrin alüvyonlarından elde edilen altın nedeniyle
ülkenin son Kralı Croesus inanılmaz biçimde zengindir...
Kral Croesus o denli zengindir ki,
bizler tarafından bilinen ismi KARUN olup,
“Karun kadar zengin…” tanımlaması İngilizceye de
ayni biçimiyle yerleşmiş bir deyimdir. (as rich as Croesus)
Tarihte altın para ilk kez Lidya Krallığında basılmıştır.
Lidya parasının üzerinde her zaman bir Arslan figürü vardır ve
bu güçlü bir Krallığın işaretidir.
Günümüzden 2500 yıl önce hükümdarlık yapmış
Kral Croesus’un zamanında ülke sınırları genişlemiş ve
doğuda bugünkü Kızılırmak sınırına kadar ulaşmıştır...
Karun o denli zenginleşmiştir ki,
müzelere kadar erişebilmiş değerli eserler
günümüzde bile birçok kişi, kuruluş ve
devlete gelir getirmeye devam etmektedir...
Kral Croesus bu zenginlikle sınırlarını
daha da genişletmek istemektedir.
Doğuda Persler vardır.
Perslere savaş açmadan önce
Delfi’deki Kahinlere danışır.
Kahinler,
“Kızılırmağı geçerse büyük bir imparatorluğu
yok edeceğini” ona bildiriler.
Croesus,
Pers İmparatorluğunu yenerek
o İmparatorluğu ortadan yok edeceği
şeklinde yorumlar bu kehaneti...
Bunun üzerine Croesus bugünkü Kızılırmak’ı aşarak
Perslerle savaşa girer.
Savaşın galibi belirlenemez.
Croesus bunun üzerine kışı geçirmek ve
yeni askerler toplamak için Sardis’e döner.
Krezus, Pers Kralının da baharı beklemek üzere
geri çekileceğini sanmaktadır...
Ancak Pers Kralı Cyrus (Kirus)
baharı beklemeden Sardis’e saldırılması emrini verir ve
kısa süren bir savaştan sonra 14 günde kenti ele geçirir.
Krezus esir edilir ve ateşte yakılarak ölüme mahkum edilir.
Alevler ilerlerken Croesus’un üç kez
“Solon, Solon, Solon” diye sayıkladığı duyulur.
Solon, Atinalı bir filozoftur.
Pers Kralı Cyrus (Kirus) bu sözlere kulak misafiri olur.
Ateşin söndürülmesini emreder.
Ancak alevlerin önü alınamaz...
Croesus son anda yüksek sesle
Tanrı Apollon’a yakarır.
Hava bir anda kararır.
Gökyüzünde bulutlar belirir.
Şiddetli bir sağanak yağmur yağar ve ateşi söndürür...
Ateş söndükten sonra Pers Kralı, Croesus’a
alevler arasında yanmak üzereyken
filozof Solon’un neden
ismini sayıkladığını sorar...
Croseus da ona bir zamanlar filozof Solon’a
“dünyanın en mutlu kişisinin kim olduğunu” sorduğunu,
kendisinin çok zengin ve müreffeh bir hayat yaşarken,
Solon’un Atinalı fakir üç kişinin dünyanın en mutlu
üç kişisinin ismini verdiğini ve
“hiç kimsenin yaşamının sonuna gelmeden
mutluyum diyemeyeceğini” söylediği için
son anda Solon'un adını andığını anlatır...
Bu sözlerden etkilenen Pers Kralı Cyrus,
zengin Croesus’un hayatını bağışlar ve
Croesus bir süre daha esir olarak yaşamını sürdürür...
Croesus dünyanın en zengin kişisi olmasına rağmen,
Solon’un söylediği gibi muhtemelen
dünyanın en mutlu kişisi de değildi...
Çünkü Croseus’un iki oğlu vardı.
Birisi genç yaşta bir av sırasında kazayla ölmüştü.
İkinci oğlu ise Heredot Tarihi kitabında dünyada
kayıtlara geçmiş ilk sağır ve dilsiz kişisi idi.
Croesus, onca zenginliğine rağmen,
oğlunu tedavi ettirememiş,
onu duyar ve konuşur hale getirememişti...
Ayni topraklarda ve çok da zengin olmayan ülkemizde
birçok Merkezde benzeri hastalar günümüzde
ameliyat edilip, duyurulabilmekte ve
hatta şarkı bile söyleyebilmektedirler...
2500 yıl sonra,
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 85. yılında
çok da zengin olmayan vatanımızda
ulaşılan durum budur…
.
Cok saol yucel can.emeklerine saglik
YanıtlaSilSağol can hocam.Derslik bilgi için..
YanıtlaSilÖykü çok güzel yücelim, hep yanından geçerdik, uzaktan izler izmire ne kadar yolumuz kaldı hesab ederdik, ama senin gözünle bakmak görmek gezmek lazımmış, sağol varol sevgili arkadaşım, bütün linklerini çocuklarıma ve yakın dostlarıma gönderdim onlar değerlendirir umarım
YanıtlaSilYüreğinize sağlık hocam🤗
YanıtlaSilBİLGILENDIRDIĞINIZ IÇIN COK TEŞEKKÜRLER
YanıtlaSilKalemine kuvvet hocam
YanıtlaSilÇok güzel Yücel, her zamanki gibi!!
YanıtlaSilÇok teşekkürler Yücel hocam.
YanıtlaSilEnfes bir bildirme olmus. Hele Kochlea implantla baglantisi mukemmel .Eline saglik. Bana Kochlea Implanti burda ilk tatbik olanlardan oldugumu da hatirlatti. Buralara geldiginizde , Manisa dedinde,Magnisia egialetini gormusmuydunuz ? Sevgilerle.
YanıtlaSilMükemmel bilgiler ile efsanevi ve güncelikleri ustaca harmanlamışsınız.
YanıtlaSilÇok beğendim, tebrik ve teşekkürler.