YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

26 Ağustos 2020 Çarşamba

BUDİST MABEDİ...

- 4.08.2012 Terelj Ulusal Parkı-Moğolistan -


Konakladık Terelj Ulusal Parkı'nda.
Gece, Yurt denilen çadırlarda.
Nefis bir uykudan sonra.
Uyandık temiz bir havada...

Sabah için sözleşmiştik.
Sabah yürüyüş yapacaktık.
Hacettepe'den sınıf arkadaşımla. 
Çocuk Hekimi Armağan'la...

Armağan'ın Berlin'den.
Yaman ve Kahraman isminde.
İki kardeşi de katıldılar bize.
Sabahın erinde bu yürüyüşe...

Sabah serinliğinde.
Sohbet ede ede.
Yürüyorduk birlikte.
Yemyeşil çimenlerin üzerinde...

Az gittik, uz gittik.
Dere tepe düz gittik.
Bir kaç arpa boyu ilerlemiştik.
Uzakta bir tepede bir yapı gördük...

Uzaktan anlam veremedik.
Nedir bu dedik.
Bir şeye benzetemedik.
Hadi, yürüyüp görelim dedik...

Düzlüğü arkamızda bıraktık.
Bir ana kapıdan giriş yaptık.
Yokuşu tırmanmaya başladık.
Asma bir köprüden geçtik.
Bir sürü merdiven tırmandık...

Epey yükselmiştik.
Bir Budist Mabedi'ne gelmiştik.
Ortalarda kimse görünmüyordu.
Bizden başka da kimsecikler yoktu...

Çok güzel renkli bir binaydı.
Kapısı, penceresi açıktı.
İçinde renkli ahşap oymalar. 
Resimler, vazolar, dokuma halılar vardı... 

Yüksekten manzara da çok güzeldi.
Etrafta göremedik kimseyi.
Hayranlıkla seyrettik içindeki objeleri.
Anlamadan gezdik bu güzel Mabedi...

Döndükten sonra araştırdım.
Adının.
Ariyabal Mabedi olduğunu buldum.
1810 yılında yapıldığını öğrendim...

Moğol ve Tibet sanatçıları yapmış.
Tibet stilinde bir yapıymış.
1937-1939'da Komünist rejim sırasında.
Tümüyle yıkılmış, Rahipleri de öldürülmüş...

Budist Rahipler, tam 60 yıl sonra. 
2000 yılında.
Kolları sıvamışlar, Mabedi yeniden yapmışlar.
2007 yılında da tamamlamışlar.
Ve yeniden ibadete açmışlar...

Buraya yalnızca yürüyerek gidilebiliyor.
Sallanan bir Asma köprüden geçiliyor.
Buraya "Cennet Köprüsü" deniliyor.
Sonra da merdivenler tırmanılıyor...

Tam 108 merdiven basamağı varmış burada.
108'in anlamı da.
Budha'nın 108 öğretisi varmış.
Bu kadar basamak meğerse onu anlatırmış...

Merdivenlerin etrafında.
144 tane de yazılı Poster bulunmakta.
İngilizce ve Moğol lisanında.
Budha'nın aydınlatıcı sözleri okunmakta...

Burası Dalay Lama tarafından ziyaret edilmiş.
Oldukça önemli bir Budist Tapınağı imiş.
Buranın Meditasyon törenleri görkemliymiş...

Rahipler bu Tapınağa.
Yalnızca.
Dolunay sıralarında.
Gelirlermiş belirsiz zamanlarda...

Biz de görmedik zaten etrafta.
Ne bir Rahip, ne de bir görevli.
Kendi kendimize gezdik.
Renklerin, doyumsuz manzaranın.
Sessizliğin ve ulviliğin keyfini çıkardık...


Terelj Parkı Budist Tapınağı fotoğraflarım:
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder