İki kez gittim Kemaliye'ye.
İlki 2017 senesinde.
Haziran ayında.
Geçen İlkbahar'da.
İkincisi geçtiğimiz hafta.
Ekim ayı sonunda.
Elazığ'daki bir KBB Toplantısından sonra.
Bu Sonbahar'da...
Kemaliye, 15. yüzyılda.
Çelebi Mehmet zamanında.
Eğin ismini aldı.
Bağ ve bahçeler arasında bir yer olarak anıldı...
Eğin uzun süre Diyarbekir'in bir kazasıdır.
19. yy'da Harput'a bağlıdır.
1926'da Malatya'ya bağlanır.
1938'de Erzincan iline katılır...
500 yıldır buranın ismi Eğin'dir.
Mustafa Kemal'e başvurur Eğin'liler.
Bu ismin değiştirilmesini isterler.
1922'de Kemaliye olarak değiştirirler...
İsmini böylece Mustafa Kemal'den alır.
Ondan beri hep Kemaliye diye anılır.
Kayalık dağlara sırtını dayamıştır.
Ortasında da Fırat nehri akmaktadır...
Taşyol'uyla gelmiştim Kemaliye'ye.
İlk gelişimde.
Divriği yolundan.
Fırat'ın kıyısından...
Son 8-10 kilometresi.
Dağları delen kaya tünelleri.
İnanılmaz görselleri.
İle muhteşem bir güzellikteydi...
1800'lü yıllarda.
Başlanmış bu geçidin yapımına.
Tüm zorluklarla ve el yordamıyla
Tamamlanmış bu yol tam 130 yılda...
Çok yakın bir zamanda.
Vali Recep Yazıcıoğlu zamanında.
Fırat üzerine demir köprü yapılmasıyla.
Bağlanmış Erzincan'a güzel bir yolla...
Çok güzeldir doğal güzellikleri.
Dağları, akar suları, yeşilliği.
Yöresel mimarisi.
Ve Kemaliye evleri...
Kemaliye'nin dağınık yerleşmiş evleri.
Mahalleleri ve köyleri.
Bol akarsuları, kapı tokmakları, değirmenleri.
Mani yolu, Lökhanesi, Müzeleri görülmeli...
Ben bu güzel yere gittim iki defa.
Hem ilkbahar'da hem de sonbahar'da.
Gideceğim yine fırsat bulduğumda.
Hem kışında, hem de yazında...
Kemaliye ilk ve sonbahar fotoğraflarım:
.