YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

12 Mart 2017 Pazar

HACETTEPE 50...



Hacettepe.
Bundan tam 50 yıl önce.
1967 senesinde.
Dönüşmüştü Üniversite'ye...

50. yıl kutlamaları.
Yeni yıl ile birlikte başlamıştı.
Çeşitli Konferanslar plânlanmıştı.
Ve  yıl içine yayılmıştı...

Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü.
Benden de bir konuşma yapmamı.
Üniversite'nin ilk yıllarını.
Ve anılarımı anlatmamı istedi...

Hacettepe'nin ilk talebeleriydik.
1963 yılında buraya girmiştik.
Tıp Fakültesi öğrencisiydik.
Ama henüz Üniversite değildik...

Ankara Üniversitesi'ne bağlıydık.
Henüz kuruluş aşamasındaydık.
14 Ekim 1963 günü derslere başlamıştık.
Ancak on gün sonra Fakülte olmuştuk...

Aslında her şey ondan on yıl kadar önce.
1954 senesinde Cebeci'de.
Üç odalı köhne bir evde.
Başlamıştı Çocuk Sağlığı Enstitüsü'nde...

Sonra 14  Haziran 1954'te.
Ankara'nın Hacettepe semtinde.
İlk harcı konulmuştu temeline.
Hacettepe Çocuk Hastanesi'ne...

İki katlı.
Çocuk Hastanesi inşaatı.
Üç yılda tamamlandı.
Ve 20 Ağustos 1957'de açıldı...

Ne yazık ki bu Hastahane.
23 Mart 1961 tarihinde.
Çıkan bir yangınla büyük oranda yandı.
Ve yangının sebebi de meçhul kaldı...

Kollar hemen sıvandı.
Üç yıl içinde bina yeniden yapıldı.
Bu kez 6 katlı olarak.
21 Eylül 1961'de yeniden açıldı...

Hacettepe Çocuk Hastahanesi artık kurulmuştu.
Burası artık bir Tıp Merkezi'ne dönüştürülmeliydi.
Hocabey, dönemin Başbakanı İsmet İnönü.
Ve Devlet Plânlama Teşkilâtı ile görüştü...

İki yıl sonra da 1963 yılında.
Tüm karşı duruşlara.
Tüm zorluklara rağmen yönetilen iyi bir politikayla.
Kavuşmuştu yeni bir Tıbbiye'ye Ankara...

Vardı artık genç ve değerli Hocalarımız.
Multidisiplin Lâboratuarlarımız.
Anatomi Salonlarımız.
Ve yepyeni bir Eğitim Programımız...

İhsan Doğramacı'nın inanılmaz çabalarıyla.
Yeni yeni Fakültelerin açılmasıyla.
Üç yıl gibi kısa bir zamanda.
Hazırdık artık bir Üniversite olmaya...

8 Temmuz 1967'de.
Bundan tam 50 yıl önce.
Resmî Gazete'de çıkan bir haberle.
Dönüşmüştük Üniversite'ye...

Bunları anlatmaya çalıştım belgeleriyle.
Değindim kuruluşdaki güçlüklere.
Başlangıçtaki güzelliklere.
Ve kurucuların özverilerine...

"Büyük işler, mühim teşebbüsler,
ancak müşterek mesai ile kabil-i temindir" der.
Büyük önder.
Yüce Atatürk...

Konuşmamın bitiminde ben de 50 yıl önce.
Hacettepe gibi bir mühim teşebbüsle.
Kuruluşunda katkısı olan bu Üniversite'ye.
Andım herkesi şükranla ve de rahmetle...

"Daha iyiye ve en iyiye..."
Parolasının hiç değişmeyeceğine.
İnancımla gelecekte.
Nice başarılar diliyorum Hacettepe'ye...


Hacettepe 50 konuşmamdan bazı fotoğraflar:

https://photos.google.com/share/AF1QipMZ5_G5-DsAIUY7PVK5wA4ZZr0Wx2r_e7PF8nE5PvLRE5JyzVMfvPI7aj2UetUpOg/photo/AF1QipOTsAN8k5W1ytFvBMRiF2B8_1crEsyRcdlrpDUV?key=VHkxUWxjRFloNmxYdU4tSktZd3dHMGQ5X25ULUtB&hl=tr
.