Hazırlıkları yapmıştık.
Ankara-Doha-Katmandu.
Biletlerimizi almıştık.
Şimdi biraz hava atmalıydık...
Dağcı yeğenim Tunç Fındık'ı aradım.
"Tunç, Katmandu'ya biletimi aldım".
"Bahar'da şöyle bi 8000'lik yapayım".
"Gasherbrum-II'ye tırmanayım" dedim...
Tunç gayet sakin.
"Keşe bir sorsaydın Dayı" dedi.
"Gasherbrum-II dağı".
"Pakistanda'ydı be Dayı..."
İşte aynen böyle.
Boyuna bakmadan, bilmeden.
Hava atmaya kalkarsan.
Hele bir de bilenine rastlarsan!..
Neyse, şimdi sizlere.
"Nepal'e gittik".
"Sagarmatha dağına".
"Bi güzel tırmandık" desem...
Eminim ki küçümsersiniz.
70 yaşında bu tırmansa, tırmansa.
Bin metreye belki tırmanmıştır dersiniz.
Ama Sagarmatha'nın Everest olduğunu bilmezsiniz...
Her şey bir yana.
Başlayalım Nepal yolculuğuna.
Abartmadan ve sapmadan yalana.
Tane tane sırasıyla anlatmaya...
Ayrılırken yazmıştım.
"Namaste demeye gidiyorum" demiştim.
"Namaste"nin manası.
Biliyorsunuz "merhaba" anlamı...
Katmandu'nun Tribhuvan havaalanına.
İndik sabahın ilk ışıklarında.
Sevgili Rehberimiz Raj karşıladı bizi.
"Namaste" deyip, boynumuza geçirdi çiçekleri...
Hızla Katmandu'ya geçtik.
Hemen sokaklara döküldük.
Nepal'in dünya güzeli, sevimli insanlarına.
Yürekten bir "Namaste" dedik...
Katmandu insanları fotoğraflarım:
https://picasaweb.google.com/105371707000908378020/6295983832277009937#6295983860253771858
.