YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

24 Ekim 2011 Pazartesi

İSKİLİP...


“Resim için bundan harikulade bir yer düşünemezdim. Dere boylarında salkım saçak sıralanan ortaçağ evleri. Burası ressamlar için yaratılmış bir ülke. Daha doğrusu, sadece ressamlar için bir köşeye saklanmış bir çevre. Gönderdiğin filmler eğer İskilip’te imdadıma yetişselerdi olağanüstü bir şey olacaktı. Filmler postanede bekliyormuş. İskilip’ten ancak bir tek fotoğraf çekerek döndüm…”

Böyle yazmış Bedri Rahmi.
Ağabeyi Sabahattin Eyüpoğlu’na.
6 Ekim 1942’de.
İlk kez geldiği İskilip’te…

İki hafta kalmış.
Çok sayıda resim yapmış.
Ancak bir tek kare fotoğraf çekebilmiş.
Üstadımız İskilip’te.

Bedri Rahmi’ye inat.
Yüzlerce kare fotoğraf çektik.
Her birimiz dün İskilip’te.
Gerçekten senfonik bir kentte…

Davetlisi idik.
İskilip Kaymakamlığı’nın.
Fotoiz grubumuzla.
50 kişilik bir fotoğrafçı topluluğuyla...

Güzel ağırlandık.
Güzel anılarla ayrıldık.
Sevgiyle kucaklandık.
Dostlukla uğurlandık…

Tipik bir Anadolu kenti.
İskilip.
Krallık kalesi imiş.
Bir zamanlar Paflagonya’nın…

Yolları sapaymış.
Ulaşımı zorcaymış.
Bu nedenle ırak kalmış.
Gözlerden de gönüllerden de…

Dün gezdik bu kenti.
Evlerini, camilerini, kalesini.
Daracık sokaklarını, kaya mezarlarını.
Artık sessiz olan arastasını…

Tek tük kalmış artık çarşısında.
Semerciler, sepetçiler.
Keçeciler, yüncüler, demirciler.
Urgancılar, bakırcılar, kalaycılar…

Ama halâ yaşıyor.
Geçmişini, zerafetini.
İskilip.
Bir sonbahar güzelliğiyle…


İskilip Fotoğraflarım:
https://photos.google.com/share/AF1QipPhNw78HBycez5LN1h3otyQr1JRnRDjFOyryVF6nHqYmp0-oTWyJdUmfyeziHupPA/photo/AF1QipNyHf0O-k7Z2_yyjFDE-j_ihj5_LfwAOX-P_sHS?key=TFg0MW9ycWFCT0hmOTJNQmIzUVRfWUdtd2s5cnB3
.