YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

13 Nisan 2010 Salı

BURSANKARA...


İki şehirdik şimdi tek olduk
Tek ses, tek nefes, tek yürek olduk
Alem alkış tutsun dostluğumuza
Ankara, Bursa omuz omuza
Bursa, Ankara omuz omuza…


…………..

Aykan Erdemir, ODTÜ Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesidir.
Kızım Tuğba ile evlidir.
Aykan, doğma büyüme Bursa’lıdır.
İyi bir Bursaspor taraftarıdır.
Bursaspor Taraftarlar Derneği üyesidir.

Bu Dernek bu hafta sonu güzel bir etkinlik yaptı.
Ankara Kalesi içinde eski bir evi almışlar.
Restore etmişler.
Dernek binası olarak kullanmayı plânlamışlar.

Pazar günü Aykan'la birlikte buraya gittik.
Güzel bir mekân oluşturmuşlar.
Açılışını yaptılar.
Kılıç-kalkan ekibiyle.
Devlet Bakanı ve Ankara BŞB Başkanının katılımıyla.
Geniş bir taraftar grubu eşliğinde…

Bursaspor ile Ankaragücü dost iki takım.
Çok büyük dostluk ilişkileri var.
Bursaspor ve Ankaragücü taraftarları arasında.

Birbirlerinin maçlarına gidiyorlar.
Yan yana, omuz omuza oturuyorlar.
Biri birlerini destekliyor, yüreklendiriyorlar.
Yeşil-Beyaz ve Sarı-Lacivert renkli flâmalarla.

Bu yakınlık Pazar günü açılışta da vardı.
Birçok Ankaragüçlü taraftar da katılmıştı açılışa.
Sarı-Lacivert kaşkolları, bayrakları, formalarıyla.
Yeşil-Beyazlı Bursalılar arasında…

Yeşil-Beyaz formalı bir gence yaklaştım.
Boynunda da sarı-lacivert Ankaragücü fuları vardı.
Yeşil-beyaz ve sarı-lacivert renkleri gösterip sordum:
Ne güzel bir birliktelik, değil mi” diye.
Gençten hiç ummadığım bir yanıt aldım:
"Ben, Abdülkerim’in ikiziyim” diyiverdi.

Bir anda yıkıldım.
Öyküyü biliyordum.
Boğazım düğümlendi.
Konuşamadım.
Gözümden yaşlar süzüldü.

Ayniyle vaki olayı özetliyeyim:
Abdülkerim kardeşimiz Bursa'lıdır.
Çok sevilen bir Bursaspor taraftarıdır.
Yeşil-beyaz formasını giyip gider.
Bursaspor’un tüm maçlarına…

ÖSYM sınavlarında Hacettepe’yi kazanır Abdülkerim.
Ankara’da olması futbol sevgisini eksiltmez.
Üzerinden hiç çıkartmadığı Yeşil-beyaz formasını giyip gider.
19 Mayıs Stadyumuna.
Bir Ankaragücü maçına.

Ankaragüçlü fanatik taraftarlar arasına düşmüştür.
Sarı-lacivert renkler arasında.
Bir tek o vardır yalnız başına.
Yeşil-beyaz formasıyla...

Ankaragüçlüler önce dalga geçerler Abdülkerim’le.
Ama çabuk ısınırlar bu sıcakkanlı, sevimli gence.
Her maçlarında birliktedir artık onların arasında.
Yeşil-beyaz formasıyla.
Birlikte sevinir, birlikte üzülür onlarla...

Ankaragüçlüler her maçta.
Başlarlar maçın 16. dakikasında.
Bursaspor lehinde tezahürata.
Abdülkerim’e duydukları sevgi ve saygıyla...

Bunu duyan Bursaspor taraftarları da.
Başlarlar zamanla.
Her maçın 06. dakikasında.
Ankaragücü lehinde tezahürata…

Birlikte oynadıkları maçlarda yapılmaz tribün ayrımı.
Sarı-lacivert ve Yeşil-beyaz'lı.
Yan yana, kol kola seyrederler maçlarını.
Yaparlar sevgi dolu tezahüratlarını…

Sürer bu dostluk yıllar boyu.
Sonunda Abdülkerim bitirir okulunu.
Hacettepe Üniversitesi'nden.
Mezun olur Maliye bölümünden...

Askerlik görevini yapacaktır.
Eğirdir’de komando eğitimi görür.
Asteğmen olarak göreve koşar.
Mardin, Savur Jandarma Komando Birliğine

Bir ay sonra da şehit olur.
Abdülkerim Asteğmen.
11 Ağustos 1993’te.
Teroristlerle çıkan 15 saatlik bir çatışma sonunda.

Tabutu ay-yıldızlı bayrağa sarılır.
Önünde "Şehit Atgm. Abdülkerim Bayraktar" olan.
Üzerine de yeşil-beyaz minik bir bayrak iliştirilmiştir.
Bursaspor” yazan.

Cenazesi Ulu cami’den kaldırılır.
Ankaragüçlüler yalnız bırakmazlar Abdülkerim'lerini.
1000 kişilik taraftar grubuyla gelirler Bursa’ya.
Gözyaşlarını birlikte dökerler.
Harman olurlar bayrağa sarılı tabutunun arkasında.
Sarı-lacivert, yeşil-beyaz renklerle…

Bursaspor sezonun ilk açılış maçına çıkacaktır.
Abdülkerim’in şehadetinden kısa bir süre sonra.
Hep bir ağızdan Abdülkerim ismi yankılanmaktadır.
Bursa stadının tribünlerinden.

O sırada bir grup girer sahaya.
Sarı-lacivert formalarıyla.
Bursaspor tarftarlarının tribününe koşarlar.
Pankartlarını açarlar...

Acınız acımızdır. Abdüller ölmez…” yazan.
Ve saygı dururlar onun ölümsüz anısına…

Yeşil-beyaz ve sarı-lacivert renkler tekrar harman olur.
Gözyaşları sel olup akar.
Güçlü sesler yankılanır tribünlerde.
An-ka-ra…”, “Bur-sa…” diye.

Çoğu kişinin bilmediği öykü budur.
Bu öyküyü bilmeyenler anlamazlar.
İki kulüp arasındaki saygıyı.
Ve de kaynaklandığı dostluğu…

Bu bir "fair-play" örneğidir.
Hem ulusal çapta.
Hem de uluslar arası boyutta...

Örnek olmalıdır bu dostluk.
Tüm takımlarımıza.
Kartal’ına da, Kanarya’sına da.
Aslan’ına da, Yiğido’suna da…


Bursankara dostluk fotoğrafları için :
https://photos.google.com/share/AF1QipOb74i4xbDAr17uz-0C9H1vBEIloIQ9pXQo5Vn2AUzUlrbipqF87VRNFbYTWXD-ww/photo/AF1QipOB6yCJK4nnxLEuckkljMF62Wq2BpEZvejWkeWO?key=dnpzcE5hbURVTkg4N0JxdGIyRjZvWWxiSnRXSUdR

.