YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

30 Haziran 2008 Pazartesi

TUKSALLAR EVİ...


Çocukluğumuzda Samsun'da.
Çiftlik caddesi üzerinde.
En güzel evlerden birisiydi.
Tuksallar'ın evi...

Önünden geçen herkesin muhakkak dönüp.
Gıptayla baktığı bir konaktı.
Geniş bir bahçe içindeydi.
Bizim kira evimize 200 m kadar uzaklıktaydı.
Ticaret Lisesi’nin karşısındaydı.
Şehir Kulübü’nün tam çaprazındaydı...

1907 yapımıydı.
Üç katlıydı.
Mübadeleden önce Rum Valisi.
Veya Rum toplum lideri.
Malikânesiydi...

1923 yılında yaşanan büyük mübadelede.
Samsun’a göç eden Kavalalı Mehmet Ali Bey’e.
Kavala’da bıraktığı konağa karşılık verilmişti...

Çiftlik caddesine bakan demir işlemeli.
Muhteşem bir kapısı vardı.
Kapı yanındaki dış duvar da.
Yine demir parmaklıklarla çevrili idi...

10-12 basamaklı mermer bir merdivenle.
Giriş kapısına erişilirdi.
Bunun üzerinde mermer sütunlu.

Korkuluklarla çevrili bir balkon bulunurdu....

İki yönde mermer çerçeveli.
Sürmeli.
Ve de panjurlu pencereleri.
Göz kamaştırıcıydı...

Dış cephe ve pencere kenarları.
Özenle işlenmişti.
Geniş ve varlıklı.
Bir aileyi barındırırdı...

Öyle ki.
1930’larda Samsun’un ilk hususi.
Otomobili.
Bu aileye aitti...

İngiliz mürebbiye.
Evin çocuklarının terbiyesinden sorumluydu.
Ailenin reisi.
Emin Tuksal tütün ticareti ile iştigal ederdi...

Bu güzelim yapı.
1970’lerin sonlarında yıkıldı.
Gözümüzün önünde.
Hem de göz göre göre…

Artık “Tuksallar evi” yok.
Onun yerinde.
Emin ve Arif Tuksal Apartmanı”.
Adlı 5 katlı bir apartman yapıldı...

Ama eski konağın.
Daha küçültülmüş.
Tıpkı yapımını.
Görmek hâlâ olası...

Arkasındaki sokakta.
Osmaniye Caddesi'ne.
Açılan Küşayiş Geçidi'nde. 
Benzeri duruyor günümüzde...

Çünkü, keresteci Sait Efendi.
Fi tarihinde Mehmet Ali Bey’den.
Kızı Adviye Hanımı ister.
M. Ali Bey de bir şartla kızı verebileceğini söyler :
Benim evin aynısını yap, kızı vereyim” der.

Keresteci Sait Efendi
Oldukça varlıklıdır.
Arka sokağa evin biraz küçüğünü.
Ama aynısını yaptırır...

Adviye hanımı alır.
Ve birlikte bu malikanede.
Yanlarında çocukları.
Geçirirler mutlu bir yaşamı...

Bu ev.
Şükür ki halen ayni mahallede.
Yaşamını sürdürmekte...

Bakımlı bir bahçe içinde.
Ve Eldemirler’in evi ismiyle...

Kavala’lı Mehmet Ali Bey’in.
Yunanistan’da bıraktığı evine.
Ne oldu diye.
Merak ediyorsunuz belki de...

O yapı halen korunuyor.
Kavala Ticaret Lisesi” ismiyle.
Kavala’ya yolunuz düşerse.
M. Ali Bey’in konağı açık ziyarete...