Son iki haftadır şansım “köprü”lerden açıldı.
Geçen hafta Taşköprü’de idim.
Bu hafta da Vezirköprü’de…
Yolculuk bu kez Vezirköprü’nün tek Alevi köyü, eski ismi ile Girlan yeni ismi ile Güldere’ye.
Can dostumuz Eraslan Akyol’un davetlisi olarak.
Sabahın kuşluk vaktinde Eraslan kardeşimizin evinde köy ekmeği, köy yumurtası, köy sütü ve karakovan balı ile kahvaltımızı yaptık.
Sonra ailece Girlan köyü’nün yaylağı Kızılibik mesire yerine vardık.
Burası çam ağaçları arasında dağ manzaralı serin bir yükselti.
Bir kaynak suyunun yanında ve kızılcık ağacı altında yerimizi aldık.
Yer sofrası hazırlanırken bizler kısa süreli bir dağ yürüyüşü yaptık.
Dönüşte fırında nar gibi kızartılmış bir kuzu bizi bekliyordu.
Yanında da buz gibi kadehlerde aslan sütü…
Yer minderleri üzerinde mis gibi yemekleri hallettik.
Bizler nefis yemekleri yerken genç torunlar Yusuf ve Mesut hepimizi mest eden bir saz konseri verdiler.
Sonrasında saz ve söz ustası Eraslan kardeşimiz bağlamayı aldı eline ve vurdu sazın beline. Önce bize sazıyla ve de güzel sesiyle öyle içten bir “Hoşgeldiniz” dedi ki bu kadar olur :
Seyyahtan gelen mihmanlar
Fakurallar hoş geldiniz
Bize mihman olan canlar
Canlar bize hoş geldiniz
Mihmanlara canım kurban
Dillerde okuruz her an
Bu cemale oldum hayran
Mihman canlar hoş geldiniz
Mürşide yeter elimiz
Ol nazlı dosttan dokumuz
Kâbe’den gelir yolunuz
Mihman canlar hoş geldiniz
Demanım der yollar gözler
Meydanda bir olsun özler
Nasip verici ol sizler
Yeşil eller hoş geldiniz
Sonra da -söz verdiğimiz halde iki yıldır gelemediğimiz için- o kadar incesine taşladı ki bizi.
Tabii ki anlayana...
Ceylân gözlerine kurban olduğum
Tanrı selâmı almaz mısınız
Mevlâm sizi süs için mi yarattı
Siz gel demeyince gelmez misiniz
Gurbete gidenler azığını alır
Kimisi döner de kimisi kalır
Kimi tavaf için Kâbe’ye varır
Kâbe kapusundan bilmez misiniz
Sümmaniyem ben bu derdi niderim
Başım alır diyar diyar giderim
Sizi Atatürk’e dava ederim
Siz mahşer yerine gelmez misiniz
Yemek sonrası söz, sohbet sazla şiirle sürdü gitti.
Peşinden 83 yaşındaki ozan Hacı Kâzım Akay büyüğümüz “Bak Şu Yaşlının Haline” şiiri ile yaşlı kişileri öyle bir anlattı ki :
Bak şu yaşlının haline
Dizinde dermanı yok
Ahirete gidecek amma
Elinde fermanı yok
Üstünde ceketi var
Altında gömleği yok
Dört oğlu iki kızı var
Bakacak evlâdı yok
Saçı sakalı karışmış
Berbere parası yok
Üç yüz koyunu var ama
Gütmeye merası yok
Baba oğul arasında
Yirmi yaş var ya da yok
Gücendirme o babayı
Sana cennette yer yok
Ey oğul sen bak babana
Sözüm gitmesin yabana
Koyunu kurt kapar ise
Ücret vermezler çobana
Sen ne dersin Hacı Kâzım
Bu sözlere karnımız tok
Bakmadı isen atana
Sana da cennette yer yok
Sonrasında da yine kendisinin “Ulan Yalan Dünya” şiiri ile 83 yıllık deneyimlerini öyle bir dile getirdi ki :
Ulan yalan dünya senden usandım
Sen gencecik kaldın kocalttın beni
Sözüne inandım da sana bağlandım
Bir daha doğarsam bağlanır mıyım
Yüzlerce sene yaşarım sandım
Samimiyim dedin de sözüne kandım
Pusuya düşürdün de sana avlandım
Bir daha doğarsam avlanır mıyım
Cilvene inandım da sarıldım sana
Ne hünerin var ise oynadın bana
Yürek dayanır mı bu kadar cana
Bir daha doğarsam aldanır mıyım
Dedemi aldın ebemi de aldın
Annemi aldın babamı da aldın
Doymadın bir de hanımı aldın
Bir daha doğarsam güvenir miyim
Hacı Kâzım ne diye bağlandın böyle
Bu yalan dünyanın hüneri öyle
Çıkar yol var ise o yolu söyle
Bir daha doğarsam inanır mıyım
Sonrasında Eraslan kardeşimiz sazıyla, türküsüyle köyü Girlan’ı öyle bir anlattı ki :
Töresine hayran kaldım
Ne güzelmiş Girlan köyü
Kültüründen ibret aldım
Bir okulmuş Girlan köyü
Gardaş benim aklım durdu
İnsanlar hep gülüyordu
Bu köy bana çok şey verdi
Bir alemmiş Girlan köyü
Tarikatı, şeriatı
Yürür gider verdim notu
Karışıktır siyaseti
Bir politik Girlan köyü
Sahte yarım hacılar var
Cana yakın bacılar var
Görülmemiş öcüler var
Bir alemmiş Girlan köyü
Kocaslan’ın karakteri
Güldere’yi temsil eder
Yusuf Akay diye biri
Rakıyı hap diye yutar
Karaböcek sen bu işi
Çözemezsin böyle kalsın
İnsanları aydın kişi
Herkes ondan ibret alsın
Peşinden yine Hacı Kâzım Akay, “Bir Kefenle” şiiriyle yine yaşam felsefesini yansıttı :
Bir sualim var yazara
Bizi uğratmaya nazara
Ana rahminden geldik pazara
Bir kefenle döneceğiz mezara
Ahiret tarlasını ektik mi
Hayır fidanını diktik mi
Benlik kütüğünü yıktık mı
Parasız pulsuz döndük mezara
Bir yoksulu gözettik mi
Dik yokuşu düzelttik mi
Kış gününü yaz ettik mi
Yorgansız, çulsuz döndük mezara
İnsanlığı yaşadık mı
Yalan sözü boşadık mı
Ahiret yolunu döşedik mi
Çiçeksiz, gülsüz döndük mezara
Hacı Kâzım der yazarım
Kendimden şüphe sezerim
Divane gibi gezerim
Bir kefenle döndük mezara
Daha neler, neler...
Ne şiirler, ne türküler, ne içten sohbetler.
Ne hikâyeler, ne anılar.
Bitmesini hiç istemediğimiz sevgi dolu, şiir, müzik, dostluk ve keyif dolu Pazar günü geç saatlerde can dostlara, bu güzel insanlara, insan gibi insanlara “eyvallah” diyerek sonlandı.
Girlan Köyü fotoğrafları için :
http://picasaweb.google.com/tanyeri/Girlan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder