YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

14 Kasım 2024 Perşembe

ANKARADA SONBAHAR...

 

- 1-31 Ekim 2024, Ankara -

Fani ömür biter, bir uzun sonbahar olur.
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, tarumar olur.
Mevsim boyunca kendini hissettirir veda;
Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ.
Yazdan kalan ne varsa olurken haşır neşir.
Günler hazinleşir, geceler uhrevileşir,
Teşrinlerin bu hüznü geçer ta iliklere.
Anlar ki yolcu yol görünür selviliklere

                               Yahya Kemal Beyatlı

....................


Ankara'nın en çok.
İstanbul'a dönüşünü.
Severmiş Yahya Kemal...

Bence,
Ankara'nın en güzel yanı.
Sonbaharı...

Ankara'da kara iklimi vardır.
Kışları soğuktur.
Yazları da kuraktır.
Ve de oldukça sıcaktır...

İnse de ilk bahar.
Ankara'nın sisli yamaçlarına
.
Sonbahar yine de.
En güzel mevsimidir bence...

Ne soğuktur, ne de sıcak.
Yağmur yağar ağır aksak.
Bayılırım Ankara'da.
Sonbaharın sarısına.
Doyum olmaz gecelerinin de tadına...

Ankara'daydım Ekim ve Kasım'da.
Gezdim iki ay boyunca.
Ilık bir havada.
Pastırma yazı kıvamında.
Sarı ve turuncu ortamda...

Dağ ve tepelerinde.
Park ve bahçelerinde.
Dolaştım.
Sonbaharın keyfini yaşadım...

Şair Turgut Uyar.
"Eylül toparlanıp gider" der.
"Ekim filan da toparlanır".
Ve gider işte...

Ayni şair dizelerinde.
Soruyor serçeye:

Sonbahar gidiyor serçe
Yuvanı ne yapacaksın?
Ayva çiçek açmadan önce.
Meyvelerin içi geçecek
Rüzgâr başka çeşit esecek
Yağmurlarla ıslanacaksın.
Halbuki ne kadar sıcaksın...


Rüzgar farklı esiyor olsa da.
Islansanız da yağmurunda.
Bir başka güzel buralarda.
Sonbahar Ankara'da...

Nasıl güzel olmasın ki.
Cumhuriyetimiz de.
Kurulmuş burada.
29 Ekim'de Ankara'da...

Atamız da.
Anılıyor burada.
10 Kasımlarda.

.

10 Kasım 2024 Pazar

YMKL 60. YIL...

 

- 7-9 Kasım 2024, Yenimahalle-Ankara -

Ankara Yenimahalle'deki.
Mustafa Kemal Lise'mizi. (YMKL)
1964'te bitirmiştik.
18'imize gelmiştik.
Artık Üniversiteye gidecektik...

Yenimahalle bir memur yerleşkesiydi.
Yoklukta hemen herkes eşitti.
Sonsuzdu arkadaşların sevgisi.
Dostluğun yoktu vergisi...

Çoğumuz birbirini tanırdı.
Paylaşımlarımız ortaktı.
Vedalaştık, ayrıldık.
Bir kısmımız Üniversiteye başladık.
Bir bölümümüz de hemen işe atıldık...

Zamanla ayrı kaldık.
Yaşamın zorluklarına daldık.
Çoluk çocuğa kavuştuk.
Birbirimizi unuttuk...

Sonra, çıktı ortaya.
Sosyal medya.
Bir-iki öncü kişi.
Birleştirdi yavaş yavaş bizi...

15 yıldan bu yana.
Her sene iki defa.
Geliyoruz bir araya.
Önce Ankara'da Okulumuzda.
Sonra da başka bir zamanda.
Buluşuyoruz İstanbul'da...

10 yıl önce de gelmiştik bir araya.
Mezuniyetimizin 50. yılında.
Önce yine buluşmuştuk Okulumuzda.
Sonra da gitmiştik Beypazarı'na...

Bu kez yine buluştuk Okulda.
On yaş daha almış olsak da.
Saçlar bembeyaz olsa da.
80'li yaşlara gelmiş olsak da...

Okul Kütüphanesinde toplandık.
Öğretmenlerle bir arada olduk.
Sınıflara dağıldık.
Öğrencilerin sınıflarına girdik..
Onlara deneyimlerimizi aktardık...

Sonra, kuruluşu 1964 yılı.
Yenimahalle'nin tarihi restoranı.
Çalıkuşu buluşması.
Neşe içinde Palamut haşlaması...

Öğlen sonrası.
Haymana'ya doğru yola çıkılması.
Bonjur Otelde konaklanması.
Eski anıların hatırlanması.
Aramızdan ayrılanların anılması... 

Bu yaşta.
İsviçre'de kayak yapacak değiliz ya.
Yorulduk yıllar boyunca.
Dinleneceğiz biraz da Kaplıcada...


YMKL 60. yıl Toplantı Fotoğrafları:

.

2 Kasım 2024 Cumartesi

OTOMOBİL AMBLEMLERİ...


- Çeşitli Otomobil Amblemleri -


Küçük ölçekliler haricine
Hemen her kuruluş sahiptir bir Simge'ye.
Ya da bir Amblem'e.
Ve yanında bir de Logo'ya...

Amblem ve Logo farklı şeylerdir.
Amblem, özgün bir şekildir.
Logo ise özgün bir yazı biçimidir.
Örneğin THY'nın bir Amblemi vardır.
Bir de Turkish Airlines yazısına sahiptir...


Ülke ya da Dünya çapında.
Tanınmış kuruluşlar da.
Bilinirler çok kişinin bildiği Logolar'la.
Ve tanıdığı Simgeler ve Amblemlerle...



Bu uluslararası LogolarAmblemler.
Önemli sanatçılara çizdirilirler.
Oldukça büyük de paralar harcanır.
Ve büyük reklamlarla tanıtımları yapılır...

Zamanla bu Amblem ve Logolar.
Hemen her yerde karşımıza çıkar.
Bilinç altınıza yerleştirilirler.
Giderek bizlere ezberletilirler...

Burgerler, İçkiler, Beyaz Eşyalar
Kafeler, Çikolatalar, Kolalar.
Giysiler önemli Oteller ve markalar.
Hep şekilleriyle hatırlanırlar...

Bunlardan bir bölümü de.
Tanınmış olan dünya ölçüsünde.
Otomobiller ve Amblemleridir.
Ve çoğumuzca ezbere bilinir...

Bu Amblemler çok önemlidir.
Bizlerin akıllarına nakşedilmiştir.
Otomobil seçimlerimizde de.
Rolleri vardır önemli ölçüde...

Bu logolar, amblemler.
Kolay kolay değiştirilmezler.
Ancak zaman içerisinde.
Uğrayabilirler küçük değişimlere...

Son üç-beş yılda.
Bu otomobil markalarında.
Düzenlemelere gidildi.
Minimalist değişimler gerçekleştirildi...

Önceki eğilim üç boyutlu amblemlerdi.
Şimdi bu 3D amblemlerden vazgeçildi.
Şekil çok değişmese de daha basit, daha sade.
Geçildi iki boyut ve düz biçimli Amblemlere...

Yeni nesil elektrikli otomobillerle.
Karmaşık şekillerden stilize.
Basit ve tek düze amblemlerle.
Otomobiller hazırlanmakta geleceğe...

Amblemler yeni görünümleriyle.
Belki daha basit ve daha sade.
Ama daha güzel değiller bence.
Eskileriyle mukayese edildiğinde...



Otomobil Amblemlerindeki değişimler:

.

30 Ekim 2024 Çarşamba

CİN ALİ MÜZESİ...

 

- 27 Ekim 2024, Cin Ali Müzesi, Çankaya-Ankara -

68 Kuşağından olanlar pek bilmezler Cin Ali'yi. 

Bizler siyah önlük, beyaz yaka giymiş. 
Tam gün İlkokula gitmiş. 
Kırık, dökük sıralarda oturmuş. 
Yerli Mallar haftalarıyla büyümüş. 
Dik ve eğri çizgiler çizerek kalem tutmuş. 
Alfabede, A  At, B Bebek, J Jandarma ile okumaya başlamış. 
Karga karga gak dedi şiirini ezberlemiş.
Fasulye ve çöplerle saymayı öğrenmiş.
Toplamayı parmaklarımızla yapmış. 
Kargacık burgacık yazılar yazmış, 
Kayıp bir neslin çocuklarıyızdır...

1968'lerde okula başlayan tüm çocukların arkadaşıdır Cin Ali
Cin Ali'nin yaratıcıları Rasim ve Remziye Kaygusuz'dur. 
İkisi de Öğretmendir. 
İkisi de Köy Enstitülerinde yetişmiştir. 
Baba Rasim Kaygusuz 1926, Ayaş doğumludur. 
Çifteler Köy Enstitüsünde okumuştur. 
18 yaşında Dülgerlik (marangoz) sanatını da öğrenerek okuldan mezun olmuştur. 
Ramiz öğretmen çok beceriklidir. 
Köyünde çok başarılı işler gerçekleştirmiştir. 
Kendisini geliştirmek ister. 
Gazi Eğitim Enstitüsüne devam eder. 
1960 yılında Pedagoji bölümünden mezun olur. 

Cin Ali'nin annesi Remziye hanım ise 1927'de Rize'nin Fındıklı ilçesinin Hara köyünde doğmuştur. Okumayı çok istemektedir. Zorluklarla Beşikdüzü Köy Enstitüsüne kayıt yaptırır. 13-14 yaşında okulunu bitirir, tahta bavulu ile Okuldan ayrılır Hasanoğlan Köy Enstitüsüne kaydını yaptırır. Müziğe ilgisi çoktur. Keman çalmaktadır. Dikiş, nakış, terzilik, çocuk bakımı, ev idaresi öğrenmiştir. Son sene Okulu kapatılır, bir yıl sonra Ankara Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulundan diploma alır. 1950 yılında Ankara'nın Zirkayı köyüne atanır. Burada Rasim öğretmen ile Köy İlkokulunu yapımında çalışırlar. 1952'de de evlenirler. İki kızları olur. Uzun yıllar İlkokullarda çalışırlar. Rasim öğretmen hep birinci sınıfların öğretmenidir. Remziye öğretmen, Ankara Körler okulunda öğretmenidir.

Rasim öğretmen yaptığı ilk sınıf öğretmenliğinde tecrübelidir. Kendisi yaratıcıdır. Eğitim ve öğretimde yeni bir şeyler yaratmak istemektedir. Birinci sınıflar için Cin Ali kitabını  tasarlar. Yeni bir karakter yaratmıştır. Basit çizgilerle Cin Ali yaratılmıştır. Rasim ve Remziye öğretmenler Cin Ali'nin anne ve babalarıdır. İki kızları Selma ve Suna da kitaplarda Cin Ali'nin kız kardeşleridir. Tek heceli ve basit kelimelerle 10 tane ayrı kitap tasarlar. İlkokullarda bu eğitimin önü açılır. 1968'den sonra tüm okullarda bu kitaplarla eğitime başlanır. İlerleyen yıllarda Rasim öğretmen Çözümlü Alfabe, Oyunla Okuma Öğretimi, Resimli ve Hareketli Fişler, Çarpma ve Sayma Öğretimi gibi yeni yöntemleri de geliştirir. 47 yıl aralıksız İlkokullarda bu yöntemler uygulanır. 2005 yılında da yeni bir Eğitim sistemi uygulanmaya başlanır. Rasim öğretmen 1988'de, Remziye öğretmen ise 2017 senesinde aramızdan ayrılırlar. İki kızlarını iyi yetiştirmişlerdir. Nevin, Mimar olmuştur, ablası Nesrin ise Çocuk Doktorudur. El ele verirler. 2016 yılında Cin Ali Vakfı'nı oluştururlar. Bu Vakıf da 2019 yılında Cin Ali Müzesini yaşama geçirir. Cin Ali, Suna ve Selma karakter kardeşleri ile birlikte, eski anıları bu Müze'de canlandıracaktır.

Bülten sokaktaki bu Müze
Rehberler eşliğinde.
Keyifle gezilmekte...

Cumhuriyet'in bir bölümünde.
İlkokul eğitimine.
Getirilen yeni yöntemlerle.
Her şey güzel bir biçimde sergilenmekte...
 
Özellikle bu yöntemlerle.
Okumayı yazmayı öğrenenler ve
Cin Ali'yi ve sergilenenleri bu Müze'de.
Beğeniyle ve özlemle izlemekte...

Rasim ve Remziye öğretmenlerini de
Sevgiyle ve minnetle yad etmekte...


Cin Ali Müzesi Fotoğraflarım:

.

24 Ekim 2024 Perşembe

BESTEKAR SOKAĞI...

 

- 22 Ekim 2024, Çankaya-Ankara -

"Bestekar Sokağı".
Buranın eski adı.
"Bestekar Caddesi".
İse yeni ismi...

Tunalı Hilmi Caddesi'nde başlıyor.
Güfte Caddesi'nde bitiyor.
Tunalı Hilmi Caddesi doğusunda.
Tunus Caddesi hemen batısında...

Remzi Oğuz Arık Mahallesinde.
Tunalı Hilmi Caddesinden.
Güfte Caddesi'ndeki bitimine.
Uzunluğu  yaklaşık 900 metre...

1950 öncesiydi.
Ankara henüz gelişmekteydi.
UlusYenişehir, Kızılay gelişmişti.
Kavaklıdere, daha bağlık-bahçelikti...

Caddeler açılıyordu.
Sokaklar yapılandırıyordu.
Evler, binalar inşa ediliyordu.
Yeni yerleşimler ortaya çıkıyordu...

Bunlardan birisi upuzun bir sokaktı.
Düzgün evler yapılmıştı.
Belki bir-iki Bakkalı vardı.
Sessiz, sakin bir sokaktı.
Sokağın sakinleri saygın insanlardı...

1950'li yıllardı.
Burada bir kadın Piyanist yaşadı.
Besteciydi, adı Nazife Güran'dı.
1921 doğumlu bir Cumhuriyet kadınıydı.

Cemal Reşit Rey'den dersler almıştı.
Berlin Müzik Akademisi'nde okumuştu.
Prof. Rudolph Schmidt ve
Prof. Paul Höffer Hocalarıydı...

İlk Konserini.
Berlin Radyosunda vermişti.
Besteleri Prag'da plak yapılmıştı.
Toplamda 1000 kadar eseri vardı...

1952'de Dr. Yılmaz Güran ile evlendi.
1953'de oğlu Ali Nusret dünyaya geldi.
Uzun süre bu sokakta yaşadı.
Bu sokakta besteler yaptı.
Burası Bestekar Sokak olarak anıldı...

Bestekar Caddesi zamanımızda.
Kesişip, son bulmakta Güfte sokakla.
Bestekar Caddesi önemli Ankara'da.
Özellikle Ankara'nın gece yaşamında...

Social Houselar, Night Kulüpler.
Tattoocular, Piercingciler.
Kuaförler, Manikür ve Pedikürcüler.
Mezeciler, Köfteciler, Burgerciler.
Oteller, Meyhaneler, İşkembeciler...

The Publar, Wafflecılar, Bistrolar.
Restoranlar, Balıkçılar, Kebapçılar.
Kafeler, Barlar, Şarap evleri, Pilavcılar.
Artık hepsi bu Bestekar Sokaktalar...


Yeni ve eski Bestekar Sokak Fotoğrafları:

Nazife Güran Kimdir (NTV Radyo'dan):

.

20 Ekim 2024 Pazar

ARTNOVA SANAT FUARI...

 

-18 Ekim 2024, Congresium-Ticaret Odası, Ankara -


ARTNOVA adı.
Bir Sanat Fuarı.
Düzenleniyor 4. kez Ankara'da.
Ticaret Odası Salonlarında...

Giriş katında.
Çok geniş bir alanda.
Bölmelerle ayrılmış bir sahada.
Yer ayrılmış çeşitli sanatçılara...

İç Mimari, Resim, Heykel, Grafik.
Dekoratif Sanatlar, Seramik.
El Sanatları ve Mimarlık.
Sanat ve Sanatçılarına açık...

Yaklaşık 900 sanatçı katılıyor.
Onların yapıtları sergileniyor.
Müzik dinletileri yapılıyor.
Tam 22 söyleşiye yer veriliyor...

Geniş ve düzgün bir alanda.
Renkli Sanat eserleri arasında.
Keyifle ve takdirle.
Dolaşılmakta büyük bir beğeniyle...

Bu Sanat Fuarı.
"Yeni Sanat Akımı".
Önderliğinde, Sanatçı ile.
Sanatseverleri yoğun biçimde.
Bir araya getirmekte...

Ne yazık ki.
Bu güzel sanat eserleri.
Dört gün süreyle görülmekte.
Sonra da maalesef bitmekte...
 

ArtNova Sanat Fuarı Fotoğraflarım:

.

16 Ekim 2024 Çarşamba

SARAÇOĞLU MAHALLESİ...

 

- 8 Ekim 2024, Kızılay-Ankara -

Şükrü Saraçoğlu.
1866, Ödemiş doğumlu.
Mekteb-i Mülkiye'de okudu.
İsviçre'de dört yıl bulundu.
Siyasi İlimler Akademisini bitirdi...

1919'da yurda döndü.
Milli Mücadele'ye katıldı.
Kuva-yı Milliye'de çalıştı.
İzmir İktisat Kongresinde bulundu.
Ödemiş Belediye Başkanlığı yaptı.
1923'te TBMM İzmir Mebusuydu...

Maarif, MaliyeAdalet.
Ve Dışişleri Bakanlıkları yaptı.
1942-46 arasında Başbakan'dı.
1948-50 arası TBMM Başkanıydı...

Cumhuriyet ilan edilmişti.
Ankara Başkent olmuştu.
Aradan 20 yıl geçmişti.
Ankara, oldukça gelişmişti...

Bakanlıklar, Resmi kurumlar.
Hastaneler, yeni yeni Okullar.
Ortaya çıkmıştı.
Memur sayısı oldukça artmıştı.
Memurların mesken sorunu vardı...

1940'larda Saraçoğlu Başbakandı.
Soruna çare aradı.
Yeni bir mahalle yaratılacaktı.
Kızılay'da bir arazi bulundu.
Mimar Paul Bonartz planladı...

1944 yılıydı.
Memurin Meskenlerinin temeli atıldı.
Proje iki yılda tamamlandı.
1946'da Saraçoğlu tarafından açıldı...

120 dönüm alana kurulmuştu.
Memurların konut sorunu sonlanmıştı.
75 bina planlanmıştı.
435 tane de Lojman yapılmıştı...

Bu bir ilk Toplu Konut projesiydi.
Park ve Sosyal alanları vardı.
Bir Okul da yapılmıştı.
Bir de Halk Kütüphanesi hazırdı...

Saraçoğlu Mahallesi.
Ankara'nın merkezindeydi.
Kızılay'daydı.
70 yılı aşkın kullanıldı...

Sonra boşaltıldı.
Çevre Şehircilik Bakanlığı.
Emlak Konut ve TOKİ.
Tarafından yeniden düzenlendi...

119 yeni konut yapıldı.
Konut tipleri, 1+1 den.
6+1'e kadar değişmekteydi.
104 dükkan, 164 Ofis yeri.
268 ticari ünite yeri bitirildi. 
Beş yıldızlı bir Otel planlandı...

Şimdi Saraçoğlu Mahallesi.
50 yaşın üstünde 210 tescilli ağacı.
Yolları, Parkları, Göleti, Meydanı.
Yürüyüş Parkuru, Restoranları.
Ve 48 dönüm yeşil alanı.
İle farklı bir biçimde yeniden açıldı...

Yeni bir düzenleme yapılmıştı.
Ama, eskinin havası var mıydı...


Saraçoğlu Mahallesi Fotoğraflarım:

.