YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

15 Ocak 2025 Çarşamba

PAPAZIN BAĞI...


- 25 Ekim 2024,  Çankaya-Ankara -

Angara'nın bağları
Büklüm büklüm yolları
Ne zaman zarhoş oldun da
Galdıramıyo'n golları...
....................

Cumhuriyet öncesi.
Ankara'nın çevresi.
Dağlıktı, tepelikti.
Bağlıktı, bahçelikti...

Bağlar vardı Cumhuriyet öncesinde.
Ankara'nın çeşitli yerlerinde.
Seyran Bağları'nda, Dikmen'de.
Keçiören'de ve Kavaklıdere'de...

Bir bahçelik alan da.
Bulunmaktaydı Çankaya'da.
Bir Kilise vardı yakınında.
Bir de Papaz yaşardı bağ yakınında.
Çıkmıştı buraların adı Papazın Bağı'na... 

14 dönümlük büyük bir araziydi.
Gözden ve gönülden uzak bir yerdi.
Kişiler uyarırdı birbirini.
Gitmeyin derlerdi oralara.
Papazın Bağı sanılan alana...

Aslında burası bir Ermeni ailenin yeriydi.
1915'ten sonra burası terkedilmişti.
Alanın Topal Osman'a tahsis edildiği.
Rivayetleri de söylenirdi...

2 Nisan 1923 Topal Osman öldürülmüştü.
Ayni yıl Cumhuriyet ilan edilmişti.
Cumhuriyetin ilk ikizleri dünyaya gelmişti.
Arazi, Necati ve Hayati Kuloğlu isimli.
Bebeklere armağan edilmişti...

Bir rivayete göre de.
Kuloğlu ailesinin 1936 senesinde.
Bu araziyi Cumhuriyet döneminde.
Açık arttırma ile aldığı söylenmekte...

Her ne olursa olsun.
Papazın Bağı diye bilinen.
Yerin sahibi  Ahmet Kuloğlu'na aitti.
Ve orada eşi. 
Şaziye hanımla yaşamını sürdürmekteydi...

1963 senesiydi Ahmet Kuloğlu'nun eşi.
Şaziye hanım bahçede çamaşır yıkıyordu.
ODTÜ'lü bir öğrenci buraya geldi.
Bağ evini görmek istedi.
Şaziye hanım evi ve bahçeyi gezdirdi.
Bir de dürüm ve çay ikram etti.
Öğrenci para vermek istedi.
Şaziye hanım reddetti, almak istemedi.
Öğrenci tamam dedi, bir şart söyledi.
Haftaya arkadaşları ile gelecekti.
Ama o zaman paralar verilecekti...

Ertesi hafta ODTÜ öğrencileri geldiler.
Çaylarını içtiler, dürümlerini yediler.
Oradan hiç ayrılmak istemediler.
Bu kez paralarını verdiler
Hafta sonlarında tekrar geldiler...

Gençler arasında bahçenin ünü yayıldı.
Bir anda gençlerin gözdesi oldu.
Semaverler alındı, masalar konuldu.
Papazın Bağı tabelası takıldı.
Bir de küçük fıskiyeli havuz yapıldı...

Uzun  yıllar boyu.
Ankara'nın gözde yerlerinden oldu.
Papazın Bağı'nın ünü arttı.
Müşteriler akın etmeye başladı...

Özellikle 1970-80 seneleriydi.
Birçok gencin buluşma yeriydi.
Sonra Ankara buraya doğru gelişti.
Aileye büyük paralar teklif edildi.
Aba altından sopa bile gösterildi.
Aile direndi, betona teslim etmedi.
1994 senesine gelindi.
Sit alanı olarak tescil ettirildi...

İki yamaç arasında.
Tam 14 dönümlük koca bir arsa.
Şimdilerde her iki yanında.
Kocaman yüksek binalar arasında.
Sanki apartmanlar arası bir vaha...

Yemyeşil, sık ağaçlı geniş bir arazi.
Her tarafı tellerle çevrili.
Oturup bir çay bile içemiyorsunuz.
Bırakın çay içmeyi, dürüm yemeyi. 
Ağaçlık alana bile giremiyorsunuz... 

Çevresinde surlar gibi birçok apartman.
Ortada cennet gibi, kocaman bir orman.
İçine girilemeyen kimsesiz bir alan...


Papazın bağı eski ve yeni Fotoğrafları:

.

9 yorum:

  1. Çokgüzel ,ilk defa duydum,ne mutlu ki,emeğinize sağlık Yücel bey gökdelenlerden nasip almamış.inş eski güzel günlerine döner

    YanıtlaSil
  2. Mustafa Kahramanyol16 Ocak 2025 10:02

    Geçmiş zaman olur ki hâtırası cihan değer!... Sen çok yaşa kardeşim. Orada çay içmişliğimiz vardır... Selâm ve muhabbetle. Mustafa Kahramanyol

    YanıtlaSil
  3. Eski Engürü'da Türkler ve Yahudiler Kale civarinda, Ermeniler Etlik'te ve Kiçıören'de, Rumlar da Çankaya'da otururmuş. 1970'lerde bile Etlik'ta oturan Ermeniler'i tanımıştım. Kiçi Ören'de de (Küçük harabe)bir Roma harabesi varmış. Selâm olsun. Mustafa Kahramanyol

    YanıtlaSil
  4. 1976'da Askeri Sıhhiye Okulunun geçici olarak Samsun yerine Mamak'da hizmet verdiği dönemde yedeksubay adayı olarak Ankara'daydım. Ve Güzel İzmir'imden uzun süreli ilk ayrılışım ve denizi olmayan bir kente ilk gelişim. Yemin töreninden sonra hafta sonlarından birinde Papazın Bağına kız arkadaşımla gittiğimi anımsadım şimdi; yüzümde hafif bir nostsaljik mahcubiyetle. Sanki yüzlerce yıl geçmişcesine, kentlerimiz hızla şekil değiştirerek anılarımızın üstünü de betonla kaplamakta. O nedenle hep, ânı her haliyle ve hakettiği şekilde yaşamanın önemine inanırım.
    Yücel Hocam, anılarımızın üstündeki tozları zarif yönteminizle kaldırdığınız için teşekkür ediyorum. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Yüreğine sağlık değerli hocam.

    YanıtlaSil
  6. Yücel Hocam,
    Ankara'da lisede iken bazı hafta sonları severek gittiğimiz bir mekandı. Eski güzel hatıralarımızı canlandırdınız, emeğinize sağlık, çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  7. Dr.Erdoğan İnal Sevgili Yücel Umarım iyisindir,ameliyatının çok iyi olduğunu söylemiştin,çok çok geçmiş olsun bir süredir seyahatte idim.Papazın bağı ilk gençlik yıllarımda çok anıları olan bir yerdi,geçmişi yaşadım,selam ve sevgiler...

    YanıtlaSil
  8. Tanyeri hocanın gözlüğünden.Su gibiydi.......

    YanıtlaSil
  9. Yücel hocam öncelikle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. 2013 yılından beri üzerinde çalıştığım "Ankara'nın Bağ Evi Kültürü" ile ilgili olarak geçen sonbaharda Papazın Bağı'nın şimdiki durumunu görmek üzere gittiğimde aynı manzara ile karşılaştım. Kapalıydı, içeri giremedim. İçerde gördüğüm kişi, tadilatta olduğu için geçici olarak kapalı dedi. Ancak ben ikna olmadım. Çünkü gördüğüm kadarıyla, o güzelim tesis kaderine terkedilmiş gibiydi. Tabii ki üzüldüm. Girişinden birkaç resim çekip ayrıldım. Başta Ankara olmak üzere, hemen her kentimizde ne yazık ki geçmişin kültürel mirasını yok etmek için yarışıyoruz. Emeğinize sağlık. Selam ve sevgilerimle.

    YanıtlaSil