YÜCEL TANYERİ

Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...


Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...

9 Aralık 2024 Pazartesi

NAZMİ HOŞAL BESTESİ...

 

- 8 Aralık 2024, Başkent Üniversitesi-Ankara -

Sevgili Türev Berki ile.
Sekiz yıl önce.
Başkent Üniversitesi'nde.
Bir sunum yapmıştık birlikte.
Beethoven'in sağırlığı üzerine:

Prof. Dr. Türev Berki.
Halen Başkent Üniversitesi.
Devlet Konservatuarı.
Müzik Bölümü Öğretim Üyesi... 

Sevgili Türev Berki.
Nazmi Hoşal rahmetli.
Hocamızın akrabası.
Ve onun hayranı...

Nazmi Hocamızın 94. Doğum gününe.
Hazırladığı bir bestesiyle.
Renk kattı tüm güzelliğiyle.
8 Aralık 2024 tarihinde.
Başkent Üniversitesi'nde...

Bestenin ilk dinletisiydi.
Bestenin seçimi özenliydi.
Açıklamaları bilgilendirici.
İcrası da pek güzeldi...

Sevgili Türev Berki'nin önce açıklamalarını okuyalım, sonra da Nazmi Hoşal Bestesini dinleyelim:


"Bu eser, Nazmi Hoca'yı anlatsın ve öyle bir eser olsun ki çizgisi bana ait olmasın ama Türkiye'nin ilk klasik eserinden bir ezgi olsun. Bilindiği gibi Hocamızın Tıp alanında birçok ilke imza atmış olduğu hep konuşulur ve anımsanır.

Seçtiğim eser Donizetti'nin Mecidiye Marşı oldu. Bu eser Türk topraklarında bestelenmiş ilk çok sesli batı müziği eserlerinin en tanınanı ve Türkiye'ye batı müziğinin veya çok sesli müziğin girdiği ilk melodilerden birini almayı düşündüm. 

Neden marş diye sorulacak olursa da, meslekte büyük başarılar disiplinden ve marş ritminden yürür ve ilerlemekten geçer. Yaşamınızda ne olursa olsun, çalışmak ve hedeflerden kopmadan ilerlersiniz. Bu, biraz askeri bir düzen ve disiplin gibi. O disiplini sağlamak Nazmi beyin hayatında bunun örneklerinin çok olduğunu düşünüyorum. Prensipli ve ilkeli olmak da aslında bu Marşın bir parçaları. Yani dünya yıkılsa bile siz yolunuza devam ediyorsunuz.

Bestemde zorluk derecesinin yüksek olmasına özen gösterdim. Çünkü, Nazmi Hoca çok zor işlere, çok zor ameliyatlara cesaretle giren birisi. 

Nazmi Hocayı Tıp dünyasında bu kadar özel kılan nedir diye düşündüm. Aslında o bir Virtüöz. Virtüözün iki anlamı var. İlki, bir çalgı aletini ustalıkla çalan kişi... İkinci anlamı ise herhangi bir mesleği büyük bir hüner veya ustalıkla icra eden kişi... Dolayısıyla bir cerrah da, hukukçu da, mühendis de mesleğinde bir Virtüöz olabilir. Yani bu eser bir virtüözü de simgelemeli ve içinde önemli zorluklar ve ustalıkları barındırıyor olmalıydı.

Bu eserde aslında A-B-A gibi üç formattan oluşuyor. Baştaki girişte bir ezgi var. Çok ihtişamlı ve marş gibi. Hocanın özgüvenini, cesaretini ve şaşmaz doğrularını içeriyor. Hiçbir etki altında kalmadan ezgi böyle ilerliyor ve bu "A" bölümü sonradan eser biterken de tekrar kullanılıyor.

Bir de "B" bölümü var ki o bölüm çok daha duygusal ve çok daha naif. Nazmi Hocadan bahsederken "öyle bir bağırırdı ki koridorlar çınlardı" gibi ifadeler var. Ama başka bir Nazmi Hoca daha var. Çok sevdiklerinin yanında, ailesiyle birlikte şefkatli, müşfik ve yumuşak davranışlarıyla bunu anımsatan bir bir de orta bölüm var. 

Eser, öyle bir başlıyor ki Nazmi Hoşal bütün ihtişamıyla ameliyathaneye giriyor diye düşünebilirsiniz. İşte o bölüm bir marş. Ama "B" bölümü daha yumuşak ve duygulu. Sonra tekrar "A" bölümüne geçiliyor. Kuvvetli, coşku dolu melodisine..." 

YouTube'da Nazmi Hoşal Bestesi:

.