İzmir'e gelenler.
Kordon'da gezerler.
Çeşme'ye, Urla'ya giderler.
Alaçatı'ya, Foça'ya da giderler.
Ama Birgi'yi görmeden İzmir'den ayrılırlar...
Daha fazlası kesinlikle vardır.
Ama Birgi'nin hiç eksiği yoktur.
Ne Karabük'ün Safranbolu'sundan.
Ne de Bursa'nın Cumalıkızık'ından...
Gözden ırak olan.
Gönülden de uzak olur demişler.
Doğru da söylemişler.
Tam da Birgi'yi tarif etmişler...
Birgi, İzmir'e 150 km uzakta.
Yolu otoban değil daha.
Gidip gelmesi biraz müşkül olsa da.
Görülmesi gerekli bir yer aslında...
Geçmişi başlıyor MÖ 7. yüzyılda.
Lidyalılar'la.
Ardından Frig, Pers, Roma ve Bizans'la.
Ve Başkentlik yapıyor Aydınoğulları'na...
Ardından devam ediyor Osmanlılar'la.
Ve Türkiye ile Kurtuluş Savaşından sonra.
Adı Pyrgion Roma döneminde.
Değişerek Birgi oluyor günümüzde...
Birgi, Ödemiş ilçesine bağlı.
3000 nüfuslu.
Sarıyar deresinin iki yamacında kurulu.
Bir köy, şirin-sevimli ve mutlu...
Çınar ve ceviz ağaçları arasında.
Taş kaplı güzel bir yolla.
Ve güzel evler arasında.
Giriş yapıyorsunuz buraya...
Tertemiz, bakımlı kiremitli evler.
Hiç değişmemiş günlük yaşamında köylüler.
Sebiller, çeşmeler, camiler.
Dinlenebileceğiniz güzel kahveler...
1763 yapımı, üç katlı.
İşlemeli tavanı ve odaları.
İle bir mimarlık harikası.
Muhteşem Çakırağa Konağı...
700 yıldan eski.
Beylikler dönemi.
Ve turkuaz çini minareli.
Mehmet Bey Camii...
Çok güzel restore edilmiş.
Bembeyaz köy evleri.
Henüz onarım görmemiş.
Yaşanan köy haneleri...
Güzel, cana yakın insanlarıyla.
Tarihi mekânlarıyla.
Eski köy yapısıyla.
Birgi, görülesi bir yer aslında...
Birgi fotoğraflarım:
.