30 Eylül 2016 Cuma

ERDEBİL...


Kapudan çıkınca köşe gözetme
İçin karartıp da dışın düzetme
Şah Hatâyî ötesini uzatma
Mü’min isen bir ikrârda dura sen
  
                              Hatayî  (Şah İsmail)
………………….

12 Eylül 2016 Pazartesi, Erdebil

Sabah erkenden Tebriz’den yola koyuluyoruz.
Dağlık, tepelik kıraç ovalardan geçiyoruz.
Orta Anadolu’ya benzer coğrafyada yol alıyoruz.
200 km sonra Erdebil’e ulaşıyoruz…

Bu bölge İran’ın 31 eyaletinden birisi.
Güney Azerbaycan Eyaleti.
Eyalet nüfusu yaklaşık 1.5 milyon kişi.
Ve de nüfusunun % 98’i Azerî

Erdebil sahip 5000 yıla yakın bir geçmişe.
MÖ 600’lerde Pers İmparatorluğu döneminde.
Dünyanın ilk, "tek Tanrılı" dini.
Zerdüştlük doğdu bu bölgede…

İslam’dan sonra buraya geldi Abbasiler.
Onlar Erdebil’i Başkent ilan ettiler.
Sonrasında Şah İsmail çıktı sahneye.
Safevi Devleti ile 1501 senesinde…

Şah İsmail’in büyük dedesi.
Şeyh Safiyüddin İshak Erdebilî.
Safevi Devleti’ne ismini veren kişi.
Ve İran’da Şii’liğin lideri…

Bugünkü Erdebil ilgilendiriyor tüm Safevileri.
Çünkü, başta Şeyh Safiyüddin, Şah İsmail.
Ve tüm Safevi hanedanlarının türbesi.
Süslüyor Erdebil’i…

Şeyh Safiyüddin’in Türbesi’ni geziyoruz.
Şah İsmail’in kabrini görüyoruz.
Firuze çinilerin güzelliğini keyifle izliyoruz.
Yapının ihtişamına hayran kalıyoruz…

Sonra tekrar otobüsümüze biniyoruz.
Heyran dağlarını tırmanıyoruz.
Ormanda sis ve yağmura giriyoruz.
Sanki Doğu Karadeniz’den geçiyoruz…

Heyran karayolundan iniyoruz.
Azerbaycan sınırında paralel ilerliyoruz.
Çay, fındık ve zeytin bahçeleri görüyoruz.
Astara’da Hazar Denizi’ne kavuşuyoruz...

Burada “Bahri Hazer” şiiri ile.
Nazım Hikmet’e.
Selam veriyoruz.
Onu özlemle anıyoruz:

Ufuklardan ufuklara
Ordu ordu köpüklü mor dalgalar koşuyordu
Hazer rüzgârların dilini konuşuyor balam
Konuşup coşuyordu…

Bu akşam Hazar Denizi kıyısındayız.
Ufuklardan ufuklara koşan.
Rüzgârların dilini konuşan
Köpüklü, mor dalgalarla yan yanayız…


Hatayî’den (Şah İsmail) "Özün eğri ise..." :  https://www.youtube.com/watch?v=5txGlhQLhyU
.